Güncelleme Tarihi:
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Dolu dolu bir haftayı geride bırakan etkinliğimizin önümüzdeki yıllarda daha da zenginleşeceğine inanıyorum. Hedeflere ulaşmak için kamunun destekleri yanı sıra girişim sermayesi fonunu da hayata geçirmeliyiz. Basiretli iş adamlarımızı tecrübelerini genç iş adamlarına ve girişimcilere aktararak destek vermelidir. Büyük şirketlerin kurduğu girişim sermayesi fonları dünya genelinde 13 milyar doların üzerinde. Ülkemizdeki büyük şirketler girişimcilere yatırım yapmalı.
Tüm algı operasyonlarına rağmen Türkiye sahip olduğu büyük potansiyeller yolunda sahip olduklarını güçlendirerek yoluna devam ediyor. Yurt dışına da üretim yapan bunun için yerli tedarik ağını kullanan yatırımcı sayısının artması ortada koyuyor ki: Ülkemizde ortaklık kurabilecekleri, ARGE kapasitelerinden yararlanacakları çok sayıda ortak bulabilecektir.
'ATATÜRK'E HAKARET ETTİLER'
Şimdi sizlere bu konuda tarihten bazı örnekler vereceğim.
16 Eylül 1922 tarihli bir ABD gazetesinde, İstanbul, Muhammedi inanışın merkezi, Atatürk de İslam'ın yeni lideri olarak anılıyor. İlginç değil mi? Bir yere daha geliyorum, 10 Ekim 1922 tarihli gazete, Mustafa Kemal'i korkunç Türklerin, en korkuncu olarak nitelendiriyor. Bu haberlerin bugünkülerden farkı var mı? Dün böyle yaptılar, bugünde aynısını yapıyorlar. Değişen bir şey yok.
Küresel ekonomide rakiplerimiz ve dostlarımız elbette olacak. Algı operasyonuyla çelme takmak isteyenler ise bunun altında kalacaktır.
Önemli olan ihtiyaçları tespit etmek ve buna uygun pratik çözümler üretmektir. Bizim insanımızın ürettiği bazı çözümlerin ticaret alanına taşınmaması akıl alır gibi değil.
Bizim yerimiz gelişmekte olan değil, gelişmiş ülkeler sınıfıdır. Türkiye bölgesinde bir istikrar ve umut sembolü olarak yükseliyor.
'GÜMÜLCİNELİ SOYDAŞLARIMIZIN GÖZYAŞLARINI BİZZAT YERİNDE TESPİT ETTİM'
Dilimize yenilikçilik olarak çevrilen inovasyon ile girişimcilik esasen bizim milletimizin fıtratına çok uygundur. Türkiye adeta dünyanın kalbi olan bir coğrafyada. Sadece kendi insanımız değil dünyadaki milyonlarca mazlum gözlerini ülkemize kilitlemiş durumda. Gümülcine'de soydaşlarımızın gözyaşlarını bizzat yerinde tespit ettim. Umut Türkiye. Her zaman ifade ettiğim gibi Türkiye'nin sendelemesi demek kardeşlerimizin de sendelemesi demek. Düşünün 65 yıl önce Celal Bayar oraya gitmiş oraya bir okul yapmışlar Celal Bayar isminde. Sonra ismine bile katlanamamışlar ve ismini kazımışlar. Yunan yönetimine söyledim, restorasyonsa restorasyon. Çünkü biz şuna inandık; Düşüncesine güvenen düşünce özgürlüğünden, inancına güvenen inanç özgürlüğünden korkmaz.
HARİTALI TEPKİ
(İsrail’in 1947’den günümüze genişleyen topraklarını gösteren haritalar ekrana yansıtıldı) Bakın İsrail Filistin’i nereye sıkıştırdı. İsrail bir işgal devletidir. Şuanda polisiyle, bütün oradaki gençleri, çocukları adeta terör estirerek vuruyorlar. F-16’larıyla Gazze’ye saldırıyorlar. Niye ? ‘Ben güçlüyüm’. Şunu açık net söylüyorum. Güçlü olmak, haklı olmak anlamına gelmez. Haklı olan güçlüdür. Bunu böyle bilelim.