Güncelleme Tarihi:
İSLAM DÜNYASI MAHZUN
“Öncelikle Kurban Bayramı’nın, İslam dünyası ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını, birliğe, beraberliğe, dayanışmaya vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Tabii ki bu bayrama ne yazık ki İslam dünyası çok mahzun giriyor. Bir tarafta Suriye’de, Irak’taki çatışmalar, diğer tarafta Arakan’daki çatışmalar. Ülkemizde malum terörle vermekte olduğumuz mücadele, bunların hepsi ister istemez bayramı bayram gibi karşılamamızı engelleyen gelişmeler olmuştur. Öyle veya böyle tabii ki bizler bu mücadelemizi ülkemizin içerisinde ve sınırlarımızdaki herhangi bir tehdide karşı kararlılıkla sürdüreceğiz.
‘İNSANLIK ARAKAN’A DUYARSIZ’
Arakan olayı özellikle farklı bir felaket içeriyor. Şu anda 20 bine varan bu mağdur, mazlum insanların Bangladeş’e geçiyor olması, hakikaten topraklarından, adeta evlerini terk ederek, köyler yakılarak terk ediyor olması ve yüzlerce Müslümanın öldürülmesi, bunlar tüm insanlığın gözleri önünde oluyor. Ama ne yazık ki insanlık bunlara duyarsız. Bu arada ben şu anda İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak gerekli görüşmelerimizi İslam ülkeleri liderleriyle ve bunun dışında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres ile bir görüşme yaptım ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Konseyi noktasında da çalışmalarımızı arkadaşlarımız sürdürüyorlar. Bizler de bunu devam ettireceğiz ve tekrar milletimizin birliği ve beraberliği temennisiyle ben ilk mesajımızı noktalıyorum.
Erdoğan, torunu Ahmet Akif Albayrak’a dondurma aldı.
‘İYİ GELİŞMELER DEĞİL’
(ABD’de Erdoğan’ın korumaları hakkında iddianame hazırlanması) Bununla ilgili söylenecek tek şey, zaten Dışişleri Bakanımız biliyorsunuz Amerika Büyükelçisi’ni Dışişleri’ne çağırdı, gerekli uyarıları kendilerine yaptılar. Bu, başlı başına bir skandaldır. Yani Amerika’da adaletin nasıl çalıştığının çok açık net bir skandal ifadesidir. ABD’nin güvenlik ekipleri, bizleri koruma sorumluluğunu yerine getirmiyorsa, orada bize karşı saldırıda bulunan bölücü terör örgütü PKK’nın mensuplarına karşı benim koruma görevlilerim görevini yapmayacak mı? Onlar da tabii ki bu saldırılar karşısında görevlerini ifa ettiler. Oradaki savcılık makamı ki Obama döneminden kalma bir savcıdır, şu anda böyle bir iddia hazırlamış olması, vesairesi bunların hiçbirisi bizi bağlamaz. Bizim bundan sonraki seyahatimizde de gideceğiz ve orada da fırsat bulursak Sayın Trump’la da ayrıca görüşeceğiz ve şu anda da Dışişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız bunlarla, bu konuyla ilgili gerekli görüşmeleri zaten sürdürüyorlar. Fakat Amerika’daki bu gelişmeler, iyi gelişmeler değil. Hâlâ bir FETÖ çetesinin koruma altında olduğu bir ülkedir Amerika. Bölücü terör örgütü PKK’nın adeta koruma altında olduğu bir ülke konumuna düşmüştür Amerika. Amerika’nın tüm bu gelişmeler karşısında ben ne yapmak istediğini anlamakta zorlanıyorum.”
‘DOSTLARI ÇOĞALTMAK İSTERİM’
(‘Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un açıklamaları) Doğrusu ben tabi ne demek istediğini çözme noktasında değilim. Bunu Sayın Macron’dan öğrenmek lazım. Bildiğim tek şey var. Görüşme talebinde bulunduklarına göre ben görüşme talebini reddetmeyi arzu etmem. Çünkü dostları çoğaltmak isterim ve bize olumsuz nazarla bakanları da azaltmak isterim. Fakat ben o dergiye verilende bir olumsuzluk değil, tam aksine Türkiye’nin Cumhurbaşkanıyla görüşmenin onlar için bir artı değer olduğunu düşünürüm.
‘ONLARIN ŞEHİDE SAYGISI YOK’
(Bayramlaşma töreni) Son günlerde şehitlerimiz ve gazilerimiz arasında ayrımcılık fitnesi çıkartmaya çalışanların olduğunu görüyorum. Sultan Alparslan’ın Malazgirt’te ordusunun başına geçtiği 26 Ağustos 1071’den bugüne kadar ülkesi için bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen her şehidimizin bizim gönlümüzde ayrı bir yeri vardır. 15 Temmuz konusundaki hassasiyetimizin sebebi, Kurtuluş Savaşımızdan bu yana bağımsızlığımıza ve geleceğimize yapılan en büyük saldırı olması sebebiyledir. Şehitler, bunlarla ilgili kimlerin ayrım yaptığı, yapacağı bellidir. İşte gördünüz, Çanakkale’de şehitlerimizin yattığı o topraklarda malum ana muhalefet partisinin yaptığı toplantıda nelerin olduğunu gördünüz. Ayrımcılık işte onlarda var. Onlarda şehide saygı yok. Onlarda gaziye saygı yok. Onlar bu ülkede her zaman ne yazık ki bu anlayışla yürüdüler. Onların şehadet nedir, şüheda nedir? Böyle bir anlayışı yok. Bu yeni değil. Onların cemaziyelevveli de böyleydi. Bunlar değil miydi bizim mescitlerimizi, camilerimizi ahıra çeviren? Ne yazık ki bütün vakıfnamelerde mevcut, delil olarak elimizde mevcut.”