Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan, Dünya Ticaret Merkezi'nde düzenlenen AKP Kayseri İl Kongresi'ne katıldı. Kongreleri, siyasi partilerin güç topladıkları bir motivasyon, yeni bir sürece hazırlanılması için etkinlik olarak ortaya koydukları fırsatlar olarak nitelendirdi.
Belde kongrelerini 2005 yılı sonunda, 2006 başında ilçe kongrelerini tamamladıklarını, şu anda hızla il kongrelerini yaptıklarını ifade eden Erdoğan, sonbaharda büyük kongrelerini tamamlayıp, 2007 sonbaharındaki yerel seçimlere dipdiri, çok daha genç, çok daha sinerji meydana getiren bir örgütlenme ağıyla yürüyeceklerini söyledi.
Zorunlu Tasarruf Mevduatı Fonu'nda biriken paraların işçi ve memurlara 9 gün içinde tamamının ödeneceğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“3 Kasım'da nasıl bir Türkiye devraldık, bugün nasıl bir Türkiye var. Zorunlu Tasarruf Mevduatı Fonu'nda biriken rakam, 14,5 katrilyon liraydı. Bu parayı işçiden, memurdan kestiler. Hangi siyasi iktidarlar kesti? Bunun içinde ANAP'ı, MHP'si, DSP'si, CHP'si, DYP'si vardı. Bu paraları niye yoldular, niye kestiler? Birilerine yapacakları ödemeler vardı ya, hortumculara falan aktardıkları paralar vardı ya, işte onun için. İşçi, memur bunu kendi arzusuyla vermiyordu. 'Size nema vereceğiz' dediler, bu paraları böyle kestiler. Geldik, arkadaşlar önümüze bu tabloyu koydu. 'Açın kasayı. Var mı böyle bir para?' dedik, 'Yok' dediler. Ne var bunun yerine? 'Kağıt var' dediler. Bu, para yerine geçiyor mu? Hayır. 'Öyleyse biz bu kağıdı bir vesika kabul edelim. Devlet, vatandaşına borçlu olamaz' dedik. Ödemeye başladık ve şu anda inşallah 9 gün sonra 14,5 katrilyon liranın tamamını ödemiş oluyoruz.”
İMARZEDELER
İmarzedelere de gerekli ödemeyi yapacaklarını ifade eden Erdoğan, ”Bu ülkede geçmişten bu yana zadeler vardı, bir de onların zedeleri vardı. Bu zedelere 8,5 katrilyon ödemek durumundaydık. Çünkü devlet, bankalar için güvence vermişti. Bunun gereği olarak dedik ki, bu parayı ödemek zorundayız. 8,5 katrilyonun şu ana kadar 6,5 katrilyonunu ödedik. Kalan 2 katrilyonu da Ocak 2007'ye kadar ödeyeceğiz. Yaptığımız ödemeler 21 katrilyon oldu” diye konuştu.
“DİK DURDUK, AMA DİKLEŞMEDİK”
AKP iktidarının, zaman zaman “IMF'nin uşağı” gibi çirkin ifadelerle tanımlandığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugüne kadar kimseye uşak olmadık, olmayız. Biz, milletimizin onuru için mücadelemizi bu ana kadar haysiyetli bir şekilde sürdürdük, sürdürmeye devam edeceğiz. Bizim ilkemiz şudur; biz bugüne kadar dik durduk, ama dikleşmedik. Ölçümüz bu. Bu uşaklıkları başkaları yapmış olabilir. Ama AK Parti iktidarı asla bu duruma düşmemiştir. Bizden önceki yönetimler bir defa şu gerçeği inkar edemezler. Türkiye, IMF'nin 29 kurucu ortağından bir tanesidir. Bizden önce birçok stand-by anlaşması imzalanmıştır. Biz de imzaladık. Masaya oturmuşlardı. Sürekli borç almışlardı. Biz göreve geldiğimizde toplam alınmış olan borç, 23,4 milyar dolardır. Türkiye'nin IMF'ye olan şu anki borcu 11 milyar dolardır. Kim ödedi bu parayı? AK Parti ödedi. Nasıl ödedi, kaynak nerede, petrol kuyuları mı var? Yok. Ya ne var? Seçimlerden önce dedik ya, kaynak Türkiye, kaynak AK Parti. Ne oldu, hortumlar kesildi. Hortumlar kesilince para nereye aktı, Türkiye'ye aktı, millete aktı. Farkımız buydu. Bu ana kadar IMF'ye ödenmiş olan para 13 milyar dolardır.”
Merkez Bankası'nın kasasındaki içinde yurt dışındaki işçilerin 15- 16 milyar dolar dövizi, bankaların bloke edilmiş paraları ve altınlarıyla 26 milyar dolar varken, bugün bu rakamın yaklaşık 60 milyar dolara ulaştığını anlatan Erdoğan, “Nereden nereye geldik. Fark 34 milyar dolar. Buna şöyle 40-41 katrilyon daha koyduğumuz bu iktidar 3,5 yılda 80 katrilyon artı değer olarak Türkiye bütçesinin üzerine ilave etti” dedi.
“HALKIN HİZMETKARIYIZ”
Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde yüzde 69 olan nominal faizin son dalgalara rağmen yüzde 17'lere düştüğünü belirtti. Erdoğan, şöyle konuştu:
“3-3.5 yıl önce devlet yüzde 69 faizle borçlanıyordu. Şimdi yüzde 17 ile borçlanıyoruz. Hesap ortada. Yüzde 69'u görmüyor. Bu ara 3-3.5 puan oynayınca, 'AK Parti iktidarı geri gitmeye başladı' dediler. Bundan hoşlanıyorlar, zevkleniyorlar. Merak etmeyin, evelallah bu gene yerini bulacak. Yere sağlam basıyoruz. Emin adımlarla yürüyoruz. Ekonomik programdan, mali disiplinden taviz yok ve hortumculara yer yok. Bunu böyle bilelim.”
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de bugüne dek iktidara gelenlerin ülkeyi erittiğini, AKP iktidarının ise daha ileriye götürdüğünü söyledi. “Halkın efendisi değil, hizmetkarıyız” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Türkiye'nin dörtbir yanında şiddetli kış mevsiminde halkımıza kömürü ulaştırdık mı? Soruyorum ulaştırdık mı? Ulaştırdık. 3 yıldır bu devam ediyor. Önümüzdeki yıl gene devam edecek. Aynı şekilde Türkiye'nin dörtbir yanında ilköğretimde, yavrularımız ücretsiz olarak kitaplarını sıranın üzerinde okullar açılırken buldu mu? Buldu. Şimdi bir talep daha var. Lise öğrencilerimiz diyor ki 'Başbakanım biz paramızla bile kitaplarımızı bulamıyoruz. Bize bu konuda ne yapacaksınız?' Oturduk bakanlık kurulunda bunun da kararını aldık. 2006-2007 öğretim yılında kitaplarının sıralarının üzerinde ücretsiz bulacaklar. Çünkü eğitim öncelikli. Türkiye'de tarihinde milli eğitim hiçbir zaman birinci sıraya çıkmadı ama biz çıkardık. İlk defa. Çünkü eğitim bizim için en öncelikli sorun. Bunu başarmamız lazım. Geldik okuma yazma oranı yüzde 80'di. Şimdi okuma yazma oranı yüzde 90'a ulaştı. Hedef, bunu yüzde 100'e ulaştırmak.”
Erdoğan, bilişim teknolojisinin de dönemlerinde ayağa kalktığını belirterek, “Türkiye'de 70 bin derslik bu dönemde kuruldu. 2006-2007 eğitim öğretim yılına başlarken bilişim teknolojisinin kurulmadığı okul kalmayacak. Bunu da başaracağız” dedi. Vatandaşlardan çocuklarını okula göndermeyen komşularını ilçe milli eğitim müdürlüklerine ve kaymakamlıklara bildirmelerini isteyen Erdoğan, okuma yazma oranının yükseltilmesi için bunun gerekli olduğunu belirtti. Erdoğan, yoksulluğun bunun için bahane olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“İlköğretimdeki erkek öğrencilere 18 YTL, kız öğrencilere 22 YTL, lisedeki erkek öğrencilere 28 YTL, kız öğrencilere 39 YTL destek veriyoruz. Parayı kime veriyoruz? Çocuğa mı, babaya mı? Değil. Parayı anneye veriyoruz. Çünkü, babaya versek duman olup gidecek. 700 bin okula gönderilmeyen yavru vardı. Bu rakam hamdolsun 500 binlere doğru indi. Hep beraber çalışmak suretiyle. Üniversitelerde, göreve geldiğimizde 45 milyon burs vardı, şimdi 130 milyon burs var. 45 milyon nere, 130 milyon nere.”
Türkiye'nin toplu konutta da atağa kalktığını kaydeden Başbakan Erdoğan, kentsel dönüşüm projeleri ile gecekondu olan bölgeleri daha modern şehirler hale getirdiklerini, 170 bin konut inşaatının devam ettiğini belirtti.
AB SÜRECİ
Başbakan Erdoğan, bu süreci hızla devam ettirirken AB sürecinde de hızla yol aldıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Biz yere sağlam basıyoruz. Dersimizi iyi çalıştık. AB'yi insanımızın yaşam standardını yükseltecek bir proje olarak gördüğümüz için bu yolda bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Hiçbir zaman Türkiye olarak bizim onurumuzdan kimse en ufak bir parçayı koparıp alamaz. Bunu böyle bilin. Biz nereye girersek girelim onurumuzla gireriz. Bir şeyler koparmak için değil, bir şeyler katmak için gireriz. Kazanımlar karşılıklıdır ama biz bir dünya ülkesiyiz. Bunu da unutmayalım. Bir dünya ülkesi olarak da kendi içimize kapanmamızın bir anlamı yok. Tabii ki dünyaya açık olacağız, dünya ülkeleri ile iletişim içinde olacağız. Göreve geldiğimizde dünyadan uzak, kendi içine kapalı bir Türkiye vardı. Geldik dünyayı fellik fellik dolaşmaya başladık. Eğer bugün Türkiye'nin ihracatı 80 milyar dolara doğru yürüyorsa bilesiniz ki bu, iktidarın uluslararası piyasada, uluslararası pazarda, dünya siyasi liderleriyle olan görüşmelerde hazırlamış olduğu atmosferin katkısıdır. İktidara geldiğimizde Türkiye'nin 36 milyar dolar ihracatı vardı. Şimdi 80 milyar dolara doğru yaklaşıyor. Herşey ortada, açık ve net.”
Partililerden 2007 sonbaharında yapılacak seçimler öncesi Kayseri'de gidilmeyen yer bırakmamalarını isteyen Erdoğan, böylece halkın teveccühünü sandığa taşıyacaklarını sözlerine ekledi. AKP Kayseri İl Başkanı Mahmet Cabat, Başbakan Erdoğan'a el dokuması kilim ile pastırma hediye etti.