A.A
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2009 17:33
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Patronlara dedik ki 'Bak, çıkarma işçi. Biz sana 6 ay boyunca maaşın yüzde 50'sini vereceğiz.' Eğer çıkarırlarsa seçimden sonra bizden çekecekleri var; biz de onlarla uğraşacağız” dedi.
Erdoğan, Zonguldak Madenci Anıtı önünde partisince düzenlenen mitingde, başına madenci bareti ve boynuna Zonguldakspor kaşkolu takarak yaptığı konuşmada, bugüne kadar 60 şehirde coşkuyla, aşkla, sevdayla kucaklandıklarını, “Türkiye'nin, şehirlerin bir kez daha AK Parti dediğini” söyledi.
AKP'nin belediyecilik hizmetleriyle tanışmamış insanların farkı gördüklerini ve bu kez çok daha fazla şehrin “AK Parti” diyeceğini savunan Erdoğan, belediyeciliğin kendi işleri ve uzmanlık alanı olduğunu dile getirdi. Erdoğan, “Bunların hangisinin belediyecilikle alakası var? Bunlar belediyeciliği görmüş, tanımış değil. Bunların belediyecilik yaptığı yerlerde illerimizin, ilçelerimizin, beldelerimizin hali ortada” diye konuştu.
Ak belediyeciliğin olduğu yerlerde, şehirlerdeki değişim ve dönüşümün ortada olduğunu belirten Erdoğan, Zonguldak'ın da her yönüyle bunu çok geniş bir şekilde yaşamasını istediklerini vurguladı.
Zonguldak'ın 2002 ve öncesinde kendi kaderine terk edildiğine, kömür madenlerinin atıl hale getirildiğine dikkati çeken Erdoğan, 2002 sonrasında iktidara gelmeleriyle Zonguldak'ın kömür madenlerini Türkiye ve dünyayla buluşturduklarını anlattı. Diğer illerdeki atıl kömür madenlerinin de bugün tüm Türkiye'yle buluştuğunu ifade eden Erdoğan, yoksulların, kimsesizlerin evlerinin bugün bu kömürlerle ısıtıldığını belirtti. Kömür işletmelerine ait 8 ocak dışında yerli kömür üreticilerine ait değişik yörelerdeki 30 kömür ocağını devreye soktuklarına ve bu sayede 25 bin işsize iş sağladıklarına işaret eden Erdoğan, muhalefetin bunu görmediğini, bu arada 90 bin kamyoncuya da iş imkanı sağladıklarını kaydetti. Erdoğan, “Sayın Baykal, Sayın Bahçeli bunlardan haberin var mı? Bak, biz kuru sıkı atmıyoruz, gerçekleri konuşuyoruz. İşçilerin, emekçilerin diyarından sesleniyorum sana” dedi.
Erdoğan, kömürlerin yoksul ailelere ulaştırılması için il ve ilçe merkezlerinde yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edildiğini, bu kömürler sayesinde 2 milyon 350 bin yetişmiş meşe ağacının kesilmekten kurtarıldığını vurguladı. Yerli kömür kullanımıyla yıllık 350-400 milyon dolar değerinde dövizin yurt içinde kaldığını ifade eden Erdoğan, “AK Parti iktidarı olarak Türkiye Taşkömürü Kurumunun öneminin bilincini yaygınlaştırdık. Bu kurumu yeniden ayağa kaldırdık. Yıllarca ihmal edilmiş bu kurumumuzu yeniden yapılandırmak, canlandırmak için 126 trilyon lira yatırım yaptık; daha ilave yatırımlar yapıyoruz. Bu yıl 30 trilyon daha yatırım yapacağız” diye konuştu.
“MADEN OCAKLARINI GÖREN BAŞKA BAŞBAKAN OLMADI”
Şu anda 9 bin 983 yer altı, 2 bin 173 yer üstü olmak üzere 12 bin 156 işçi ve bin 910 memurun Zonguldak'ta istihdam edildiğini anlatan Erdoğan, bu işçi ve memurlara aylık ortalama 45 trilyon ödeme yaptıklarını, Taşkömürü Kurumunun sadece 2008 yılı GSYİH'ya katkısının 160 trilyon olduğunu söyledi. 2008 Temmuz ayında kuruma 3 bin işçi alacakları sözünü burada verdiklerini ifade eden Erdoğan, “O gün ocaklara inmiştim ve işçi kardeşlerimle beraber olmuştum. Sizlerin çalışma koşullarını gören herhalde bir başka başbakan olmadı. Geldim, hangi koşullarda çalıştıklarını gördüm. Çıktım ve 3 bin işçi alacağımızı söyledim. Aradan 8 ay geçti ve bu kuruma 3 bin işçi alımını yaptık, işi bitirdik” dedi.
İktidarları döneminde kuruma 4 bin 240 işçi aldıklarını belirten Erdoğan, bu alımlarla yıllık 1.5 milyon ton olan kömür üretimini, kısa vadede 3 milyon tona, orta ve uzun vadede ise 5 milyon tona çıkaracaklarını bildirdi. Erdoğan, “Türkiye, artık kaynaklarını kendisi için kullanıyor; kaynaklarını, enerjisini artık heba etmiyor. Türkiye'nin yer altı, yer üstü kaynakları, emekleri artık geçmişte olduğu gibi hortumlanamıyor. Yüksek oranlı faiz ödemelerine, batık bankalara, israfa yolsuzluğa kurban edilmiyor” ifadesini dile getirdi.
“İŞSİZLİK ARTSA DİYE AVUÇLARINI OVUŞTURUYORLAR”
Meydanlarda konuşan siyasetçilerin hakaretten, yalandan, iftiradan başka bir şey üretmediklerini, konuşmalarında kendisinin aktardığı rakamları eğerek, bükerek bir yerlere taşımaya çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendilerine ait bir hedefleri var mı? Kullanabilecekleri bir tek rakam var mı? Yok. Ben diyorum ki Sayın Baykal sen ne yaptın? Bir onu söylesene. Maliye Bakanlığı yaptın, delikli kuruşa bizi mahkum ettin. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptın, bizi akaryakıt istasyonlarında kuyruklara mahkum ettin. Bu ülkeye mazot alamıyordu, benzin alamıyordu, gaz yağı getiremiyordu çünkü Türkiye'nin itibarı kalmamıştı.”
Tarihi seviyelere ulaştırdıkları ekonomik rakamları çarpıtmaktan başka işi olmayan muhalefetin, “İşçi dostuyuz, emek, emekçi, sosyal demokrasi” dediğini belirten Erdoğan, çalışanlar, memurlar, emekliler için bugüne kadar ne yaptıklarını, ne ürettiklerini sordu.
Erdoğan, şunları söyledi:
“Bu yüzden krizlerden nemalanıyorlar, kriz fırsatçılığı yapıyorlar. Şimdi de küresel finans krizine sımsıkı sarılmışlar, işsizlik üzerinden istismar yapıyorlar. 'Ah, şu işsizlik artsa da bir ekonomik kriz çıksa da AK Parti kaybetse' diye avuçlarını ovuşturuyorlar. Sayın Baykal, Sayın Bahçeli, siz işsizliği önlemeyi bilirdiniz de hükümette olduğunuz dönemlerde neden çözmediniz? Üstelik o zaman ulusal bir kriz vardı. Sayın Bahçeli, 2000-2001 krizinde sen iktidarda değil miydin? Bu işi bu kadar iyi biliyordun da işçinin halinden iyi anlardın da niçin işçinin sorunlarını çözemediniz, işsizliği engelleyemediniz?”
“30 YIL İŞ KANUNU'NU TARTIŞTILAR, GELDİK BİZ ÇIKARDIK”
Erdoğan, işsizliğin kendilerine 10.3 ile devredildiğini, şu anki küresel kriz ortamında dünyanın bir numarası ABD'de işsizliğin 8.1'e yükseldiğini, Türkiye'de de 13.6'ya çıktığını vurgulayarak, “Burada kalacak mı? Allah'ın izniyle kalmayacak. Er ya da geç biz bunu tekrar geri indireceğiz, mücadelemiz var” dedi.
Şu anda işsizliğin İspanya'da 15 küsur, Avrupa'da 5 küsur olduğunu ifade eden Erdoğan, “Niçin insaf dışı kalkıp buralardan güya vurmaya, rant elde etmeye çalışıyorsun?” diye sordu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunlar 30 yıldır bu ülkede İş Kanunu'nu tartıştılar ama sadece tartıştılar. Geldik, yeni İş Kanunu'nu biz çıkardık; geldik, işçinin hakkını biz savunduk. İşçinin hakkını işçiye teslim ettik, işçi kardeşlerimin çalışma koşullarını çağdaş normlara biz kavuşturduk. Geçici statüdeki kamu işçilerine kadro vermeyi kim sağladı? 218 bin geçici işçiyi biz daimi kadroya aldık. Ustanın hakkını da çırağın hakkını da biz gözettik. Lafla değil icraatta, kağıt üzerinde değil sanayide, fabrikada, atölyede, sokakta, çarşıda, pazarda biz dost olduk, dost.”
Emeğe, ekmeğe musallat olan enflasyonu dizginlediklerini, göreve geldiklerinde yüzde 30 olan enflasyonu yüzde 7.7'ye kadar indirdiklerini anlatan Erdoğan, cepteki paraya, ülkenin kaynaklarına musallat olan faizi dize getirdiklerini, Türkiye'nin GSYİH'sini 230 milyardan 750 milyara çıkararak ülkeyi dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında 26'ncılıktan 17'nciliğe, Avrupa'da 6'ncılığa yükselttiklerini anlattı. Erdoğan, “Dertleri yok ki. Gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor? E ne yapayım” dedi.
Erdoğan, 2002 yılında Bahçeli'nin iktidarında ortalama memur maaşının 578 lirayken, şu anda en düşük memur maaşının bin 417 lira olduğuna da dikkati çekti. Asgari ücreti 184 liradan yüzde 173 artırarak 527 liraya çıkardıklarını, en düşük SSK emekli aylığını 157 liradan 621 liraya yükselttiklerini belirten Erdoğan, “Bunları görmek zorundayız. Bütün zorluklara rağmen, devletin memurunun maaşını ödeyemediği Türkiye'den bugünlere geldik. En düşük BAĞ-KUR tarım emekli aylığı 66 liraydı. Yüzde 392 oranında artırdık. 324 liraya ulaştırdık. Bunu görmeyelim mi? Enflasyona hiçbir zaman vatandaşımızı ezdirmedik. Türkiye'nin imkanları büyüdükçe, biz de bunları artırmaya devam ettik” diye konuştu.
“SİZ BORÇLANDINIZ, BİZ ÖDEDİK”
İşçi, memur ücretlerinden “zorunlu tasarruf” adı altında kesilen parayı da anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bunun karşılığında ne ödeyeceklerdi? Nema. Ödediler mi nemaları? Ne kadar para kestiler? 13.5 katrilyon. Bu paraları ödemediler. Geldik, masamın üzerine bunu getirdiler. Dediler ki 'Devletin işçisine, memuruna 13.5 katrilyon borcu var.' Bir Başbakan olarak bunu hazmedemezdim. 'Hemen sendikaları davet edin' dedim. Oturduk, anlaştık ve bu 13.5 katrilyonu ödedik. Sayın Baykal, bu anlattığım doğru mu yalan mı söyle? Hadi bakalım bunun da cevabını ver. Sayın Baykal sen de kestin bu parayı, Sayın Bahçeli sen de kestin bu parayı, biliyor musun? Diğerleri de kesti bu parayı. Adlarını söylemeye gerek yok. Hepsi kesti. Niçin kestiniz bu paraları? Faiz borçlarınızı ödemek için ama biz böyle bir şey yapmadık. Bu durumlara Türkiye'yi düşürmedik.
'Konut edindireceğiz' dediler. İşçiden, memurdan para kestiler. Ne oldu? Konut monut var mı ortada? Hak getire. Şimdi biz makbuzu getirene parasını ödemeye başladık. Şu ana kadar 3 katrilyon para ödedik, konut edindirme, yani KEY dedikleri olaydan dolayı. Siz borçlandınız, biz ödedik be Sayın Bahçeli, bu da mı yalan.”
TOKİ'nin üçlü koalisyon döneminde Bahçeli'ye bağlı olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Sayın Bahçeli, kaç tane konut yaptın söyler misin? Dikili bir konutun var mı? 'Şu kadar konutu da biz yaptık' de. Bu dert ister dert, bu sevda ister sevda. Şimdi çıkmışsın sağda solda TOKİ'yi eleştiriyorsun, ayıp ya ayıp... Dün akşam baktım, 'Kapıları devriliyor konutların' diyor. Hale bakın. Konutların kapıları yıkılıyormuş. Gittiğim her yerde vatandaş yanıma geliyor, 'Allah sizden razı olsun, ben memurum, böyle konut sahibi nerede olurdum. Siz beni konut sahibi yaptınız' diyor. Kira öder gibi konut sahibi oluyor, faiz yok, 10-15 yıl vadeyle.”
“BİZ DE ONLARLA UĞRAŞACAĞIZ”
İşsizlik Sigortası Fonu'ndan ödemelerin günü gününe yapıldığını, meslek edindirme kurslarında gençleri eğittiklerini, kısa çalışma ödeneğinin miktarını yüzde 50 oranında artırdıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ne dedik işverenlere. Patronlara dedik ki 'Bak, çıkarma işçi. Biz sana 6 ay boyunca maaşın yüzde 50'sini vereceğiz.' Eğer çıkarırlarsa seçimden sonra bizden çekecekleri var. Biz de onlarla uğraşacağız. Çünkü bu dar günde kalkıp da benim işçi kardeşimi kapıya koyanlar, kalkıp da bizim kapımıza gelirlerse 'kusura bakmayın' diyeceğiz. 'Sizi duymuyoruz' diyeceğiz. 'Çünkü siz emeğini kutsal saymadınız o insanların, dar günde onları kapıya koydunuz. O zaman bizim de sizi dinleyecek vaktimiz yok' diyeceğiz. Hazırlıklarımız var.”
Genç ve kadın istihdam teşvikinin süresini uzattıklarını, işveren sigorta priminde 5 puanlık indirim yaptıklarını da anımsatan Erdoğan, bu ülkenin artık kimsesiz, sahipsiz olmadığını söyledi. Erdoğan, “İşte son yüzyılın en büyük krizi karşısında dimdik duruyoruz. Her türlü gerekli tedbiri alıyoruz. Şu ana kadar 48 önlem aldık, başarıyla uyguladık. En son dördüncü, hatta beşinci paketi açıkladık. Onlar karamsarlık yayıyor, biz ise iş üretiyoruz” dedi.