"Ulusa Sesleniş'' konuşması yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu çalışmalarını tamamlayınca, çevrilen dolaplar, üstü örtülen pislikler, vurgun ve talanlar gün ışığına çıkartılınca ve hesap sorulunca kimlerin ortalığı neden bulandırmak istedikleri daha iyi anlaşılacak'' dedi.Erdoğan, TRT 1'de yayınlanan ''Ulusa Sesleniş''ine, ''Sevgili Anneler, babalar, nineler, dedeler, değerli gençler ve sevgili yavrular... Hepinizi saygıyla ve muhabbetle selamlıyorum'' diyerek başladı.    Geçen ay olduğu gibi, bu ayın ilk cuma gecesinde de hükümetinin icraatını, yaptıklarını, yapmayı düşündüklerini, projelerini anlatmak istediğini kaydeden Erdoğan, geçen ayki konuşmasında, paylaşmak istediği pek çok icraat ve projeleri olduğunu, ancak gerek zaman darlığı, gerekse araya giren bazı aslı astarı olmayan söylentiler ve yapay konular yüzünden bunların hepsini anlatmaya fırsat bulamadığını söylediğini bildirdi.    SOMUT İŞLER Başbakan Erdoğan, bu ayki konuşmasında, ağırlığı son bir ay içinde gerçekleştirdikleri somut işlere vermek istediğini belirterek, şöyle konuştu:    ''Hepinizin bildiği gibi, hükümetimiz var gücüyle halkımızın iş ve aş sorununu çözmeye çalışırken, Türkiye'nin neredeyse kangren olmuş hastalıklarını iyileştirmek için atılması gereken adımları tereddütsüz atarken, alınması gereken cesur kararları gözünü kırpmadan alırken, rahatları kaçan, hesapları şaşan, tezgahları bozulan, avantaları kesilen bazı çıkar çevreleri, yine o bildiğiniz oyunları sahnelemeye ve Türkiye'de hızla tesis edilmekte olan güven ve istikrar ortamını sabote etmeye yeltendiler.    "HESABINI MUTLAKA SORACAĞIZ"Ama gördüğünüz gibi, artık bu oyunlar tutmuyor. Artık Türkiye'de herkes, neyin ne olduğunu apaçık görüyor. Çok yakında, iyi tarif edilmemiş bir ticari sır kavramıyla veya bazı eski bürokratların bilgi ve belge akışını önleme çabalarıyla önü kesilmek, eli kolu bağlanmak istenmesine rağmen, Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu çalışmalarını tamamladığı zaman, çevrilen dolaplar, üstü örtülen pislikler, bu milleti ele güne böylesine muhtaç eden vurgun ve talanlar ayan beyan gün ışığına çıkartılınca ve bunların hesabı tek tek sorulmaya başlanınca, kimlerin ortalığı neden bulandırmak istedikleri daha iyi anlaşılacak.    Ve bakın şimdiden söylüyorum: Ne yaparlarsa yapsınlar, ortalığı karıştırıp, suyu bulandırıp, paçalarını kurtarmak için ne yaparlarsa yapsınlar, biz bu hesabı mutlaka soracağız.''     ORMAN VASFINI KAYBETMİŞ ARAZİLERİN SATIŞI     Başbakan Erdoğan, geçen ayki konuşmasında, üzerinde spekülasyon yapılan ve insafsızca çarpıtılan orman vasfını kaybetmiş arazilerin satışı konusuna kısaca değindiğini anımsattı. Erdoğan, kamuoyunda kısaca 2B olarak bilinen ve bazılarının insafsızca "Orman arazilerini yağmaya ve talana açacak" dedikleri yasal düzenlemenin aslında ne olduğunu ve bundan 22 sene önce 12 Eylül askeri idaresi zamanında yapılan Anayasal bir düzenleme ile yaklaşık 500 bin hektar arazinin bilim ve fen bakımından orman arazisi olma vasfını kaybettiğinin belirlendiğini ve bunların tekrar ağaçlandırılmasının, orman haline dönüştürülmesinin mümkün olmadığını anlattığını kaydetti.    Bu arazilere, imarsız, plansız, izinsiz, kanunsuz tam 400 bin yapı, hatta devlet binaları kurulduğunu, altyapı, su, elektrik, doğalgaz hizmetleri götürüldüğünü, artık buraları yıkamayacaklarını, boşaltamayacaklarını söylediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:    20-25 MİLYAR DOLARLIK EK KAYNAK''Bütün bu gördüğünüz yapılarda oturanların, işyeri açanların, hatta bizzat bazı kamu kuruluşlarının, 22 yıldır doldurulmayan yasal boşluk sebebiyle, işgalci durumunda olduklarını, Anayasa'nın 170. maddesinin de buraları, sadece orman köylülerine tahsis edebilirsin, üçüncü şahıslara satamazsın dediğini, halbuki, bugün bu bölgelerde bırakın orman köylüsünü, üçüncü şahısların bile kalmadığını, bizim de hükümet olarak getirdiğimiz düzenlemeyle, bu arazileri, yani hukuken devlet malı olan bu arazileri, şu anda işgalci durumunda olan kişi ve kuruluşlara rayiç bedeller üzerinden satarak, bunu hazineye gelir kaydedeceğimizi, bu düzenlemeyle, yıllardır bu araziler üzerinde fiili işgalci konumunda yaşayan insanların, alacakları tapu ve ruhsatlarla yasal çerçeve içinde mülk edinmiş olacaklarını, bu düzenlemeyle, bizim hesaplarımıza göre devlet kasasına 20-25 milyar dolarlık, bir ek kaynak aktarılmış olacağını, bu kaynağın önemli bir bölümünün, gerçek orman köylülerinin refahı ve gerçek orman alanlarının geliştirilmesi ve muhafazası için kullanılacağını, idari yargıdaki onbinlerce davanın böylece hukuki bir çözüme kavuşturulacağını uzun uzun anlatmış ve sormuştum: Şimdi bunun neresi orman talanı, Bunun neresi orman yağması?    SİT ALANLARIAma işte hepiniz görüyorsunuz: sanki bunları bu kadar açık anlatmamışız gibi, hala birileri kalkıp orman talanından, orman arazilerinin peşkeş çekilmesinden dem vurabiliyorlar... Üstelik şimdi bu yalanlarına bir de kuyruk ekleyip sadece ormanları değil, doğal SİT alanlarını da talana açacağımızı yaymaya çalışıyorlar.''    Başbakan Erdoğan, bu konunun aslını ve doğrusunu kısaca özetleyip, asıl konuları olan, yani son bir ay içinde yaptıkları işlere, icraatlarını anlatmak istediğini bildirdi. Erdoğan, şöyle devam etti:    ARAZİ TAKASI ''Bakınız, bu meselenin aslı, esası şudur: Mevzuatımızda tarihi, arkeolojik, çevre koruma alanları için kriterler belirlenmiş olmasına rağmen 'doğal SİT alanları' için objektif kriterler belirlenmemiş ve bu belirsizliğe rağmen, özel mülkiyete ait bazı alanlar da doğal SİT alanı olarak ilan edilmiş. Bunlar için Batı'da olduğu gibi 'Koruma Amaçlı Kullanma Planları' da yapılmamış, yalnız, bizden önceki hükümet döneminde bir düzenleme yapılmış ve denmiş ki: 'Arazisi doğal SİT alanı ilan edilen kişi veya kuruluşlar değer tespiti yaptırsın. Bu değer üzerinden kendilerine hazine arazisi verilsin, yani o doğal SİT alanları aynı değerde hazine arazileriyle takas edilsin.'    Bunun üzerine, pek çok kişi, kendi arazisine yüksek değer tespiti yaptırıp Hazine arazilerini ucuza kapatmak için sıraya girmiş... Şimdi biz diyoruz ki: Doğal SİT alanını Koruma Kurulları gözetiminde, özel mülkiyete konu olan bu doğal SİT alanlarında, dokuyu zedelemeden koruyacak bir yüzde üzerinden kullanım hakkı tanıyalım ve Hazine üzerindeki bu baskıyı kaldıralım.    İşte doğal SİT alanları yağmaya açılıyor yalanının ardındaki gerçek de bu...''     "UYUTMA POLİTİKALARI NEDENİYLE AB ÜYELİĞİ GECİKTİ"    Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ve çocukların geleceği bakımından hayati önem taşıyan ve bu nedenle hükümetinin en öncelikli konularından biri olan bir hususun da Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyelik çalışmalar olduğunu ifade etti. Erdoğan, ''Yılların ihmali, yanlış uygulamaları ve hatta söylemeye dilim varmıyor, ama 'uyutma politikaları' yüzünden, önce Yunanistan'ın, şimdi de eski Demirperde ülkelerinin gerisine düştüğümüz Avrupa Birliği sürecinde, kırk yıllık bir gecikmeyi telafi edebilmek için nasıl yoğun bir gayret içinde olduğumuzu hem aziz milletimiz, hem de Avrupa Birliği'ndeki muhataplarımız görüyor ve takdir ediyor'' diye konuştu.    Bu konunun hem kamuoyunda daha iyi bilinmesi ve anlaşılması için, hem de AB'ye üyelik hedefinin bir bütün olarak, yani iktidarıyla, muhalefetiyle bütün Meclis'in ortak iradesini yansıttığını vurgulamak için, 29 Mayıs 2003 günü TBMM'de AB konulu bir genel görüşme gerçekleştirdiklerini kaydeden Erdoğan, ''Sadece orada yaptığım konuşmada değil, AB temsilcileriyle yaptığımız görüşmelerde de hep söylediğim gibi, Avrupa Birliği'ne tam üyelik konusu,
Atatürk'ün iÅŸaret ettiÄŸi çaÄŸdaÅŸlaÅŸma ve muasır medeniyet seviyesine ulaÅŸma hedefimizin günümüzdeki reel politik ifadesidir'' dedi.     REFORM PAKETLERÄ°Â Â Â Â ErdoÄŸan, AKP olarak iktidarı devraldıkları gün, bir ilke imza attıklarını ve hükümetinin ilk bir ayda, ilk üç ayda, ilk altı ayda, ilk bir yılda yapmayı planladıklarını Acil Eylem Planı baÅŸlığıyla programlayıp kamuoyuna deklare ettiklerini kaydetti.    Kamu Yönetimi Reformu, Ekonomik Dönüşüm Programı, DemokratikleÅŸme ve Hukuk Reformu, Sosyal Dönüşüm Reformu olmak üzere dört temel üzerine oturan Acil eylem Planı'nda toplam 205 faaliyet yer aldığını ve bunların tümünün belirli bir takvime baÄŸlandığını anımsatan ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:    SÃœRE SINIRI OLMAYAN FAALÄ°YETLER ''Acil Eylem Planında yeralan 205 faaliyetin, 14'ü aylık, 25'i 3 aylık, 38'i 6 aylık, 73'ü l2 aylık, 20'si 1 yıldan daha uzun sürelerde gerçekleÅŸtirilmesi öngörülmüş olup, 35 faaliyet ise süre sınırı olmayan, yani sürekli olarak yürütülecek faaliyet olarak belirlenmiÅŸtir.    Kamu Yönetimi Reformu kapsamında, merkezi idare reformu, yerel yönetimler reformu, devlet personel rejimi reformu ve yolsuzlukla mücadele konularında toplam 45 faaliyet tespit edilmiÅŸtir.     Ekonomik Dönüşüm Programı kapsamında ise vergi politikaları, harcama politikaları, mali piyasalar, özelleÅŸtirme, reel sektör, doÄŸrudan yabancı yatırımlar, ihracat, enerji, madencilik, ulaÅŸtırma, turizm, tarım ve hayvancılık sektörlerinde olmak üzere toplam 91 faaliyet, Sosyal Politikalar kapsamında, gelir dağılımında adaletin saÄŸlanması, iÅŸsizliÄŸin önlenmesi, nitelikli eÄŸitim, saÄŸlıklı toplum, herkese sosyal güvenlik, kentleÅŸme ve yerleÅŸme konularında 45 faaliyet, DemokratikleÅŸme ve Hukuk Reformu kapsamında ise toplam 24 faaliyet yer almaktadır.''1 AYLIK FAALÄ°YETLER ErdoÄŸan, bugüne kadar BaÅŸbakanlığa baÄŸlı ve BaÅŸbakanlıkla ilgili kuruluÅŸların icracı bakanlıklara baÄŸlanması, bakanlık sayısının azaltılması, lojmanların kira bedellerinin rayiç düzeye çekilmesi, mali milat uygulamasının kaldırılması, kamu yatırım programının etkinleÅŸtirilmesi gibi 14 faaliyetin yer aldığı 1 aylık faaliyetlerden, 13'ünün tamamen, makam aracı kullanımına sınırlama getirilmesi faaliyetinin ise amacı yönünden büyük ölçüde gerçekleÅŸtirildiÄŸini kaydetti.    Kamu hizmet binası yapımı ve makam-hizmet aracı alımının durdurulması, vergi barışının hayata geçirilmesi, elektrik fiyatlarındaki TRT payının azaltılması gibi 25 faaliyetten oluÅŸan 3 aylık faaliyetlerden 19'unun tamamen, 5'inin ise büyük ölçüde gerçekleÅŸtirildiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, üniversite yerleÅŸtirme sisteminin fırsat eÅŸitliÄŸini saÄŸlayacak ÅŸekilde yeniden düzenlenmesini öngören faaliyetin, ÖSYM'nin yeniden yapılandırılması kapsamında gerçekleÅŸtirilmesinin planlandığını anlattı.     1-3-6 AYLIK FAALÄ°YETLER      BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ilk 1 ay ve 3 aylık faaliyetlerin daha çok idari iÅŸlemle gerçekleÅŸtirilebilecek faaliyetler olmasına raÄŸmen, 6 ay ve daha uzun süreli faaliyetlerin, yapısal deÄŸiÅŸim öngören siyasal uzlaÅŸma ve kararlılıkla anayasal ve yasal deÄŸiÅŸiklikler gerektiren belirli bir silsile içinde yapılması gereken faaliyetler olduÄŸuna iÅŸaret etti. ErdoÄŸan, şöyle devam etti:    ''6 aylık 38 faaliyetten, vergilerin tahsilat süresinin kısaltılması, çalışanların tasarruflarını teÅŸvik fonu tasfiyesi ile ilgili esasların belirlenmesi, esnek çalışma biçimlerini düzenleyen mevzuat deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılmasını da kapsayan 6'sı tamamen gerçekleÅŸtirilmiÅŸ olup, 7'sinin süresinde gerçekleÅŸtirilmesi açısından herhangi bir sorun görünmemektedir.    BAZI YASALAR GECÄ°KTÄ°Ancak, diÄŸer faaliyetlerin gerçekleÅŸtirilmesi için önemli mesafeler alınmış olmasına raÄŸmen, örneÄŸin gerekli düzenlemenin zamanında yasalaÅŸmasının gecikmesi gibi, faaliyetlerin süresinde gerçekleÅŸtirilmesinde bazı gecikmeler olabileceÄŸi görülmektedir.    12 aylık 73 faaliyetten, yeni bir Türk Ceza Kanunu Tasarısı hazırlanmasını ve Adli Tıp Kurumu'nun çağın ihtiyaçlarına göre yeniden yapılanmasını öngören 2'si, süresinden önce gerçekleÅŸtirilmiÅŸ, birçok faaliyet için yasal altyapı tamamlanma aÅŸamasına gelmiÅŸtir.''    BÄ°RBÄ°RÄ°YLE Ä°LÄ°ÅžKÄ°LÄ° FAALÄ°YETLER BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, Acil Eylem Planı'nda yer alan faaliyetlerin bazılarının birbirleriyle iliÅŸkili olduÄŸunu, birinin gerçekleÅŸtirilmesinin bir diÄŸerinin gerçekleÅŸmesine baÄŸlı olabildiÄŸini ifade etti. ErdoÄŸan, ''ÖrneÄŸin, çalışmaları hızla devam eden, kurumsal gözden geçirme çalışması, mahalli idareler reformu, devlet personel reformu, kamu mali yönetim ve kontrol reformu, kamu denetim reformu konusundaki düzenlemeler birbirleriyle iliÅŸkili olup, temel bazı reformlar ancak Kamu Yönetimi Temel Kanunu'nda benimsenmiÅŸ olan yönetim felsefesinin netleÅŸmesinden ve yasanın genel çerçevesinin net olarak ortaya konulmasından sonra gerçekleÅŸtirilecektir'' diye konuÅŸtu.     YOÄžUN BÄ°R DÄ°PLOMASÄ° TRAFİĞİ     ErdoÄŸan, bir yandan baÅŸta iÅŸsizlik olmak üzere Türkiye'nin temel sorunlarını çözmek için Acil Eylem Planı'nda yer alan temel ve acil konularla ilgili çalışmaların sürdüğünü, bir yandan da hükümet olarak,gerek komÅŸularla, gerek müttefiklerle gerekse Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke ve kuruluÅŸların temsilcileriyle, çok yoÄŸun bir diplomasi trafiÄŸi yürüttüklerini bildirdi.    Son bir ay içinde Romanya BaÅŸbakanı Adnan Nastase, Moldova GökoÄŸuz BaÅŸkanı Tabunsciç, Ä°talya BaÅŸbakanı Silvio Berlusconi, Pakistan BaÅŸbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Roa Sıkandar, Kazakistan CumhurbaÅŸkanı Nursultan Nazarbayev, Arnavutluk CumhurbaÅŸkanı Alfred Moisiu, Bosna-Hersek Bakanlar Kurulu BaÅŸkanı Adnan Terziç, Malezya Kültür Sanat ve Turizm Bakanı Dato Paduko Fadzi, Kanada DışiÅŸleri Bakanı Bill Graham, Moldova BaÅŸbakanı Tarlev'in Türkiye'yi ziyaret ettiÄŸini belirten ErdoÄŸan, ayrıca, baÅŸta BaÅŸbakan Yardımcısı ve DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül olmak üzere, bazı bakanların gerek Ankara'da, gerekse yurtdışında yabancı meslektaÅŸlarıyla sık sık biraraya gelerek Türkiye'nin dünyaya açılmasına çok olumlu katkılarda bulunmaya devam ettiklerini ifade etti.     YOKSUL ÖĞRENCÄ°LERÄ°N ÖZEL OKULLARDA OKUTULMASI         Recep Tayyip ErdoÄŸan, özellikle öğrencileri ve velileri ilgilendiren iki projeleri olduÄŸunu da dile getirerek, bunlardan birincisinin 10 bin yoksul öğrencinin özel okullarda okutulması projesi olduÄŸunu bildirdi. ErdoÄŸan, bu proje kapsamında, gelir düzeyi düşük ailelerin baÅŸarılı çocuklarının devlet tarafından özel okullarda okutulacağını belirtti.    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, 23 AÄŸustos'ta il merkezlerinde yapılacak sınavla ilköğretim 8. sınıfta okuyup da Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavına baÅŸvuru ÅŸartlarını taşıyanlardan sınav sonucunda seçilecek öğrencilerin, 2003-2004 öğretim yılında özel orta öğretim kurumlarının hazırlık veya 9. sınıflarında öğrenim göreceklerini ifade etti. ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:    ÜCRETSÄ°Z KÄ°TAP PROJESÄ° ''Milli EÄŸitim'le ilgili ikinci projemiz de ilköğretim öğrencilerine ücretsiz kitap dağıtılması projesidir. Bu proje kapsamında Milli EÄŸitim Bakanlığımız 2003-2004 eÄŸitim öğretim döneminden itibaren ilköğretimde okuyan 10 milyon 107 bin 684 öğrenciye bedava ders kitabı verecek. Ãœcretsiz kitap dağıtımı ile ilgili olarak bakanlıkta ÅŸu anda 250 trilyon liralık para bloke edilmiÅŸ durumda.    EÄŸitim alanında yaptığımız bir baÅŸka düzenlemeyle de okul ve yurt yaptıran müteÅŸebbisler bundan böyle eÄŸitime yapacağı yatırımın tamamını gider gösterebilecek. Okullara ve yurtlara yapılacak her tür ayni ve nakdi yardımlar da bu kapsamda deÄŸerlendirilecek. Deprem nedeniyle baÅŸta okullar olmak üzere hastane gibi kamu hizmet binalarını tahkim etmek isteyen vatandaÅŸların katkıları da bu kapsamdaele alınacak.    ÖĞRETMEN AÇIKLARINI GÄ°DERMEÖğretmen açığı bulunan illerdeki eksik kadroları önümüzdeki günlerde açılacak kamu personel sınavı ile telafi etmeyi planlıyoruz ve aÄŸustos ayında da öğretmen atamalarını gerçekleÅŸtireceÄŸiz.''    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ciddi bir kaynak sıkıntısı çeken eÄŸitim sistemini bir nebze rahatlatabilmek için sanayi tesisleri arasında kalmış, meskun mahal olmaktan çıkmış, binası itibariyle deÄŸerli ama, tescilli tarihi eser olmayan okulları ekonomik bir ÅŸekilde deÄŸerlendirerek eÄŸitime yeni katkı saÄŸlamayı planladıklarını da kaydetti.     GÃœVEN VE Ä°STÄ°KRAR ORTAMI      Bütün bu hizmetlerin yerine getirilebilmesinin, Türkiye'de kalkınma ve refah hamlesinin baÅŸarıya ulaÅŸabilmesine ve dolayısıyla saÄŸladıkları güven ve istikrar ortamının muhafazasına sıkı sıkıya baÄŸlı olduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, bu güven ve istikrar ortamının hemen daha başında olmalarına raÄŸmen, bütün ekonomik göstergelerde çokolumlu bir hareketlenme baÅŸladığını kaydetti.    ErdoÄŸan, bu olumlu göstergelerden bazılarını mukayeseli rakamlarlaözetlemek istediÄŸini belirtti.    SANAYÄ° ÃœRETÄ°MÄ° 2002 yılının ilk üç ayında 56.188 otomobil üretildiÄŸini, bu rakamın 2003'ün ilk üç ayı itibariyle 69.277 olduÄŸunu anlatan ErdoÄŸan, 2002'de, ilk üç ayda bir milyon 342 bin 582 beyaz eÅŸya üretildiÄŸini, bu rakamın ise 2003'ün ilk üç ayında bir milyon 726 bin 665 olarak gerçekleÅŸtiÄŸini ifade etti.    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, 2002'nin ilk üç ayında imalat sanayiinde üretimin yüzde 4,4 arttığını anımsatarak, bu yılın ilk üç ayında aynı sektörde bu rakamın yüzde 8.7'ye yükseldiÄŸini kaydetti. Ä°malat sanayii kapasite kullanım oranlarında olumlu geliÅŸmeler bulunduÄŸunu kaydeden ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu:    ''2002'nin ilk üç ayında yüzde 73.5 olan kapasite kullanım oranı, 2003'ün ilk üç ayında yüzde 75.3 olarak gerçekleÅŸmiÅŸtir.    İÇ TALEPTE CANLANMA Daha da önemlisi, iç talepte bir canlanma görülüyor. Mesela, 2002'nin ilk dört ayında 11 bin 726 otomobil satılmıştı, 2003'ün ilk dört ayında ise 31 bin 757 otomobil satıldı. 2002'nin ilk üç ayında 496 bin 466 adet beyaz eÅŸya satılmıştı, 2003'ün ilk üç ayında 594 bin 510 adet beyaz eÅŸya satıldı.    Peki yatırımlar ne durumda?    İşte rakamlar: Ocak-Mart 2003 döneminde yatırım malı ithalatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28.2 oranında arttı. Aynı dönemde, verilen teÅŸvikler ise tam 3.7 kat arttı. Ä°hracattaki rakamlara baktığımızda da aynı ÅŸekilde olumlu bir trendi yakaladığımız görülüyor. 2002'nin ilk beÅŸ ayında gerçekleÅŸen ihracat 13.4 milyar dolardı, 2003'ün ilk beÅŸ ayında gerçekleÅŸen ihracat 17.9 milyar dolar.''     ENFLASYON    ErdoÄŸan ''kronik sorun'' olarak nitelendirdiÄŸi enflasyon konusunda deÄŸerlendirmeler yaparken, Irak savaşının yol açtığı belirsizlik ortamına, petrol fiyatlarındaki yüksek artışa raÄŸmen tüketici fiyatları endeksinin Ocak-Nisan döneminde, geçen yılın aynı döneminin altında, yüzde 10.4 olarak gerçekleÅŸtiÄŸini kaydetti.    Yıl sonu enflasyon hedefinin yüzde 20 olduÄŸunu anımsatan ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:    BORÇLANMA MALÄ°YETÄ° DÜŞTÃœ ''Ekonomide güvenin tesis edildiÄŸinin en somut kanıtlarından biri de borçlanma maliyetimizdir. 2002 Ocak-Mayıs döneminde iç borçlanma yıllık bileÅŸik faiz oranı yüzde 66.1 idi. 2003'ün Ocak-Mayıs döneminde bu oran yüzde 55.5'e, 2003 Mayısı'nda yüzde 51'e düşmüştür.    Dalgalı Kur Sistemi içinde dolar fiyatı piyasada oluÅŸmaktadır. Ve burada da güven algılaması çok önemlidir. 2001 yıl sonunda bir milyon 439 bin 567 lira olan dolar, 2002 yıl sonunda bir milyon 634 bin 501 liraya çıkmışken, 28 Mayıs 2003'te bir milyon 442 bin 483 lira üzerinden iÅŸlem görmüştür. Buna paralel olarak mevduatlarda yabancı paranın payı azalmakta, Türk lirasının payı ise artmaktadır.    Krediler içinde dönüşsüz olanların payı da hızla azalmaktadır. Kasım 2002'de kredilerin yüzde 33.3'ü dönüşsüzdü, Mayıs 2003 itibariyle bu oran yüzde 26.1'e düşürüldü.    "HEDEFLERE ULAÅžMAK HAYAL DEĞİL"Bütün bu rakamlar da gösteriyor ki yanıbaşımızdaki savaşın olumsuz etkilerine ve istikrar ortamını zedelemeye çalışanların gayretlerine raÄŸmen 2003 yılı için belirlediÄŸimiz yüzde 5'lik büyüme, yüzde 20'lik enflasyon hedefine ulaÅŸmamız hayal deÄŸildir. Yeterki bu huzur, güven ve istikrar ortamının kıymetini bilelim, kendimize güvenelim.''    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, sözlerini, ''Türkiye'ye güveniniz, devletinize güveniniz, hükümetinize güveniniz, kendinize güveniniz. Åžunu hiç unutmayınız: Bu devlet sizin devletinizdir, bu hükümet sizin hükümetinizdir. Kendinize güveniniz. Türkiye bugün daha iyi yoldadır. Türkiye yarın çok daha iyiye gidecektir'' diye tamamladı.Â
button