Erdoğan, Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Vestel City'de ikinci buzdolabı fabrikası, laptop, fırın, bulaşık makinası, LCD ve TFT Televizyon fabrikalarının toplu açılış törenine katıldı.
Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, bugün Manisa'da, Türkiye'nin dünya ölçeğindeki markası Vestel'in bünyesindeki fabrikalarını, Türkiye ekonomisine kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
“TÜRKİYE İÇİN TEK ÇİVİ ÇAKAN....”Türkiye için tek bir çivi çakan her yatırımcının, işadamının destekçisi olduklarını ve olmaya devam edeceklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:“2 buzdolabı fabrikasının, dizüstü bilgisayar fabrikasının, televizyon fabrikasının, fırın fabrikasının, bulaşık makinesi fabrikasının, ülkemize, milletimize, Vestel çalışanlarına hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyorum.Gittiğimiz her yerde yaptığı açılışta, kim bu ülke için, millet için bir emek, bir değer, bir istihdam oluşturmuşsa, bir ekmek kapısı açmışsa, bizi her zaman yanında bulacaktır. Başımızın, gözümüz üstünde yeri vardır.”
TÜRKİYE'NİN ÇIKARDIĞI GÜÇLÜ MARKALARDANErdoğan, Vestel'in beyaz eşya, elektronik bilgi teknolojisi alanlarında Türkiye'nin çıkardığı en güçlü markalarından birisi olduğunu kaydetti.
Vestel'in, televizyondan beyaz eşyaya, klimadan bilgisayara kadar dünya standartlarındaki ürünleriyle dünya pazarlarında önemli bir pazar payına sahip olduğuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “İnanıyorum ki bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz tesislerde hem sektörün, hem oluşturduğu marka değerinin gücüne güç katacaktır” diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'de siyasi, ekonomik, ticari ve sosyal bakımlardan büyük bir gelişme yaşandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:“Hamdolsun bunu görüyoruz. Bazıları, Türkiye'nin adalet ve kalkınma heyecanına ortak olmak istemese de milletimizle birlikte başlattığımız medeniyet yürüyüşü aralıksız biçimde sürüyor.”
Türkiye'nin, son 4 yılda katettiği mesafeye de değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4 yıl öncesinin Türkiyesi ile bugünün Türkiyesi'nin aynı olmadığını söyledi.Erdoğan, “4 yıl önce güven ve istikrardan söz etmek mümkün değilken, bugün kalıcı istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomiden bahsediyoruz” dedi.
Türkiye'nin üzerindeki puslu, sisli havanın kendi iktidarlarıyla birlikte dağıldığını ifade eden Erdoğan, devlet olarak artık bir değil 3 yıllık bütçe planları, 5 değil 7 yıllık kalkınma planları yaptıklarını anımsattı.
“KAMU VE ÖZEL SEKTÖRÜN VİZYONU BÜYÜDÜ”Kamu sektörüyle birlikte, özel sektörün, yatırımcının da gelecek vizyonunun büyüdüğünü dile getiren Başbakan Erdoğan, bu sektörlerin gelecek öngörülerinin artık netleşmeye başladığını bildirdi.
Erdoğan, Türkiye'nin, küresel krizler karşısında dahi sağlam durabilen, kırılganlık sınırlarını aşmış bir ekonomisi bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin, dünyanın en önemli, en güvenilir ekonomilerinden biri haline geldiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:“Bunu ben söylemiyorum, bunu dünyada dost, seven sevmeyen herkes söylüyor. Dünya ekonomisiyle entegrasyonunu sağlayan Türkiye, uluslararası sermayenin, küresel sermayenin doğrudan yatırım merkezi haline geliyor.”
Türkiye'nin son 4 yılda nereden nereye geldiğinin daha iyi anlaşılması için bazı rakamlar vermek istediğini belirten Erdoğan, “1993-2002 yılları arası ortalama sadece 2.6 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi, 2003-2005 arasında ortalama yüzde 7.6 oranında büyüdü” diye konuştu.
Erdoğan, hükümetleri döneminde Türkiye ekonomisinin 17 çeyrek üst üste büyüme başarısı göstererek Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir rekorun altına imza attığını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:“Milletimizin vizyonu o kadar genişlemiştir ki Türkiye, dünya üzerinde büyümesine rağmen son çeyrek için açıklanan yüzde 3'lük büyüme rakamı, bazılarımızı yeterince tatmin etmemektedir. Artık neden küçüldüğümüzü değil, neden daha çok büyümediğimiz sorgular hale geldik.İşte nereden nereye geldiğimize en iyi örnek budur. Bu köklü bir zihniyet dönüşümüdür. Türkiye'de nasıl bir zihniyet dönüşümü yaşandığını ancak bu hassas noktalar üzerinde iz sürerek çözmemiz mümkündür.”
İktidarı devraldıklarında milli gelirin 180 milyar
dolar olduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
“Ama şu anda hamdolsun geldiğimiz nokta 391 milyar dolardır. Şu anda Cumhuriyet tarihi olarak değerlendirme yapacak olursak, göreve geldiğimizden bu yana 79 yılda gelinen nokta 181 milyar dolardır. Ama 4 yılda bunun üzerine konulan rakam yaklaşık 210 milyar dolardır. Bu net bir şeyi ispatlamaktadır.
Fakat, ben bütün Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) 400 milyara doğru yaklaştığını söylerken, fert başına milli gelir 2 bin 500 dolardı, şimdi ise 5 bin 380 dolar.”
Erdoğan, kendi dönemlerinde vatandaşın alım gücünde önemli artışlar sağlandığını da söyledi.
Beyaz eşya sektöründe yeni tesisler açıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:“2002 yılında toplam buzdolabı satışı Türkiye'de 1 milyon 88 bin iken, 2006 yılının Kasım ayı sonu itibariyle 1 milyon 928 bin olarak gerçekleşmiştir. Neredeyse iki katına çıkmıştır.2002 yılında toplam çamaşır makinesi satışı 824 bin iken, 2005 sonu itibariyle 1 milyon 831 bin, 2006 yılının Ocak-Kasım döneminde 1 milyon 698 bin rakamına ulaşılmıştır. Yani son 4 yılda buzdolabı satışlarında olduğu gibi çamaşır makinaları satışında iki kat artış olmuştur.”
Erdoğan, Türkiye'nin her alanda katlanarak büyüdüğünü vurgulayarak, 2002 yılında toplam yatırımlar 46 milyar dolar seviyesinde iken, 2005 yılında 95 milyar dolar seviyesine yükseldiğini kaydetti.
“ÖZEL YATIRIMLAR 75 MİLYAR DOLAR...”
Erdoğan, aynı dönemde özel yatırımların yaklaşık 75 milyar dolar seviyesine ulatığını anımsattı.
Büyümenin motorunun özel sektör yatırımları olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, “Bundan sonra da inanıyorum ki öyle olacaktır. Çünkü artık Türkiye'de, devlet olarak biz bu işin içinde olmayacağız. Biz yönlendirir, denetleriz ama özel sektör bu işin lokomotifi olup alıp bunu götürecek” diye konuştu.
Erdoğan, şunları kaydetti:“2005 yılının 3. çeyreğinde yüzde 29 oranında büyüyen özel sektör yatırımları, 2006'da yüzde 13 artış göstererek büyümeye özel tüketimden sonra en büyük takviyeyi sağlamıştır.
2005 yılında 47 bin 400 adet iş yeri açılmıştır. Türkiye'nin her yerine organize sanayi bölgeleri yapıyoruz. Özel sektörün gelişmesi için her türlü kolaylığı sağlıyoruz. Her türlü imkanı seferber ediyoruz. Elde ettiğimiz pozitif tablonun yanı sıra işletmelerin çağın gereklerine uyarak markalaşma sürecine girmeleri, bizi mutlu etmektedir. İhracatımızın artmasına özel sektör odaklı, ekonomimizin büyümesine paralel olarak Türkiye hem ulusal hem uluslararası büyük markalar çıkarmaya başlamıştır.”
Türkiye'nin bundan 5-10 yıl öncesine kadar yabancı markaların çoğunlukta olduğu bir perakende sektörüne sahip olduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:“İmalatçı firmaların, bugün yerli üretim yapan firmaların birçoğu birer markalaşma sürecine girdi. Bunlar ülkemizi için çok sevindirici gelişmelerdir. Vestel ve benzeri markalarımız 10 yıllardan bu yana bu güvenin öncülüğünü üstlendiler.”
“VESTEL CİTY, VESTEL COUNTRY DİYE ANILACAK”Özel sektörden beklentilerinin, markalaşmaya daha fazla önem vermesi olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:“Temennimiz bu yükselişin devam etmesi, sanayicilerimizin ürettiği markaların dünyanın en değerli 100 markası, 50 markası arasına girmesidir. İnşallah bundan sonra bizim insanımızın ürettiği yerli markaların dünya markalarıyla rekabet ettiğini, onların önüne çıktığını göğsümüzü gere gere göreceğiz.
Her alanda olduğu gibi bu alanda da Türkiye'nin büyük mesafe katettiğini düşünüyorum. İnanıyorum ki yakın zamanda dünyanın en değerli markaları arasında birçok markamız olacaktır. Milletçe bunu da başaracağız. Aramızda şakasını yaptık ve burası inşallah Vestel City değil, Vestel Country diye anılacak.”