Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, yeni Ümraniye Meydanı'nda parti otobüsünden yaptığı konuşmada, 12 Haziran'ın, Türkiye ve Türk demokrasisi için hayırlara vesile olmasını diledi.
14 Ağustos 2001'de çok farklı bir yolculuğa çıktıklarını ve bu yolculukta milletin AK Parti'den desteğini esirgemediğini, 16 ayda iktidar yaptığını ifade eden Erdoğan, bu dönemden sonra AK Parti'nin çıraklık döneminin başladığını ve bu dönemin 22 Temmuz 2007'ye kadar devam ettiğini söyledi.
Türkiye'de atılmayan adımları attıklarını, yarı bırakılmış eserleri tamamladıklarını, 15-20 yıl önce atılan temelleri yükselttiklerini anlatan Erdoğan, 22 Temmuz 2007'den bugüne halkın yine güçlü bir destekle AK Parti'yi iktidar yaptığını ve kalfalık dönemine başladıklarını kaydetti.
Kalfalık döneminin, gerek ulusal, gerek uluslararası bazda çok büyük başarıların altına imza attıkları bir dönem olduğunu dile getiren Erdoğan, şimdi 12 Haziran'ın yaklaştığını, bu tarihten itibaren ustalık döneminin başladığını ifade etti.
Bugün Ümraniye'ye, ustalık dönemi için belgelerini istemeye geldiklerini dile getiren Erdoğan, vatandaşlara, “Ustalık belgemizi vermeye var mısınız?” diye sordu. Vatandaşların “evet” yanıtını vermesi üzerine Erdoğan, “Öyleyse ustalık belgesinin neticesinde biz de sizlere ustalık eserlerimizi vermeye devam edeceğiz” dedi.
Mimar Sinan'ın, Şehzadebaşı Camisi'nin çıraklık, Süleymaniye Camisi'nin kalfalık, Selimiye Camisi'nin ustalık eseri olduğunu söylediğini hatırlatan Erdoğan, “İşte o izde yürüdük. Yürüdük o izde, bu adımları attık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda, dış politikada attık. Türkiye'nin kaybolan itibarını biz tekrar kazandık ve yükselttik. Türkiye, gündemi belirlenen bir ülkeydi, artık gündemi belirlenen bir ülke yok. Gündem belirleyen bir Türkiye var. Attığımız bu adımlarda sizler adına gururluyuz, huzurluyuz. Çünkü size verdiğimiz sözleri tutuyoruz” diye konuştu.
“ÇEVRECİ KİMMİŞ BAY KEMAL?”
Ümraniye'ye anlamlı bir dertleşmeyi yapmaya geldiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü 12 Haziran'da özellikle şu Anamuhalefete, şu CHP'ye, şu Kılıçdaroğlu'na çok farklı bir ders vermemiz lazım. Bu kardeşiniz İstanbul'da büyükşehir belediye başkanlığı yaptı. Şimdi sizin bu bölgede milletvekili adayınızım. O belediye başkanlığım döneminde bizi yaralayan neydi? Ümraniye çöplüğüydü. Ümraniye çöplüğünde bizim kaç vatandaşımız öldü? 39 vatandaşımız öldü. Kim burada o zaman belediye başkanıydı? CHP. Çünkü bunlar, vahşi çöp depolama anlayışıyla burada çöp depoluyorlardı.
Çıkıyor bu Kılıçdaroğlu, 'biz çevreciyiz' diyor. Ne çevrecisi? Çevrecilik sizin semtinize uğradı mı? Çevreciliği gel Ümraniye'ye sor. Burada 39 can gitti. CHP zihniyeti bunun bedelini nasıl ödeyecek? Ödedi. Nasıl ödedi? İktidarı kaybederek ödedi. Kim aldı iktidarı? Biz aldık. Biz aldıktan sonra ne yaptık? Ümraniye çöplüğünü parka dönüştürdük. Artık orada yavrularımız eğleniyor. Çevreyi ona göre düzenledik ve farklı bir hale getirdik. Çevreci kimmiş Bay Kemal? Senin daha alacağın çok ders var. Öğreneceksin bu işi de daha çok zamana ihtiyacın var.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bir mitingde yaptığı konuşmada vatandaşlara, “Bizi birinci lige çıkartın, görün” dediğini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ben sana ne dedim? Sen daha amatör kümedesin. Bir defa amatör kümeden Süper Lig'e çıkmak için sınıf atlayacaksın. Önce üçüncü lige çıkacaksın, ikinci lige çıkacaksın. Bank Asya'ya yükseleceksin ondan sona Süper Lig'e çıkacaksın. Bu da 4 seçim ister. Buna da zaten senin ömrün vefa etmez. Bunu neden söylüyorum? Siyasi ömrü bakımından şu anda Bay Kemal'in mücadelesi, 'CHP içindeki yerimi nasıl korurum', bunun mücadelesini veriyor.
Ben ne dedim? 'Var mısınız?', dedim. Evet, 'AK Parti birinci parti olamazsa, ben bu işi bırakıyorum. Genel başkanlıktan çekiliyorum' diyorum. Fakat CHP birinci parti olamazsa, çekilmeye var mısın? Kılıçdaroğlu'nun verdiği cevap ne? Cevap şu: Kimin oyu düşerse, o çekilsin. Dünyanın neresinde böyle bir siyaset var. 'Kimin oyu düşerse çekilsin' derken birinci olamayacağını biliyor. Muhalefette olmayı kabul ediyor da 'hiç olmazsa buradan gireyim' diyor. Kendine göre uyanık ya! Siyasette iktidar olmaktır aslolan. Eğer sen iktidar olabilme yeteneğine sahip değilsen bu işi bırak git. Başkalarını da meşgul etme. Bir defa kendisinde bunun olmadığını görüyor hemen arkadan dolanıp, 'kimin oyu azalırsa o çekilsin' diyor. Niye? Çünkü Sayın Baykal'dan 20,9'da devraldı, şimdi üstüne artı bir ilave ederse işi yırtacak. Hesap bu. Niye 50'nin hesabını yapmıyorsun, niye 40'ın hesabını yapmıyorsun da 20,9'un üzerine artı bir koymanın hesabını yapıyorsun? Ben şunu anladım; demek ki bu defa, seçim sandığıyla alakalı olarak herhalde seçmen kütüklerine isminin yazıldığını iyi takip etmiş. Oradan bir oyu kazanıyor. Çünkü daha önce belediye seçimlerinde, Kağıthane diye bir ilçenin olup olmadığını bilmiyor, Kağıttepe ilçesinde oturduğunu söyledi ve maalesef seçmen kütüklerine ismi yazılmamış, onu da kaybetti, oy bile kullanamadı. Şimdi de çıkıyor yine hala bakıyorsunuz yalan üstüne yalan.”
"İMAM HATİP ÜZERİNDEN ELİNİ ÇEK"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmam Hatip Lisesinden mezun olanların illa imam veya vaiz olmayacağını belirterek, “Bay Kemal, şu meslek lisesi ve imam hatip üzerinden elini çek. Gölge etme, başka ihsan istemez. Gençliğin önünü açacak ve rahat olacağız. Er veya geç bu hallolacak. 12 Eylül bunun önünü açtı. Şimdi yeni anayasa ile bunu daha da güçlendireceğiz” dedi.
Erdoğan, Türkiye'de 163 bin derslik yaptıklarını belirterek, öğrencilere kitapları ücretsiz verdiklerini anlattı.
Sosyal güvencesi olmayan öğrencilere verdikleri eğitim yardımı hakkında bilgi veren Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde yapılan dersliklerin yarısı kadar yeni derslik yaptıklarını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eğitime yönelik sözlerini eleştirerek, şöyle konuştu:
“Bay Kemal eğitimle ilgili düşüncelerini açıklıyor. Zaten meslek liselerine iyi bakmıyor. 'İhtiyaç kadar meslek lisesi' diyor. Bir televizyon programında kendisine soruluyor 'İmam Hatip Okulları hakkında olumsuz düşündüğünüz söyleniyor, ne diyorsunuz?' Çok pişkin maşallah... Diyor ki, 'niye olumsuz düşüneyim, onlar da bu ülkenin iyi, hoş insanları. Bizim iyi imamlara ve iyi din adamlarına ihtiyacımız var, tabii ki olacak' diyor. Peki bu okulların kapatılmasıyla ilgili adımları kimler attı? Başörtüsüyle ilgili referandumda meydanlarda 'bunu ben hallederim' dedi. 12 Eylül akşamı yaptığım açıklamada 'dürüstsen, samimiysen süreci başlatalım ve başörtüsü sorununu halledelim, bitirelim' dedim. Haftasında Ankara'da TESK'in bir toplantısında beraberiz ve kendisine 'şu işi bitirelim' dedim ve 40 dereden 40 türlü su getirdi, çünkü samimi değil. Gider çarşaflı kardeşime bir taraftan rozeti takarlar, ertesi gün otobüsten çarşaflı kardeşlerimizi atarlar. Bunlar bu... Bay Kemal, şu meslek lisesi ve imam hatip üzerinden elini çek. Gölge etme, başka ihsan istemez, çek.”
İhtiyaca göre meslek lisesinden mezun verilmesini doğru bulmadığını ifade eden Erdoğan, ihtiyaç olduğu için mi lise açıldığını sordu.
Erdoğan, “Yıllar yılı düz liselerden mezun olanlara iş mi buldunuz? O zaman düz liseleri kapatacak mıyız?” diye konuştu.
Batı ülkelerinde yüzde 70 meslek lisesi, yüzde 30 lise bulunduğunu, çünkü meslek lisesinden mezun olanların bileğinde bir bilezik bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, sanayide ve teknolojide iddiası olan ülkelerin ara eleman aradığını söyledi.
“BAY KEMAL BUNDAN HABERİN YOK SENİN”
Meslek liselerinde, lisede okunan derslerin hepsinin okunduğunu belirten Erdoğan, “Bay Kemal, bundan haberin yok senin. Ben bir İmam Hatip Lisesi mezunuyum, benim Büyükşehir Belediye Başkanım İmam Hatip Lisesi mezunu” dedi.
Kendilerine o dönemde, İmam Hatip Lisesinden sonra üniversite yolu açılmadığını, bir de lise sınavlarına girdiklerini, okudukları derslerden tekrar sınav olduklarını, sonra üniversiteye girdiklerini anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bize böyle zulmettiler, sonra bunların önü açıldı. Daha sonra 28 Şubat ile beraber tekrar meslek liselerinin önü kat sayı ile kesildi. Şimdi bu kat sayı da hallolacak. Zaten yoluna girdi. Bu büyük bir adaletsizlik değil de nedir? Sen üniversite imtihanına tabi tutmuyor musun? Tutuyorsun. Meslek liseli kalkıp düz liseli ile yarışta bunu başarıyorsa, önünü niye açmıyorsun? İlla İmam Hatip Lisesinden çıkan imam, vaiz mi olacak? Olmayabilir. Ziraat Meslek Lisesinden mezun olan illa ziraat işiyle mi uğraşacak? 'Uğraşmam' der. Girdi üniversite sınavına farklı yer kazandı orada okumaya devam eder, niye önünü kesiyorsun? Aç, prangalardan kurtulsun bu gençlik, bırak. Biz bunu yaptık, yine yapacağız. Gençliğin önünü açacak ve rahat olacağız. Er veya geç bu hallolacak. 12 Eylül bunun önünü açtı. Şimdi yeni anayasa diyoruz ya, yepyeni anayasa ile bunu daha da güçlendireceğiz.”
EĞİTİM YATIRIMLARI
Başbakan Erdoğan, okullardan kara tahtayı kaldırdıklarını, bilgisayar donanımlı akıllı tahtaya geçileceğini belirterek, bütün öğrencilere, fakir ve zengin ayrımı yapmadan ücretsiz olarak elektronik kitap dağıtacaklarını anlattı.
Erdoğan, bu projeyi 4 yılda hayata geçireceklerini ifade ederek, bütün çalışmaların tamamlandığını, seçimden sonra ihaleyi yapacaklarını, üretimin başlayacağını ve kazanan firmanın okullara hazırladıkça akıllı tahtaları monte edeceğini ve elektronik kitapları öğrencilere dağıtacağını söyledi.
Okullara bilişim teknolojisi sınıflarını kurduklarını, Türkiye geneline 1 milyona yakın bilgisayar gönderdiklerini anlatan Erdoğan, “İş bilenin kılıç kuşananın, biz bunu yaptık, yapıyoruz” dedi.
“ŞU SSK HASTANELERİNİN DİLİ OLSA DA KONUŞSA”
Sağlık alanında yaptıkları yatırımlar hakkında da bilgi veren Erdoğan, artık her vatandaşın istediği hastaneye gittiğini, istediği eczaneden ilacını aldığını belirtti.
“Biz buraya çileleri çeke çeke geldik. Şu SSK hastanelerini dili olsa da konuşsa... Bay Kemal, 8 yıl SSK'da genel müdürlük yaptın. Allah aşkına o yılları yaşayanlar yaşamayanlara anlatsın” diyen Erdoğan, Tam Gün Yasası'nı çıkarttıklarını, bıçak parasını ortadan kaldırdıklarını dile getirdi.
Sağlık alanında yaşanan sıkıntıların hesabının 12 Haziran'da sorulmasını isteyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bunun hesabını Bay Kemal'e 12 Haziran'da sormayacak mıyız? SSK'yı batıran kişisin. Bir SSK'yı yönetemedin de nasıl oluyor da Türkiye'nin idaresine talip oluyorsun? Ne olur futbol takımı tutar gibi parti tutmayalım. Bakın bu, başka bir iş. Burada ülkenin geleceği var. Kalkıp eğer futbol takımı tutar gibi parti tutarsak, bunun bedelini sadece ülkemiz ödemeyecek, bunun bedelini gelecek kuşaklar ödeyecek. Gelecek kuşaklara da biz bunu ödetmeyelim. Onun için çok çalışmamız, çok koşmamız lazım. Gece ve gündüz demeden koşmamaz lazım. Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine böyle çıkaracağız.”
Erdoğan, seçime 13 gün kaldığını anımsatarak, vatandaşlardan kapı kapı dolaşmalarını, eş, dost ve akrabalarını aramalarını isteyerek, “El ele omuz omuza vererek inşallah 12 Haziran'da sandıkları patlatacağınıza inanıyorum” dedi.