Erdoğan: "Uçan yalan uçan"

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: Uçan yalan uçan
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2011 15:47

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun “hesap uzmanı olarak işe başladığını, ama sonunda iyi bir yalan uzmanı olup çıktığını” belirterek, “CHP Genel Başkanı için artık u dönüşü kavramı yetmiyor. S dönüşü bu s dönüşü. Yürüyen yalan hafif kalıyor, koşan yalan hafif kalıyor, CHP Genel Başkanı artık zıplayan yalan, uçan yalan uçan” dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan, Tokat Cumhuriyet Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi.

Davalarına sahip çıktıkları için Tokatlılara teşekkür eden Erdoğan, “Siz 12 Eylül'de 'Demokrasi, büyük Türkiye' dediniz. Siz, 12 Eylül'de, statükoya bir kez daha sandıkta tokat vurdunuz. Her birinize tek tek teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, 8,5 yıl boyunca milletin emanetine sahip çıktıklarını, emaneti kutsal bildiklerini kaydederek, “Sizin emanetinizi gasp etmek isteyenlere, sizin iradenizi yok etmek isteyenlere, sizin kararınızı, yetkinizi yok saymak isteyenlere karşı cesaretle göğüs gerdik. Biz kardeşlik dedik, kardeşlik diyoruz. Biz huzur dedik, huzur diyoruz. Biz demokrasi dedik, büyük Türkiye dedik, hukukun üstünlüğü dedik. Söylediklerimizin arkasında durmaya, gereğini yapmaya devam ediyoruz. Biz bu ülkeyi kardeşlikle bugünlere getirdik, yine kardeşlikle büyütmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

12 Eylül halk oylamasının hemen ardından, Türkiye'ye yeni bir anayasa kazandıracakları sözünü verdiklerini anımsatan Erdoğan, şu anda bunu sabote etmek, Türkiye'nin, aziz milletin, kendi anayasasını yapmasını engellemek için çok yoğun bir gayret olduğunu söyledi.

“Çeteler, milletin kendi anayasasını yapacak olmasından ciddi rahatsızlık duyuyorlar. İşte kaset mamulü genel başkan, şu anda çetelere olan borcunu ödüyor. O kaset mamulü genel başkan, çetelere diyet ödüyor” diyen Erdoğan, geçmişte “ne veriyorlarsa 5 vereceğim, 2 anahtar, askerliği düşüreceğim, emekliliği indireceğim” diyenlerin ülkeyi mahvettiğini, perişan ettiğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
“40-45 yaşında emekli olunur mu? Ne yapacak bu yaşta yeni bir iş aramayacak mı? Türkiye'deki işsizliğin önemli sebeplerinden biri de bu olmuştur. Böyle mahvettiler ülkemizi. Ne yaptı 1991'de, SHP ile yani şimdiki CHP ile koalisyon kurdu, 500 gün dolmadan ülkenin tüm dengelerini birlikte alt üst ettiler. Merhum Özal'ın yaptıklarını, birkaç ay içinde adeta yakıp, yıkıp, kül ettiler. İşte CHP Genel Başkanı da şu anda onun yönetiminde, onun önderliğinde yürüyor. Meydanlara çıkıyor, 'ben dürüstüm, ben haram lokma yemem, benim adım Kemal, kaynak benim' diyor. Aklına ne geliyorsa söylüyor. Bay Kemal, sen dürüstsün de Denizli için uydurduğun şu Yunus bebek meselesi nedir? Yalova'da ortaya bir yalan attı. Denizli'de bir bebeğin, annesi tarafından yoksulluk nedeniyle terk edildiğini söyledi. Araştırdık, öyle bir vaka yok. Yağmur adında bir bebek, engelli olduğu için, ailesi tarafından Çocuk Esirgeme Kurumuna verilmiş, devlet de ona sahip çıkmış. Dürüstsen, çık şimdi kamuoyundan özür dile. Dürüstsen, Antalya'da CHP'li belediyelerin bol keseden attığı ama yerine getirmediği vaatlerin hesabını ver. 'Elektriği, suyu, bedava vereceğim, çocuklara süt vereceğim' diyordu. Nerede bunlar? '10-15 bin işsize iş vereceğim' diyordu. Nerede? Araştırdım hiç birisi yok. Kendisi de diyor ya '1 milyon işsize iş vereceğim'. Sırtında küfe yok ki yumurta küfesi yok onun için bol bol atıyor. Bütün ailelere 600 lira para dağıtacakmış inandınız mı?

Birisi de çıkıyor bakıyorsunuz 'helal kart, helal kart”. Sınırı mınırı yok, helalinden gidiyor. Nerede kaynak anlat? Sayın Bahçeli, bu ülkede 3.5 sene sen de başbakan yardımcılığı yaptın. Siz bizi rezil ettiniz. Yurt dışından kredi istedin, kredi vermiyorlardı size. Ne hale düştünüz? Yunanistan gibi IMF'nin kapısına düştünüz. IMF'den o zaman gittiler 30 milyar dolar borç aldılar. Bize 23 milyar dolar borçla devrettiler. İyi tanıyalım Bahçeli'yi. Biz ödedik, ödedik şu anda IMF'ye 5 milyar dolar borcumuz var. Onlar borçlandı, kirletti, biz temizliyoruz.”

“BUNLAR KARAKOLDA DOĞRU SÖYLER, MAHKEMEDE ŞAŞAR”

Merkez Bankasının kasasında Devlet Bahçeli'nin Başbakan Yardımcılığı döneminde 27.5 milyar dolar bulunduğunu, bu rakamı 95 milyar dolara çıkardıklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Fakat şimdi bu paraya anlıyorum ki Kılıçdaroğlu da sulanmış. 'Nasıl olsa kasa dolu' diyor, 'bu kasadan dağıtırım' diyor. Dağıtamazsın, benim milletim zaten sana böyle bir primi asla vermez. Çünkü sizin geçmişinizi, cemaziyülevvelinizi benim milletim çok iyi biliyor. Bu CHP varya bu CHP, şimdi onlara akıl hocalığı yapan zat, Sayın Demirel ne diyor biliyor musunuz, 'Bu CHP'nin iktidarında ineğin sütü kurur” diyor. Maşallah şimdi el ele kol kola yürüyorlar, bayağı iyiler. Bunlar karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar. Hesap uzmanı olarak işe başlamış ama sonunda iyi bir yalan uzmanı olup çıkmış. Biliyorsunuz CHP'nin bir milletvekili çıktı, 'Dersim'de tabii ki analar ağlayacaktı' dedi. Bay Kemal ne yaptı? O milletvekiline gereğini yapsın dedi. Ardından zılgıtı yedi, kendisine sus denildi, dersim olayının üzerini kapattı gitti. CHP Genel başkanı için artık u dönüşü kavramı yetmiyor. S dönüşü bu s dönüşü. Yürüyen yalan hafif kalıyor, koşan yalan hafif kalıyor, CHP Genel Başkanı artık zıplayan yalan, uçan yalan uçan.”

Başbakan Erdoğan, Tokat'ın da bir Kemal'i olduğunu, Kemal Kılıçdaroğlu ile kıyas dahi kabul etmeyeceğini belirterek, şunları anlattı:
“Tarihimizin en büyük alimlerinden biri Ahmet Şemseddin İbn-i Kemal. Yavuz Sultan Selim'in yanı başından ayırmadığı çok mübarek bir zat. Hatta ona nispetle söylenen çok da güzel bir söz var. 'İbn-i Kemal zannettik, Ebu Cehl imiş meğer'. İşte böylesine kutup bir şahsiyet. Mısır dönüşü, İbn-i Kemal hazretlerinin atının ayağından sıçrayan çamurlar, cihan padişahı Yavuz Sultan Selim Han'ın kaftanını kirletiyor. İbn-i Kemal, mahcup, atını geri çekiyor, ne yapacağını şaşırıyor. Yavuz Sultan Selim, Tokatlı İbn-i Kemal hazretlerine şu tarihi sözleri söylüyor, 'Alimlerin atının ayağından sıçrayan çamur, bizim için süstür, şereftir. Vasiyet ediyorum, bu çamurlu kaftanım, ben vefat ettikten sonra kabrimin üzerine örtülsün.' O günlerden ne günlere geldik görüyor musunuz? İbni Kemal gibi alimlerden, Allah'ın ayetine Zincirli Kuyu Mezarlığının girişindeki 'her nefis ölümü tadacaktır' ayetine 'sinir bozucu' diyen profesörlerin kadrosu içinde yer aldığı CHP'ye geldik. Hale bak. İbn-i Kemaller'den, Allah'ın adını saygısızca ağzına alan, özür dileme nezaketini, erdemini gösteremeyen Bay Kemal dönemine geldik. CHP değişti diyorlar. Huylu huyundan vaz geçer mi? Bunlar 1940'larda, camileri müzeye çevirdiler, camileri özelleştirdiler, sattılar, çocuklar için elif cüzlerini kitabını, mevlid kitabını, ilmihal kitabını, hatta duvarlara asılan levhaları bile yasakladılar, toplattırdılar. Hepsinin belgesi var, hepsinin resmi kararları elimde, zamanı geldikçe televizyon programlarında bunları da açıklayacağım. Bu ülke, bu millet, özellikle genç nesiller, CHP'nin nasıl bir tarihinin olduğunu, bu ülkeye nasıl zulmettiğini, CHP'nin genlerinin ne olduğunu belgeleriyle görsün, bilsin istiyorum. Bizi medeniyetimizden, değerlerimizden CHP'nin koparmaya gücü yetmeyecek.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!