Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan, Rusya Federasyonu'nun Soçi kentine hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı düzenledi.
Soçi'ye gerçekleştireceği çalışma ziyaretinde kendisine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yılmaz'ın refakat edeceğini belirten Erdoğan, Azerbaycan ve Polonya'ya yaptığı ziyaretler hakkında da bilgi verdi.
Başbakan Erdoğan, Azerbaycan ziyaretinin özellikle son zamanlarda kendi tasarrufları dışında ifade edilen birçok söylentinin giderilmesine yönelik gerçekleştirildiğini ifade ederek, ayrıca iki ülke arsındaki ikili ilişkileri daha da geliştirmeye yönelik bir ziyaret olduğunu vurguladı.
Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile uzun uzadıya bir görüşme gerçekleştirdiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu görüşmelere her şeyden önce, geçmişten bu yana tarihten gelen kardeşliğimizi gölgeleyen, zedeleyen herhangi bir şeyin olmayacağını, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü üzerinde tasarrufta bulunanlara karşı bizim hiçbir zaman kalkıp yanlış bir politika içine girmemizin mümkün olmayacağını, bugüne kadar nasıl hep Azerbaycan'ın davasını biz de adeta milli dava olarak görmüşsek, bundan sonra da yine aynı konumda olduğumuzu, gerek kendilerine, gerek ikili basın toplantısında gerekse Azerbaycan Parlamentosu'ndaki konuşmamızda ifade ettik.”
İki kardeş ülkenin bundan sonra da bu iş birliğine kararlılıkla devam edeceğini aynen ortaya koyduklarını vurgulayan Erdoğan, ziyaretin çok verimli geçtiğini vurguladı.
TÜRKİYE'NİN DOSTLARI İLE İLİŞKİLERİNİ BOZMA GİRİŞİMLERİ
Başbakan Erdoğan, “iki kardeş ülkenin bundan sonraki süreçte politikalarını aynı kararlılıkla devam ettirmesi noktasını hala farklı yerlere çekmek isteyenlerin çıkabildiğine” işaret ederek, şöyle konuştu:
“Çünkü Türkiye'nin dostları ve kardeşleriyle arasına birçok fitne fesat karıştırmak isteyenler, bugüne kadar nasıl varsa bundan sonra da olacaktır, içte de dışta da... Fakat biz işimize bakıyoruz. Onun için gerçekçi olanlar bunu görüyorlar. Azerbaycan'da da basın mensuplarına ifade ettiğim gibi, Sayın Cumhurbaşkanı da 'Başbakan bu ifadeleri kullandıktan sonra ne diyebilirim' dedi ve o da bu işe noktayı koydu.”
Erdoğan, Güney Kafkasya'da barış ve istikrarın tesisi konusunda Aliyev'le aynı görüşleri paylaştıklarını, herhangi bir farklılığın söz konusu olmadığını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Gerek ortak basın toplantısında, gerekse Azerbaycan Meclisi'ndeki konuşmamda, son zamanlardaki, özellikle sizlerden de rica ediyorum, Azerbaycan medyasında çıkan ve 'Türkiye'nin Azerbaycan'ı haklı davasında yalnız bırakacağı' iddialarının gerçeği yansıtmadığını ifade ettik ve bizden sonra geneli itibarıyla Azerbaycan medyası bizim bu ifadelerimize geniş yer verirken, hala bazıları da kılıf geçirme gayreti içerisine girdi. Türkiye'nin kardeş ülke Azerbaycan'ı yalnız bırakması söz konusu olmayacaktır.”
DOĞALGAZ KONUSU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan kamuoyunun, iki ülke arasında hiçbir şüpheye yer bırakmayacak bir dayanışma içinde olduğunu hem kendi, hem de Aliyev'in ağzından bizzat duymaktan son derece memnun olduğunu ifade ederek, doğal gaz noktasında da atılan adımlar olduğunu, ilgili bakan ve kurumların başlattığı çalışmaların en güzel şekilde süratlendirilerek bitirileceğini bildirdi.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu konuda da medyada çıkanların hakikati yansıtmadığını söyleyebiliriz. 'Zam geliyor, zam gidiyor'... Bunu sürekli kurcalamanın anlamı yok. Ben her zaman bir şey söylüyorum: Doğal gaz fiyatlarının inip çıkması petrolle ilgilidir. Azerbaycan ile bizim bu noktadaki bağlantımız ilk yıl belli bir fiyat belirleme, sonra dünya fiyat endeksi devam edecek. Bazen biraz daha indirimli fiyat almamız söz konusu olabilir. 'Zam gelecek, şöyle olacak, böyle olacak' diye ifadelerle Türkiye-Azerbaycan arasındaki konuyu sadece buraya indirgemek çok yanlış olur. Bizim şu anda Azerbaycan'dan aldığımız gaz 4 milyar metreküp civarında. Geçtiğimiz yıl bu biraz artmıştı. Kendilerinden artı 4 milyar metreküp daha istiyoruz. 8 milyar metreküpe çıkarmanın gayreti içindeyiz. Bu yıl 6,7 milyar metreküp doğal gaz alındı. Bizim şu anda harcadığımız 35-36 milyar metreküp.”
POLONYA ZİYARETİ
Başbakan Erdoğan, Polonya Cumhurbaşkanı'nın daveti üzerine 14-15 Mayıs tarihlerinde bu ülkeye resmi bir ziyaret gerçekleştirdiğini anımsatarak, Polonya'ya 1923'ten beri ilk kez Başbakan düzeyinde bir ziyaretin gerçekleştirildiğini kaydetti.
Polonya ile temasların 1414'te başladığını ve 2014 yılında 600 yılın dolacağını hatırlatan Erdoğan, Lehistan adıyla başlayan ilişkilerle bugünlere gelindiğini söyledi.
“1923'ten bu yana Türkiye Cumhuriyeti'nden hiçbir Başbakan resmi ziyaret için Polonya'ya gitmedi” diyen Erdoğan, kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde bu ülkeyi ziyaret ettiğini, ardından da Başbakan olarak bu ülkedeki uluslararası bir zirveye katıldığını belirtti.
Başbakan Erdoğan, Türkiye ile Polonya arasındaki dış ticaret hacminin 2,5 milyar avro olduğunu ifade ederek, bunu 2013'te 20 milyar avroya çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti.
Erdoğan, bunun için her iki tarafın da mevcut çalışmaları yoğun şekilde sürdüreceğini belirterek, ziyaretinde 2012 yılında Polonya-Ukrayna ortaklığında yapılacak Avrupa Şampiyonası için altyapı çalışmalarına Türk müteahhitlerin ne tür bir katkı yapabileceği konusunu da görüştüklerini söyledi.
Polonya'nın geleceğe dönük altyapı çalışmalarında da ciddi bir yatırım takvimi olduğunu hatırlatan Erdoğan, Türk müteahhitlerin bu yatırımlara girebilme şanslarını da görüştüklerini dile getirdi. Erdoğan, “Müteahhitlerin bu işleri yakın takibe almalarıyla netice almak mümkün olacak” diye konuştu.
Ziyaretinin gayet verimli geçtiğini vurgulayan Erdoğan, “Polonya, AB sürecinde bizi yalnız bırakmayan sürekli yanımızda olan bir ülke. Böyle bir durum da söz konusu” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bugün de Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin'le görüşmek üzere Soçi'ye gittiğini anımsatarak, ziyaretinde, başta ekonomik konular olmak üzere enerji alanlarında da görüşme fırsatı bulacaklarını kaydetti.
NABUCCO PROJESİ
“Nabucco projesinin işlerlik kazanması yolundaki çabalar belli bir noktaya geldi mi?” sorusunu yanıtlarken Erdoğan, projenin 6 ortağı bulunduğunu, Türkiye'nin de bu ortaklardan biri olduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin tedarikçi değil, transit ülke olduğunu vurguladı.
Başbakan Erdoğan, proje ortağı Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Komisyonu ülkelerinin, daha yoğun bir çalışmaya girip kaynak üretmede, ilgili ülkelerle alt yapı çalışmalarını süratlendirmeleri gerektiğini söyledi.
Türkmenistan veya Azerbaycan'ın belli taahhütlerde bulunduklarını anımsatan Erdoğan, ancak bu ülkelerin taşımacılık yatırımlarının hızlandırılmasını istediğini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Öyleyse alt yapı çalışmalarının süratle başlaması lazım. AB Komisyonunun bunun kararını vermesi lazım. Türkiye olarak biz herhangi bir rehavetin içinde değiliz. Biz bu planlamada, üzerimize ne düşüyorsa bunu yapmaya zaten hazırız. Ülkemizden gaz taşınacaksa bunun hatlarını kurmaya hazırız. Avrupa ortaklarından biri olarak gerekeni yapmaya hazırız. Ama komisyonun süreci hızlandırması lazım.”
Erdoğan, bir gazetecinin, “Güney Akım Projesi, batıya daha fazla avantaj sağlıyor mu?” sorusuna “Hayır, Güney Akım Projesi hiçbir zaman bizden geçecek hat kadar ucuzluk sağlamaz. Kolay bir hat değil” yanıtını verdi.
Rusya Federasyonu'nu ziyaretinde, Kafkasya'daki halkların ve Abhazya sorununun gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, “Gündemimizde bunlar yok. Gündemimizde ağırlıklı olarak ekonomik ve ikili ilişkiler var” dedi.
ERMENİSTAN SINIRININ KAPALI OLMASI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Azerbaycan gezinizde Dağlık Karabağ sorunu çözülmeden Ermenistan sınır kapısının açılmayacağı söylendi. Ermenistan'dan gelen açıklamada Cumhurbaşkanı, 'Türkiye'nin Karabağ'a müdahil olması oraya barış getirmez' dedi. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu karşılığı verdi:
“Türkiye'nin Dağlık Karabağ konusunda bölge ülkesi olarak sessiz kalması söz konusu değil. Bunu bir kere bilmek lazım. Bizim kapılarımızın kapanmasını, her ne kadar medyadaki bazı yazarlarımız farklı yorumluyorlarsa da, bu sınır kapılarının kapanması Dağlık Karabağ ile alakalıdır. Orada yapılan müdahaleler sonucunda bizim kapılarımız kapatılmıştır. Tabii başkaları, başka anlayabilir. Biz öyle anlamıyoruz, böyle anlıyoruz. Sebebi budur. Sebep netice ilişkisidir. Dolayısıyla bu sebep oradan kalkmadıkça biz de kapılarımızı açamayız. Bunu, AK Parti iktidarı olarak biz bu şekilde açıklıyoruz, ifade ediyoruz. (Bunun birbiriyle ilişkisi yoktur) yaklaşımını da doğru bulmuyoruz.”
H1N1 VİRÜSÜ
Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda bir yolcuda “H1N1 virüsü” tespit edilmesi ile ilgili soru üzerine de, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın konuyla ilgili basın toplantısında bilgi verdiğini hatırlattı.
Erdoğan, “Kontrol altındadır. Sıkı bir takiple süreç devam etmektedir. Bir Iraklı'da tespit edildi. Kendisi müşahede altındadır. Ailesi başta olmak üzere geldiği uçaktaki yolculara ulaşabilme konusunda arkadaşlarımız THY ile çalışmalarını sürdürmektedir. Kontrol altındadır, bunda endişe olmasın” diye konuştu.
Bunun üzerine basın toplantısında Erdoğan'ın yanında bulunan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Erdoğan'a “Irak vatandaşı değil, ABD vatandaşı” bilgisini verdi. Akdağ, ayrıca uçağın THY uçağı olmadığını belirterek, “Efendim başka hava yolları uçağı” dedi.
Erdoğan da bunun üzerine “Kusura bakmayın, başka uçak” diyerek sözlerini düzeltti.