Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, AKP TBMM grup toplantısında, AB konusuna değindi. Bugün herkesin farklı şeyler söylediği AB üyeliği konusunda kendi görüş ve söylemlerinin açık ve net olduğunu belirten Erdoğan,AB'de temsil edilen çağdaş değerler ve modernleşme projesinin, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranların idealleriyle uyum içinde olduğunu kaydetti.
Çağdaş değerler ve modernleşme çizgisinin, demokratik cumhuriyetin mayasında olduğunu vurgulayan Erdoğan, insanı hayatın her alanında en yüksek standartlara ulaştırmayı hedeflediklerini bildirdi. Erdoğan, ”Bizim nihai hedefimiz budur ve bu hedefimizi hiçbir zaman bir şarta bağlamadık” dedi.
Türkiye'nin AB'ye tam üyelik yolculuğunun, yapılan bütün spekülasyonlara rağmen 17 Aralık 2004'te çizilen rotada devam edeceğini belirten Erdoğan, “Türkiye'nin demokrasi, adalet, kalkınma ve ilerleme hedeflerinin, AB yolculuğu hangi hızla ilerlerse ilerlesin, en kısa zamanda en üst seviyede hayata geçirileceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Biz, öncelikle insanımızın fazlasıyla layık olduğu uygarlık standartlarını hayata geçirmenin hesabını yapıyoruz” diye konuştu.
"GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE BÖLGE, AVRUPA VE DÜNYA İÇİN BİR ŞANS"
Güçlü bir Türkiye'nin bölgesi, Avrupa ve dünya için çok önemli bir şans olacağını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin medeniyetler uzlaşmasında önemli bir çimento olacağına inancını dile getirdi. Farklı medeniyet ve kültürlerin, evrensel insani değerlerle buluşması adına Türkiye'nin AB üyeliğinin büyük bir kazanım olacağına işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz biliyoruz ki Türkiye, kendi yerli değerleri ile evrensel değerler arasında 'çatışma' kurgulayan bir zayıflığa prim vermeyecektir. Kendi yerli değerlerimiz ile evrensel değerler arasında bir uyum olduğuna inanan büyük bir özgüven, bu toprakların damarlarında akmaktadır. Şunu da açıkça ifade edeyim; geçen iki buçuk yıl içinde bizim parlamentomuz, bu gerçeğin ne derece farkında olduğunu çalışmalarıyla tün dünyaya göstermiştir.”
"BAZI AB ÜLKELERİ FARKINDA DEĞİL"
Aralarında AB kurucusu ülkelerin de bulunduğu bazı ülkelerin parlamentolarının, farklı kültür ve medeniyetleri aynı evrensel değerler etrafında buluşturan ve dünya barışı için çok değerli olan bu fırsatın farkında olamadıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Buna üzülüyoruz ama, öte taraftan da Türkiye'nin AB için taşıdığı değeri bir kere daha açıkça müşahede ediyor, gururlanıyoruz. İnsanlığın çocukluk hastalığı olan dini ya da kültürel önyargılardan kurtulamamış dostlarımıza, insanlığın büyük değerlerini hatırlatma konusunda ısrarlı olmayı sürdüreceğiz. Açıkça ifade edeyim ki bugün AB bütünlüğü içinde sadece kültürel ya da ekonomik nedenlerle değil, demokratik nedenlerle de Türkiye'ye büyük ihtiyaç vardır.”
“TÜRKİYE AB KONUSUNDA BAŞINDAN BERİ SAMİMİ”
Erdoğan, TBMM'nin gerek AB'ye uyum yasalarını hayata geçirirken, gerek ülkenin ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemeleri bir bir ortaya koyarken, ne kadar olgun bir demokrasi kültürüne sahip olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. “Çıkarılamaz” denilen yasaların büyük hız ve kararlılıkla çıkarıldığına, Türkiye'nin menfaatleri için Parlamento'nun her unsurunun üstüne düşen sorumluluk ve hassasiyeti gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, “Keşke Avrupalı dostlarımız da AB'nin geleceği için bizim kadar gayretli, dikkatli ve istekli olabilselerdi” görüşünü kaydetti.
Bugün özellikle kendi kamuoylarına mesaj vermek adına Türkiye'nin AB üyeliğini tartışma gayreti içine girenlerin, kendi demokratik samimiyetlerini tartışılır hale getirdiklerini bilmeleri gereğine işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin başından beri AB üyeliği konusunda samimi olduğunu hatırlattı.
"TÜRKİYE ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPTI"
Türkiye'nin son 2.5 yılda ortaya koyduğu büyük gayretle de bu samimiyetini gösterdiğini ve ispat ettiğini kaydeden Erdoğan, “Bu anlamda millet iradesini hakkıyla temsil eden bir Meclisin gerek iktidar partisine gerekse muhalefet partilerine mensup milletvekilleri olarak, görevini yapmış olmanın gurur ve mutluluğunu yaşamak hepinizin en tabii hakkınızdır” diye konuştu.
17 Aralık zirvesinden, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda üstüne düşen her şeyi yerine getirdiği sonucunu tarihe maleden bir sonuç bildirgesi çıktığını belirten Erdoğan, “Bundan sonra Türkiye kendi kazanımlarıyla ilerleme yolunda sizin gayretlerinizle adımlar atmaya devam edecek, AB üyesi ülkelerin sözlerindeki samimiyet test edilecektir” dedi.
"KENDİLERİNİ MİLLETİN İRADESİ ÜSTÜNDE GÖRENLER VAR"
TBMM'nin 85 yıllık geçmişinin, pek çok demokrasi mücadelesine sahne olduğunu anlatan Erdoğan, “Zaten bu Meclis'in ruhunda milli egemenlik, Cumhuriyet ve demokrasi vardır” dedi. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Çünkü, bu Meclis dünyadaki diğer meclisler gibi bir savaşın neticesinde kurulmamış, milletin varoluş davası olan savaşa bizzat başkomutanlık etmiştir.
Bu Meclis, milletimizin aziz vatanımızdaki haklarını müdafaa eden İstiklal Savaşı'mızın başkomutanı olarak, dünyanın bütün meclislerinden daha müstesna bir yere sahiptir. O nedenle bu Meclis'in duvarlarında, kelimelerinde, ruhunda ve mayasında milletin selameti ve devletin bekası vardır.
Bu Meclis, dün kendi insanına Cumhuriyeti ve milli egemenliği çok görenlere karşı, hem düşmana hem de cumhuriyet ve milli egemenlik sevdasından yoksun kendi içindeki bedbahtlara rağmen milletin davasını onurla üstlenmiştir.
Bugün de milletimizin kahir ekseriyetinin aksine düşünen, demokrasiden adeta korkan, dinamizmin yerine ataleti, değişimin yerine statükoyu tercih eden, kendi iradesini millet iradesinin üstünde görenler vardır.
Bu ülkeyi sevmeyi kendi inhisarında gören, kendini bu ülkede yaşayan herkesten daha haklı gören, millet iradesine kulak vermeyi bir türlü içine sindiremeyen bu zihniyet, şükür ki yavaş yavaş demode hale gelmekte, marjinalleşmektedir. Çünkü, Türkiye'de demokrasi, hukuk, adalet güçlenmektedir. Çünkü millet, onların gerçek yüzünü artık tanımaktadır. Ve nihayet çünkü onlar milletin gerisinde kalmıştır.”
MİLLET İKTİDARI
Devletine hizmet eden bir millet anlayışının yerini hızla milletinin hizmetinde bir devlet anlayışının aldığını kaydeden Erdoğan, “Bu ülkenin her köşesine, her taşına, her toprağına eşit yakınlıkta olan, her insanımızın hissiyatına duyarlı, önce insan diyen, hayat kalitesini yükseltmeyi öncelikli hedefi sayan bir millet iktidarı bugün görev başındadır” dedi.