Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak'a asker gönderme konusundaki tezkereyi süratle Meclis'e sevkedeceklerini söyledi. Erdoğan, Yüksek
Seçim Kurulu'nun (YSK), olaya aklıselimle yaklaşanların beklediği bir kararı verdiğini belirterek, gündemlerinde erken seçimin bulunmadığını bildirdi. Erdoğan, Irak'a asker gönderme konusunu yarın Bakanlar Kurulu toplantısında değerlendirdikten sonra süratle TBMM'ye getireceklerini ifade etti.    Başbakan Erdoğan, Kanal 7 Televizyonu'nda canlı olarak yayınlanan ''Ters Köşe'' programına konuk olarak soruları yanıtladı.    Başbakan Erdoğan, YSK'nın kararı anımsatılarak, ''Sürecin kapanıp kapanmadığına'' ilişkin bir soru üzerine, bu konunun gündemlerinde olmadığını söyledi.     Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirten Erdoğan, hukuk devleti içinde tüm kurul ve kurumların işlevinin ve süreçlerin belli olduğunu kaydetti. YSK'nın işlevinin de adeta bir seçime hakemlik etmek olduğunu ifade eden Erdoğan, YSK'nın, 3 Kasım seçimlerini öncesi ve sonrasıyla değerlendirdiğini ve karara bağladığını belirtti.    YSK noktayı koyduktan sonra hala tartışmaları devam ettirmeyi ''Yenilen pehlivan güreşe doymazmış'' şeklinde niteleyen Erdoğan, ''güreşi hala devam ettirmek isteyenler bulunduğunu'' söyledi.     ''GÜNDEMİMİZDE TUTMAYACAĞIZ''    İstikrarın önemine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:    ''3 Kasım'da nasıl bir Türkiye aldığımız ortada. Böyle bir Türkiye alıp arkasından güven ve istikrar için ciddi bir adım atan hükümet, böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmamalı. Biz, 'hukuk devleti içinde YSK bu kararı vermiştir, iş bitmiştir' diyerek de bunu pek gündemimizde tutmadık, bugün de tutmuyoruz, tutmayacağız. Fakat anlayamadığımız bir konu; bazı marjinal kalmış, halkın sandıkta yok farzettiği siyasi partiler buralardan birşeyler koparabilir miyiz gibi çirkin gayretin içine girmişlerdir. Biz bu gayretlere muhatap olmayacağımızı söyledik ve bunu defterden sildik, yolumuza devam ediyoruz. YSK gerçekten aklıselimle olaylara yaklaşanların beklediği bir kararı vermiştir.''     ''BULANIK SUDA BALIK AVINA ÇIKIYORLAR''   Başbakan Erdoğan, tersi bir karar çıkmış olsaydı, erken seçime gidip gitmeyeceklerine ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti:    ''Şu anda erken seçimle ilgili adım atmak ülkede ayrı bir istikrarsızlıktır. Birileri 'efendim Türkiye'de artık seçim kaçınılmaz, artık seçim atmosferine girilmiştir' diyor. Bunların hepsi bulanık suda balık avına çıkan türünden tipler... Buna artık bizim fırsat vermemiz mümkün değil.    Millet bizi 5 yıllığına seçmiş, 5 yıllık halktan vekalet almışız. Bu 5 yıl içinde halkın beklentilerine cevap vereceğiz. 367 milletvekiliyle 1 yılda, 1,5 yılda erken seçime giderseniz bu size vekaleti veren halka itimat telkin etmez.Bundan sonra siz o işi yürütemezsiniz. 6 ay sonra
yerel seçim var. 6 ay sonra milletin huzuruna çıksınlar bakalım, millet kendilerine ne kadar olumlu yaklaşım gösterecek, bize ne gösterecek? Onu da görecekler. Ondan sonra oturup bunun değerlendirmesi yine yapılır ama biz şu anda gittiğimiz yerlerde halkımızla iç içe oluyoruz. Gördüğümüz tablo odur ki, halkımız güvenini aynen devam ettiriyor.''     IRAK'A ASKER GÖNDERME   Başbakan Erdoğan, Irak'a asker gönderme ile ilgili tezkerenin Çarşamba veya Perşembe günü Meclis'e getirileceği yönünde haberler bulunduğunun anımsatılması üzerine ''Çarşamba veya Perşembe günü dediniz bunun hiçbir alakası yoktur. Bu, şu anda grup başkanvekili arkadaşlarımızın kendi özel çalışmalarıdır. Doğrusu içeriğini tam olarak bilmiyorum'' dedi.    Konuyu süratle TBMM'ye getirme gayretinde olduklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:    ''Yani bundan önceki dönemde olduğu gibi ne olacak, ne olmayacak türü sorularla gerek dünyayı, gerek ülkemizi meşgul etmek istemiyoruz. Adımımızı çabuk atalım istiyoruz. Dün de AB hükümetlerarası konferansta herkes bunu sordu. Onların da gündeminde. Biz şu ana kadar grubumuzu bilgilendirme noktasında gerekli adımları attık. Gerek Cumhurbaşkanımız, gerekse Genelkurmayımızla Milli Güvenlik Kurulu'nda görüştüğümüz gibi, bunun dışında da çalışmalar devam ediyor. Yarın Bakanlar Kurulu'nda konuyu müzakere edip, bunun sonucunda konuyu Meclis gündemine getirip işi bitirelim istiyoruz.''    "RİSKLİ OLMAYAN BİR ŞEY YOK"Türkiye açısından Irak'a asker göndermenin riskli olup olmadığı yönündeki soru üzerine Erdoğan, dünyada riskli olmayan hiçbir şey bulunmadığını söyledi. Siyasetin de başlı başına bir risk olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin Kore'ye, Afganistan'a, Bosna Hersek'e, Kosova'ya asker gönderdiğini anımsattı.    Şu anda uluslararası anlaşmalara göre dünyanın 28 yerinde Türk askeri bulunduğunu ifade eden Erdoğan, Irak'ta çok ciddi sıkıntılar olduğunu kaydetti. Erdoğan, Irak'ta elektrik, su, altyapı ve gıda sıkıntısı bulunduğuna işaret ederek, Türkiye'nin oraya insani yardımlar gönderdiğini belirtti.    Türkiye'nin Kerkük ve Bağdat'ta iki hastanenin yapımını başlattığını anlatan Erdoğan, ''Bizim askerimizin oraya gidişi sadece Irak halkının huzuru, mutluluğu, güvenliği içindir. Bu konuyla ilgili olarak bu güne kadar oradaki Türkler dışında bütün aşiret liderleriyle Dışişlerimizin görüş alışverişleri oldu. Bunun yanında Genelkurmay'ın çeşitli görüşleri oldu'' diye konuştu.   "TÜRKİYE OLARAK ŞU VEYA BU HESABIN İÇİNDE DEĞİLİZ''     Erdoğan, konuya ilişkin bir başka soru üzerine şunları söyledi:    ''Türkiye eğer bu işin içinde olursa yarın oralarda şu veya bu şekilde söz sahibi olabilir ama bunların dışında kalırsa Türkiye'nin buralarda söz sahibi olması mümkün olmayacaktır. Burada Amerika'nın ciddi bir ağırlığı ve otoritesi var ve bu otoriteyle bunlar yürüyor.    Biz Türkiye olarak şu veya bu hesabın içinde değiliz. Tek hesabımız var o da Irak halkı demokratik bir sürece ne kadar kısa zamanda girebilir ve kendi yöneticilerini ne kadar kısa zamanda seçer. Gayretimiz bu. Onun için her görüştüğümüz Amerikalı yetkiliyle bunu işliyoruz. Diyoruz ki, burada anayasanın süratle yapılması lazım. Katılımcı anayasa yapılmalı ve bu anayasa Irak halkının değerleriyle çatışmamalı. Süratle bir uluslararası otoritenin nezaretinde nüfus sayımı yapılmalı. Şu ana kadar bu taleplerimize olumsuz yaklaşım da söz konusu değil.''    "BM KARARI BEKLENMEYECEK"Başbakan Erdoğan, bir başka soruyu yanıtlarken de Türkiye adımını ne kadar çabuk atarsa işin o kadar kolaylaşacağını belirterek, ''BM bugüne kadar mevcut uygulamalarında komşu ülkeleri sınır ülkelere pek dahil etmez. Dolayısıyla BM Türkiye'yi bu işin dışında da bırakabilir, eğer böyle bir süreç beklenirse'' dedi.    Yol haritası konusunda da Türkiye'nin böyle bir şeye katılması halinde, bu konuyu ABD'ye belki kabul ettirebileceğini belirten Erdoğan, ''Bu illa olur demiyorum ama eğer olaya pozitif ve objektif yaklaşacaksak o zaman eğer böyle bir yol haritası ortaya konursa Irak halkı geleceğini görür'' dedi. Erdoğan, Türkiye'nin bölgede yerini alması halinde kendisiyle ilgili sıkıntıları büyük ölçüde ortadan kaldıracağını vurguladı.     ''PALDIR KÜLDÜR YÜRÜYEN BİR HÜKÜMET DEĞİLİZ''     Türkiye'nin durumunun ABD'den farklı olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:    ''Biz bin düşünür bir söyleriz. Paldır küldür yürüyen bir hükümet değiliz. Gerek Genelkurmay, gerek Dışişleriyle görüşerek bu adımları atıyoruz. TSK'nın geçmişe dayalı ciddi deneyimleri var. Müzakerelerimizi görüşmelerimizi yaptık, yapıyoruz. Genelkurmayımızın kendi ilgi alanı içinde yapılması gerekenler de şu ana kadar yapılmıştır. Bundan sonra da yapılacak olanlar vardır. TSK nasıl Afganistan'da, Bosna Hersek'te başarıyla sürdürüyorsa, burada da aynı şekilde başarılı olacaktır. Yeter ki, bu konuda TBMM talebine olumlu cevap versin. Karar TBMM'nin. TBMM de bu konuda sadece bu anı değil, sadece geçmişi değil, bunun geleceğini düşünerek, bunun kararını verecektir.''    "GRUP KARARI ALINMAYACAK"Irak'a asker gönderme konusunda yetki mi, izin mi isteneceği sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:    ''Bizim bugüne kadar çalışmalarımızda prensibimiz hep şu olmuştur: Biz bir siyasi partiyiz. Önce oturmalıyız enine boyuna tartışmalıyız demişimdir. Genel kanaat hangi istikamette belirdiyse ondan sonra bütün grup o istikamette reyini kullanmalıdır. Bunu niye söylüyorum. Çünkü eğer neticeye gideceksek, orada alınan kararla adım atılmalıdır.Yoksa dışarı çıkıp yine ben bildiğimi okuyayım, bildiğim şekilde gideyim dediğiniz zaman bu, zaman içinde o hareketi zayıflatır. Nitekim Türkiye'de bugüne kadar siyasi partilerin birçoğunun bitişi de bundan kaynaklanmıştır. Biz enine boyuna konuştuk, bilgilendirmelerimizi yaptık. Konu da zaten büyük ölçüde biliniyor.''    Başbakan Erdoğan, bu konuda ''Grup kararı alacak mısınız?'' sorusunu, ''Grup kararı diye birşey yok'' diye yanıtladı.     PKK/KADEK KONUSU     Başbakan Erdoğan, programda Amerikalıların PKK/KADEK konusunda üzerlerine düşeni yapıp yapmadıkları yolundaki soru üzerine, Türkiye'nin 11 Eylül'den sonra dünyadaki terör örgütlerine karşı bir uluslararası mücadele platformu oluşturulması için bir talebi olduğunu, Amerika'nın da bu yolda attığı adımlar bulunduğunu anlattı.    Gerek AB üyesi ülkeler, gerek ABD gerekse diğer ülkelerin büyük çoğunluğunun PKK/KADEK'i ''terör örgütü'' olarak kabul ettiklerini söylediklerini hatırlatan Erdoğan, ''Söylüyorlar ama biz, 'bunun yaptırımları var, bu yaptırımlarda da kendinizi ortaya koyun' diyoruz'' dedi.    Başbakan Erdoğan, şu anda Kuzey Irak'ta beş bine yakın terör örgütüne mensup insan olduğunun tespit edilmiş durumda olduğunu belirterek, ''Buna karşı da bir yaptırımın uygulanmasını Türkiye olarak bizler istiyoruz'' dedi.    ABD'nin bu örgütü ''terör örgütü'' olarak kabul ettiğini söylediğini, son Türkiye ziyaretinde de bunu çok açık ve net olarak ortaya koyduklarını hatırlatan Erdoğan, burada müşterek bir çalışmanıniçine gireceklerini de söylediklerini ancak bunun şekli üzerinde kesin bir karara varılmadığını kaydetti.    Erdoğan, bunları bir pazarlık konusu yapmak istemediklerini, vurgulayarak, şöyle devam etti:    ''Madem ki bir stratejik ortaklığımız var madem ki biz bu ortaklığı en güzel şekilde sürdürme gayreti içindeyiz, burada daha rahat çalışma zeminini bulabilmek için de birbirimizle bu dayanışmayı, bu yardımlaşmayı sürdürmemiz lazım.    Biz şu anda Amerika'nın en azından son gelişmeler olarak olumlu yaklaşımlarını gördük ama bunun uygulamada ne denli doğru olduğunu da önümüzdeki günlerde görme fırsatını bulacağımızı ümit ediyorum. Burada hükümet olarak, gerek TSK olarak, bugüne kadar olan nasıl bir ciddiyetle tutulduysak, aynı ciddiyetle tutulacak ve işin üzerine gidilecektir.''     ABD İLE PAZARLIK TARTIŞMALARI    Başbakan Erdoğan, ''ABD, PKK/KADEK konusunda harekete geçsin, bir görelim işbirliğinin boyutunu, biz ondan sonra tezkereyi Meclis'e getirelim'' gibi bir yaklaşımın sözkonusu olup olmadığının sorulması üzerine ''Böyle bir pazarlık söz konusu değil. Biz bu tür pazarlıkların içine girmeyiz zaten'' dedi.    Öncelikle Türkiye olarak ne yapılacağının karara bağlanması gerektiğine işaret eden Erdoğan, ''Yani eğer ABD olmamış olursa, Türkiye KADEK'e karşı kendisini koruyacak veya bir koruma durumuna girecek ülke mi? Türkiye bu noktada, bütün güvenlik güçleriyle, başta TSK ve emniyet güçleri olmak üzere bu güce sahiptir. Gereken neyse bunu yapar ve kendi halkını da huzur içinde yaşatmaya devam eder'' dedi.    Erdoğan, arada sırada bazı üzücü durumlar yaşanmasının doğal olduğunu kaydederek, ''Olacaktır ama sonunda bu işin otoritesini sağlamada, TSK ve güvenlik güçlerimiz, gerek içerde gerek dışarda hep birlikte dayanışma içinde nasıl bundan önceki süreçte başardıysalar, bundan sonra da yine başarmaya devam edeceklerdir'' diye konuştu.     8,5 MİLYAR DOLARLIK KREDİ    Erdoğan, 8,5 milyar dolarlık kredinin, ''Türkiye'nin Kuzey Irak'a girmemesi ve Irak'ta ABD'yle işbirliği yapması koşullarına bağlandığı''na ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, kredi konusunun Dubai'de değil, Irak savaşının bitmesinden sonra gündeme geldiğini söyledi.    Geçtiğimiz Temmuz ayında ABD yönetiminin Kongre'den 78 milyar dolarlık para talebinde bulunduğunu ve Türkiye'ye de ''8,5 milyar dolarlık bir krediye çevrilmek üzere 1 milyar dolarlık'' bir hibenin gündeme geldiğini belirten Erdoğan, orada ayrıca, ''IMF ile ilgili bağlantılar, Türkiye'nin ABD ile Irak'taki dayanışması veya ABD ile müşterek hareket etmesi'' halinde hibenin gerçekleşmesi görüşlerinin dile getirildiğini anlattı. Ama Türkiye'nin ne böyle bir talebi olduğunu ne de böyle bir şartnameye imza koyduğunu vurgulayan Erdoğan,böyle bir şeyin söz konusu olmadığını bildirdi.    Erdoğan, ''Türkiye'nin savaştan sonra böyle bir şeyin içine girmeyeceğini'' hep vurguladıklarını belirterek, konunun IMF ile Dünya Bankası'nın Dubai'deki çalışmalarında tekrar gündeme geldiğini söyledi. Erdoğan, ''Aynı konu gündeme geldi ve bu şartlar muaciyesindede bu imzalandı. Burada bizi bağlayan, bizim bağımsızlığımıza gölge düşüren veya bağımsızlığımızı tehdit eden ne var ben bunu anlamıyorum. Kaldı ki bizim bu parayı illa kullanalım diye bir derdimiz yok. Çünkü biz 2003 bütçemizi buradan gelecek paraya göre yapmış bir ülke değiliz'' diye konuştu.     ''BU PARA UCUZA SATIN ALINMIŞTIR''    Hükümet eğer çok düşük bir faizle ve uzun vadede, dört yıl ödemesiz 10 yıl vadeli olarak böyle bir kredi sağlamışsa, bu hükümetin takdir edilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, sadece düşük faizden Türkiye'nin kazancının 1 milyar dolar olduğunu söyledi. Erdoğan, bunların değerlendirilmesi gerektiğini, konunun Türkiye'nin bağımsızlığı ile ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu söyledi.    ''Biz, bu parayı ister kullanırız, ister kullanmayız ama bu para ucuza satın alınmıştır'' diyen Erdoğan, burada bir sıkıntının söz konusu olmadığını belirtti.    CHP LİDERİNİN POPÜLİST YAKLAŞIMI Muhalefet liderinin seçim öncesinde 6 milyar dolar alınması gündemdeyken Kemal Derviş'e ''10 milyar dolar almamız mümkün değil mi?'' diye sorduğunu belirten Erdoğan, ''Şimdi bunu söyleyen muhalefetin lideri bugün kalkmış, gayet ucuz bir şekilde alınan bu krediyle ilgili olarak, 'Bu bağımsızlığımızı tehlikeye düşürür, gölge düşürür' diyor. Bunlar popülist yaklaşımlardır. Bence bunlara düşmemeklazımdır. Bunların hepsi olumlu gelişmelerdir. Biz gayet rahatız'' dedi.''GENELKURMAYIMIZLA ARAMIZDA HERHANGİ BİR SIKINTIMIZ SÖZ KONUSU DEĞİL"Erdoğan, ''Muhalefetle, askerle ve cumhurbaşkanı ile ilişkilerinizne durumda?'' sorusu üzerine şunları kaydetti:    ''Askerimizle, Genelkurmayımızla aramızda herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil, olamaz. Çünkü, bir defa, bu asker benim askerim, bizim askerimiz. Bunlar başka yerden gelmiş insanlar değil ki. Bu ordu, bizim ordumuz, bizim bağrımızdan çıkmış. Ülkemizin ağırlıklı olarak dış güvenliği anayasada geniş şekilde tanımlanmış. Bizim ordumuzun en ileri teknolojiyle donanması da hükümet olarak her zaman ayrıca görevimizdir. Niye? Çünkü her zaman daha güçlü olması gerekir ki dışa karşı gerek emniyet noktasında gerek güven verme noktasında Türkiye için güçlü hale gelsin.    Benim o akşam konuştuğum Dubai'deki olayla ilgili bir iletişimsizlik yaşanmıştır. Yoksa, Temmuz ayından itibaren bunlar bütün internet sitelerinde, bu anlaşma zaten vardır, gizli bir şey değildi ki. Çok açık ve net ortadaydı. Ama bazıları bunu olmamış, bilinmiyor, kapalı kapılar ardındaymış gibi yansıttı. Oysa çok ortada olan bir şey.    Sayın Cumhurbaşkanımızla muntazaman haftalık olağan toplantılarımızı yapıyoruz. Zaman zaman benim ve Cumhurbaşkanımızın seyahatleri olduğu zaman yapamıyoruz. Ama böyle bir seyahate rastladığı zaman bazı gazeteler 'Bu hafta görüşemediler. Ne oldu?' diye yazıyor.''    RTÜK Erdoğan, ''Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in TRT Genel Müdürü'nün kararnamesini imzalamamasına'' ilişkin bir soruyu yanıtlarken de şunları kaydetti:    ''Cumhurbaşkanının imzalamaması, kişiye münhasır bir olay değil. Son gönderdiğimizde, RTÜK'te ilk turda 5 oy aldığını iddia eden adaylardan birisi yargıya gitmiş. O yargı neticesini beklemesi sebebiyle Sayın Cumhurbaşkanımız imzasını atıp atmama konusunda kararını vermiş değil. Olayın aslı budur. Basına yansıdığı gibi değil. Hatta geçen gün, 'Geri gönderildi, reddetti' filan diye de
haber çıktı. Böyle bir ÅŸey yok. Çünkü, ilk önce biz CumhurbaÅŸkanımızla konuÅŸmuÅŸtuk. KiÅŸiye yönelik CumhurbaÅŸkanımızın herhangi bir tavrı söz konusu deÄŸil. CumhurbaÅŸkanımız, yasal süreç noktasında oradan gelecek cevabı bekliyor.    TÃœBÄ°TAK konusunda da yine çok ciddi yasal boÅŸluklar var. Süresi dolup giden TÃœBÄ°TAK BaÅŸkanı'nın, yerine vekil olarak bıraktığı kiÅŸi, bilim kurulunun içinden deÄŸildir. Kanun, 'bilim kurulunun içinden birini yerine baÅŸkan olarak bırakabilir' diyor. Biz burada yasal olmayan bir ÅŸeyi düzeltiyoruz. ArkadaÅŸlarımız, bilim kuruluna birkaç isim önerdiler. Bunların hepsi profesör, içlerinde 8-10 dil bilenler var. Dünyanın kabul ettiÄŸi, ödüllendirdiÄŸi isimler var. Bunların hiç birisi bizim ne akrabamızdır ne de aynı siyasi deÄŸerleri paylaşıyoruz.Åžu anda bu isimler, gerek Silahlı Kuvvetlerimiz ile gerekse MGK ile gayet uyumlu bir ÅŸekilde oralarda eÄŸitim veren, çalışmalar yapan öğretim üyeleri...''     YÖK YASA TASLAÄžI    ErdoÄŸan, ''YÖK tasarısı TBMM gündemine gelecek mi? Elde bir tasarıvar mı? Bu tasarıyı deÄŸiÅŸtirmek gibi bir plan var mı? CumhurbaÅŸkanı, meclisin açılış töreninde yaptığı konuÅŸmada, YÖK'te yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduÄŸunu söyledi, bir anlamda kabul etti. Fakatsizin ve hükümetin gündeme getirdiÄŸi birtakım çekinceler dile getirdi.Tasarı deÄŸiÅŸecek mi, aynen mi gündeme gelecek, ne kadar sürede geçecek?'' sorusuna ise ÅŸu karşılığı verdi:    ''Åžu anda hazırlanan bir tasarı deÄŸildir, bir taslak halindedir vebu taslak, deÄŸiÅŸik illerde, gerek öğretim üyeleri gerek sivil toplum örgütleri aynı ÅŸekilde bu konuda ben de bir ÅŸeyler söyleyebilirim diyecek tüm insanlarımızın katılımıyla adeta bir tasarı haline gelsin istedik. Bu konuyla ilgili de gerek ABD, gerek Avrupa, gerek UzakdoÄŸu'da ne kadar baÅŸarılı, geliÅŸmiÅŸ ülkelerin üniversiteleri varsabunları da MEB heyetindeki arkadaÅŸlarımız incelediler. Tabii bu sıkıntılar zaman zaman gündeme gelince Ãœniversitelerarası Kurul ile bukonuyu görüştük. Sonunda kendilerine ÅŸunu söyledik: Biz sizlerle dayanışma içerisinde bu iÅŸi hazırlayalım diyoruz. Tek taraflı diye birderdimiz yok. Üniversitelerimiz ne kadar çaÄŸdaÅŸ, ne kadar modern, ne kadar verimli hale gelirse bizim için de o kadar iyi olur. Sizlerle bir heyet oluÅŸturalım. MEB'in oluÅŸturduÄŸu bir heyet de var. Ä°stersenizsiz onlarla biraraya gelip çalışın ve iÅŸi bitirin. "Ä°DDÄ°AMIZ YOK"Mutabık kaldığınız maddeler varsa onları koyun bir tarafa. Mutabık kalamadıklarınızı da Bakanlar Kurulu'na bırakın. Orada biz verelim kararı ve böylece bu taslağı tasarı haline getirelim. Bu taslak, illa MEB'in hazırladığı taslak olsun diye bir iddiamız da yok. Sonunda tamam dediler. Åžu anda müşterek gayret görüyorum. Ä°nanıyorum ki uzlaşı alanı bulacaklar. Çalışma, ÅŸu anda Ãœniversitelerarası Kurul'la yürüyor.''      YÖK Yasası'nın ÅŸu ana kadar 26 kez deÄŸiÅŸtirildiÄŸini, 86 maddenin deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸradığını belirten ErdoÄŸan, ''Bunlar yapılırken bu ülkedehiç bu tür kavgalar oldu mu? Olmadı. Åžu anda da biz YÖK Yasası'nı tamamen kökünden, yeniden yapmıyoruz ki. Sıkıntılı olan neyse, bunlar üzerinde müşterek bir çalışmayla bu hazırlıklar yapılıyor. Kaldı ki butaslak üzerinde çalışanlar da bu ülkede rektörlük, dekanlık yapmış profesör, doçent... Daha iyisini nasıl yapalım? Modern, çaÄŸdaÅŸ dünyadaki yerimizi nasıl süratle alalım? Derdimiz o'' diye konuÅŸtu.     BÃœYÃœK KONGRE SONRASI    ErdoÄŸan, 12 Ekim Pazar günü yapılacak AK Parti Büyük Kongresi sonrasında hükümette veya parti yönetiminde bir deÄŸiÅŸiklik düşünüp düşünmediÄŸinin sorulması üzerine, 400 kiÅŸilik kurucu üyeler ile bu konuda toplantı yaptıklarını söyledi.    Kurucu üyelerle yaptığı son toplantıda, üyelerden, partinin MerkezKarar ve Yönetim Kurulu'nda (MKYK) görmek istekleri kiÅŸileri formlara yazmalarını istediÄŸini anlatan ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:    ''Kendilerinden aldığım teklifleri deÄŸerlendirerek yeni MKYK oluÅŸturmayı planlıyoruz. Daha kuÅŸatıcı, daha toparlayıcı ve Türkiye'debölgelerin geneline hitap edecek, ama aynı zamanda üzerlerinde fazla yük olmayacak. Bakanlar Kurulu'ndaki arkadaÅŸlarımızın büyük bir çoÄŸunluÄŸunu deÄŸil de az sayıda arkadaşımızı MKYK'da bırakalım istiyoruz. Bu tür ilkeler çerçevesinde MKYK'yı oluÅŸturmayı hedefliyoruz.''    Önümüzdeki dönem MKYK'nın çok daha farklı iÅŸlevlerle donatılmasınısaÄŸlayacaklarını anlatan ErdoÄŸan, aydan aya toplanan deÄŸil, üzerlerinde çok fazla yük olmayan, ülke genelinde sürekli gayretin içerisinde olan bir MKYK'nın oluÅŸturulacağını ifade etti.    ErdoÄŸan, ''Siyaset sürekli bir hücre yenilenmesi olmalı, bu tamamıyla deÄŸil, ama zaman zaman belli takviyelerle bu deÄŸiÅŸimin olması lazım. Siyasetin içerisinde yer alan tüm arkadaÅŸların buna her an hazır olmaları gerekiyor. Zannediyorum bu, güçlü siyasetin bir temel kaidesi haline gelmelidir'' dedi.    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, bir baÅŸka soru üzerine de ÅŸu anda kabinede bir deÄŸiÅŸiklik düşünmediklerini belirterek, ''O da her an beklenebilir. Orada aksamalar çok çok ağır hale gelirse orayı ne yapacaksınız, çözeceksiniz. Ama ÅŸu anda öyle bir ciddi sıkıntımız yok'' diye konuÅŸtu.     ''TÃœRKÄ°YE'NÄ°N BÄ°R NUMARALI SORUNU Ä°ÅžSÄ°ZLÄ°K''    ErdoÄŸan, bir soruya karşılık, ÅŸu anda Türkiye'nin bir numaralı sorunun iÅŸsizlik olduÄŸunu, bunun temelinde yatırımların durmuÅŸ olmasının yattığını kaydederek, ''Bizim süratle yatırımcılarımızı öylebir hale getirmemiz lazım ki, atıl durumdaki fabrikalar yüzde 100 kapasiteyle çalışır hale gelsin. Burada bazı sıkıntılar ve engeller var. Bunları peyderpey kaldırdık, kaldırıyoruz'' dedi.    Devleti bundan sonra ''iÅŸ arayanlara iÅŸ veren bir kapı olmaktan'' çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen ErdoÄŸan, milli geliri düşük olan illerdeki vatandaÅŸlardan vergi almayacaklarını, SSK primlerini düşüreceklerini, buradaki vatandaÅŸlara ücretsiz arazi tahsisi yapacaklarını anımsattı.    ErdoÄŸan, geçen yıl kış mevsiminin ortalarında göreve geldiklerini,bu nedenle gerekli hazırlıkları yapamadıklarını belirterek, ''Ä°nÅŸallahbu kış, 800 bin ton kömürü fakir halkımıza, evinde yakacağı olmayan vatandaşımıza dağıtacağız. Bu 1.5 milyon aile demektir'' diye konuÅŸtu.BaÅŸbakan ErdoÄŸan, aynı zamanda fakir ailelere gıda yardımı da yapılacağını söyledi.   Â
button