Erdoğan: Terörün dini, ırkı, milliyeti yok

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: Terörün dini, ırkı, milliyeti yok
Oluşturulma Tarihi: Eylül 03, 2004 00:00

Rusya'daki rehin alma eylemini değerlendiren Başbakan Tayyip Erdoğan, törörün dini, ırkı, milliyetinin olmadığını belirterek, olaya 'Çeçen terörü' şeklinde yaklaşılmasının doğru olmadığını söyledi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya'da bir okuldaki rehin alma eylemi ve gerçekleştirilen operasyonla ilgili olarak, “Savunmasız öğrencilerin, küçük yavruların, annelerin düştüğü durumu tanımlayacak ifadeler bulamadığını” söyledi. Erdoğan, ATV ana haber bülteninde Ali Kırca'nın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Rusya'da eylem ve gerçekleştirilen operasyona ilişkin görüntüleri izleyen Erdoğan, “Savunmasız öğrencilerin, küçük yavruların, annelerin düştüğü durumu insan kendi nefsinde değerlendirmeye tuttuğunda tanımlayacak ifadeler bulamıyor” değerlendirmesini yaptı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Türkiye'ye yapacağı ziyareti, rehin alma eylemi nedeniyle ertelediğini anımsatan Erdoğan, bunu “anlayışla” karşıladıklarını söyledi. Putin'in, yaptıkları telefon görüşmesinde en kısa zamanda ziyareti gerçekleştireceğini söylediğini belirten Erdoğan, önümüzdeki dönemde, takvimi belirlemeye dönük bir çalışma yapılacağını kaydetti. Terör eylemleri konusundaki düşüncesini geçmişten beri hep altını çizerek ifade ettiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi: “Şimdi bazı çevreler yanlış anlayacak ama sorumluluk makamında bir insan olarak ben yine isimlendirmekten kaçıyorum. Terörün dini, ırkı, milliyeti yok, uluslararası boyut almış durumda. Buna 'Çeçen terörü' şeklinde yaklaştığınız zaman bu neyi getiriyor, yarın bir Rus vatandaşı, Çeçen dediğimiz zaman bunların hepsine terörist olarak bakacaktır. Batı'da zaman zaman bakıyorsunuz bazı çevreler bize farklı bakıyorlar. Oradaki bir Türk'ün yaptığı yanlış sebebiyle kalkıp tüm Türkleri suçlama yoluna gidiyor. Bu tabii doğru değil.” “TERÖRÜN İSLAM İLE ALAKASI OLAMAZ”Erdoğan, Rusya'daki terör olaylarıyla ilgili olarak bazı yetkililerin, “El Kaide” ve “radikal İslamcı terör” örgütlerinin bağlantılarından söz ettiklerinin anımsatılması üzerine, “Terörün önünde 'İslam' ya da “İslamcı' sözcüğünü görmek istemediğini” söyledi.Terörün “İslam ile alakası olamayacağını, İslamcı bir sıfatla terör olamayacağını” kaydeden Erdoğan, hiçbir semavi dinin adının terörün önüne gelemeyeceğini belirtti. Başbakan Erdoğan, uluslararası teröre karşı ortak bir mücadele platformunun henüz oluşturulamadığına dikkati çekerek, uluslararası boyutta “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığının sürdüğünü söyledi.Uluslararası teröre karşı ülkelerin istihbari bilgileri mutlaka paylaşmaları gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, bu başarıldığı takdirde sonuç alınabileceğini ifade etti.Erdoğan, terörün önlenmesi için mutlaka kaynağında yatan nedenlerin saptanması ve üzerine gidilmesi gerektiğini belirterek, ”Teröristi yakalamakla, vurmakla netice alınmaz ki. Irak'ta, Rusya'da birkaç tanesi vurursunuz, sonra bir bakıyorsunuz bir başka yerden tekrar o antrenman alanına geliyorlar. Buraları çünkü antrenman alanları olarak görüyorlar” dedi.Yoksulluğun terörün nedenleri arasında ilk sırada, ideolojilerin ikinci sırada yer aldığını belirten Erdoğan, terörü önlemek için ”bataklıkta sivrisinek avlamak değil, bataklığı kurutmak gerektiğini” kaydetti. “TERÖRİSTLE PAZARLIK OLMAZ”Başbakan Erdoğan, okuldaki rehin eylemi ve gerçekleşen baskın konusunda Rus güvenlik kuvvetlerinin tavırlarına ilişkin bir soru üzerine, “Terörle, teröristle pazarlık olamayacağını” belirterek, şunları kaydetti: “O konudaki tavırlarını doğru buluyorum. Rusya Devlet Başkanı'nın bu nedenle uluslararası bir ziyaretini ertelemesi, psikolojik takviye ve motivasyon bakımından da önemli. Hiçbir zaman teröre taviz vermek asla düşünülmemeli. Haberleri izlerken operasyonun başlatılmasına yönelik bir emir gelmediği, sanki emrivaki olduğu gibi bir durum söz konusu olduğu belirtiliyordu. Bu bir defa ölü sayısını artırmıştır. Teröristleri de şoka sokmuş, planlamadıkları adım atmak durumuna gelmiş olabilirler. Belki çok daha az insanı rehine olarak alarak veya öldürerek bu yola gireceklerdi. Bir kaos ortamı yaşandığı ve bu ortam rakamı büyüttü gibi geliyor bana. Şokla birlikte bir bocalamanın olduğu görülüyor.” “TERÖR BİZİ DE VURUYOR”Terör olaylarının karşısına dikilmek gerektiğini, 11 Eylül sürecinde “uluslararası teröre karşı bir ortak bir mücadele platformu” oluşturulması önerisinde bulunduklarını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: “Terör bizi vuruyor mu, vuruyor. Terör bizi Doğu'da, Güneydoğu'da vuruyor. Şimdi Irak'ta vuruyor. Bizim de 30'a yakın vatandaşımız şu veya bu şekilde Irak'ta teröre kurban gitti. Oraya giden vatandaşımız savaşmak için ya da başka bir nedenle değil, ekmek parası için gidiyor. Irak halkına destek için, Irak halkını sevdiği için gidiyor. 'Orada bana yabancı insanlar yok' diyor. Güvenliği yok, her an ölümle karşı karşıya.” Erdoğan, Irak'ta Türkler ya da Nepal vatandaşları öldürüldüğü zaman kimsenin ayağa kalkmadığını, ancak 2 Fransız gazeteci sıkıntıya girdiği zaman herkesin ayağa kalktığını kaydetti.Fransız hükümetinin dünyayı ayağa kaldırdığı, Türk hükümetinin pasif kaldığı yönündeki iddialardan söz edilmesi üzerine Başbakan Erdoğan, “Hiç alakası yok. Bizim orada kurtardığımız vatandaşlarımız var. Bu işin yaygarasını kopararak her şey hallolmuyor” diye konuştu.Başbakan Erdoğan, AK Parti milletvekillerinin İsrail'e yaptığı ziyarete ilişkin bir soru yöneltilmesi ve ziyaretin ABD'nin uyarısı üzerine gerçekleştiği iddiaların anımsatılması üzerine, “Bize kimseden herhangi bir uyarı gelmedi. Bizim hükümetimiz bugüne kadar kimseden uyarı alarak çalışmamıştır” dedi. İsrail'den AK Parti'ye gelen davet üzerine bu ziyaretin gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, “Ben arkadaşlarıma 'her iki tarafa gidilmesini kabul ederlerse bu daveti kabul edebileceklerini' söyledim. Başbakan olarak ben de, Dışişleri Bakanımız da gidecek olsa yol haritası hem İsrail hem Filistin olacaktır” diye konuştu. Milletvekillerinin, hem İsrail hem Filistin tarafıyla görüşmeler yaptıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Burada her iki tarafta da karşılıklı bir fedakarlık dönemi başlamış değil. Ölümler her gün devam ediyor. Bütün bunlar karşısında 'Türkiye olarak biz arabulucu olalım' diyoruz ama burada ABD'nin önce arabulucu olarak devreye girmesi lazım. Benim antisemitizmi bir insanlık suçu olarak ilan ettiğimi biliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez Hahambaşı'nı ben ziyaret ettim. Sinagog baskınlarının ardından insani değerlerimle bunu yaptım. Biz, bunu yaparken, aynı şeyi karşı tarafın da düşünmesi lazım. Bir tarafta elinde misket gibi taş atanlara bomba yağdırırsanız, ben buna 'gayet güzel yapıyorsunuz' diyemem. Dost ülkenin başbakanı olarak ben, bir uyarıda bulunuyorum, bunu olumsuz bir yaklaşım olarak değil, bir dost uyarısı olarak alacaksınız.” Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün “Irak Vietnam olma yolunda” değerlendirmesi anımsatılarak, “İyi ki de gitmemişiz, bir bataklıktan teğet geçtiğimizi düşünüyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Böyle bir çerçeve bakış yaptığınız zaman buna 'evet' diyebilirsiniz, ama Türkiye'nin orada yer almasının oradaki şartları değiştirip değiştirmeyeceği ayrı konu. Mesela Afganistan'da bizim askerimize bakış farklı, diğer koalisyon güçlerine bakış farklı. Yani Türkiye'nin oraya sağlayacağı avantajlar olabilirdi. Şu anda oraya lojistik desteği veren çok ciddi sayıda Türk var. Sayın Özkök'ün şu anda Vietnam'a dönüşme tespitine katılıyorum. Şu andaki tablo o.”Erdoğan, bir başka soru üzerine, Irak'ta PKK/Kongra-Gel ile mücadele konusunda ABD'nin şu ana kadar Türkiye'nin beklediği ciddi yaklaşımı ortaya koymadığını belirterek, “Temenni ederiz ki bundan sonraki süreçte ortaya koysun” dedi.YARGITAY-MİT-ÇAKICI OLAYIErdoğan, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'ya haksızlık yapıldığını düşünüp düşünmediğine ilişkin sorusu üzerine, konunun yargı sürecinde olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin, “kuvvetler ayrılığı prensibini benimsemiş, buna göre hareket eden bir ülke” olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Bu işin kendilerinin dışında ve yargıda olduğu” ifadesini kullandıklarını hatırlattı. Erdoğan, “Yargısız bir infaza gidemeyeceklerini” ifade etti. Konuyla ilgili olarak MİT Müsteşarı'ndan gerekli bilgileri aldığını, bu bilgiler çerçevesinde olayı izlediğini belirten Erdoğan, ”Süreç içinde atılması gereken adımları çekinmeden atacaklarını” söylediklerini, şimdi de aynı kararlıkta olduklarını kaydetti. Kurum ve şahısla ilgili araştırma döneminin beklenmesi gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, insanların kolay yetişmediği üzerinde durdu. Kurumların yıpranmasının söz konusu olduğunu, yargının ve MİT'in önemli birer kurum olduğunu vurgulayan Erdoğan, olayları izlediğini ve takip ettiğini söyledi. ZİNA TARTIŞMALARITürk Ceza Kanunu'nun pek çok maddesi değişirken “zina” tartışmasının gündeme geldiği ve AB'ye uyum yasalarında bunun bulunmadığına ilişkin soru üzerine Erdoğan, bunun Türkiye'nin şu andaki malum sıkıntıları nedeniyle atılan bir adım olduğunu belirtti. Erdoğan, bu konuda 1996 yılına kadar zaten bir düzenleme bulunduğunu ve bu düzenlemenin kadının aleyhine olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: “Biz geçmişte olanı eşitleyelim istedik. Aile bizde kutsal bir kurumdur. Aile kurumu güçlü olduğu müddetçe bu millet güçlü olmuştur. Aile kurumu zaafa uğradığı zaman o ülkeler yıkılmaya mahkumdur. Biz aile kurumumuzu güçlü tutmak zorundayız. Bu bizim değerlerimizden, kültürümüzden geliyor. Bu kutsal aile kurumumuzu yıpratmamak için bir adım atmak gerekiyor. Bu adımda ne var, aldatılmak var. Eğer kadın erkeğini aldatıyorsa erkek tarafından şikayete bağlı, eğer erkek kadını aldatıyorsa kadın tarafından yine şikayete bağlı olarak burada bir ceza var. Bakın burada ikisi bir başkası değil. Ailenin iki ferdi kadın erkeği, erkek kadını şikayet ederse... Alan razı veren razı o zaman zaten hiçbir şey yok. Şikayet söz konusu olursa. Töre cinayeti diye feryat ediyorsunuz nereden kaldıracaksınız töre cinayetini, eğer bir müeyyidesi varsa kaldırabilirsiniz. Bunların önünü kesmemiz için tedbirini almamız lazım.” AB'de bunun olmadığının belirtilmesi üzerine Erdoğan, Batı'nın dört dörtlük örnek olmadığını ifade ederek, “Batı'yı her yönüyle dört dörtlük örnek almaya kalkarsak o zaman kendimizi inkar eder, biz biteriz. AK Parti, muhafazakar demokrasi anlayışında, muhafazakarlığını aileye odaklamıştır. Onun için biz 'aile' diyoruz” diye konuştu. EKONOMİBaşbakan Erdoğan, ekonomideki son durum ve “simitçiye, boyacıya kredi kartı veriliyor” şeklindeki tartışmalarla ilgili sorular üzerine, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in daha sonra bu söylemin bir latife olduğunu açıkladığını söyledi. “Bizim vatandaşımızda şöyle bir anlayış var; kredi kartını eline aldığında sınır tanımaksızın bir harcamaya giriyor” diyen Erdoğan, ödemeler geldiğinde de bunun “Yandım Allah” dedirttiğine dikkati çekti. Kredi kartlarıyla ilgili çalışmaları anlatan Erdoğan, kredi kartını kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldırmada çok önemli bir enstrüman olarak gördüklerini bildirdi. Başbakan Erdoğan, “Her insan kredi kartı almalı ama kredi kartının da belli bir sınırı olması lazım. Belli bir kredisinin olması lazım, orayı iyi kontrol altına almamız lazım. Yoksa ciddi sıkıntılar yaşarız. Sayın Bakan'ın orada dile getirdiği, ayağınızı yorganınıza göre uzatın ifadesidir” dedi. Cari açıkla ilgili bir soru üzerine Erdoğan, birçok objektif ekonomistin, Türkiye'nin mali disipline ne kadar dikkat ettiğini, ekonomik programı ne kadar ciddiyetle uyguladığını konuştuklarına dikkati çekti. Erdoğan, vatandaşın yerli değil yabancı otomobil tercih ettiğini, dolayısıyla bunların cari açığın artmasında çok önemli bir kalem olduğunu, ihracatın da cari açığın artmasında önemli bir kalem olduğunun göz ardı edilmemesini istedi. Erdoğan, Türkiye'deki güçlü firmaların belli bir stok yoluna gittiğini, bu stokun aynı anda üretime dönüşmediğini, 2005'te bunların eriyip üretime döndüğünde cari açığın yıl sonunda kapanacağını anlattı. 2005'te tek rakamlı enflasyonu yakalama sinyallerinin ortaya çıktığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, büyüme hızında da güzel gelişmeler olduğunu kaydetti. Erdoğan, bir başka soru üzerine, AB'nin Aralık'ta Türkiye'ye tarih verme konusunda iyimser olduğunu belirtti. Erdoğan, bu konuda ikili görüşmelerin sürdüğünü, önümüzdeki dönemde yoğun bir ziyaret döneminin yaşanacağını ifade etti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!