Erdoğan: TBMM olmazsa millete gideriz

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: TBMM olmazsa millete gideriz
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2010 12:07

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğa, partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeler değerlendirdi.

TBMM'nin Anayasa değişikliklerini gerçekleştirmesini umduğunu belirten Erdoğan, eğer bu olmazsa karar milletindir der ve referenduma gideriz' dedi.

İşte Erdoğan'ın açııklamalarından satır başları:İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Haberin Devamı

- Biz hiçbir zaman kendimizi birilerine kabule ettirmenin gayreti içinde olmadık. Millet bizi beğensin, takdir etsin, o bize yeter dedik. Siyaset milletle yapılır dedik. O ilkeden hiç sapmamanın gayreti içinde olmadık.

- Biz nasıl bizim gibi düşünmeyenlerin de düşüncelerine önem veriyor ve saygı duyuyorsak, bizim gibi düşünmeyenlerden de aynı hassasiyeti bekliyoruz.

CANAYDIN ÖRNEK BİR İNSANDI

- Dün gece gerçekten çok sevdiğim değerli dostum kardeşim, Özhan Canaydın’ı kaybettik. Gerçekten spor dünyasında bir beyefendiydi. Örnek bir insandı. Kendisini tanıdığım andan itibaren karşılıklı dostluğumuz, görüşmelerdeki beyefendilik, kelimeleri seçerken oradaki tarzı her türlü takdirin üstündeydi.

- Ama geçirdiği önemli rahatsızlık ki, ilk dönemde kendisini ziyaret etmiştim. Son dönemde de yine bir telefon görüşmem olmuştu. Ama bu gelişmelerde tabiî ki kaderi ilahi neyse, hepimiz bunun tadacağız göreceğiz. Ben kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.

Haberin Devamı

- Hafta sonu Cumartesi günü İstanbul’da sinema ve tiyatro sanatçılarıyla, ardından da radyocularla bir araya geldik. Bunlar bu tür kapsamlı görüşmeler, Türkiye’de ilk kez yaşanan olaylar. İlk kez bir hükümet toplumun farklı kesimleriyle düzenli olarak bir araya geliyor. Biz sanatın ve sanatçının görülemeyeni gördüğüne, söyleyemeyeni söylediğine inanıyor ve ülkenin geleceği için, can yakıcı meseleleri için onların katkılarının hayati derecede önemli olduğuna inanıyoruz.

DUVARLARI AŞAMADI

- Yaşanan acılar yaşanan dramlar, sinema televizyon ve tiyatro diliyle açıkça ortaya kondu. Ülkenin yakıcı sorunları sinema ve tiyatroların duvarlarını aşamadı.

- Bugün bizim çabamız mücadelemiz işte budur. Biz bu kesimlerin, o sorunların ciddiyetle ele alınmasını istiyoruz.

- 21 Mart’ta, yeni bir baharı coşkuyla karşıladık. Ben buradan bir kez daha Nevruz bayramını kutluyorum. Cuma günü biz bu Nevruz’u farklı yaşamak istiyoruz, baharı bahar gibi yaşamak istiyoruz, temennimi dile getirmiştim. Pazar günü ciddi bir asayiş sorunu ortaya çıkmadan kutlanmasından büyük bir memnuniyet duydum.

MANZARALARI İYİ DEĞERLENDİRİN

Haberin Devamı

- Kimi törenlerde haddi aşan ifadeler kullanıldığını, pankart ve resimlerin açıldığını, sinevizyon gösterilerinin yapıldığını da ne yazık ki müşaade ettik. Bu çirkin söylem ve tavırlar, Türkiye geneline hakim olan bayram coşkusunu gölgelemeye karalamaya yetmemiştir. Sorumluluk mevkiinde olanların, kimi siyasi partilerin 2010 nevruzundaki manzaraları iyi değerlendirmelerini, oradan gerekli mesajı çıkartmalarını ve özgür ve demokratik siyaset zeminine doğru yol almalarını diliyorum.

KENDİLERİNE ÖZ ELEŞTİRİ YAPSINLAR

- Olumsuz örneklerden yola çıkarak, milli birlik ve kardeşlik sürecini eleştirenler, önce kendi öz eleştirilerini yapsınlar

- Yıllarca milletin üzerinde tehdit gibi tutulan korkuların yersiz olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor. Açılımla ilgili fırtınaların yersiz olduğu daha iyi anlaşılıyor. Türkiye sanal korkuların baskısından kurtuldukça, kardeşliğini pekiştiriyor.

Haberin Devamı

- Açılımın durduğunu, hız kestiğini iddia edenler, Türkiye’nin nasıl değiştiğini daha iyi görmelidirler. 7 Mart’ta Şanlıurfa’da hem dünya kadınlar gününü kutladık, hemde açılışlar yaptık. GAP’ın nasıl bir umut kapısı araladığını, bölgeyi nasıl değiştirdiğini ve buna devam ettiğini yerinde gördüm.

- SODES’le hayatları değişen çocuklarla tanıştığım çocuklar oldu. Tinerci olan çocuklarımızın nasıl topluma yeniden kazandırıldığını gördüm. İlk kez köyünden çıkan, bulunduğu ili gezen, sinemaya ilk defa giden çocuk gördüm. Şimdi SODES’i Türkiye geneline hitap eden bir programa dönüştürüyoruz.

TARİH KARŞISINDA SORUMLU OLACAKLAR

- Sürecin karşısında duran her türlü kişi de tarih karşısında sorumlu olacaktır.

- Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın üye yapısı da evrensel normlar çerçevesinde değişiyor. Ben bazı şeylere şaşıyorum. Metni mi okumadılar? Parlamento HSYK’yı düzenleyemez. HSYK’nın içinde parlamentonun onayıyla oraya gelecek bir tane üye yok. Kim var? Sadece bugüne kadar olduğu gibi, AB normlarında olduğu gibi Adalet Bakanı ve müsteşar var. Bu dün de vardı, bugün de var.

Haberin Devamı

- Şimdi yapılan yeni düzenlemede ise, birinci derecedeki mahkemelerden de burada yine onlar seçecek.

- Burada yüksek yargının rahatsız olduğu bir konu var. Sadece ben diyorlar, biz diyorlar. Olmaz böyle bir şey diyorlar. Bunu ancak biz belirleriz diyorlar. Birinci derecedeki savcı hakimlerin sizden farkı ne? Dünya bunu zaten böyle yapıyor. AB ülkelerinin çoğunda bunu göreceksin. İlginç olan da şudur, oralarda bunun seçimini parlamento yapıyor.

MANTIKLA HAZIRLANDI

- Hep batı batı batı diyorsunuz, onlar böyle yapıyor bunu. Hepsinde durum bu. Şu anda taslak metinle, geçici 15. madde Anayasa’dan çıkarılıyor. Bu ve benzeri düzenlemelerle, Türkiye Cumhuriyet Anayasa’sı yeniden ele alınmış oluyor. Bu taslak kişisel beklentilerle politik hesapların değil, mantıkla hazırlanmıştır.

Haberin Devamı

- Gerilim olsun istemiyoruz. Bundan bile rahatsız oldular. Düşünebiliyor musunuz? Yargı kendi içindeki ilk dereceli mahkemeleri hazmedemiyor. Bak İtalya’ya. Onlar seçimini yapıp oraya getiriyor.

KAPILARI ÇALAN YİNE BİZİZ

- Bu taslak güçlü bir ülkenin önünü açacak bir taslaktır. Yasaları ve Anayasa’yı siyasi partiler yada hükümetler değil TBMM yapar. Uzlaşma komisyonunda bir taslak hazırlanmadığı için, hazırlanamadığı için AK Parti olarak biz hazırladık ve bunu TBMM’nin gündemine taşıyoruz. Peki taşıyanlar kim? Milletvekilleri. Uzlaşmaya yanaşmadıklarına yönelik elimizde belgeler var. Biz yine de diyoruz ki uzlaşma diyoruz. Gelin uzlaşalım, gelin katkınızı verin diyoruz. Kapıları çalan yine biziz. Olur ki diyoruz onlar da buna katkı verirler.

- Şimdi ne diyorlar. Daha okumadan. Bu tasarı niçin Meclis’te hazırlanmadı? Başbakanlık’ta, AK Parti Genel Merkezi’

- Başbakanlık dediğiniz nedir? Neresidir? Türkiye’nin dışında bir yer mi? Adalet Bakanlığı’nın her türlü bakanlığın bağlı olduğu makam. Benim bu tür bir çalışmayı yapmamdan daha doğal ne olabilir? Ayrıca ben ve arkadaşlarım milletvekili değil miyiz? Sen bunu nasıl görmezden gelirsin? Uzlaşma komisyonu kendilerinden eleman ister vermezler.

- İnceleyeceğiz ama biz bu işi seçimden sonra düşünüyoruz diyorlar. Hepsi ipe un seriyor. Ama bizim ne ipe un sermeye, ne de bu kadar uzun süreye tahammülümüz yok.

BU BİR TASARI DEĞİLDİR TASLAKTIR

- Bu bir taslaktır, tasarı değildir. Daha önce siyasi partilerce, STK’larca, farklı kesimlerce dile getirilen hususlar dikkate alınmış raporlar ve çalışmalardan yararlanılmıştır.

- Bunun içinde aslında CHP’nin, MHP’nin, STK’ların söyledikleri de var bunun içinde.

ELEŞTİRİLERE AÇIĞIZ

- Her türlü eleştiriye, katkıya, ilavelerine  hafta sonuna kadar biz açığız ve hazırız. İstiyoruz ki daha ne önerdiğimiz belli olmadan, toptancı bir şekilde bu çalışmaya karşı tavır takınılmasın. Ama dün gördük, verilir verilmez buna başlandı.

HERKESE GİDİYORUZ

- Arkadaşlarım dün bu turlara başladılar. Arkadaşlarım hepsini ziyaret ediyor. Daha ne yapacağız arkadaşlar? Milletvekili olsun olmasın, bu ülkede bu Anayasa’ya katkısı olabilecek herkese gidiyoruz. İstiyoruz ki katılımcı bir Anayasa’yı ortaya koyalım.

- Dün akşam medyanın Ankara temsilcileriyle, 41 medya temsilcisi dün akşamki toplantıya katılmışlardı. İstiyoruz ki her kesim bilgi sahibi olsun. Siyaset bugün bir kez daha samimiyet sınavındadır.

- Anayasa’nın değişmesini her zaman vurgulayanların katkılarını bekliyorum. Bu Meclis anayasa yapamaz demek, Meclis’i ve kendisini inkarıdır. Anayasa değişikliğini belirsiz bir tarihe ertelemek Türkiye’ye zarar verir.

KAPILAR HENÜZ KAPANMADI

- Muhalefetin ve muhalefet partilerinin yaptığı ilk açıklamaları aceleci gördüğümü ifade etmek, kapıların henüz kapanmadığına ben inanmak istiyorum.

- Biz kişisel düzenlemeler yapmıyoruz. Kendi taslağımızı dayatmıyoruz. Hiç kimseyi, hiçbir kurumu etki altına almaya çalışmıyoruz. Böyle bir şey asla söz konusu olamaz.

- AB’de ne tür standartlar varsa Türkiye’de de bunlar olmalıdır. Biz Türk milletini imtiyazlı hale getirmeye, Türk milletinin hukukunu korumaya çalışıyoruz. Her fırsatta kendilerini siyasi taraf haline getiren, hukuki değil siyasi yaklaşımlar içinde olan bir kısım yüksek yargı organının kuvvetler ayrılığı ilkesine uymalıdır.

 

YARGI YÜRÜTMEYE MÜDAHALE ETMEKTEN VAZGEÇMELİ

- Yargı, yürütme ve yasama alanına müdahale etmekten, bu organların yetkilerini ele geçirmeye çalışmaktan vazgeçmelidirler. Hele hele yargıyla dalga geçiyorlar gibi, nezaketten uzak, bulunduğu konumdan uzak, milli iradeyi hafife alan açıklamalar, bu açıklamayı yapanlar adına, ben onları talihsiz bir açıklama olarak değerlendirdim. Tanıdıklarımdan bu yaklaşımı görmek beni üzdü. Almanya’da Fransa’da İtalya’da İspanya’da bir çok Avrupa ülkesinde, Anayasa Mahkemesi’ni Meclis’ler, konseyler seçecek, Türkiye’de Meclis’e öcü diye bakılacak. Böyle bir anlayış olabilir mi?

 

- Gösterilen tahammülsüzlük AK Partiye yönelik değildir, bu millet iradesinedir, demokrasiyedir. Türkiye’de değişimin önünü kimse kesemez.

 

- Ben bir referanduma gerek kalmadan, TBMM’nin bu değişiklikleri gerçekleştirmesini umut ediyorum. Yok eğer bu gerçekleşmezse, karar sahibi millettir der ve aziz milletimizin takdirine meseleyi sunarız.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!