Güncelleme Tarihi:
HARCAMALAR TV’YE
“Ülkemizin 2015 yılında en çok ziyaret edilen müzeleri olan Ayasofya’ya 3.5 milyon, Topkapı Sarayı’na 3.2 milyon ve Mevlana Müzesi'ne 2.3 milyon kişi geldi. Buna karşılık sadece Paris’teki Louvre Müzesi 9 milyon kişi tarafından ziyaret edildi. Ülkemizin kültür harcamalarına baktığımızda 2014 yılındaki 33 milyar liralık meblağın yarısına yakınını televizyon ve televizyon yayınları kategorisinin oluşturduğunu görüyoruz. Kitap, gazete, dergi harcaması yüzde 13’le, sinema, tiyatro, konser harcaması da yüzde 5,7 ile kültür ekonomisinde yer alıyor. Bu rakamlar düşündürücü olmakla birlikte esasen geçtiğimiz 14 yılda kültür alanında çok önemli işler de yapıldı.
Öncelikle kültür faaliyetleri adı altında niteliksiz, milli kültürümüze uymayan etkinlikler konusunda dikkatli olmalıyız. Çağımızın en büyük sorunlarından biri kültürel sığlaşmadır. Hiçbir derinliği ve kalıcılığı olmayan, günlük üretilip tüketilen işlerle bir kültür ve medeniyet inşa edilemez. Kalıcı işlere yoğunlaşmak zorundayız. Özellikle gençlerimizi bir ustanın, bir üstadın dizinin dibinde oturtarak gerçek sanat ve kültürü öğrenmeye teşvik etmeliyiz. Televizyonun, internetin özellikle de sosyal medyanın kültürümüzü adeta yiyip bitirmesine göz yumamayız. Tam tersine bu imkânları kendi kültürümüzü yeni kuşaklara aktarma konusunda etkin bir şekilde kullanmanın yollarını aramalıyız.
TORUNUNU ÖRNEK VERDİ
Diriliş Ertuğrul dizisi ülkemizin içinde ve dışında ilgiyle takip ediliyor. Eğer benim 6-7 yaşındaki torunum, 12-13 yaşındaki torunum sadece normali izlemekle kalmayıp tekrarını da izlemek suretiyle buna aşina kesbediyorsa demek ki bunu kazanmışız. Öyleyse bundan sonraki süreçte de yatırımlarımızda bunlara çok daha yer vermek durumundayız.
KÜLTÜR İKTİDARI
Unutmayın. Siyasi iktidar seçimle, oyla, sandıkla olunabilir. Ama kültür iktidarı için çok daha farklı bir birikime, emeğe, çalışmaya, dirsek çürütmeye, alın teri dökmeye ihtiyacımız var. Kültür yabancılaşmaya ve kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli olan kültür değerlerimizi evrensel dille yeniden keşfetmeli yeniden inşa etmeliyiz. Bir kültür ürünü formunun yerli ve milli olması, onun manasını ve mesajının evrensel olmasına asla engel değildir.”