Güncelleme Tarihi:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Haliç Kongre Merkezi’nde ASKON tarafından düzenlenen iftara katıldı. İftara Erdoğan’ın yanı sıra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Başbakanlık Başdanışmanı Binali Yıldırım, ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca ve çok sayıda davetli katıldı. Törende Erdoğan özetle şunları söyledi:
İYİ HABERLER VERMEYİ UMUYORUZ
10 Haziran’da Musul’da mazot taşıyan 32 tır şoförümüzün kaçırıldığı haberini almıştık. İlk andan itibaren devletin tüm kurumları yakın işbirliği içerisinde bu sorunu çözmek vatandaşlarımızın burunları bile kanamadan onları ailelerine memleketlerine kavuşturmak için çaba gösterdik. Bu süre zarfında ailelerle sürekli temas halinde olduk. Dışişleri bakanlığımızın yoğun işbirliği oldu. Onlarla görüşmelerini bu şekilde devam ettirdi. Şoförlerimizin bağlı bulunduğu şirketle hatta hatta bizzat şoförlerimizle temas ederek sağ salim kurtulmaları için gerekli her türlü girişimi yaptık. 22 gün sonra dün akşam iyi haberi aldık. Bugün (dün) Erbil başkonsolosumuzu şoförlerimizi sağ salim teslim aldı. Şoförlerimiz için özel olarak Erbil’e gönderilen bir Türk Hava Yolları uçağı Şanlıurfa’ya getirdi. Buradan da hepsini ailelerine inşallah sevk ediyoruz. En kısa sürede Musul Başkonsolosluğumuz personeline ilişkin inşallah iyi haberleri de vermeyi ayrıca umuyoruz. Şoförlerimize hoş geldiniz geçmiş olsun diyor ailelerinin ve milletimizin gözü aydın olsun diyoruz.
SON VESAYET KALESİ
Türkiye’nin 91 yıllık siyasi geçmişinde çok önemli dönüm noktaları vardır. 10 Ağustos 2014 tarihi de hiç kuşkusuz Türkiye’nin en önemli dönüm noktalarından biri olarak hafızalardan silinmeyecek. 10 Ağustos 2014 yani cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi demokrasimizin üzerindeki kamburlarının kalkması son vesayet kalesinin de yıkılması noktasında son derece önemlidir. Bildiğiniz gibi şu anda mevcut cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül’ün seçilmesi olayında parlamentoda neler oldu neler. Önceki cumhurbaşkanlarına uygulanmayan engelleri o zaman Abdullah Bey’in seçiminde güçlü bir ekseriyete sahip olduğumuz halde ondan önceki uygulamalar birinci tur ikinci tur ve üçüncü turda salt çoğunlukla seçilmesi gerekirken ona akla hayale gelmez engeller koydular. Ve halka gittik ve yüzde 69 ile bir referandum ve bu referandumla bu günkü zemin oluştu.
CUMHURBAŞKANLARI DEVLETİ TEMSİL ETTİ
Türkiye’de 1960 müdahalesinden itibaren cumhurbaşkanlığı makamı vesayet sisteminin bir sigortası olarak görüldü. Halkın seçtikleri karşısında devleti temsil eden cumhurbaşkanlığı makamı vardı. Cumhurbaşkanlığı makamı halkın tercihlerini taleplerini isteklerini adeta frenleyecek halkın tüm süreçlere egemen olmasını engelleyecek şekilde konumlandırılmıştı. Milletin ve milli iradenin bütün karar süreçlerine tam olarak egemen olması Türkiye’nin istikametinin belirlenmesinde yegane söz sahibi olması her zaman engellendi. Cumhurbaşkanlığı makamı da milli irade karşısında devlet iradesini temsil eden bir makam oldu. Burası çok çok önemli. 2007 yılında yaptığımız anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanını halkın seçmesini temin ederek milli irade önündeki engelleri kaldırdık, milli iradenin ülkenin tüm karar süreçlerine hakim olmasını sağladık.
NİYE MEYDANDA DEĞİLSİNİZ
Dikkat ederseniz muhalefet partileri geçmişte olduğu gibi devleti temsil edecek bir cumhurbaşkanı özlemi içindeler ve bunun arayışı içindeler. Cumhurbaşkanı siyasetin üzerinde olsun demek burası çok çok önemli. Aslında cumhurbaşkanı halkın tercihlerinin taleplerinin arzularının üzerinde olsun demektir. Cumhurbaşkanının siyaset üstü olması ya da siyasetin dışından olması ne demektir. Bunu bu güne kadar hep darbeciler söylüyordu. Ve bu gün de sadece darbe özlemi içinde olanlar söylüyor. Kardeşlerim bunlara sormak lazım. siyaset utanılacak bir şey mi? Eğer siyaset utanılacaksa bir şeyse siz bu siyaseti niye yapıyorsunuz. Eğer utanılacak bir şey değilse siz niye meydanda değilsiniz. Halkın tercihte bulunması halkın ülkenin geleceğini tayin etmesi utanılacak bir durum mudur?
KAOS ÇIKARDILAR
1960’da 1980’de parlamentoda siyaset dışı unsurlara şahit olduk. Üniformalılar geldiler. TBMM Genel Kurulu’nda, başbakanlıkta, belediye başkanlıklarında oturdular. Hepsi de siyaset dışıydılar. Siyasetin dışında idiler. Siyaset dışı demokrasi özellikle demokrasi dışı bu unsurları o dönemlerde gittiler yine siyaset dışı kendileri gibi cumhurbaşkanları seçmek istediler. Kendilerine benzemeyen cumhurbaşkanlarının seçilmesini engellediler. Ülkede kaos çıkardılar, kriz çıkardılar. İşte şu anda muhalefet aynı şeyi yapmaya çalışıyor. Siyaset dışından arayışlara girerek hem siyaseti hem kendisini inkar ediyor hem de devlete millete milli iradeye nasıl baktıklarını gösteriyorlar.
VESAYET TARİHİ KAPANMIŞ OLACAK
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi milli iradenin tam olarak tecellisi yolunda tarihi bir adımdır. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi demokrasinin güçlenmesi yolunda çok önemli bir adımdır. 10 Ağustos 2014 tarihi ile birlikte 1960 darbesinin bir izi daha silinecek vesayetler tarihi artık inşallah tamamen kapanmış olacaktır. Devlet ile millet elele vererek Türkiye çok hızlı şekilde emin adımlarla geleceğe ilerleyecektir. Bu yeni süreç yeni dönem ekonomide demokratikleşmede dış politikada asla bir belirsizliğe yol açmayacaktır. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Tam tersine bütün bu alanları çok daha kapsayacak çok daha güçlendireceğiz.
KORKU SENARYOLARI
Bu güne kadar yaptığımız her reform karşısında korku senaryoları üretenler oldu. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi karşısında etkin koşan terleyen bir cumhurbaşkanının göreve gelmesi karşısında tıpkı geçmişte yaptıkları gibi bu gün de korku senaryoları üretenler oldu. Geçmişte onların tüm senaryoları boşa çıktı. Göreceksiniz bu gün de boşa çıkacaktır. Başta ekonomi olmak üzere her alanda Türkiye çok hızlı şekilde geleceğe ilerleyecek. Türkiye’de istikrar daha da pekişecek. Güven ortamı daha da güç kazanacak. Çözüm süreci paralel yapı ile mücadele yeni anayasa AB gibi devam eden süreçlerin de kesintiye uğramayacağını burada özellikle hatırlatmak isterim. Özellikle vatanımıza istiklalimize, istikbalimize yönelik haince saldırılarda bulanan paralel yapı ile mücadele yeni dönemde çok daha farklı olacak devlet kendisine yönelik tehdide artık en kararlı şekilde cevap verecektir bunu bilmenizi istiyorum.
HALEF SELEF
İnşallah milletim takdir eder Rabbim izin verirse Türkiye Cumhuriyeti’nin 12’inci cumhurbaşkanı olarak Türkiye’ye hizmet üretmeye Türkiye’de eser vermeye devam edeceğiz. Geçmişte Cumhurbaşkanları seçildiklerinde adeta halktan kopuyor başka bir dünyaya adım atıyorlardı. Tabi bununla halef selef olacağımız diye şimdiden ifade ediyorum sayın Gül’ü kast etmiyorum. Biz halkın seçtiği cumhurbaşkanı olarak halktan kopmayacağız. Siyasi tarihimiz hep halkın içinde halkla beraber geçti. İnşallah seçilirsek cumhurbaşkanlığı dönemi de halkın içinde halkla birlikte geçecek.