Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2005 00:00
Başbakan Recep Tayypip Erdoğan, “Kerkük'teki gelişmeler olumlu gelişmeler değildir. Burada bir taşımacılık söz konusudur. Bu, Irak'ın geleceği açısından olumsuz bir gelişmenin bana göre ilk işaretleridir” dedi. Başbakan Erdoğan, Davos'taki Rinaldi Otel'de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, Irak'ta bu ay sonu yapılacak seçimi “tam demokratik bir
seçim” olarak nitelemenin mümkün olamayacağını ifade ederek, “Olsa olsa bu demokrasiye geçiş için bir seçim olarak değerlendirilebilir” dedi. Özellikle seçim kütüklerinin hazırlanması, ancak daha sonra başarılamadığı için karnelerle seçmen kütüklerinin oluşmasının, daha başlangıçta bu süreci olumsuz etkilediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu demektir ki halkın bütünü bu seçime katılamayacak. Taşımacılığın yansıdığı bir anlayış var. Irak'ın bütününde yapılan bu seçim ve etnik unsura dayalı bir seçim havası yansıyor. Şu anda belli bir etnik grubun seçime katılmama kararı alması, seçim sonrası için olumlu bir yansıma doğurmayacaktır. Önce ne yapıp yapıp bu etnik unsurların tümünün katılımını sağlayabilecek demokratik altyapının oluşturulması lazım. Bu başarılamamıştır.Kerkük'teki gelişmeler olumlu gelişmeler değildir. Burada bir taşımacılık söz konusudur. Bu, Irak'ın geleceği açısından olumsuz bir gelişmenin bana göre ilk işaretleridir.” “ZENGİNLİKLERİ TÜM IRAK'A AİT”Irak'ta etnik unsurların birbiri üzerinde egemenlik sağlamalarına karşı olduklarını ifade ettiklerini vurgulayan Erdoğan, Irak halkının kendi geleceğini kendisinin tayin etmesinden yana olduklarını her zaman söylediklerini kaydetti.Erdoğan, “Bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Irak'ın tüm zenginliklerinin de tüm Irak halkına ait olduğundan yanayız. 30 Ocak'tan sonraki süreçle ilgili olarak da özellikle demokratik kurum ve kuruluşların güç kaynağını objektif bir bakışla yakalaması gerekirdi ki bütün etnik unsurlar bu seçimlere rahat katılabilsin” diye konuştu. SURİYE İLE İLİŞKİLERBaşbakan Erdoğan, Suriye'deki temaslarına ilişkin bir soru üzerine Suriye ziyaretinin kendileri için “dolu dolu bir ziyaret” olduğunu söyledi. Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın Türkiye ziyaretiyle başlayan sıcak ilişkilerin ve barışa yönelik Esad'ın yaklaşımlarını şükranla karşıladıklarını ifade etti. Erdoğan, “Esad'dan hep şunu dinledim; 'biz barış için ne gerekiyorsa bunu yapmaya varız'. Bunu söyleyen bir lidere ben daha farklı bir olumsuzluk isnat edemem. Yeter ki bize de haksızlık yapmasınlar” dedi.Tayyip Erdoğan, Suriye'nin, Ortadoğu'da Türkiye'nin arabuluculuğuna nasıl baktığına ilişkin bir başka soruyu yanıtlarken, şunları söyledi: “Türkiye'nin arabuluculuğuna olumlu bakıyorlar. 'Türkiye'ye güveniyoruz' diyorlar. Biz de buna hazırız ama tarafların bunu kabul etmesi lazım. Sadece Suriye'nin kabulü yetmiyor. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcımızı Filistin ve İsrail'e gönderdik. Bölgede bu çalışmaları başlattık. Biz buna hazırız yeter ki taraflar böyle bir görevi bize versinler.” “AMAÇ TÜM DÜNYAYLA BÜTÜNLEŞME”“Türkiye AB'ye üyelik sürecinde doğulu komşularına sırtını dönüp sadece batıya mı bakacak” sorusuna karşılık Erdoğan, hiçbir zaman böyle bir düşüncenin içinde olmadıklarını vurguladı. Başbakan Erdoğan, özellikle bölge ülkeleriyle, komşularla çok sıcak ilişkiler içinde olmayı kendilerine amaç edindiklerini belirterek, gerek Ortadoğu gerekse körfez ülkeleriyle yoğun ilişki içinde olduklarını ve bunu artırarak, devam ettireceklerini vurguladı. Bu yılı “Afrika Yılı” ilan ettiklerini, Magrip ve Güney Afrika ülkelerinin genelini dolaşma gayreti içinde olacaklarını, bu ülkelerle olan ilişkileri geliştirme çabası güttüklerini ifade eden Erdoğan, ”Türkiye, içine kapanık bir dış politikayı asla kabul etmiyor. Doğu, batı, kuzey, güney ayrımı yapmaksızın tüm dünyayla bütünleşmenin gayreti içinde olacağız. Sadece siyaset kurumlarımızla değil, sivil toplum kuruluşlarımızla, işadamlarımızla hep birlikte...” diye konuştu. KIBRIS SORUNUErdoğan, Ankara Anlaşması'nın protokolünün ne zaman imzalanacağı ve Kıbrıs barış sürecinin canlanmasına nasıl baktığını soran gazeteciye, şu yanıtı verdi:“Ankara Anlaşması ile ilgili şu anda özellikle devletlerarası hukuk açısından çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu çalışmaları olgunlaştırdıktan sonra AB Komisyonu ile çalışmalarımızı geliştireceğiz. En kısa zamanda bundan netice almanın gayreti içinde olacağız. Olumlu bir yaklaşım içindeyiz. Burada da çözümden yanayız. Sürecin uzamasını asla istemiyoruz.”Erdoğan, Türkiye'nin AB ile müzakereleri yürütecek baş müzakerecinin kim olacağının sorulması üzerine, zamanı gelince bunun açıklanacağını söyledi.TÜRKİYE, MÜZAKERE SÜRECİNDE ADIMLARINI ATMIŞTIR“Turuncu devrimden sonra Ukrayna'da yaşanan gelişmelerden memnun musunuz? Çünkü Ukrayna'nın size rakip olma durumu var” sorusuna karşılık Erdoğan, “Türkiye olarak rakip yaratma gayretimiz yok” dedi. AB'nin şu anda 25 üye ülkesi olduğunu, karar merciinin de bu ülkeler olduğunu belirten Erdoğan, AB'nin genişlemeyi durdurmuş bir oluşum olmadığını ifade etti.Erdoğan, şunları söyledi:“Bizim beklentimiz olsa olsa şu olur; Türkiye, AB ile müzakere sürecinde adımlarını atmıştır ve bu konuda üzerine düşen görevleri Kopenhag siyasi kriterleri çerçevesinde yerine getirmiştir. Türkiye, 3 Ekim öncesi ve 3 Ekim'den itibaren yapılacak çalışmaları bugüne kadar nasıl kararlılıkla yerine getirdiyse bundan sonra da yerine getirecektir. Bu müzakere sürecini yine en kısa sürede dostlarımızın kararıyla sona erdireceğiz.”Başbakan Erdoğan, ABD'nin İran'a güç kullanması durumunda Türkiye'nin tavrının ne olacağını soran gazeteciye, “Şu anda olmayan, hatta diplomatik noktandan bize ulaşmayan bir tespiti değerlendirmemiz yanlış olur” karşılığını verdi.Erdoğan, İran'ın, şu anda, “nükleer enerjiyi insani açıdan değerlendirmenin gayreti içinde olduğunu” söylediğini kaydederek, İran'ın bunu da Uluslararası Atom İnceleme Enstitüsü ile müşterek yürütmenin gayreti içinde olacağını kendilerine ilettiğini bildirdi.Tayyip Erdoğan, “Bunun aksi bir şey olmadığı sürece her halde olumsuz bir yaklaşım göstermek doğru değildir” diye konuştu.BARIŞIN KÜRESELLEŞMESİ MÜCADELESİNDEN YANAYIZABD'nin İran'a askeri güç kullanımı konusunda opsiyondan feragat etmediğini belirttiği kaydedilerek bu konudaki düşüncesinin ne olduğunun sorulması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:“Irak'ta bunun bir deneyimini yaşadık. Irak'ta yaşanan olay öyle zannediyorum ki belli dersleri tüm dünyaya çıkarmıştır. Bundan sonra bölgede atılacak adımları bölge ülkeleri olarak hepimiz daha hassas, daha titiz değerlendirmek durumundayız. Türkiye olarak barışın küreselleşmesi mücadelesinden yanayız, bunun için ne gerekiyorsa bundan sonra onu yapmaya devam edeceğiz.”Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinin şu anda nasıl olduğunun sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, ABD ile herhangi bir sıkıntının söz konusu olmadığını söyledi.“ABD ile ilişkilerde geçmişin gölgeleri var mı?” sorusuna karşılık Erdoğan, “O gölgelerden bir iz kalmış değil” dedi.Başbakan Erdoğan, ABD'nin İran'a saldırması durumunda Türkiye'nin üslerin kullanılmasına izin verip, vermeyeceği yönündeki soruyu yanıtlarken, “Bu konu erken. Böyle bir şey olduğunda bunun kararı verilir. Ön yargılarla, ön kabullerle bu tür kararlar verilmez” diye konuştu.Irak savaşı öncesinde TBMM'de kabul edilmeyen 1 Mart tezkeresi ile ilgili kararın iyi mi, kötü mü bir karar olduğuna ilişkin soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi:“Biz, bu konuda ilkelerin partisiyiz. İlkelerimizi şu kişi için farklı, bu kişi için farklı değerlendirmeyiz. Bir şeyin haksızlık olduğuna inanıyorsak bunun karşısında dururuz. Haksızlığa hiçbir zaman yardımcı olmayı kendimiz için uygun bulmayız. Bu konudaki hassasiyetimizi özellikle ifade etmek isterim. Hiçbir zaman zulmün yanında olmayacağız, bundan sonra da olmayız.”“IRAK TERÖRÜN ADETA ARENASI HALİNE GELDİ”Başbakan Erdoğan, “Irak'taki seçimler terörü daha mı canlandıracak, yoksa azalmasına mı yol açacak? İngiltere Başbakanı Blair Davos'ta yaptığı konuşmada, Bush'un ikinci defa görevi devralırken yaptığı konuşmada, diktaların sona ermesini pozitif olarak yorumladığını bunun aslında demokrasiyi teşvik edici olduğunu söyledi. Blair'e katılıyor musunuz?” sorusunu yönelten gazeteciye şu yanıtı verdi:“Şüphesiz ki dikta yönetimlerini demokrasiye inanmış, demokrasi yolunda yürüyen bu konuda kendini ispatlamış ülkelerin hiçbirinin kabul etmesi mümkün değil. Bunu benimsemiş ülkenin evlatları olarak dikta rejimlerini kabul etmemiz asla mümkün değil. Irak'taki yaklaşımımız başta buna yönelikti. Orada dikta rejiminin bedelini yıllarca çok ağır ödemiş bir halk var. Arzumuz Irak'ın bir an önce dikta rejiminin kalıntılarında kurtulmasıdır. Şimdi Irak terörün adeta arenası haline geldi. Bu bizi şu yönde ürkütüyor; terör mü küreselleşiyor, barış mı küreselleşiyor. Biz barışın küreselleşmesi için dünyada ne yapıyoruz. Acaba ortak mücadele platformu oluşturabildik mi, buna evet demek mümkün değil. Bunun için ciddi adımların atılması gerekiyor.Şu andaki görüntü; Irak'taki seçimlerden sonra terör azalacağa benzemiyor.”
button