Güncelleme Tarihi:
RESEPSİYONDAN NOTLAR
Babacan: Fevri hareket yok, akıllı olmalıyız
Fırat: PKK'ya Meclis'te rastlamadım
Ahmet Türk: Sorunların çözüm yeri Meclis
Koç: Büyüme rakamı beklenenin altında
TÜSİAD'ın Ankara Hilton Otel'de düzenlenen resepsiyonuna katılan Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, AB Dışişleri Bakanları toplantısında ortaya çıkan sonuç bildirgesine ilişkin olarak, “Bu tabii nedense Fransa'nın bir özelliği haline geldi. Bu üzücü bir yaklaşım tarzı” değerlendirmesinde bulundu.
“Bu yaklaşımla Fransa'nın kazanmadığını, kaybettiğini” ifade eden Erdoğan, AB üyesi ülkeler içinde Fransa'nın, Türkiye'ye karşı adeta yalnız kalmış bir ülke konumunda olduğunu söyledi.
Erdoğan şöyle konuştu:
“Yanındaki birkaç ülkeyle Fransa, 'Bu işi ben götürebilirim' kanaatindeyse, götüremez. Çünkü, Türkiye olarak biz, AB yolundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz ve bundan sonra da sürdüreceğiz. Fakat ikili görüşmelerimizde Sayın Sarkozy bize karşı farklı, sırtımızı döndüğümüz zaman farklı yaklaşımlarda... Siyasette şık yaklaşımlar değildir. Bunu biz kendilerine de söylediğimiz için burada da rahat söylüyoruz. Yine en kısa zamandaki bir yaklaşım, bir buluşma olduğu takdirde yine aynı şeyleri kendisine söylerim. Neden? Çünkü biz AB'ye aday ülke değiliz. Biz AB'de müzakereci bir ülkeyiz, biz bu noktaya gelmişiz ve her zaman yine söylüyorum bir futbol maçı içerisinde oyun oynanırken yeni kurallar konulamaz. Bunlar, yeni kurallar koymanın gayreti içerisine giriyor. Bu ne kadar komikse 'Türkiye imtiyazlı mı olsun, şöyle mi olsun, böyle mi olsun' yaklaşımı da o kadar komiktir.”
Türkiye'nin kararlı yolculuğunu devam ettirdiğini vurgulayan Erdoğan, ne yapılırsa yapılsın bu kararlılığın süreceğini vurguladı.
Türkiye'nin, AB ile münasebetlerinde her şeyden önce dünyadaki bir buçuk milyarlık İslam dünyasının adeta oradaki temsilcisi konumunda olduğunu ifade eden Erdoğan, “Eğer AB Medeniyetler İttifakı'na evet diyorsa, Türkiye'yi arasına katmak zorundadır” dedi.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZ TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMUŞTUR
“Millet olarak hepimiz aynı geminin içerisinde ve ortak bir hedefe doğru yolculuk yapıyoruz” diyen Erdoğan, Türkiye'nin güçlü, kalkınmış, müreffeh bir ülke olması, demokratik standartlara kavuşması, bölgesinde ve dünyada istikrar unsuru haline gelmesi, kronik sorunlarını çözerek geleceğe güvenle bakabilmesinin herkesin ortak hedefi olduğunu ifade etti.
Erdoğan, “Sizler bu konuda elinizi taşın altına koymuş ve bu şekilde farklı bir heyecanla geleceğe yürüyorsunuz” diyerek, herkesin işçi, işveren, çiftçi, siyasetçi olarak, bu hedefler için çaba harcadığını ve bir an önce bu hedeflere ulaşabilmenin mücadelesini verdiğini söyledi.
Ekonomide son 30 yılın, 50 yılın, hatta bazı göstergelere göre ülke tarihinin en iyi seviyelerinin yakalandığını ifade eden Erdoğan, ancak şimdi daha zor bir dönemi başarmak için elde edilen tüm kazanımları muhafaza etmek ve daha ileriye götürmek gibi bir sorumlulukları bulunduğunu vurguladı.
Başbakan Erdoğan, enflasyonun tek haneli rakamlara ulaştığını, bunu yeterli görmediklerini, çünkü Maastricht kriterlerindeki hedefi yakalamak durumunda olduklarını belirterek, bunun yanında hayat standardının yükselmesi ve ekonomik göstergelerdeki iyileşmenin halkın yaşamına yansıtılmasın çalıştıklarını anlattı.
Türkiye'yi ne kadar zor olursa olsun, daha ileri seviyelere hep birlikte taşıyacaklarını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Yine ekonomide olduğu gibi, demokratikleşme konusunda da elde ettiğimiz kazanımların korunması ve daha ileriye taşınması önem arzediyor. 'Hiç bir zaman burası yeterli, burada duralım' anlayışı içerisinde olmadık, olmayacağız.
Dünya, hızlı bir şekilde değişiyor. Küresel anlamda bir rekabetin tam orta yerinde bulunuyoruz. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum, Türkiye her alanda, ekonomide, siyasette, sosyal yaşamda, dış politikada çok dinamik bir yapıya kavuşmuş durumdadır. Bu dinamizm, sürekli olarak yeni hedefler belirlememizi gerektiriyor. Çıtayı sürekli daha yukarılara taşımamızı gerektiriyor. Artık şunu çok iyi biliyoruz, durduğumuz anda sendelemeye başlarız. Dolayısıyla millet olarak, ülke olarak, yakaladığımız bu ivmeyi, bu dinamizmi, en iyi şekilde kullanmak ve Türkiye'yi en ileri noktalara taşımak zorundayız.”
Türkiye'nin son 5 yılda elde ettiği kazanımların her alanda paralel yürütülen çabaların bir ürünü olarak ortaya çıktığını belirten Erdoğan, demokratikleşme mücadelesini, ekonomik kalkınma mücadelesiyle, ekonomik kalkınma mücadelesini diplomasiden, demokrasideki hedefleri iç politikadan, iç politikadaki hedefleri ekonomiden ya da demokratikleşmeden ayrı görmenin mümkün olmadığını kaydetti.
Erdoğan, aynı değerlendirmeyi değişik alanlarda da yaptığını dile getirerek, “Birinde ortaya çıkacak bir aksaklık diğerini de etkileyecek ve Türkiye'nin ivme kazanmasına, koşmasına adeta çelme takacaktır” diye konuştu.
AB İLE KATILIM MÜZAKERELERİ
Bugün Türkiye'nin uzun yılların ardından AB ile bir katılım müzakeresi yürüttüğünü hatırlatan Erdoğan, bunun istikrar ve güven ortamının sonucu olduğun belirtti.
Erdoğan, toplumun tüm kesimleri ile özellikle sivil toplum kuruluşları ile ortak hedefler doğrultusunda tam bir uyum ve iş birliği içinde hareket ettiklerini ifade ederek, bunun Türkiye'ye güç kazandırdığını söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugün Türkiye, AB ile katılım müzakerelerini yürütüyorsa, bu noktaya gelmiş ise bu TÜSİAD gibi, TOBB gibi bir çok sivil toplum örgütlerimizin ve müşterek yaptığımız iş birliğimizin diyaloğumuzun bir sonucudur. Memnuniyetle söyleyebilirim ki AB sürecinde sivil toplum kuruluşlarımız taşın altına, samimiyetle söylüyorum elini koymuştur ve gerekli görüşmeleri, gerekli müzakereleri onlar da zaman zaman bizimle, zaman zaman bizim dışımızda yürütmüşlerdir. Süreç içinde bu iş birliğinin, bu diyaloğun devam etmesi kaçınılmazdır. Sivil toplum örgütlerini işçi, işveren temsilcilerini dışlayarak, uzakta tutarak tam üyelik hedefini yakalamamız mümkün değildir. Bu noktada katkılarınızı almaya, birikimlerinizden, tecrübelerinizden yararlanmaya devam edeceğiz.”
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, Anayasa Platformu Ulusal Çalıştayı'nın sonuç bildirgesinin de açıklandığını hatırlatarak, bildirgenin hazırlıklarını yaptıkları yeni anayasa çalışmalarına çok önemli katkı sağlayacağına inandığını söyledi. Erdoğan, çalışmaya emeği geçen her kese teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, resepsiyona katılan davetlilerle bir süre sohbet etti.
Bir davetliden sigarasını söndürmesini isteyen Erdoğan, sigarayı bırakması tavsiyede bulunduğu davetlinin sigara paketini de aldı.
KİMLER KATILDI?
Öte yandan TÜSİAD'ın bu akşamki kokteyline, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcıları Nazım Ekren ile Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, DTP Grup Başkanı Ahmet Türk ile çok sayıda işadamı ve bürokrat katıldı.