Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan, kızlarını halkın yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de başörtülü oldukları için okutamadığını, şimdi üniversitelerde böyle bir sorun kalmadığını söyledi. Erdoğan, pakete karşı çıkanlara, "Başörtülü bacılarım kamuda rahat çalışacak diye mi karşı çıkıyorsun?" diye sordu. Başbakan Erdoğan, Adana gezisinin ikinci gününde helikopterle gittiği Kozan İlçesi’nde yapımı tamamlanan 20 milyon liralık 13 tesisi hizmete açtı. İsmet Atlı Şehir Stadyumu önünde düzenlenen toplu açılış törenine Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, Adana, Mersin, Elazığ ve İstanbul milletvekilleri ile kent protokolü ve vatandaşlar katıldı.
BAŞBAKAN ERDOĞAN KOZAN'DA KONUŞTU
127 bin nüfuslu Kozan’da meydanı dolduran 15 bin kişiye seslenen Başbakan Erdoğan, Kozan için ’Yiğitler diyarı’ tabirini kullandı, "Dik duracağız, diklenmeyeceğiz" diyerek sözlerine başladı. Başbakan Erdoğan, muhalefetin karşı çıktığı yeni Büyükşehir Belediyesi Yasası ile tüm köyler mahalle statüsüne geçip daha iyi hizmet alacağını söyledi. Ekonomi ve demokrasiyi güçlendirerek özgürlükler ve hakların daha da gelişeceği görüşünü savunan Erdoğan, demokrasi ve kardeşlik güç kazandıkça ekonominin daha da büyüyeceğini anlattı. Başbakan Erdoğan, şu anda Türkiye’nin firmalarının Çin’den sonra dünyada en çok proje üstlendiğine dikkat çekip, özel sektör firmalarını övdü, olumlu ekonomik göstergelerden örnekler verdi. Çiftçilere de seslenen Başbakan Erdoğan, iktidara geldiklerinde yüzde 59 olan Ziraat Bankası kredi faizinin yüzde 0-7 arasında olduğunu söyledi.
"TÜRKİYE ZİNCİRLERİNDEN KURTULUYOR"
Başbakan Erdoğan, gerçekleştirdikleri reformlarla Türkiye’nin zincirlerinden, prangalarından kurtarıldığını vurguladıktan sonra Demokratikleşme Paketi’nin yansımalarını şöyle değerlendirdi:
"Türkiye’nin büyümesi lazım dedik. Türkiye’nin zincirlerinden, prangalarından kurtulması lazım dedik. 28 maddelik demokratikleşme paketini pazartesi günü açıkladık. Malum çevreler papağan gibi aynı türküyü söylemeye yeniden başladılar. Göreceksiniz, onlar bir kez daha yanılacaklar. Onlar biz kez daha kaybedecek, Türkiye kazanacak. Neye karşı çıkıyorsunuz? Benim başörtülü bacılarım kamu dairelerinde daha rahat çalışacak diye mi rahatsız oluyorsun? Ülkemde başı açık neyse, başı örtülü kardeşim de aynı haklara sahip olmalıdır. Onun için bu yapıldı. Niçin ayrımcılık yapıyorsun? Hani milliyetçiydin, seviyordun. Milliyetçiydin? İşte bu yanlışı biz düzeltiyoruz. Biz başı örtülüsünü de başı açığını da bu vatanın evlatlarının hepsini seviyoruz, takdir ediyoruz."
"Üniversitelerde aynı şekilde mücadele verdik. Bizi engellediler, önümüze barikatlar koydular. Hamdolsun, belli bir noktaya geldik. Kardeşlerim; bu ülkede başörtülü yavrularımıza üniversitelerin kapısını kapattılar. Ancak açıldı. Yahu bunlar bizim kızlarımız değil miydi? Bizim kızlarımız arasında bir sıkıntı yok. Bu ülkeyi yönetenlerdeydi sıkıntı. Bırakın çocuk okusun. Bunların ayaklarına niye pranga vuruyorsun? Kendi kızlarımı ülkemizdeki üniversitelerde okutamadım. Yurt dışına göndermek zorunda kaldım. Halkının yüzde 99’ü Müslüman olan Türkiye’de okutamıyorduk."
"Bir de önümüze katsayı diye bir şey çıkardılar. Üniversiteye girememeleri için ellerinden geleni yaptılar. Hangi okullarda? İmam Hatipliler girmesin diye... Katsayı da kalktı mı? Kalktı. Meslek liseli istediği üniversiteye gidebilsin diye. Şimdi başörtülü okuyabilir mu, okuyabiliyor. Artık kamuda da başörtülü çalışacak. Kimler rahatsız oluyor? Bunlara hesap soracak sizlersiniz. Nerede hesap soracaksınız? Sandıkta, sandıkta!.. Çünkü demokrasinin güzel yanı bu zaten. Sandık halkın, milli iradesidir. Milli irade sandıkta tecelli eder. Herkes de buna uyar. Meclis’te ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ yazar. Anıtkabir’de de aynı şekilde. Onu görüyorlar, ama işlerine gelmiyor."
"MİLLETİN YÜZDE 60-70’İ MEMNUN"
30 Mart 2014’te yerel seçimlerin yapılacağını, bu seçimlerle de Türkiye’nin büyük değişiminin süreceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, yerel seçimlerin büyükşehir statüsüne kavuşan 14 ille birlikte toplam 30 büyükşehirde yaşayan yüzde 75 nüfusa hitap ettiğini hatırlattı. Reform paketinin Türkiye’ye güç katacağını, çünkü millete sorarak hazırladıklarının altını çizen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu reform paketini sizlere danışarak hazırladık. Nasıl yaptınız? Kamuoyu araştırmalarıyla. Kamuoyu nasıl refleks veriyor diye. Sizin onay vermediğiniz hiçbir konuda karar almadık. Bu paket 76 milyonun paketidir. Her bir ferdi memnun eden bir pakettir. Bazıları bakıyorum şunu söylüyor; ’Bu paket ayrımcıdır’. Bunu nasıl dersiniz? Biz kimin ne dediğine değil, milletin ne dediğine bakıyoruz. Milletim bu reformlardan memnun. Yüzde 60-70 memnuniyet var. Biz inancı itibarıyla sağlam bir milletiz. Bizi yaradan Allah, yaradılıştan itibaren verdiği hakları teminata almasını kimlerden istiyor. İdare edenlerden istiyor. Kardeşlerim; dinimizde kavimler vardır ama kavimcilik yoktur. Kabilecilik yoktur. Ben Türkü de, Kürdü de, Lazı da Çerkezi de, Abazayı da, Romanı da, Boşnağı da severim. Niye severim. Yaradılanı, yaradandan ötürü severim de onun için... Aramızı ayrılık tohumu atmak isteyenlere sadece bu cevabı verin. Onu kim yarattı? Beni yaradan Allah. Bizim birliğimizi, beraberliğimizi kimse bozmasın. Biz bir olacağız, diri olacağı, hep beraber Türkiye olacağız. Biz Afyonkarahisar’dan yola çıkarken, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik. Böyle de gidiyoruz. İnşallah bu reformlarla Türkiye’yi daha özgür, daha güçlü, daha kardeşçe ileriye taşıyacağız."
Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda Kozan halkının Kurban Bayramı’nı tebrik etti, ardından sahneye çağrılan bakanlar ve milletvekilleri ile 13 tesisin toplu açılışını gerçekleştirdi. Protokol tribününde Erdoğan’ın koltuğuna sırt ağrısına karşı kullanılan minderlerden konuldu. Kadın koruma polislerinden biri, Erdoğan ve eşinin oturacağı yerin sehpadaki su bardaklarının kirli olduğu gerekçesiyle değiştirilmesini istedi. Görevliler bardakları hızla değiştirdi.
ÖPTÜRMEDİ 'ÇAK' YAPTI
Başbakan Erdoğan, eşiyle birlikte meydandan ayrılırken, kalabalıktan bazı kişiler uzattığı elini öpmek istedi. Erdoğan, "Ben elimi öptürmem" diyerek vatandaşlarla ’çak’ yaptı. Başbakan Erdoğan’a ulaşan 71 yaşındaki Nasif Kelebek, Pınarhisar Cezaevi çıkışında birlikte çektirdiği anı fotoğrafını göstererek bir süre sohbet etti. Başbakan Erdoğan, miting sonrası Kozan Belediyesi’ni ziyaret etti. Erdoğan, ardından helikopterle Ceyhan İlçesi’ne geçti.
"CEYHAN’DA PETROL TÜREVLERİ DE ÜRETECEĞİZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ceyhan İlçesi’nde de 9 tesisin toplu açılışını gerçekleştirdi. Hükümet Konağı Meydanı’nda yaklaşık 15 bin kişiye hitap eden Başbakan Erdoğan, uluslararası projelerle Ceyhan’ın bir petrol havzasına dönüştüğüne dikkat çekti. Ceyhanspor’un yeşil- beyaz renkli kaşkolunu boynuna takarak halka seslenen Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi’nin Ceyhan üzerinden dünya piyasasına ulaştırıldığını vurguladı, Kerkük petrollerinin de yine Ceyhan’a, oradan da dünya pazarlarına ulaşacağını bildirdi. Başbakan Erdoğan, "Bu projelerle kalmayacağız. Petrolün türevlerini de üretir hale geleceğiz. Bu adımları atmak suretiyle istihdam ve paranın girişi de çok farklı olacak. Bütün bunların yapılabilmesi için genel ve yerelin bütünleşmesi çok önem arz ediyor. Şimdi yerel ve geneli birleştiriyoruz. Büyükşehir sınırlarını genişletmek suretiyle planlama sıkıntısı yaşamayacağız" dedi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında Demokratikleşme Paketi içinde yer alan yüzde 10’luk seçim barajının indirilmesiyle ilgili önerilere karşılık muhalefet partilerinin eleştirilerine yanıt verdi. Erdoğan, şöyle konuştu:
"İşte bakınız, pazartesi günü bir açıklama yaptım. Neydi, demokratikleşme paketi. Öyle mi? Ne vardı bu demokratikleşme paketinde? Bakıyorsunuz ki ana muhalefet kalkıyor ikide bir bir şey söylüyor. Ne diyor? Bu yüzde 10’luk barajı indirelim. Peki nereye indirelim. Efendim, yüzde 8 olur, yüzde 7 olur, şu olur, bu olur, vesaire. Başka ne istiyorsun? Efendim işte daha da aşağıya inebilir filan. Bunlar dünyayı filan takip etmiyorlar. Bir defa ülkelerin bir istikrar politikaları vardır. Bir güven politikası vardır. Türkiye, tek partili iktidara kadar, bizim iktidarımıza kadar istikrarı ve güveni yakalayamadı. Koalisyon hükümetlerinde hep zarar etti. Hep aşağı gittik. Ama bizimle istikrarı yakaladık ve onun içinde ekonomik olarak güçlendik. ’Peki’ dedik, ’Biz size üç tane teklif sunuyoruz. Bir, mevcut durumu koruyalım. Beğenmiyorsunuz. Size ikinci bir teklifimiz daha var. Nedir o? Barajı yüzde 5’e indirelim. Daraltılmış bölge getirelim. Yani 5’li paketler halinde Türkiye’yi 110 bölgede seçime sokalım. 5’le çarp, 550 milletvekili. Bunu de beğenmediniz, üçüncü bir teklif; gelin barajı tamamen kaldıralım. Hiç baraj olmasın. Ama 550 bölge olsun ve her bölgeden bir milletvekili çıksın.’ Baktım ki buna da pek yanaşmaya niyetleri yok. Bundan da rahatsız olmaya başladılar. Şimdi yeni hesaplar yapıyorlar. ’Acaba şöyle olursa ne olur, böyle olursa ne olur?’ Kardeşim kusura bakma, onu teklif ediyoruz, yok. Bunu teklif ediyoruz yok. Şimdi biz oturacağız konuşacağız. Kararı vereceğiz ve o karardan sonra teklifi Meclis’e götüreceğiz."
"ALEVİ VATANDAŞIM MİLLETVEKİLİ OLABİLİYOR MU? OLUYOR"
Demokratikleşme paketinde yer alan Alevilerle ilgili düzenlemeler konusundaki eleştirilere tepki gösteren Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir başka konu, o da ne? Bakın daha ileri gitti. Efendim işte şu yapılıyor, nedir o? Alevilere hak verilmedi. Değerli kardeşlerim, benim Alevi vatandaşım milletvekili olabiliyor mu? Oluyor. En üst makamlarda görev alabiliyor mu? Oluyor. Aynı şekilde bakın, Nevşehir Üniversitesi’nin adını Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi koyduk. Bu da bir mesaj. Ha bunun dışında da ben Başbakan yardımcımı da görevlendirdim, sen de bir çalışma yap. Daha önce de çalıştaylar yaptık. Niye yapın. Nerede bir sıkıntı var? Bunu da dinleyelim. Yapılabilecek ne varsa, bunları da yapalım."
"RUHBAN OKULUNA AÇMAK MESELE DEĞİL"
Azınlıkların hakları konusunda Ruhban Okulu’nun açılmasıyla ilgili istemlere de değinen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Dediler ki Ruhban Okulu niye açılmıyor. Ben de onlara diyorum ki, Ruhban Okulunu açmak mesele değil. Peki şimdi soruyorum; Batı Trakya’da benim 150 bin vatandaşım var. Onların baş müftüsünü sen niye tayin ediyorsun da, oradaki benim soydaşlarıma onu seçme hakkı vermiyorsun? ’Yapacağız’ dediler, 10 yıldır hala yapacaklar. Atina’da iki tane tarihi camimiz var, yıkılmış. ’Bu camilerimizi müsaade edin biz yapalım’ dedik. ’Tamam yapacaksınız’ dediler. Hala müsaade edecekler. Bakınız Lozan Anlaşması’na göre Saint Sinop Meclisi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından oluşur. Artık Türkiye’de vatandaşımız olan papaz kalmadığı için Saint Sinod Meclisi bitmiştir. Sadece Patrik kaldı. Biz de dedik ki ’Siz dışarıdan papaz getirin, biz onları vatandaş yapalım. Böylece o sıkıntıyı gidermiş olalım.’ 17 tane getirdiler, vatandaş yaptık. Bu iyi niyetimiz yeter. Yetimhaneyi verdik. Şu ana kadar Rumların, Musevilerin, Ermenilerin, 2,5 milyar liralık gayrimenkullerini iade ettik. Biz bunları da yaptık. Niye? Dedik ki bu onların hakkıdır. Bugüne kadar bir yanlışlık oldu. Bu yanlışı da biz düzeltelim. Zira bizim tarihimizde müslümin de gayrimüsliminde hakkını korumak, devletin görevidir. Biz bunu yaptık."
YERFISTIĞINDAN KOLYE TAKTILAR
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının sonunda 12 yaşlarında bir kız çocuğu yanına gelip sarıldı. Ağlamaya başlayan kız çocuğuyla ilgilenen Başbakan Erdoğan, kurdele kesmek için hazırlık yapılırken, görevlilerden bir makas isteyip, çocuğa verdi. Bu sırada protokol üyelerinin arkasından üç kız çocuğu ellerinde Osmaniye yerfıstığından yapılmış kolyelerle göründü. Kız çocukları Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ı yerfıstığı kolyelerini taktı. Boynundaki kolyeyi kısa süre inceleyen Başbakan Erdoğan, sahneye davet edilen bakanlar ve protokol üyeleri birlikte kurdele kesip, toplu açılışı gerçekleştirdi.
CEZAEVİNDE ÇORBA VEREN ONBAŞIYI UNUTMADI
Törenin ardından Başbakan Erdoğan, 1979’da bir gün hapis yattığı Metris Cezaevi’nde onbaşı olarak askerlik yapan Fehmi Kanlı’yı evinde ziyaret etti. Cezaevinde kendisine gece yarısı çorba yapıp, ikram eden Fehmi Kanlı’nın misafiri olan Başbakan Erdoğan, burada yemek yedi, sohbet etti. Bu ziyaret basına kapalı gerçekleşti.