Erdoğan-Putin ortak basın toplantısı

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan-Putin ortak basın toplantısı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2009 18:26

Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında, başta enerji olmak üzere değişik alanlarda işbirliğini öngören belgeler enerji alanlarında işbirliğini öngören anlaşma ve protokoller imzalandı.

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Başbakanı Vladimir Putin'in de iki protokole imza koyduğu törene İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi de katıldı.

Başbakanlık Yeni Bina'daki imza töreninde konuşan Erdoğan, Putin ve Berlusconi'yi Türkiye'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Putin ile “uzun, baş başa ve daha sonra heyetler halinde çok çok verimli, olumlu” bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Toplantımız, aslında geçtiğimiz mayıs ayında Putin'in ev sahipliğinde Soçi'de yaptığımız görüşmenin bir devam niteliğinde oldu. İkili ilişkilerimizin hemen her alanda önemli gelişmeler kaydettiğini memnuniyetle not ettik. İlişkilerimizi daha da geliştirmek ve daha da ileri hedeflere ulaştırma kararlılığını tüm bürokrat ve teknokrat arkadaşlarımızla sürdürdük.

Rusya ile karşılıkla anlayış, güven ve ortak çıkarlar temelinde günden güne gelişen ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi, dış politikamızın öncelikli hedefleri arasındadır. İlişkilerin bugün ulaştığı nokta gerçekten çok memnuniyet vericidir.

2000'li yılların başından itibaren en üst düzeyde sürdürülen temaslarımız önemli rol oynamıştır. Türkiye-Rusya münasebetlerinde itici güç rolü oynayan ticari ve ekonomik ilişkilerimizin, böylesine olmasından ziyadesiyle memnunuz.”

Haberin Devamı

ERDOĞAN: "DOĞALGAZ ANLAŞMASINI UZATIYORUZ"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rusya ile bugün imzalanan protokollerin, iki ülke arasındaki işbirliğini geliştirmeye yönelik olduğunu belirterek, “İmzaladığımız gaz protokolü, Rusya'dan doğalgaz alımımıza imkan sağlayan ve süresi 2011 yılında son bulacak olan doğalgaz alım sözleşmesinin süresinin uzatılmasını öngörmektedir” dedi.

Erdoğan, Rusya Başbakanı Putin ve Berlusconi'yi Türkiye'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Putin ile “uzun, baş başa ve daha sonra heyetler halinde çok çok verimli, olumlu” bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Toplantımız, aslında geçtiğimiz mayıs ayında Putin'in ev sahipliğinde Soçi'de yaptığımız görüşmenin bir devam niteliğinde oldu. İkili ilişkilerimizin hemen her alanda önemli gelişmeler kaydettiğini memnuniyetle not ettik. İlişkilerimizi daha da geliştirmek ve daha da ileri hedeflere ulaştırma kararlılığını tüm bürokrat ve teknokrat arkadaşlarımızla sürdürdük.

Haberin Devamı

Rusya ile karşılıkla anlayış, güven ve ortak çıkarlar temelinde günden güne gelişen ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi, dış politikamızın öncelikli hedefleri arasındadır. İlişkilerin bugün ulaştığı nokta gerçekten çok memnuniyet vericidir. 2000'li yılların başından itibaren en üst düzeyde sürdürülen temaslarımız önemli rol oynamıştır.

Türkiye-Rusya münasebetlerinde itici güç rolü oynayan ticari ve ekonomik ilişkilerimizin, böylesine olmasından ziyadesiyle memnunuz.”

Başbakan Erdoğan, 2008 yılı itibariyle gelinen noktanın, yaklaşık 40 milyar dolar olduğunu ifade ederek, “Bugün Rusya, Türkiye'nin birinci, Türkiye ise Rusya'nın beşinci ticari ortağı konumundadır. Öte yandan karşılıklı yatırımlarda kaydedilen artış ve turizm alanında ulaşılan yüksek seviye, ekonomik ilişkilerimizin hızla gelişmesinin de önemli bir ifadesidir” dedi.

Haberin Devamı

İki ülke arasındaki ilişkilerin, siyasi, askeri, ekonomik ve ticari ve kültürel alanda farklılık ifade etmeye başladığını anlatan Erdoğan, Türk müteahhitleri tarafından Rusya'da bugüne kadar 1152 projenin “ele alındığını, bunun rakamsal ifadenin 30 milyar dolar” olduğunu söyledi.

Temasları sırasında ikili ticari ilişkilerde, mevcut birtakım teknik mahiyetteki sorunları liderler olarak çözdüklerini ifade eden Erdoğan, “Bunları ele alma fırsatı, aslında bir güvene dayalıdır. Bu güven, bunların çözümünü de kolaylaştırmaktadır” diye konuştu.

İki gündür iki ülke arasında sürdürülen karma ekonomik toplantılara da değinen Erdoğan, emeği geçenlere teşekkür etti.

Haberin Devamı

“DAHA DA İLERİ GÖTÜRÜLMESİNİ ÖNGÖRÜYORUZ”

Görüşmelerin bir diğer önemli konusunun ise enerji olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Enerji konusu, ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin en önemli ve en somut bileşenlerinden biri teşkil etmekte. Bu alandaki işbirliğimizin ikili ekonomik ilişkilerin yanı sıra stratejik niteliği nedeniyle özel bir yeri ve önemi bulunmaktadır. Enerji alanında ilişkilerimizin karşılıklı anlayış ve bu arada da güven temelinde sürdürülmesini temenni ediyoruz. Bu işbirliğinin gelecekte, gerçekleştirilecek projelerle daha da ileri götürülmesini öngörüyoruz.

Bu bağlamda, gerek gaz, gerek petrol, gerekse nükleer enerji olmak üzere 3 ayrı başlık altında çalışmalarımızı planladık. Zaten devam eden şu andaki ortaklıklarımız olduğu gibi bundan sonraki süreçte bunları zenginleştirerek adımlarla sürece farklılık kazandıracağız.

Haberin Devamı

Üç ayrı başlık altında iki ülke arasında işbirliğini geliştirmeye yönelik protokolleri imzaladık. İmzaladığımız gaz protokolü, Rusya'dan doğalgaz alımımıza imkan sağlayan ve süresi 2011 yılında son bulacak olan doğalgaz alım sözleşmesinin süresinin uzatılmasını öngörmektedir. Aynı protokol çerçevesinde Güney Akım Boru Hattı'nın Karadeniz'de, ülkemiz münhasır ekonomik bölgesinde geçmesi için gerekli araştırma çalışmalarını yapılmasına yönelik olarak, Rusya tarafınca talep edilen izin de Rusya ile dostluk ve işbirliğine dayalı ilişkilerimizin ruhuna uygun şekilde Türkiye tarafından verilmiştir.

Ayrıca enerji alanında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile Rus karşıtı RUSATOM arasında, ilki nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımı; ikincisi nükleer kazaların erken bildirimi ve nükleer tesisler hakkında olmak üzere iki anlaşma daha imzalanmıştır.”

Putin'in ziyaretinin, bu enerji anlaşmalarının imzalanmasının yanında KEK toplantılarının da yapılmasına vesile olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, Türkiye-Rusya Federasyonu 9. KEK protokolü ve ekonomik içerikli dört belgenin standardizasyon ve uygunluk değerlendirmesi alanlarında işbirliğine ilişkin memorandum, ithal ve ihraç edilen su ürünleri gıda güvenliği konusunda işbirliği memorandum, gümrük işlemlerine ilişkin mutabakat zaptı ile sermaye piyasaları arasındaki işbirliğine ilişkin memorandumun da imzalandığını anlattı.

TÜBİTAK ile ROSCOSMOS arasında da protokol imzalandığını ifade eden Erdoğan, hükümetler arası 12 protokolün yanı sıra TÜPRAŞ, TETAŞ, TPAO, AKSA ENERJİ A.Ş, Postolgun Dış Ticaret, Çalık Holding gibi şirketlerin Rus ortaklarıyla 8 belge imzaladıklarını, böylece 20 belgeye imza konulduğunu kaydetti.

TÜRK-RUS KOLEJİ VE ÜNİVERSİTESİ GELİYOR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi'ne Rusya'nın katılımını çok önemsediğini belirterek, bugün bu anlaşmanın da yapılmasının kendisini ayrıca mutlu ettiğini söyledi.

Erdoğan, Putin ile görüşmelerinde paylaştıkları coğrafyada, ortak ilgi alanına giren güncel, bölgesel meseleler hakkında da bilgi alışverişinde bulunduklarını anlattı. Bölgesel ve uluslararası konulara yaklaşımlarının, geneli itibariyle birbirine yakın olmasını memnuniyet verici olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bu arada iki ülke arasında çok boyutlu stratejik işbirliğini koordine etmek üzere, hükümetlerarası nitelikte bir üst düzey buluşmayı, görüşmeyi, liderlerin eş başkanlığında yürütelim diye bugün bir karar aldık. Bugün aldığımız bu kararın ilk uygulamasını 2010 yılıbaşında Rusya'da gerçekleştireceğiz. Her yıl bir kez başbakanlar nezaretinde, icracı bakanlar bunu yapacağız. Daha sonra bu bakanlarımız yıl içinde iki veya üç kez bu süreci devam ettirecekler.

Bugün önemli bir konuyu da görüşme fırsatını bulduk. Gerek turizimde, gerek diğer alanlarda attığımız bu adımlarla, artık Rusça'yı da gayet iyi konuşan Türk gençlerine ihtiyacımız var. Onun için Türkiye'de Türk-Rus koleji ve üniversitesi kurulması noktasında teklifim oldu ve teklifime dostumun da olumlu yaklaşması, bunun da adımını bir an önce atacağımız anlamındadır.

Sayın Putin ile gerçekleştirdiğimiz kapsamlı görüşmelerinin ardından Sayın Silvio ile de bir araya geldik, üçlü bir görüşmemiz de bu arada oldu. İtalya enerji alanında yoğun bir ilişkide olduğumuz bir diğer dost bir ülke. Şirketlerimiz, BTC Projesinin hayata geçirilmesinde önemli rol oynamışlardır, aynı şekilde Mavi Akım'da önemli rol oynamışlardır. Yine biz Samsun'da Mavi Akım'da yine 3'lü olarak bir araya gelmiştik. Şimdi de Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin de zamanında tamamlanarak devreye girmesi için çalışmalarının sürdürmektedirler.

Ayrıca, Rusya, Türkiye ve İtalya olarak Mavi Akım projesi'nin gerçekleşmesindeki bu mükemmel diye adlandırabileceğimiz bu işbirliğini bundan sonraki süreçte de devamını... Yine bugünkü görüşmelerden sonra Mavi Akım'ı güneye indirmek suretiyle, Lübnan, Suriye, İsrail hatta Kıbrıs'ı kapsayacak şekilde daha da bunu uzatmamız mümkün olacaktır.”

“Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi'ne Rusya'nın katılımını çok önemsediğini” belirten Erdoğan, bugün bu anlaşmanın da yapılmasının kendisini ayrıca mutlu ettiğini söyledi. Böylece bu hatta Türkiye, İtalya ve Rusya Federasyonunu birlikte olacağını kaydeden Erdoğan, bu noktadaki çeşitliliği de artırdıklarını belirterek, “Bundan dolayı Türk boğazları üzerindeki yükü de ciddi manada bu proje hafifletmiş olacaktır” dedi.

Başbakan Erdoğan, konuşmanını sonunda, iki başbakanı Türkiye'de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bugün atılan imzaların 3 ülke arasında aydınlık yarınlara vesile olmasını diledi.

NABUCCO VE GÜNEY AKIM YORUMU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Güney Akım ve NABUCCO'yu birbirinin alternatifi olarak, rakibi olarak takdim etmekten öte, bana göre, bir çeşitlilik olarak ifade etmek çok daha isabetli olur” dedi.

Erdoğan, bir gazetecinin, Güney Akım Projesi'ne ilişkin sorusu üzerine, şunları söyledi:

“Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesinde Karadeniz'den geçecek Güney Akım'a aslında konuşmamda değindim. Konu ile ilgili sözleşmemizi de bugün imzalamış olduk. Tabii bu süreç devam ediyor. Fazla uzun bir süreç değil ama araştırmalar kısa bir zaman içerisinde bu bölgede başlamış olacak ve Türkiye bu noktada desteğini Güney Akım'a vermiş olacak. Mavi Akım ile ilgili süreci de değerli meslektaşım zaten anlattılar. Buna da aynı şekilde devam ediyoruz. Öbür tarafta Samsun-Ceyhan tabii ki önem arz ediyor. Bu konuda mutabıkız ve bu konu

ile ilgili yine bugün imzalar atıldı. Nükleer ile ilgili konuştuk, söylenecek

şeylerin hepsi söylendi. Burada en önemli şey malum. Yani enerjide üç ana unsur var. Bunun bir tanesi tedariktir, bir tanesi transittir, bir tanesi de tüketim olayıdır. Tabii Türkiye'nin böyle bir tedarikçi özelliği yok. Bu konuda Rusya Federasyonu tedarikçi bir ülke konumundadır ve bu konuda güçlü bir ülkedir. Türkiye, transit bir ülke konumundadır. Aynı zamanda tüketici ülke olma özelliği vardır. Aynı zamanda da tüketimde bir lojistik merkez olma özelliğini şu anda bu atılan adımlarla kazanmaktadır. Böyle bir durum söz konusudur ve bunu da bölgedeki iki ülke olarak özellikle Rusya ve Türkiye bu adımları atıyoruz. Bu tabii, güven esasında, güven temelinde süren bir süreç. Bundan dolayı ayrıca memnunuz, mutluyuz. “

ÜÇ LİDER BİR ARADA

Bir Rus gazetecinin, Burgaz-Dedeağaç Projesi ile Samsun-Ceyhan Projesi için yeterli petrolün olup olmadığına ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:

“Bunları paylaşırken bir konunun üzerinde durmayı faydalı görüyorum. Güney Akım ve Nabucco'yu birbirinin alternatifi olarak, rakibi olarak takdim etmekten öte, bana göre, bir çeşitlilik olarak ifade etmek çok daha isabetli olur. Kaldı ki bunlar yarın zaten Avrupa'ya yetmeyecek ve bugünden alınan bir tedbirdir. Bunu böyle görmek lazım. Yazılı ve görsel medyanın bunu dünyaya bu şekilde takdim etmesi gerekir. Kimsenin bu yatırımlardan çekinmesine gerek yok. İşin bir diğer boyutu az önce değerli başbakanın ifade ettiği gibi Rusya'daki konu ile ilgili yapılan araştırmalar zaten çok açık net ortada. İşin içinde olanlar bunun ne denli güçlü tedarik kaynakları olduğunu biliyorlar ve bu noktadan hareketle de bu adımlar, yatırımlar yapılıyor ve Samsun-Ceyhan'da oradan petrolün verilmesi olayının, gerek rafine edilmesi noktasında gerekse dünyaya takdimi, hem de rafine edilerek hem ham petrol olarak çok büyük işler görecektir. Orada da yine bir çeşitlendirme söz konusudur. Biliyorsunuz Ceyhan'a bizim bakışımız çok çok farklıdır. Ceyhan'ı bu noktada adeta bu işin bir dağıtım merkezi haline getirmenin gayretleri vardır. Bakü-Tiflis-Ceyhan bunun içindedir. Aynı şekilde Kerkük-Yumurtalık bunun içindedir. Bu üçüncüsü ile birlikte daha da güçlenmektedir. bu enerji arzı güvenliğini böylece çok daha farklı hale getirmektedir ve bu atılan adımlar geleceğin yaşayanlarını inşallah çok daha rahatlatacaktır.”

Erdoğan, konuşmalarının ardından basın mensuplarına da ilgilerinden dolayı teşekkür ederken, “acele etmeyin dağılmıyoruz, değerli dostumuz Silvio'yu da buraya alacağız, beraber mesajımız olacak” dedi ve Berlusconi'ye, 'come here” diye seslenerek, kürsüye davet etti.

Üç başbakan daha sonra ellerini birleştirerek basına görüntü verdi.

Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Türkiye ile Rusya arasındaki görüşmelerde ele alınan pek çok konuda mutabakata vardıklarını söyleyerek, nükleer santral birim ve inşaat fiyatları konusundaki görüşmelerin ise devam ettiğini kaydetti.

Putin, Başbakanlık Yeni Bina'da düzenlenen imza töreninin ardındın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ortak basın toplantısında, eski dostum diye hitap ettiği Erdoğan ile kapsamlı ve samimi bir görüşme yaptıklarını belirtti.

İkili gündem konularını ele alırken, enerji alanındaki işbirliğinin daha da derinleştirilmesinin gereğini vurguladıklarını kaydeden Putin, bu çerçevede enerji alanı, özellikle de Güney Akım, Mavi Akım 2 ve Türkiye'de nükleer santrallerinin inşasının önemli konu başlıkları olduğunu söyledi.

Putin, Güney Akım projesinin Avrupa'nın ve bölgenin enerji güvenliği için önemine işaret ederek, bugünkü görüşmelerde Türk ortaklarıyla bölgenin bu en geniş altyapı projesini ele aldıklarını kaydetti.

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile birlikte İtalyan yetkililerin de bugün Ankara'da bulunduğunu anımsatan Putin, "Büyük çaplı ortaklık projeleri için anlaştık" diye konuştu. İtalyan ortakların Mavi Akım doğal gaz boru hattına katıldığını hatırlatan Putin, bu hattan halen Türk pazarı için büyük miktarda doğal gaz nakledildiğini kaydetti. Putin, Rusya ve Hazar denizinde çıkartılan petrol miktarındaki artışı göz önünde bulundurarak, bu projeyi çok gerçekçi bulduklarını ve desteklediklerini söyledi.

Nükleer enerji işbirliği konusuna da değinen Putin, Rus-Türk konsorsiyumunun ihaleyi kazanmış olmasının önemine dikkat çekti ve bunun kendileri için gurur kaynağı olduğunu ifade etti.

"Görüşmelerde ele aldığımız pek çok konuda mutabakata vardık" diyen Putin, bundan sonra da çalışmalara devam edeceklerini kaydetti. Putin, bugün iki ülke arasında pek çok önemli belgenin imzalandığını anımsatarak, Türkiye ile Rusya'nın çok taraflı ve çok boyutlu genişletilmiş ortaklık çerçevesinde hareket etmeye devam ettiğini bildirdi.

Putin, bu yaklaşımın, ikili ticaret ilişkilerinin niteliği ve niceliğine uygun olduğunu ifade ederek, geçen yıl ikili ticaret hacminin 40 milyar dolara ulaştığını, Rusya'nın Türkiye'nin birinci, Türkiye'nin ise Rusya'nın beşinci büyük ticari ortağı olduğunu söyledi.

Küresel krizin yaşandığı bir dönemde, bu olumlu dinamikleri korumaya çalışacaklarını belirten Putin, bunun için neler yapılması gerektiğini bugün kapsamlı şekilde konuştuklarını kaydetti. Özellikle tarım konusunda ortak çalışmaların değerlendirildiğini anlatan Putin, geçen yıl Rusya'dan Türkiye'ye 2 milyon ton tahıl ihraç edildiğini belirtti. Putin bundan sonra da bu başarılı çalışmalara devam ederek, karşılıklı ithalat ve ihracat konusunda çalışmalar yapacaklarını kaydetti.

Gümrük rejimlerinin basitleştirilmesi konusunu da ele aldıklarını söyleyen Putin, bugün imzalanan belge ile iki ülke arasında biri deniz biri de kara olmak üzere iki tane ek yeşil koridor açılmasını kararlaştırdıklarını bildirdi. Putin, bu sayede Rusya'ya giriş yapan Türk mallarının listesinin genişletilmesi konusunda fikir birliğine varıldığını belirtti.

Putin, görüşmelerin açık, yapıcı ve şeffaf olmasından dolayı büyük memnuniyet duyduğunu söyleyerek, ikili ilişkilerin özellikle ekonomi ve ticaret alanında derinleştirilerek sürdürülmesinin ve düzenli istişareler yapılmasının önemine dikkati çekti.

SORULAR

Rusya Başbakanı Putin, "teknik olarak somut projeler görüşüldü mü" sorusu üzerine, bugün esas olarak üstünde çalıştıkları belgenin, 1986 tarihli Rus doğal gazının Türkiye'ye satışı hakkında sözleşme olduğunu, Türk tarafının bunu daha uygun şartlarda uzatmak istediğini ve bu konuda anlaştıklarını bildirdi.

İkinci olarak, mevcut Mavi Akım doğal gaz boru hattının uzatılarak güneye doğru üçüncü ülkelere, Kıbrıs, İsrail, Lübnan ve Suriye'ye ihraç etmek üzere anlaştıklarını belirten Putin, "Böylece Türkiye bölgede önemli bir transit ülke haline gelmektedir" dedi.

Güney Akım boru hattının da Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesinden geçeceği göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin Avrupa çapında bir enerji transit merkezi haline geleceğini kaydeden Putin, Türkiye'de doğal gaz depolarının inşası konusunda mutabakat sağlandığını, bu gibi büyük depoların yapımının hızla büyüyen Türk ekonomisine ve sıkıntıya düşen Türk halkına yardımcı olacağını söyledi.

Putin, atom enerjisi konusunda da nükleer enerjinin birim ve inşaat fiyatları konusunda görüşmelerin devam ettiğini belirterek, "Bugünkü teklifimiz bile ABD'deki benzer proje fiyatlarından iki misli daha ucuzdur" dedi.

Vladimir Putin, elektrik enerjisinin Türkiye'ye satışının söz konusu olabileceğini de kaydetti.

Enerji işbirliğine ilişkin bir başka soru üzerine Putin, her konuda anlaştıklarını, Başbakan Erdoğan'a bunun için teşekkürlerini ifade etmek istediğini belirtti. Görüşmelerin "çok zorlu" geçtiğini, başta Erdoğan olmak üzere Türk tarafının zorlu görüşmecilerden oluştuğunu kaydeden Putin, espri yaparak, "İşte görüyorsunuz ilk soru hakkını Rus gazetecilere verdiler ama öte yandan hemen tercümeyi kapattılar" dedi.

Tüm konularda uzlaşıya vardıklarını bildiren Putin, doğal gaz alanında Güney Akım ve Nabucco'nun birer rakip olduğu, bunların arasındaki rekabetin Samsun-Ceyhan ile Burgaz-Dedeağaç arasındaki rekabetten çok daha güçlü olduğu görüşünü dile getirdi.

Putin, ancak Güney Akım'ın yapılacak olmasının Nabucco'nun önünü tamamıyla kesmediğini, tüketicilerin ihtiyaçlarına göre her iki projenin de ileride gerçekleştirilebileceğini söyledi. "Güney Akım Rusya'nın önceliğidir" diyen Putin, şunları belirtti:

"İki petrol boru hattı arasındaki rekabet çok daha azdır. Hazar denizinde ve Rusya'da artan petrol üretim miktarına bakarsanız şunu anlayacaksınız ki, üretim hacmi genel olarak bu iki projeye de yeterlidir ve genel olarak ne kadar fazla altyapı projesi varsa o kadar iyidir. Çünkü bu, enerji ve arz güvenliği ile istikrarı sağlar."

KIBRIS VE YUKARI KARABAĞ

Putin, Yukarı Karabağ ve Kıbrıs meselelerine ilişkin soru üzerine de "Kıbrıs sorununun gerek Kıbrıslı Türkler gerekse Kıbrıslı Rumların çıkarlarına olacak şekilde acilen çözümünü destekliyoruz" dedi.

Uluslararası toplumun ve Annan planı da dahil olmak üzere BM'nin planlarına da destek verdiklerini ifade eden Putin, "Bundan sonra adanın her iki tarafıyla da ilişkilerimizi, özellikle de ekonomik ilişkilerimizi adanın Türk kısmı da dahil olmak üzere geliştirmeye devam edeceğiz. Bunun doğru ve yararlı bir adım olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.

Putin, Yukarı Karabağ meselesine ilişkin de Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev'in bu konuda yoğun, ciddi ve olumlu çalışmalar sürdürdüğünü, Azeri ve Ermeni devlet başkanlarıyla görüştüğünü kaydetti.

Rusya'nun bu ihtilafın çözümünü istediğini, Kafkasya bölgesinde herhangi bir ihtilafa karşı olduğunu kaydeden Putin, "Çünkü burada ihtilafların olması bölge ülkeleriyle ilişkilerimizi olumsuz etkilemektedir. Rusya'nın tutumu her zaman şöyle oldu; biz ihtilafların tarafları yerine hareket edemeyiz, ancak bunlara yardımcı olmak suretiyle net bir çözüme varmak için uzlaşmaya teşvik edebiliriz" dedi.

Putin, nükleer enerji ihalesine ilişkin bir başka soru üzerine de Türk tarafının kendi taleplerini Rusya'ya aktardığını ve Rus-Türk konsorsiyumunun bu talepleri genelde olumlu karşıladığını belirtti. Projenin fizibil olması için ilave birtakım çalışmalara ve hesaplamalara ihtiyaçlarının olduğunu ifade eden Putin, Türk tarafının kilovatsaatin birim fiyatı ve inşaatın fiyatıyla ilgili bazı soruları olduğunu, ancak kendi tekliflerinin hidroelektrik santrallerde üretilen enerji fiyatlarına yaklaştığını kaydetti.

Dünyanın her yerinde nükleer santral inşa maliyetlerinin oldukça pahalı olduğuna dikkati çeken Putin, "Mesela bizim projemiz Westinghouse şirketinin Florida'da gerçekleştirmek istediği projeden iki misli daha ucuzdur. Fakat yine de bu fiyatları daha da indirmek üzere ilave imkanlarımız varsa, konsorsiyumun katılımcıları Türk tarafıyla birlikte bunu değerlendireceklerdir" diye konuştu.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!