Erdoğan Musul şehitlerini şiirle uğurladı

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan Musul şehitlerini şiirle uğurladı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2004 00:00

Terörün dini, ırkı ve vatanı olmadığını belirten BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Musul ÅŸehitlerini "Ey ÅŸehit oÄŸlu ÅŸehit, isteme benden makber, Sana aÄŸuÅŸunu açmış duruyor Peygamber" dizeleriyle uÄŸurladı.BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, geçen hafta Irak'ın Musul kenti yakınlarında öldürülen 5 Türk güvenlik görevlisi için İçiÅŸleri Bakanlığı'nda düzenlenen törene katıldı.   Şehitlerin huzurunda ancak hüzünlerini ifade edebileceÄŸini belirten ErdoÄŸan, "Kutlu bir yoluculukla hayatlarını kaybedeler bu kardeÅŸlerimiz, ÅŸehitlerin saflarında yerlerini aldılar" diye konuÅŸtu. "Irak'ın bölünmeze bütünlüğü için elinden geleni yapan Türkiye'nin, bunu bedelini 80'e yakın ÅŸehit vererek ödememeliydi" diyen ErdoÄŸan, faillerin bulunması için Irak'taki koalisyon güçleri nezdinde giriÅŸimde bulunduklarını bildirdi. ErdoÄŸan, dini, vatanı, ırkı, milliyeti olmayan teröristlerin bu cinayetleri iÅŸlediÄŸini belirtti.  ErdoÄŸan, Musul ÅŸehitlerinin Türkiye'nin BaÄŸdat BüyükelçiliÄŸini korunsa için ve orada Türk bayrağının dalgalanması için Irak'a gittiklerini ifade etti.   ErdoÄŸan, sözlerini ÅŸair Mehmet Akif Ersoy'un "Çanakkale Åžehitlerine" adlı ÅŸiirinin son iki dizesiyle bitirdi:  Ey ÅŸehit oÄŸlu isteme benden makber, Sana aÄŸuÅŸunu açmış duruyor peygamber.  Devletin zirvesi, ÅŸehit güvenlik görevlileri için hep birlikte dua ettiÄ°ÅŸte, Åžair Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale ÅŸehitleri için yazdığı ÅŸiirin tamamı:ÇANAKKALE ÅžEHÄ°TLERÄ°NE  Şu boÄŸaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eÅŸi? En kesif orduların yükleniyor dördü beÅŸi Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde gösterdiÄŸi vahÅŸetle "bu: bir Avrupa'lı" Dedirir, yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiÅŸ, açılıp mahpesi, yahut kafesi! Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak BoÅŸanır sırtlara vadilere saÄŸnak saÄŸnak. Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller, Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuÅŸ da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız teyyare. Top tüfekten daha sık, gülle yaÄŸan mermiler, Kahraman orduyu seyret ki, bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, haÅŸa edecek kahrına ram? Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam Şüheda gövdesi, bir baksana, daÄŸlar taÅŸlar... O, rüku olmasa, dünyada eÄŸilmez baÅŸlar, Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor; Bir hilal uÄŸruna ya Rab, ne güneÅŸler batıyor! Ey bu topraklar için topraÄŸa düşmüş asker, Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı deÄŸer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi, Bedr'in aslanları ancak bu kadar ÅŸanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? "Gömelim gel seni tarihe" desem sığmazsın. Hercümerc ettiÄŸin edvara da yetmez o kitapSeni ancak ebediyetler eder istiab. "Bu taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına, Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına, Sonra gök kubbeyi alsam da rida namiyle Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan. Sen bu avizenin altında bürünmüş kanına Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına. Türbedarın diye ta fecre kadar bekletsem, Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem. Tüllenen magribi akÅŸamları sarsam yarana, Yine bir ÅŸey yapabildim diyemem hatırana... Ey ÅŸehit oÄŸlu ÅŸehit, isteme benden makber, Sana aÄŸuÅŸunu açmış duruyor Peygamber.                                   Mehmet Akif ErsoyÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!