Erdoğan Manisa'da konuştu

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan Manisada konuştu
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2009 16:25

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP ile MHP'nin, sürekli yolsuzluklarla ilgili konuştuğunu belirterek, “Birisi eline kırmızı dosya alıyor. Kırtasiyecide dosya çok. Bu dosyaları meydana alıp getirmekle zannediyor musun milletim sana inanıyor, geç onları geç. Bu dosyayı götüreceğin yer belli, adresi belli, içinde bir şey varsa yargıya götür” dedi.

Erdoğan, Manisa Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen açık hava toplantısında halka hitap etti. Erdoğan, Manisa'nın “Şehzadeler şehri”, tarımın, sanayinin, kültürün, tarihin şehri olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, yaklaşık 7,5 yıl önce AKP'yi kurduklarını, o günden bugüne yollarda olduklarını, Anadolu'nun, Trakya'nın köylerinde, beldelerinde, ilçelerinde, illerinde, çiftçinin, esnafın, işçinin, memurun yanında olduklarını belirtti.

Milletin efendisi değil, hizmetkarı olmak için yola çıktıklarını, sadece yurt içinde değil yurt dışında da Türk vatandaşlarının yanında bulunduklarını dile getiren Erdoğan, son 3 haftada 24 şehirde miting yaptığını, Manisa'daki mitingin ise 25. olduğunu bildirdi.

Erdoğan, Türkiye'nin 81 ilini tek tek dolaştıklarını, sadece kendisinin 65 ilde miting yapacağını, geri kalan illerde ise bakanlar ve genel başkan yardımcılarının miting düzenleyeceğini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Bazıları diyor 'Tayyip Erdoğan bu enerjiyi nereden alıyor?' Recep Tayyip Erdoğan bu enerjiyi sizden alıyor sizden. Sizin sevginizden alıyor, sizin yüreğinizden alıyor, sizin heyecanınızdan, sizin muhabbetinizden alıyor. Şu meydana gelince bütün yorgunluk bitiyor, tükeniyor. Şehirlerimizin değiştiğini kalkındığını güzelleştiğini görünce yorgunluk kalmıyor.”

“SEÇİM OLSA DA OLMASA DA MEYDANLARDAYIZ”

Erdoğan, meydanlara sandık görününce çıkmadıklarını, 14 Ağustos 2001'den bu yana meydanlarda bulunduklarını, Ankara'ya mahkum siyasetçi olmadıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Seçim olsa da meydanlardayız olmasa da meydanlardayız. Seçim olsa da olmasa da milletimizin arasındayız. İşte biz hizmet siyaseti yapıyoruz. İşte insan odaklı siyaset budur. Ankara'da koltuklara çakılıp kalmayacağız. Gerilim siyasetiyle, karalama siyasetiyle ülkenin vaktini heba etmek için bu makamlara gelmedik. Biz hizmet üretmek, eser üretmek için bu emanete talip olduk. Allah'ın izniyle bu emaneti de onurla gururla taşımaya devam edeceğiz. Siz dur deyinceye kadar bize durmak yok. Siz bu emaneti bizden alıncaya kadar bu emaneti yere düşürmek yok.”

CHP VE MHP'YE ELEŞTİRİLER

CHP ile MHP'nin “meydanlara nihayet çıkabildiğini”, kendileri 25. mitingi yaparken diğer partilerin seçim süresince nasıl bir strateji izleyeceklerini hala belirleyemediklerini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
“AK Parti'yi karalayarak, AK Parti'ye çamur atarak, AK Parti'ye iftira atarak milletten oy talep ediyorlar. Yanlarına da yandaş medyalarını aldılar. Bozacı-şıracı misali kampanya yürütüyorlar. Türkiye'ye ilişkin bir tek projeleri yok. Türkiye'ye ilişkin, şehirlerimize ilişkin vizyonları yok. Ne yapacaksınız?, Neler yapacaklarını söylemiyorlar. Milletin ihtiyaçlarından, şehirlerimizin ihtiyaçlarından bahsetmiyorlar. Medyanın kılavuzluğunda çamur siyasetiyle, iftira siyasetiyle günlerini geçiriyorlar.”

Erdoğan, “iftira siyaseti” değil “hizmet siyaseti” yaptıklarını ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bunlar ortaya bir iddia koyuyor, bunların yandaş medyası çarşaf çarşaf yayınlıyor. Yalanları ortaya çıkınca utanıp, sıkılmıyor 'yanlış yaptık özür dileriz' de diyemiyorlar. İşte biliyorsunuz, bakıyorsunuz CHP, MHP diyor efendim 'yolsuzluklar, yolsuzluklar, yolsuzluklar...' Ayıptır ayıp. Birisi eline kırmızı dosya alıyor. Kırtasiyecide dosya çok. Bu dosyaları meydana alıp getirmekle zannediyor musun milletim sana inanıyor. Geç onları geç. Bu dosyayı götüreceğin yer belli, adresi belli, içinde birşey varsa yargıya götür yargıya ama içinde bir şey olduğuna kendisi de inanmıyor ki. Kaldı ki bu insanlar tutturmuş bir Deniz Feneri... Buyurun Deniz Feneri de onun hakkında dava açtı. Tutturmuş bir Deniz Feneri. Dokunulmazlığı yok. Durmadan 'dokunulmazlık' diyorsun. Onların dokunulmazlığı yok. İşte onları yargıya götür. Belediye başkanlarımızla ilgili konuşuyorsun, onların da dokunulmazlığı yok. Götür onu da yargıya. Dürüstlük, dürüstlük, bu çok önemli. Dürüst siyaset, bu çok önemli. Ak siyasete kara çalmayı benim milletim yutmuyor.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!