Güncelleme Tarihi:
İşte konuşmadan satır başları:
Bugün Kocaeli’nde tarihi bir günü yaşıyoruz. Bugün siyasetimiz demokrasimiz için tarihi bir gün yaşıyoruz.
AKP olarak seçim startımızı buradan Türkiye’nin en gelişmiş kentlerinden birinden Kocaeli’nden veriyoruz.
Türkiye’nin yerel demokrasideki büyük hamlesini Kocaeli’nden başlatıyoruz.
28 Mart 2004’te başlattığımız yerel kalkınma hamlesindeki ikinci adımı Kocaeli’nde atıyoruz. Bugün Kocaeli AKP ile AKP Kocaeli ile gördüğünüz gibi şahlanıyor.
KOCAELİ'NİN İLERLEMESİ TÜRKİYE'NİN GELİŞMESİ DEMEK
Burada bindirilmiş kıtalar yok, burada Kocaeli var. Burada Kocaeli halkı var. Çünkü Kocaeli bizler için çok önemli bir şehir.
Kocaeli sanayimizin yüz akı, Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden biri.
Kocaeli’nin ilerlemesi demek, Türkiye’nin gelişmesi büyümesi demek. Bunun için yeniden Kocaeli’nde “Durmak yok yola devam” diyoruz.
Gün artık büyük düşünme günüdür. Çünkü biz büyük bir devletiz. Büyük bir milletiz. Türkiye son 6 yılda çok değişti. Türkiye büyüdü, Türkiye’ye biçilen artık o kaftan artık bu bedene dar geliyor.
Biz artık o kaftana sığmıyoruz, sığamayız. Hani Mehmet Akif diyor ya:
“Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım”
Şimdi bu vizyonu bu ruhu yeniden yaşıyoruz. Yeniden kazanıyoruz. Kazandığımız ruhla istikbalimizin peşinde koşuyoruz.
TÜRKİYE'YE KÜÇÜK DÜŞÜNMEK YAKIŞMAZ
Türkiye’ye Kocaeli’ne, hiçbir şehrimize küçük düşünmek yakışmaz.
Onun için diyoruz ki, Türkiye sen Türkiye’sin, büyük düşün.
Onlar adres dahi bulamıyorlar. Çünkü dertleri belediyecilik değil, dertleri iktidar. Bunlar müfteri, bunların başka işi yok ve bunların yandaş medyası var.
İnanıyorum ki 29 Mart milat olacak.
Türkiye artık o eski Türkiye değil. O altı yıl öncesinin Türkiye değil. Biz Türkiye’yi içine kapanan bir ülke olmaktan çıkardık. Türkiye’yi dünyaya, dünyayı Türkiye’ye açtık.
Türkiye dünya liginde üst sıralara tırmanmaya devam ediyor. Şehirlerimiz artık kendi ürettikleriyle, kendi kültürüyle, öz değerleriyle birer marka haline geliyor.
DÜNYA ŞEHİRLERİ İLE YARIŞIYORUZ
İzmir Milano ile yarışıyor. İstanbul Pekin ile New York ile yarışıyor. Erzurum Palandöken’iyle bir cazibe merkezi haline geliyor.
Trabzon Gençlik Olimpiyatları’na ev sahipliği yapıyor. Kayseri meydanlarıyla çevre düzenlemesiyle yarışıyor. Şehirlerimizin gücü yeniden ortaya çıktı.
Dikkat edin dünyadaki kalkınma yarışı artık şehirler üzerinden yapılıyor. Biz bu anlayışla kalkınma yerelde başlar, demokrasi yerelde başlar diyor ve mücadelemizi böyle sürdürüyoruz.
Kısır siyasi tartışmalar içerisinde değiliz.
Biz ne o partiyle ne bu partiyle bir yarış içerisindeyiz. Biz dünya ile dünya şehirleriyle yarış içerisindeyiz. Biz rekorlarımızı yenilemenin gayreti içerisindeyiz.
AK belediyelerimizin mücadelesi budur. Onun için diyoruz ki: “İşimiz hizmet gücümüz millet”
Biz AKP olarak Türkiye’ye yeni bir anlayış kazandırıyoruz. Ezberleri bozan bir Türkiye inşa ediyoruz. Bu Türkiye’de tüyü bitmemiş yetimin hakkı artık daha iyi korunuyor. Garip gureba itilip kakılmıyor. İşçinin emekçinin hakkı gasp edilmiyor. Hiçbir ırk bir diğerinden üstün sayılmıyor. Dışlanmıyor horlanmıyor.
Bu ülkede Türkiye’de artık güçlünün sesi haklının sesini bastırmıyor. Biz daha da iyisini hak ediyoruz. Bu ülke çok daha fazlasını hak ediyor.
İşte bunun için, “Durmak yok, kalkınmaya devam” diyoruz.
Bölgeler arası adalet, şehirlerarası denge sağlansın diye, bir yanda öteki Türkiye, diğer yanda imtiyazlı Türkiye olmasın diye, “Geri kalmak yok yola devam” diyoruz.
SADECE PARTİYE DEĞİL ŞEHRİN GELECEĞİNE OY VERİN
Bu mücadelede kişisel çıkarlar için kavgaya yer yok, bu Türkiye’nin mücadelesidir. Bu 71.5 milyon vatandaşın itibarı için yapılan mücadeledir.
29 Mart’ta sadece partinize değil, şehrinize, şehrinizin geleceğine oy verin. Çocuklarınızın geleceğini düşünerek oy verin.
Biz dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz. Bu milletin onuruna asla kara leke sürdürmeyiz. Bu milletin onurunu nasıl koruduysak bundan sonra da öyle koruruz.
Mahallenizin sokaklarınızın geleceğine oy kullanın. Bu seçim sadece partilerin yarıştığı bir yarış değil. Bu yarış medeniyet yarışıdır, dünya şehirleri arasındaki kalkınma yarışıdır. Bu yarış hizmet yarışıdır. Bu yarış şehirleşmede kentleşmede Türkiye’yi lider yapma yarışıdır. Siz o pusulada evet derken mutlaka bunu gözeteceksiniz.
O pusula Türkiye’ye kılavuzluk edecek. O pusula Türkiye’nin istikametini belirleyecek. Neye kime evet derseniz deyin, yeter ki Türkiye’nin kazanmasına evet deyin.
BİR OLALIM, DİRİ OLALIM
Buradan Türkiye’ye sesleniyorum. Gelin canlar adalette birleşelim. Gelin canlar kalkınmada birleşelim. Gelin canlar barışta buluşalım. Gelin canlar başlattığımız medeniyet yürüyüşünde el ele tutuşalım, kol kola yürüyelim.
Türkiye’nin yarınları geleceği için kenetlenelim, bir olalım. İri olalım, diri olalım.
Bakınız Başbakan olarak bugün Kocaeli’ne 17. gelişim. Her gelişimde Kocaeli’ne bir müjdeyle bir hizmetle dahası toplu açılışlarla geldim. Bugünde aynı şekilde kocaeli’ni daha da güzelleştirecek geliştirecek tesisleri Kocaeli’ne kazandırıyoruz.
Hatırlarsanız, belediyelerimiz aracılığı ile daha önce Kocaeli’nde iki açılış bayramı gerçekleştirmiştik. Bugün 3.’nü gerçekleştiriyoruz.
Bugün tam 105 eseri yatırımı Kocaeli’ne kazandırmanın coşkusunu yaşıyoruz. Bunun içinde alt yapı üst yapı yatırımlarından ulaşım yatırımlarına, park ve bahçelere, spor tesislerine varıncaya kadar pek çok tesis eser var.
Bunun yanında hükümetimizin Kocaeli’ne kazandırdığı 9 ayrı eser var. Bu yatırımlar içinde sağlık tesisleri eğitim tesisleri var.
Sizler bizi Kocaeli’ne ne zaman geldiysek çok iyi karşıladınız. Bunun için size ayrıca teşekkür ediyorum.
3 Kasım 2002’de, 28 Mart 2004’te 22 Temmuz 2007’de bize destek oldunuz. Sizin desteğiniz sayesinde AKP büyüdü. Türkiye büyüdü.
SEVGİMİZİ OYLA ÖLÇMEYİZ
Kocaeli ile aramızda başkalarının göremeyeceği gönülden gönüle köprüler inşa edildi. İnşallah 29 Mart’ta bu gönül köprüleri daha da güçlenecek. Aramızda sarsılmaz bağlar oluşacak.
Biz millet sevgimizi asla oyla ölçmeyiz. Ne kadar oy, o kadar hizmet anlayışı bizim kitabımızda yazmaz. Başkaları bunu yapar, nitekim yaptılar da. Hükümetteyken kendi belediyelerine teşvik aktaranlar oldu.
Kendi illerini ilçelerini afet bölgesi ilan edip buralara ayrıcalık tanıyanlar oldu. Ayrımcılık yapanlar oldu.
Hamdolsun AKP ile tüm bu imtiyazlar ayrımcılıklar son buldu.
Biz yerel yönetimlerde hiçbir zaman parti ayrımı gözetmedik, ister AKP’li olsun ister başka partilerden olsun, bütün belediyelere eşit davrandık.
Bizden önceki iktidarlar bunu yapmadı. Kendilerinden olanlara farklı davrandılar, kendilerinden olmayanlara farklı davrandılar.
KAYNAKLARI ADİL DAĞITIYORUZ
Benim belediye başkanım iller bankasından alması gereken payı, hakkını bile devlete borcu olduğu bahanesiyle çoğu zaman alamıyordu. Devletin imkanlarını, kendi partilerinden olan belediyelere aktarıyor, diğer belediyeleri yokluğa mahkum ediyorlardı.
Göreve geldiğimizde biz bunu kaldırdık.
Bizler bu anlayışla yürüyoruz. Bundan sonrada devletin kaynaklarını adil bir şekilde dağıtmaya devam edeceğiz.
Hatta Haziran temmuz Ağustos aylarında bu yüzde 40 kesintiyi bile kaldırdık. Dedik ki yüzde yüzünü vereceksiniz. Niye. Çünkü yaz ayları yatırım aylarıdır.
Bana, bizden olmayan iktidarlar destek vermiyorlardı. Teminat mektubu istiyordum, metro için ama vermiyorlardı. Ama biz buna rağmen İstanbul’un metrosunu CHP belediyesinden aldık, 50 milyon dolarlık yatırım yapmışlardı, biz bunun üzerine 500 milyon dolarlık yatırım yaptık.
Bu CHP’nin kitabında belediyecilik yok, hizmet yok. Bunların kitabında iftira var. Bu zihniyet bereketsizdir bunu böyle biliniz.
Bu zihniyette geçmişinden bugüne alın bereketsizlik var. 12 Eylül öncesine geçin, enerji bakanı kimdi. Sayın Baykal’dı.
Onun döneminde benzin kuyruklarını hatırlayın. O dönemi hatırlayanlar bilir. Bunlar bu.
Yine CHP’nin dönemine bakın. Rahmetli babam anlatırdı. Nüfus kağıdında bak burada yağ damgası var, ekmek damgası var, gaz damgası var. Bunlar karne ile dağıtılırdı. Karne bulamayanlara nüfus kağıdıyla.
Bu millet bunları gördü, gördü ki bunlara tek başına iktidarı vermedi.
VURMAYA DEĞİL SEVGİ VE BARIŞA GELİYORUZ
Ne dedik biz vurmaya değil, biz sevgiye barışa birliğe geliyoruz. Bizim farkımız bu. Onlar ne derse desin. Onlar hangi iftirayı atarlarsa atsınlar.
Kocaelili kardeşlerim, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ni CHP’den 4,5 milyar dolar borçla devraldık.
Bir bakın acaba Kocaeli’nde iki dönem neler yapıldı. Ben belediyeciyim. Yuvacık barajı bunun en güzel şahididir. Şu anda bu barajın borcunu millet ödüyor.
4.5 milyar dolar. Bunun yüzde 1’iyle, iki kat fazlası kapasitesini Ankara Büyükşehir Belediye’miz yaptı.
İbrahim başkanımız göreve geldi, AK belediyecilik farkını ortaya koydu. Şu dönem içerisinde 2 katrilyonluk yatırımı gerçekleştirdi. Çok büyük rekorlara bu borca rağmen imzasını attı, mührünü vurdu.
Şimdi Kocaeli’ni nasıl değiştiğini görüyorsunuz. Burada da ilklere imza attık.
Sizin sevdanız inancınız aşkınız olmazsa hiç bir şey olmaz. Biz geldik, bu şehrin alt yapısı yoktu. Kent merkezi dahil, şehrin her yanında sel baskınları yaşanıyordu. Kocaeli’nin tamamında 5 yılda 5500 km’lik alt yapı yatırımı gerçekleştirdik.
İmar planlarını yaptık, uydu takip sistemiyle kaçak yapılaşmayı önledik.
Kentsel dönüşümde, 2 bin 200 ev yıkıldı. 16 ay gibi rekor sürede yenilerini yaptık, sahiplerine teslim ettik.
Sanayinin başkenti Kocaeli’nde endüstriyel dönüşümün en güzel örneği olan, SEKA Park.
Ana muhalefet ne yaptı. Sayın Baykal, yanına milletvekillerini topladı. SEKA’ya geldi. Ne dedi. Burayı peşkeş çekecekler burayı sattırmayız. Şöyle dedi böyle dedi v.s.
Peki biz ne dedik? Biz zarar eden buralarını artık ayakta tutamayız dedik. Buradaki işçilerimiz asla sokakta bırakılmayacak dedik ve bu işçilerimizi Büyükşehir belediyemiz aldı ve SEKA Park projesine biz Kocaeli halkının emrine amade kılacağız dedik.
Birinci etabını 6 ay’da tamamladık mı? Şehir merkezindeki büyük sanayi kuruluşlarını da kent dışına çıkarmaya başladık.
Her hizmete tersinden bakan bu beyefendiler ne dediler, SEKA kapanıyor, işçiler sokağa atılacak ve bunlar size yalan söylüyor dediler.
NE ALDANAN NE DE ALDATAN OLDUK
Biz onlar gibi ne aldanan olduk ne aldatan olduk. Bizim kitabımızda aldanma ve aldatma yok. Ama onların kitabında var.
Peşkeş çekilecek dediler. Biz ne yaptık? Bu araziyi Kocaeli halkının gezebildiği eğlenebildiği muazzam bir park yaptık. Çünkü Kocaeli’nin yeşil bir alanı kalmamıştı. Ama o denizin kenarında şimdi bu SEKA Park ile farklı bir güzellik elde ettik.
Kocaeli sporda bir atılım yapılacak. 30 bin kişilik bir stadyum yapılacak. 8 bin kişilik kapalı bir spor salonu yapılacak. Gençliğimizi kötü alışkanlıklardan buralara doğru çekelim istiyoruz. Bunların yanında beş yıldızlı otel, otopark sıkıntısı da giderilmiş olacak.
Bütün bunlarla beraber, Kocaeli şehir merkezinde toplam 500 bin metrekare yeşil alan vardı biz geldiğimizde. 5 yılda bu 9 milyon metrekarelik alan yeşillendi.
Bu arada 2 milyon 900 bin ağaç dikildi. 830 yeni park yapıldı. Daha iyi olacak.
Kocaeli’ne gelen turist sayısı 30 binden 100 bine çıktı.
15 yıldır çürümeye terk edilmiş, Gebze Kültür Merkezi gibi 5 kültür merkezimizi hizmete soktuk. 18 kültür merkezini açtık.
LAF DEĞİL İŞ ÜRETİYORUZ
Laf değil iş üretiyoruz. Yeni tesisler üretiyoruz. Yaptıklarımızla projelerimizle konuşuyoruz. Önümüzdeki dönemde Kocaali’ni çok daha yeni hizmetlerle buluşturacağız.
Kocaeli’ne 3 yeni baraj kazandıracağız. Başkan bana bir söz verdi. O söz, Havadan raylar üzerinden ulaşımı sağlayacak mono ray projemiz. Bu yapılacak. Sadece metro hafif metro birde bunun dışında mono ray sistemleri var ki bu konuda da ön çalışmalar yapıldı. 23 km kısımda, Türkiye’nin ilk havadan taşıma sistemini Kocaeli’ne kazandırıyoruz.
Kentin turizm ve ulaşımına büyük katkıda bulunacak teleferik çalışması ihale aşamasına geldi.
4 bin 700 metrelik bu yatırımla kış turizm merkezi Kartepe’nin cazibesi daha da artacak.
Bir başka adım, biliyorsunuz Marmaray Avrupa – Asya, hızlı tren ve inşallah süratle geliyor ve Londra’yı Pekin’e bağlıyor. Banliyö hattıyla aslında Ankara İstanbul hızlı tren devam ediyor. Eskişehir’e geldi, Eskişehir İstanbul hattının inşası başladı.
Gebze’den Halkalı’ya kadar Marmaray 2013’te bitiyor. Boğazın altında 11 tüp birleştirildi. Bizzat kendim girerek Üsküdar’dan Sirkeci’ye ulaşıldı.
Bunlar Sultan Abdülhamit’in hayaliydi, ama bunu gerçekleştirmek bize naip oldu.
Fatih’in bir sözü var: “Bizim fiilimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz” aynen böyledir. Biz iş üreteceğiz, onlar da bol bol laf üretecek. Farkımız bu.