Güncelleme Tarihi:
Görüşmeler gerçekleştirildi, açılışlar yapıldı, Başbakan birkaç yerde halka seslendi.
Bu yoğun ziyaretin sonucu:
KKTC ile Başbakan Erdoğan arasındaki “besleme krizi” sona erdi.
BAŞBAKAN'IN ZİYARETİNİN KODLARI
Erdoğan’ın ziyareti, “besleme krizi” nedeniyle gerilen ilişkiler nedeniyle, çok ayrıntılı planlandı.
Ziyaretin her aşamasında ayrı bir “kod” gizliydi.
Şöyle ki;
Şu anda KKTC’de Ulusal Birlik Partisi iktidarda. Başbakan, UBP’li KKTC Başbakanı Ersin Küçük’ün ve yine UBP’den Cumhurbaşkanı seçilen Derviş Eroğlu’nun misafiri olarak geldi.
Ancak tüm ziyarete “UBP damgası vurulmaması” için özen gösterildi.
Mesela;
Başbakan Erdoğan, ana muhalefetteki CTP’nin eski lideri, eski cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la görüştü. Üstelik Erdoğan, Talat’a bir de jest yaptı. Ziyaret programında Talat’ın Türkiye Büyükelçiliği’ne gelerek Erdoğan’la görüşmesi planlanıyordu. Oysa Başbakan Erdoğan, programı değiştirip, kendisi Talat’ı ziyarete, onun çalışma ofisine gitti.
Bir başka önemli unsur, Başbakan Erdoğan’ın yapacağı toplu açılışlar için Magosa’nın özellikle seçilmesiydi.
Magosa’da Belediye Başkanı CTP’li. Lefkoşa’daki belediye başkanı ise UBP’li.
Başbakan gelişinde Lefkoşa’da, açılışlar sırasında ise Magosa’da halka hitabetti. Böylece, halka seslenişlerde bile CTP/UBP dengesi korunmuş oldu.
Erdoğan, diğer parti liderlerini de unutmadı. KKTC’deki aktif tüm siyasi parti liderleriyle de Büyükelçilik’te teker teker görüştü.
“DÖRT ÇOCUK YAPIN”
KKTC’de Başbakan Erdoğan’ın verdiği en ilginç mesajlardan biri Kıbrıs Türk halkına yönelik “çocuk yapın” çağrısı oldu.
Türkiye’de “üç çocuk yapın” çağrısı yapan Erdoğan, KKTC’de bu sayısı dörte çıkardı ve KKTC halkına, nüfus dengesinin korunması açısından “en az dört çocuk yapın” çağrısını iletti. Erdoğan bu çağrıyı, nüfus sorununu gündeme getiren, gerek hükümet üyeleriyle, gerekse muhalefet parti temsilcileriyle yaptığı her görüşmede gündeme getirdi.
2015 VİZYONU
Başbakan, Türkiye için ortaya koyduğu 2023 vizyonunun bir benzerini, KKTC için de ortaya koydu, ancak tarihi bu kez biraz daha kısa tuttu. Başbakan’ın KKTC vizyonu için hedef tarih 2015. Bu tarihin seçilmesinin nedeni, KKTC için en büyük ve önemli projenin 2014 sonunda devreye girecek olması: Su boru hattı projesi.
Gerek Türkiye’de, gerekse KKTC’de herkes Akdeniz’in yüzeyinin 250 metre altından geçecek boru hattı ile Türkiye’den Kıbrıs’a akacak suyun Ada’da tüm dengeleri değiştireceğine inanıyor. Projenin tamamlanmasının ardından ise 2015 yılı KKTC için “bir dönüm noktası” olarak görülüyor. Başbakan’ın 2015 vizyonunun altında yatan neden de bu.
HELİKOPTERLE SUYUN GELECEĞİ YERİ GEZDİ
Nitekim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan KKTC’de yaptığı helikopter gezisinde boru hattının KKTC tarafında kurulacak barajın yerini inceledi.
Başbakan’ın helikopter turunun bir başka “kodu” ise siyasi açıdan önemliydi.
Başbakan, helikopterle Güzelyurt’u da inceledi. Güzelyurt, Annan planı ile Rumlar’a veriliyordu. Ancak Başbakan, KKTC’ye yaptığı bu son gezide Güzelyurt’un “verilmeyeceğini” kesin bir dille ifade etti. Ayrıca Güzelyurt üzerinden yani “verilmeyecek bölgenin üzerinden” helikopterle inceleme yaparak da, gerek Rumlar’a, gerek dünyaya, ancak çok daha önemlisi Güzelyurt’un verilmesinden korkan KKTC halkına çok önemli bir mesaj gönderdi.
TÜRKİYE İLE KKTC ARASINDAKİ EN ÖNEMLİ SIKINTI: VATANDAŞLIK YASASI
Başbakan Erdoğan’ın KKTC ziyareti çok olumlu geçti. Ancak Türkiye ile KKTC arasındaki sıkıntılar da görüşmeler sırasında gündeme geldi.
Bunlardan en önemlisi ise iki taraf arasında sürekli gerginlik çıkaran, Türkiye’den KKTC’ye çalışmaya gelip ardından buraya yerleşen, yıllardır yaşayan ancak vatandaşlık alamayan Türkiye vatandaşlarının durumu.
Bu sorunun özeti şu;
Türkiye’den binlerce Türk, KKTC’ye çalışmaya gelmiş, ardından iş kurmuş, KKTC vatandaşları ile evlenerek yuva kurmuş, buraya yerleşmiş durumda.
KKTC vatandaşlık yasasında da ülkede belli bir süre yaşayanlar, iş kuranlar ya da KKTC vatandaşları ile evlenenler için belli koşullarda KKTC vatandaşlığı verilmesi öngörülüyor.
Ancak Rumlarla süren barış müzakerelerinin de etkisiyle bu yasa öngörüldüğü şekilde uygulanmıyor. Ve kriterleri karşılamalarına rağmen Türkiye vatandaşlarına, “barış müzakerelerinin iyiliği açısından” KKTC vatandaşlığı verilmedi.
Ancak bu durum, şimdilerde bir çeşit “kişisel kazanım-şantaj” yoluna dönmüş durumda.
Çok ilginç örnekler var...
Mesela evliliklerde. KKTC vatandaşı kadın, Türkiye vatandaşı erkek ile evleniyor. Evlilik süresince Türkiyeli erkek KKTC vatandaşlık kriterlerini sağlamasına rağmen bunu alamıyor. Boşanma gündeme gelince ise KKTC’de bir anda “kaçak” duruma düşüyor.
Ya da bir çalışan.. 15 yıldır KKTC’de çalışıyor. Ailesini de getirmiş, yerleşmiş, çocukları okuyor. KKTC vatandaşlık kriterlerini karşılamasına rağmen bunu alamamış. İşini kaybettiği anda hem kendisi, hem de ailesi “kaçak” durumunda.
Ya da bir başka çalışan... Yıllardır çalışıyor. Ancak bir anda patronu sigortasını yatırmayı kesiyor. Ve “artık kaçak durumuna düştün. Seni ihbar ederim” diyerek, işçiyi sigortasız çalıştırmaya devam ediyor. Bunlar gibi yüzlerce örnek var.
Şimdi yeni bir KKTC vatandaşlık yasasının yapılması gündemde. Yasa taslağı Meclis’te. Türkiye’nin beklentisi bu sorunları düzeltecek bir yasa çıkarılması.
BAŞBAKAN “GREVCİ ÇADIRINA DA GİDECEKTİ” AMA...
KKTC’de bir başka sorun ise Kıbrıs Türk Hava yolları’nın kapatılmasının ardından mağdur olan çalışanlar.
KTHY eski çalışanları halen bina önünde hergün toplanıp sorunlarına dikkat çekmek için eylem yapıyorlar.
Başbakan’ın gezisi öncesinde, Erdoğan’ın KTHY “eylemci çadırına” da giderek mağdurları ilk elden dinlemesi üzerinde de duruldu. Ancak daha sonra KKTC’deki marjinal gruplar, KTHY eylemini “merkez” olarak seçip Başbakan’ı protesto etmek için burada toplanma yolunu seçince bu fikirden vazgeçildi.
Sonuç olarak;
Başbakan Erdoğan’ın ziyareti, hem Türkiye açısından hem KKTC açısından verimli geçmiş görünüyor. Sıkıntılar aşıldı...
İki ülke açısından, yeni bir dönem, yeni bir vizyon başladı.