Erdoğan: "Kılıçdaroğlu yürüyen yalan"

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: Kılıçdaroğlu yürüyen yalan
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2011 18:14

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan partisinin Balıkesir mitinginde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, "Bu nasıl bir yalan söyleme yeteneği? Eğer yürüyen yalan görmek istiyorsanız Kılıçdaroğlu’na bakın" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir Havalimanı’ndaki karşılamanın ardından mitingin yapılacağı Kuvayi Milliye Meydanı’na geldi. Erdoğan yol boyunca otobüsü durdurup çocuklara oyuncak dağıttı. Meydanı dolduran yaklaşık 15 bin kişi, Başbakan Erdoğan’ı, sloganlarla karşıladı. Başbakan Erdoğan’ın miting konuşması öncesi, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Balıkesir AKP milletvekili adayları, meydandaki kalabalığa tanıtıldı. Saat 15.00’de, soğuk bir havada kürsüden hitap etmeye başlayan Başbakan Erdoğan, "Balıkesirliler, biz size sevdalıyız be. Ferhat nasıl Şirin için yollara düştüyse, Mecnun nasıl Leyla için çöllere düştüyse. Biz de sizin aşkınızla, sevdanızla, Anadolu’nun yollarına düştük. 8.5 yılda tam 8 kere buraya geldim. Uzak yakın demeden, ücra, sapa demeden geldik. 79 yılda yapılamayanları 8.5 yılda yaptık. Türkiye’ye ilkleri, sevinçleri yaşattık" dedi.

CHP, MHP ZİHNİYETİ GERİCİ

Erdoğan, gençlere seslenerek, "Balıkesir Lisesi, Balıkesir Sultanisi eski adıyla. 1916-17 eğitim öğretim yılında hiç mezun vermedi. Nedeni, çünkü lisenin tüm talebeleri, Çanakkale Cephesi’ni savunmaya gittiler. Hiçbiri geri dönmedi. Hepsi şahadet diploması aldı. İşte biz bu neslin evlatlarıyız, çocuklarıyız. Biz bu gençlerle hep gurur duyduk. Biz de şu an milli eğitim bütçesi, bir numara. Arkasında sağlık var. Sağlıklı eğitimli bir nesil, hedef bu. 2002’de bizden önce MHP iktidarda vardı. CHP’nin yavrusu DSP vardı. ANAP vardı, o zaten şu anda gitti. Gençlere ne veriyorlardı biliyor musunuz. 45 lira veriyorlardı. Aman yarabbim, Biz 240 lira veriyoruz. Bitmedi Kredi Yurtlar Kurumu’nda kalıyorsa 150 lira da beslenme yardımı veriyoruz. 390 lira oldu. Master yapıyorsa 480 lira. Eğer doktora öğrencisiyse 720 lira veriyoruz. Çok ileri adımlar atıyoruz. Okullarda bilgisayar yoktu. Bu CHP, MHP zihniyeti. Bunların hepsi gerici. Gerici bunlar. Dünya bilgisayarı kullanıyor, bizde yok. Süratle bilişim sınıflarını açtık, her okula bilgisayar göndermeye başladık. Bunlar çıraklık ve kalfalık döneminin adımlarıydı. Şimdi ustalık dönemimizde, kara tahtaları kaldırıyoruz. Akıllı tahtaya geçiyoruz. Bu akıllı tahtalar bilgisayar donanımlı olacak. İnternetle dünyaya bağlanacağız. Bu projenin adı Fatih Projesi. Her öğrencimize elektronik kitap vereceğiz" diye konuştu.

HASTANELERDE GREV YAPILIR MI BE

Elektronik kitabı da elinde kalabalğıa gösteren Başbakan Erdoğan, "Belki daha da küçülecek, ücretsiz vereceğiz. Bütün müfredat bunun içine girecek. Nostalji olsun diye kitap defterini almak isteyenler, alsın götürsün. Yeni bir sıçramayı, çağı bunlarla atıyoruz. İlköğretim okulunda erkek evladın için 30, kız için 35 lira veriyoruz. Ortaöğretimde erkek 45, kız için 55 lira veriyoruz. Parayı anneye veriyoruz. Babaya değil. Olur ya duman olup gitmesin. Yeter ki siz, bize Allah razı olsun deyin yeter. Sağlıkta ise, geldik hal ortadaydı. Devletin, işçinin hastanesi ayrı, özel sektör ayrıydı. Hastaneleri birleştireceğiz dedik. CHP olmaz dedi. Bunlarla savaş ettik. Sonunda onlar olmaz dedi, olur olur bal gibi olur dedik. Bu yasal düzenlemeyi yaptık, çıkardık. Oldu mu. Şimdi benim vatandaşım istediği hastaneye gidiyor mu? Gidiyor. Part time kaldırdık, full time dedik. Sosyal demokratlar buna kızdı, CHP de onlara destek veriyor. Bu milletin evlatları niye doktor oldu, milletine hizmet etmek için. CHP’nin tahrikiyle maalesef part time çalışmak isteyenler var. Ama biz olmaz dedik. Yemin bunun için yapılmadı mı. Çok daha fazla okuyormuş, olabilir. Şu an devlet hastanelerinde yüzde 85 tam gün yasasına evet dediler. Ben de milletim adına Allah razı olsun diyorum. Hastanede grev yapılır mı be. Oraya gelen doktor bulamazsa ne olur? 2 tane jet ambulansımız var 3 tane daha alıyoruz. Geçenlerde Tatlıses’i bu uçakla Almanya’ya götürdük. Bizim için insandan önemli bir şey yok, devlet insanın hizmetkarıdır" dedi.

BAY KEMAL DİYEREK YENİ BELGEYLE ÇATTI

Başbakan Erdoğan, konuşmasının devamında, "Amma, gel gör ki, Bizim bir Bay Kemal vardı. SSK’nın Genel Müdürü’ydü. 90’lı yıllarda hastanelerde ne sıkıntılar çektiğimizi biliyorsunuz. İlaçlarımızı alamadığımız dönemleri hatırlıyorsunuz. Genel Müdür kim Sayın Kılıçdaroğlu. Sen vatandaşımın ilaçlarını veremedin, şimdi nereden, hangi keseden atıp tutuyorsun? Sayın Kılıçdaroğlu, öyle suistimallere adını atmış ki, Şimdi bir belge açıklayacağım. Diyor ya dürüstlük abidesi. Yolsuzlukların peşini bırakmam diyor ya. Ben boş dosya açıklamam, altında kapı gibi Kılıçdaroğlu’nun oluru var. Şimdi bu belgeyle birlikte, ’ÖSYM tarafından sınav günlerinin dolu olduğu yakın zamanda yapılan sınavla yeterli sayıda başvurunun alınamadığı 1998 yılından sonra sınavların yapılması halinde atamaların gecikebileceği, söz konusu pozisyonlarda görev almak isteyenlerin talepleri doğrultusunda atamalarının gerçekleştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir’ deniliyor. Belge bu. Tarih 14 Temmuz 1998. Olur imzası Kılıçdaroğlu. Nasıl oluyor da ÖSYM sınav yapamıyor. ÖSYM üzerinden geçiniyor ya. Bunun hesabını ver Bay Kemal. Nasıl yeterli başvuru alınamıyor, bu pozisyonlar neler? Başvuranlar kimler? Sayın Kılıçdaroğlu, SSK’ya bu şekilde kimleri atadınız? O atananlar, kimler? Sizinle bir akrabalıkları var mı? Soyadları, sizin eski soyadınızla, eşinizin eski soyadı aynı olan kaç kişi bu şekilde işe alındı? Dürüstsünüz ya. Mertsiniz ya. Gandisiniz ya. Bu sorulara cevap verin. Bunları mecliste de yüzüne vurduk. Ama cevap alamadık. Biz 14 Ağustos 2001’de partimizi kurduğumuz andan itibaren bir ilke peşinde koştuk ve hayata geçirdik. Dürüst ve seviyeli, tutarlı siyaset. Asla, siyaset yalanla, iftirayla anılmasın. Siyaset arınsın temizlensin diye mücadelemizi veriyoruz. Ama CHP, MHP, BDP, siyaseti paçasından tutup aşağı çekmek istiyor. Şu anda CHP, MHP, BDP terör örgütü Ergenekon ve yanlarına bir kısım medyayı alarak aynı hizaya geçtiler" dedi.

YENİ ŞİFRE, AKP’Yİ KARALAMA KAMPANYASI

YGS sınavındaki iddialara değinen Başbakan Erdoğan, "Son zamanlarda YGS sınavları üzerinden bir kampanya yürütülüyor. Bunu yürütenlerde başı CHP çekiyor, ardından MHP geliyor, onun ardından diğer bazı muhalefet partileri var. Bitmedi, bu sistemli kampanyanın içinde bir de yandaş medyası var. Onlar da her gün manşetleriyle, programlarıyla bu değirmene su taşıyorlar. Amaç YGS’ye girenlerin zihnini bulandırmak, buradan oy devşirmek. YGS sınavı yapıldı. Ardından birileri çıktı şifre yoluyla kopya çekildiğini ortaya attı. Burası çok önemli. Şifre iddiasının altında aslında başka bir şifre var. Nedir bu şifre? AKPye karşı bir karalama kampanyası, şifre bu. O kadar pervasız, o kadar acımasız, o kadar düşüncesizler. Gözlerini o kadar rant bürümüşler ki AKP ye karşı başlattıkları kampanyada 1 milyon 700 bin öğrencinin hayallerini söndürmekten çekinmediler. AKP ile bir hesabınız varsa gelin AKP ile görün. Gençleri pis işlerinize karıştırmayın, alet etmeyin. Defalarca uyardım "istismar yapmayın’ dedim. "Konu yargıya intikal etti’ dedim. "Takipçisiyim’ dedim. Mağdur olmasına göz yumman dedim" dedi.

KILIÇDAROĞLU’NA YÜRÜYEN YALAN BENZETMESİ

Başbakan Erdoğan, "Dün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. İddiaları sonuçlandırdı, sınavda kopya hadisesinin olmadığını ortaya koydu. Sayın Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve yandaş medyalarına soruyorum. Yüzünüz kızardı mı, utandınız mı? Hiç beklemeyin, inanın bunların yüzü kızarmaz, özür dileme erdemi göstermezler. Tek amaçları çamur at izi kalsın. Sayın Kılıçdaroğlu, e mail’den bahsediyor. Gazeteler çarşaf çarşaf yayınlıyor. Bazı köşe yazarları, yazıklar olsun onlara. ’ÖSYM’nin tarihinde böyle bir olay yok’ diyorlar. Mail göndermek nedir? Çete mensubu çıkar o da senin adına bir mail gönderir. Kılıçdaroğlu’nun da adına gönderilebilir. Facebook filan, falan. Bunlar çirkin berbat, herkes adına buralarda her türlü ahlaksızlık yapılabilir. Bir bakan torpil istemiş maille. Birine çamur atmak bu kadar ucuz mu? Bir insan utanmadan sıkılmadan, yüzü kızarmadan arka arkaya bu kadar yalanı nasıl söyleyebilir? Bu nasıl bir yalan söyleme yeteneği? Eğer yürüyen yalan görmek istiyorsanız Kılıçdaroğlu’na bakın. Bir insan soruşturmaz mı, bakmaz mı? Birisi çıkıyor eline kağıt veriyor hemen de o da bunu konuşuyor. ’Senin onurun varsa’ dedim. Lüleburgaz da. "Çık bu bakanımı açıkla’ dedim. ’Bir saniye tutmam’ dedim. Benim bakanlarımın içinde böyle alçakça bir hareket yapacak bakan düşünemiyorum. Çıktığı anda onu orada tutmam. Benim partimin adı Ak parti. Ne olursa olsun tutmam. Ama bakın sahiplenemiyor. Böyle siyaset olmaz, kirli siyaset olmaz" diye konuştu.

BIKTIM BIKTIM BUNUN YALANLARINI SÖYLEMEKTEN

Başbakan Erdoğan, bir televizyon kanalına konuk olan Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak "Senin gelişin belli, Sen bir mağdur kasetle geldin, bir mamul kaset genel başkanı oldun. Olay bu. Artık biz bu ülkede inşallah temiz siyasetin adımlarını attık, yola böyle devam ediyoruz. Hiçbir dönemde siyaset tarihimiz bu kadar yalancı, siyasetçi profillerini görmedi. Önüne geleni dil uzatan, annelerine dil uzatan, haddini bilmez kutsal değerlerimize dil uzatan siyasetçiyi bu ülke yeni görüyor. Bir kez daha attığı çamur eline yüzüne bulaştı. Şu anda farklı bir yolculuğa giriyoruz. Bu beyefendinin 8.5 yıldır yaptığı bu yalan söylemek, iftira atmak. "Bunun üzerinden kazanırım’ diyor. Defalarca yalanlarını ortaya çıkardım, çark etti, inkar etti. Bir başka yalanını daha söylüyorum. Bıktım bıktım bunun yalanlarını söylemekten. Geçenlerde bir televizyon programında siyaset meydanına konuk oldu. "YÖK’ü kaldıracağız’ dedi. Biz YÖK’ü reforme edeceğiz diyoruz, o kaldıracak. Geri kalmaması lazım. Aynı programda 35 dakika sonra aynı Kılıçdaroğlu, bedelliden gelecek parayı YÖK’e aktaracağını söylüyor. Hani kaldıracaktın? Demek ki YÖK’ü kaldırmıyorsun. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış ama bununki 35 dakikada yanıyor. Yatsıya kadar bile yanmıyor. Daha bir sene olmadı genel başkan olalı. Ama ne yazık ki, bir kuyruk acısı var gidiyor" dedi.

KIRTASİYEDEN DOSYA ALALIM

Başbakan Erdoğan, "Bakınız, bu beyefendinin bu adımlarla bir yere varması mümkün değil. İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı oldu, "dosya çıkaracam’ dedi hala dosya çıkaracak. Bu kez Bahçeli ile birlikte "Başbakan’la ilgili dosya çıkaracaz’ diyorlar. 8.5 yıldır nerdesiniz? Nerde bu dosyalar? Dosya yoksa biz size kırtasiyeden dosya gönderelim. Hadi gösterin" dedi.

MERKEZ BANKASININ PARASINA SULANDI

Başbakan Erdoğan, "Kılıçdaoğlu, Merkez Bankası’ndaki bu paralara sulandı. Baktı çok para var sulanıyor. Tarihleri boyunca boşaltmışlar, şimdi de yapabilirmiyiz diyor ama benim milletim sana bunu vermez. Onun için biz artık yeniden Sinan’ın izinden gideceğiz. Kılıçdaroğlu, "çıraklık kutsal meslek’ diyor. Ben aksini söylemedim ki. Ben takvimi ortaya koyuyorum. Şimdi de ustalık dönemine başlıyoruz. Çıraklık tezgahlarını geçtik, sen daha geçmedin senin daha çok sürecin var. Benim hesap uzmanlığına girme niyetim yok. Ben memur olmayı değil siyaseti düşündüm. 18 yaşından beri. Senin gibi hesap uzmanlarını biz yönetiyoruz. Bu işin devlet yönetiminde bir raconu var. Senin gibilerde olur, daha başarılar da olur. Ama siyaset, sevki idaredir. Lider olmak başka bir şeydir, millet lider arıyor lider, bunu göreceksin öncelikle. Bu ülkenin müsteşara, hesap uzmanına ihtiyacı var ama lider olmak önemli" dedi.

Balıkesir’e yönelik iktidarları dönemindeki çalışmalardan bahseden Başbakan Erdoğan, "Balıkesir’in plaka numarası 10, 2023 yılında Türkiye dünyanın ilk 10 ülkesinden biri olacak. Bu süreçte burayı da Türkiye’nin 10 büyük şehrinden biri yapacağız. Şu an burası, nufüsu itibariyle Büyükşehir olmaya hak kazandı. Seçimlerden sonra burasının Büyükşehir olma kararını inşallah alıyoruz. Büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyeleri birlikte burayı daha iyi bir hale getirecek. Artık belde belediyeleri kalmayacak. Köyler, ilçe belediyelerin mahalleleri olacak. Daha gelişmiş bir Balıkesir olacak. 2014 yerel seçimlerine Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak girecek. O döneme kadar aynı statüyle gidiyor. Ama o zaman Büyükşehir Belediyesi olarak seçimlere girecek. Balıkesir bununla çok şey kazanacak. Üniversitemize tıp fakültesini biz kazandırdık" diye konuştu.

BALIKESİR’DE SESSİZ DEVRİM YAPIYORUZ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir Kuvayi Milliye Meydanı’ndaki mitingin ardından Güney Marmara Kalkınma Ajansı’ndaki "10 numaralı ilde, 10 hizmet alanında 42 tesis 946 projenin" toplu açılışını yaptı. Başbakan Erdoğan buradaki konuşmasında, "Seçimlerden sonra, şu anda Balıkesir, Büyükşehir Belediye olma şansını yakalamış durumda. Çıkaracağımız yasayla birlikte 11 Büyükşehir Belediyesi’nden biri de burası olacak. Büyükşehir’in sınırları mülki sınır olacak. İstanbul, Kocaeli gibi olacak burası da. Şu an 16 Büyükşehir’in 14’ü, İstanbul, Kocaeli gibi değil. Tabiki çapları itibariyle. Şimdi bunu mülki sınırlara yayıyoruz. O mülki sınırlar artık Büyükşehirin sınırı oluyor. Belde köy olmayacak. Mahalle statüsüne girecekler. Büyükşehir buralara hizmet vermeye başlayacak. Böylece çok daha modern bir Balıkesir’i inşa etmiş olacağız. Eğitim bizim önceliklerimizin başında. Sındırgı Anadolu, Yüzüncü Yıl Endüstri Meslek Lisesi ve çeşitli okulların pansiyonlarını bugün burada hizmete alıyoruz. Ayrıca ilköğretim ve ana okullarını da hizmete sunuyoruz. Daha iyi spor alanları için merkezde iki adet yarı olimpik açık yüzme havuzunu, Atatürk Stadyumu’nu da hizmete açıyoruz. Balıkesir’de, bunlarla sessiz bir devrim gerçekleştiriyoruz. Bu tesislerin Balıkesirlilere hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum" dedi. Konuşmasının ardından Başbakan Eardoğan, toplu açılışı kurdela keserek gerçekleştirdi.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!