Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, “Hedefimiz 2013 yılında 200 bin, 2014 yılı sonuna kadar ise 400 bin bağımsız konut ve dükkanın dönüşümünü başlatmış olmak” dedi.
Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Diyarbakır ve İzmir valilikleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Rize Belediyesi, Gaziosmanpaşa, Kartal, Bağcılar, Bayrampaşa, Hendek belediyelerine son derece faydalı çalışmalarından dolayı şahsı ve milleti adına teşekkür ederek, törenin gerçekleştirildiği Gaziosmanpaşa Belediyesi'ne ismini veren tarihin en büyük komutanlarından Gazi Osman Paşa'yı da hürmetle minnetle rahmetle yad ettiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, dün Osmanlı İmparatorluğu'nun en buhranlı en sıkıntılı dönemlerinde Plevne'de verdiği mücadeleyle milletin umudunu, azmini, heyecanını artıran, millete direniş ruhu kazandıran Gazi Osman Paşa'nın ölümünün 113. yılı olduğunu hatırlatarak, “Allah onunla birlikte tüm şehit ve gazilerimizden razı olsun. Ruhları şad olsun” diye konuştu.
“Tarihe birlikte şahitlik ediyoruz”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün yine tarihi bir an yaşandığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Yine tarihe birlikte şahitlik ediyoruz. Bugüne kadar hiçbir hükümetin cesaret edemediği, hiçbir hükümetin göze alamadığı, hiçbir iktidarın başaramadığı bir dönüşümü sizlerle birlikte, milletimizle birlikte gerçekleştiriyoruz. Tarihe birlikte şahitlik etmekle kalmıyor, hep beraber sizin desteğinizle işte şu sokak aralarındaki vatandaşlarımın, kardeşlerimin heyecanı, duasıyla adeta tarihi yeniden inşa ediyoruz. 5 Ekim 2012'de 35 ilde başlattığımız büyük kentsel dönüşüm seferberliği kapsamında bugüne kadar 13 bin bağımsız bölüm için kentsel dönüşümü başlattık. Bugün de Gaziosmanpaşa'da 22 bin 961, Bayrampaşa'da 5 bin 583, Kartal'da 292, Bağcılar'da 3 bin 369 olmak üzere İstanbul genelinde toplam 32 bin 205, İzmir Karşıyaka'da 110, Sakarya Hendek'te 309, Diyarbakır'da 371 ve Rize'de 534 olmak üzere Türkiye genelinde 33 bin 529 bağımsız bölümün kentsel dönüşümünü gerçekleştirmiş olacağız.
Allah'a hamdolsun kentsel dönüşüme başladığımız o tarihten bugüne 46 bin 915 bağımsız bölümün dönüşümünü başlattık. Hedefimiz 2013 yılında 200 bin, 2014 yılı sonuna kadar ise 400 bin bağımsız konut ve dükkanın dönüşümünü başlatmış olmak. Gördüğünüz gibi binaları yıkıyoruz ama yeniden yapmak, modern konutlar inşa etmek için.”
"Çatlakların üzerini kapatmıyoruz"
Erdoğan, "Onarılması mümkün olmayan çatlakların üzerini kapatmıyoruz. Tamir olmayacak, büyüdükçe büyüyecek sorunların üzerini örtmüyoruz. Biz yıkıyoruz, yeniden yapıyoruz. Daha iyisini, daha modernini, daha sağlıklısını inşa ediyoruz" diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar dahil olmak üzere tüm belediye başkanlarına, "Fevkalade bir hal olmadıkça bu tür yapılanmalarda gökdelenler dikilmemesi" gerektiğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Zemin artı 4, zemin artı 5... Bunun daha üzerine çıkmamalıyız. Zemin artı 10, zemin artı 15... Bu tür binalar değil. Biz kültürümüzün de derinliklerinden gelmek üzere estetiğe önem vermeliyiz. 40, 50, 80 katlı bina estetik olmaz mı? Olabilir. İnkar etmiyorum, reddiyeci değilim. Ama bir şeyi ortaya koymak istiyorum; insanoğlu toprağa yakın yaşamalı. Biz, çocuklarımızın rahat rahat inip çıkabileceği konutlar inşa etmeliyiz."
Erdoğan, Gaziosmanpaşa'nın Sarıgöl Mahallesi'ne çocukluğunda rahmetli babasıyla geldiğini anlattı. Erdoğan, kentsel dönüşümle burada binaların daha moderninin inşa edileceğini, okulların da zemin artı 3 şeklinde yapılması gerektiğini bildirdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar'ın üzerinde tarihi mesuliyet olduğunu belirten Erdoğan, "Birileri şöyle demiş, böyle demiş bizi ilgilendirmez. Biz tarihe kayıt düşüyoruz ve bu tarihi halkımızla beraber inşa ediyoruz" ifadesini kullandı.
"İnşa edeceğimiz şehirler, Türkiye'nin nüvesi olacaktır"
Başbakan Erdoğan, kentsel dönüşüme karşı çıkanlar olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
"Bedeli ne olursa olsun bunu gerçekleştireceğiz. Biz, çakma zihniyetlerle yürümüyoruz. Biz, bu ülkede halkımın ruh köküne hitap eden zihniyetle yürüyoruz. İnşallah süreç boyunca Türkiye'nin yeni şehirlerini inşa edecek, insanımıza layık evler imar edecek, dünya sathında parmakla gösterilmemizi sağlayacak iş yerlerini kuracağız. Bir şehir, taş, toprak, çimento ile meydana gelmiyor. Ona insanı katmak gerekiyor, onu değer yargılarımızla şekillendirmek gerekiyor. Şehir, yalnızca insanların oturduğu, çalıştığı, akşam da evine gidip uyuduğu mekan değil. Şehrin bir kimliği, ruhu, kişiliği, değerleri vardır. Şehir, aynı zamanda içinde yaşadığı insanlara da kimlik sunar. Bu yüzden inşa edeceğimiz şehirler, yeni konutlar, iş yerleri, yaşam alanları, gelecekte yükselteceğimiz Türkiye'nin nüvesi olacaktır. Köhnemiş konutlarla, salaş yapılarla, estetikten uzak, insanlarımıza huzur vermeyen mimariyle, küreselleşmiş bir dünyada Türkiye'nin yeri olamaz. İşte biz, bunu değiştiriyoruz."
Geçen 10 yıllık sürede yeni şehir perspektifi geliştirdiklerini ve onu sürdürdüklerini ifade eden Erdoğan, "Biz, aziz milletimizi, yalıtımı olmayan, tenekelerle kaplanmış, kapısı penceresi dökük yerlerde oturtamayız. Benim Ayşe ablama, Fatma kardeşime, Ahmet beye, Hasan kardeşime, o yavrularımıza buralar layık değil" diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye büyürken, bölgesel, küresel bir güç haline gelirken, vatandaşları tenekeden, çatısı akan, önünden kanalizasyon geçen sağlıksız yapılara mahkum edemeyeceklerini söyledi.
Muhalefete eleştiri
Eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaştırmadan kentleşmeye, enerjiden kültüre, dış politikadan ekonomiye kadar her alanda Türkiye'ye eser, hizmet, itibar kazandırdıklarını anlatan Erdoğan, Küçükköy'den Alibeyköy'e giderken bir geliş bir gidiş yönü bulunmazken, şu anda duble yollar haline getirildiğini söyledi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Soruyorum size, muhalefetin bir kez olsun çıkıp da 'Şu konuda iyi yaptınız, teşekkür ederiz' dediğini duydunuz mu? Bir kez olsun bizi herhangi bir şekilde takdir ettiklerine şahit oldunuz mu? Dünya ne diyor biliyor musunuz? Dünya, 'Siz bir sessiz devrim yaptınız' diyor ama bunlar bunu söyleyemiyor. Tam aksine yalanla, dolanla gidip bizi onlara anlatıyorlar. Bu muhalefetin temsilcilerinin defalarca yenilmesine, yanılmasına ve yanıltmasına rağmen bir kez olsun güreşe doyduklarını, bir kez olsun yüzlerinin kızardığını gördünüz mü? Her şeye ama her şeye kayıtsız şartsız karşı gelmeyi muhalefet zannediyorlar.
Bunların iktidar tasavvurları, adeta hiçbir şey yapmamak üzerine kurulu. İnanın muhalefet tasavvurları da aynı şekilde hiçbir şey yapmamak ve yaptırmamak üzerine kurulu. İşte şu anda da kentsel dönüşüm karşısında her zaman yaptıklarını, en iyi yaptıklarını, yegane yapabildikleri şeyi yapıyorlar. Kentsel dönüşüme karşı bilmeden, anlayıp dinlemeden, körü körüne bir muhalefet sergiliyorlar."
Kentsel dönüşümü, oralarda oturanların gönül rızalarıyla yaptıklarının altını çizen Erdoğan, bölgede oturanların kiraya taşındığını ve kiralarının devlet tarafından ödendiğini, binalar bittiğinde dairelerine taşınacaklarını kaydetti.
Erdoğan, vatandaşların onayını, desteklerini, hayır dualarını aldıklarını ve vatandaşlarla birlikte kentsel dönüşümü gerçekleştirdiklerini belirterek, "Hiç kimseyi mağdur etmeden, hiç kimsenin hakkını yemeden, adalet duygusunu zedelemeden bu işi gerçekleştiriyoruz. Biz, hak sahibi vatandaşlarımızı insanca yaşayabilecekleri modern konutlara, sosyal ve kültürel sahalara kavuşturuyoruz" diye konuştu.
"Her insan bir cihandır anlayışını benimseyerek bugünlere geldik"
Yıkım yaparken, aynı zamanda "miadını doldurmuş anlayışı, kendini milletten soyutlamış zihniyeti, insanları hakir gören kafayı da yeniden inşa ettiklerini" vurgulayan Erdoğan, "Her insan bir cihandır anlayışını benimseyerek bugünlere geldik. Bizim için öncelikli olan fert fert insanlarımızın, milletimizin can, mal emniyetleridir" dedi.
Başbakan Erdoğan, depreme dayanıklı binalar inşa etmek için öncelikle duvarları çatlamış, kolonları hasar görmüş, en ufak bir sarsıntıda harap olacak yapıları yıkmakla işe başladıklarını vurgulayarak, amaçlarını, "depreme dayanıklı konutlar inşa edebilmek" ve "insanların ulaşımını rahatlıkla sağlayabileceği, güvenliği temin edebileceği yerleşim alanları üretmek" şeklinde açıkladı.
Mesele, bina yaparken milletin gönlünü de yapmak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kentsel dönüşümün önemine işaret ederek, “Mesele yıkmak değil, mesele yeniden yapmak da değil. Mesele, bina yaparken milletin gönlünü de yapmak. Milleti mecnun etmek, millete bir ufuk çizebilmektir” dedi.
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde “İstanbul'a girişi nakil ilmühaberine bağlamak lazım” dediğini, bazılarının kendilerine adeta reddiye gönderircesine “Siz İstanbul'a gelmek isteyenlerin önünü mü kesmek istiyorsunuz?” diye eleştirdiğini anlattı.
Başbakan Erdoğan, onlara “Hayır. İstanbul'da evi, yeri, işi var mı? Bunları soralım. Anadolu'yu niye boşaltıyoruz?” sözleriyle karşılık verdiğini ifade ederek, “Çünkü Türkiye'nin 780 bin kilometrekaresiyle bizim vatanımız. Ziyaret eder, gelir, gezer vesaire. Ama her şey bir plan işidir. Bu planı yapmazsanız, o zaman İstanbul yarın yaşanabilir bir kent olmaktan çıkar. Onun için bunun üzerinde de iyi düşünmemiz lazım” diye konuştu.
Erdoğan, 40 bin kişinin yaşadığı Fatih Sultan Mehmet döneminde, şehrin adeta viraneye dönüştüğünü, insanlarda umut, heyecan, azim kalmadığını anlatarak, Fatih Sultan Mehmet'in böyle bir durumda eğitim kurumları, camiler, imarethaneler, vakıflar kurarak dünyanın göz bebeği haline gelen bir İstanbul inşa ettiğini kaydetti.
Fatih Sultan Mehmet'in bu davranışıyla sadece İstanbul'u değil, bir milletin kaderini, bir devletin geleceğini inşa ettiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Fatih Sultan Mehmet, 'Hüner bir şehr bünyad etmektir/Reaya kalbin abad etmektir' diyor. Mesele yıkmak değil, mesele yeniden yapmak da değil. Mesele, bina yaparken milletin gönlünü de yapmak. Milleti mecnun etmek, millete bir ufuk çizebilmektir. Bizim gayemiz bu. Mamur şehirleri, gönül ustaları, ruh mimarları, güzele bakabilmeyi bilenler kurar. Böyle bir şehre gelen huzur bulur. Yollarında gezinen, caddelerinde dolaşanlar farklı bir atmosferi bulur. Milletimi, aziz kardeşlerimi beton yığınlarının arasında dolaştıran bir hükümetin başbakanı mı olayım? Hayır. Milletimizi, vatandaşlarımızı, yeşiliyle oyun parklarıyla hakikaten zevk alabildiği, mutlu olabildiği bir şehirde, 'Allah bizim bu Başbakanımızdan, belediye başkanımızdan, bakanlarımızdan, bu hükümetlerimizden razı olsun' diyecekleri bir hükümetin Başbakanı olmak isterim.”
“Vialand, 29 Mayıs'ta açılacak”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemdeki Haliç'in halini anlatarak, Kasımpaşa'da doğup büyüdüğünü ve çocukluğunun Haliç'in kenarlarında geçtiğini söyledi.
Belediye Başkanı olduğunda danıştığı profesörlerin, mimarların, mühendislerin Haliç'in doldurulmasını çare olarak gösterdiğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Biz de 'Haliç'i yeniden kazanmak istiyoruz. Fatih, İstanbul'u fethettiği zaman Haliç kokuyor muydu? Hayır. Haliç'te kadırgalar yüzdürüldü mü? Yüzdürüldü. Biz şimdi oraya dönmek istiyoruz. Bunu yapabilir misin?' dedik. 'Yok. Böyle bir şeye teşebbüs ederseniz, Haliç'in bir tarafı öbür tarafı ile çöker ve birbiriyle adeta örtüşür' dediler. Hepsiyle helalleştik, gönderdik. Daha sonra bir müteahhit firma ile anlaştık. Amerika'dan buraya çevreciler getirdik. Jeolojik araştırmalarıyla temayüz etmiş mimarlar ve hocalar getirdik. Onlarla oturduk bir çalışma yaptık ve çalışma neticesinde bize 'Bu işi çözeriz' dediler. 'Ne yaparsınız?' dedik. 'Bize bu çevrede buranın çamurunun boşaltacağımız bir yer gösterin' dediler. Şu anda burada Vialand diye bir yer yapıyoruz. Vialand'ın olduğu yer taş ocağıydı. O taş ocağına Haliç'ten adeta bir petrol boru hattı gibi bir çamur boru hattı döşedik. 9,5 kilometre. İki hat, bu hattın birisinden çamur pompalanıyor, öbür hattan çamur sızdırıldıktan sonra suyu tekrar Haliç'e geliyor. Burada adeta bir tülbent gibi süzmenin yapıldığı, çamurun oradan bırakıldığı, suyun ise Haliç'e döndüğü hatlar döşendi. Sonunda ne oldu? 2,5 milyon metreküp çamuru buraya aktardık. Bununla kalmadık, burada 650 bin metrekare alan kazandık. Orayı yeşil alan yapmıştık. Şimdi bu yeşil alana bir konsorsiyum talip oldu. Burayı yap-işlet-devretle Büyükşehir Belediyemiz bu konsorsiyuma verdi. Vialand, burada meydana geldi. Allah nasip ederse inşallah büyük ihtimalle 29 Mayıs'a kadar bitiyor ve 29 Mayıs'ta da açılışını yapıyoruz.”
Erdoğan, açılıştan önce Vialand'ı gezmek istediğini dile getirerek, “Şimdi buradan sesleniyorum. Ey muhalefet, bizim yaptıklarımıza sizin hayaliniz bile ulaşamaz. Şu anda Haliç yaşanır hale geldi mi? Geldi. Topbaş kardeşim, tünelleri delerek Boğaz'ı su cenderesine, Sadabat'a bağladı mı? Bağladı. Şimdi Boğaz'dan tertemiz su geliyor, Haliç'le bütünleşiyor. Su sirkülasyonunda herhangi bir sıkıntı yok. Haliç'te koku moku hiç bir şey yok. Şimdi 48 balık çeşidi var Haliç'in içinde. İnsanların yaşamakta zorlandığı yerde şimdi balıklar her geçen gün artıyor, biz buyuz.”