Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, dün İstanbul’da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) 40’ıncı Bakanlar Toplantısı açılış programında özetle şunları söyledi:
“Son toplantımızdan bu yana tüm insanlık ve özellikle Müslümanlar için ağır imtihanlarla dolu bir yıl geçirdik. İslam coğrafyası, tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, acıyla, gözyaşı ve zulümle anılır hale geldi. Son asrın en vahşi soykırımlarından biri hemen yanı başımızda Gazze’de yaşandı ve yaşanıyor.
2 MİLYON İNSAN AÇ-SUSUZ
İsrail’in 13 ay önce Gazze’ye yönelik saldırısıyla başlayan katliamlarda 50 bin Filistinli kardeşimiz şehit düştü, 100 binden fazla Filistinli kardeşimiz yaralandı. Şehit ve yaralılarımızın üçte ikisini kadın, çocuk ve bebekler oluşturuyor. 360 kilometrekarelik daracık bir alana hapsettikleri 2 milyon insanı susuz, gıdasız, ilaçsız bırakıp sonra da ölümlerini sadece seyrettiler. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’nın ortasında kurulan imha kamplarını gölgede bırakacak bir vicdansızlığa önce Gazze’de, son 6 haftadır da Lübnan’da hepimiz şahitlik ediyoruz.
ÇELİKTEN BİR DUVAR MİSALİ
Siyonist rejim ve destekçileri 13 aydır her türlü zulmü, her türlü soykırımı yaptılar. Fakat Filistinli kardeşlerimize diz çöktüremediler. Şairin şu mısralarına ilham veren imana, inanca ve vatan sevgisine 13 aydır hepimiz tüm insanlık hayranlıkla şahit oluyor. ‘Biz burada kalacağız. Elinden geleni ardına koyma. Biz koruyoruz. Zeytinin ve incirin gölgesini, yoğuruyoruz fikirleri. Hamurun mayası gibi, çelik gibi sinirlerimiz, ama cehennem istiyor yüreklerimizi. Susarsak eğer taşları sıkacağız. Acıkırsak eğer toprakla doyacağız. Ama asla terk etmeyeceğiz.’ Evet. Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimiz tam olarak işte böyle bir ruhla mücadele ettiler, halen de işgalcilerin yüreklerine çökmüş çelikten bir duvar misali direnmeye devam ediyorlar.
FİLİSTİN’İ TANIMA ÇAĞRISI
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere hemen her uluslararası platformda tepkimizi açıkça ortaya koyduk. Kış mevsimi iyice bastırmadan, Filistinli mültecilere sahip çıkan Birleşmiş Milletler Filistinlilere Yardım Ajansı’na desteğimizi daha da arttırdık. Gazze ve Lübnan’a yönelik Siyonist saldırganlığa verilebilecek en güzel cevaplardan biri, daha fazla devletin Filistin Devleti’ni tanıması olacaktır. Bu vesileyle buradan bir kez daha tüm ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımı tekrarlıyorum. Malum, teşkilatımızın kuruluş felsefesinde ve temel amaçları arasında Filistin’in işgalden kurtarılması yer alıyor. Bu amaca hizmet edecek kalıcı çözümler üretmemiz için dayanışmamızı ve birlikteliğimizi her zamankinden daha güçlü bir şekilde göstermeliyiz.
İSEDAK ADINA TARİHİ KAZANIM
İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi devletler arasında Tercihli Ticaret Sistemi, ortak çabalarımız neticesinde 2022 Temmuz ayı itibarıyla yürürlüğe girdi. Bunu teşkilatımız adına tarihi bir kazanım olarak görüyoruz. Sistemin genişletilmesi ve derinleştirilmesi çabalarına önem veriyoruz. Ev sahipliğimizde gerçekleştirilen ‘Ticaret Müzakereleri Komitesi 3’üncü Bakanlar Toplantısı’nın ve yürütülecek teknik çalışmaların, sistemin yeni alanlarla genişletilmesinde güçlü bir zemin oluşturacağı kanaatindeyim. Bu vesileyle sisteme henüz taraf olmamış tüm ülkelere sisteme katılım noktasında davetimi yineliyorum.”
9.5 MİLYAR DOLARLIK TİCARETTEN FEDAKÂRLIK
- TÜRKİYE’nin ilk günden beri İsrail’in uyguladığı soykırım karşısında en kararlı duruşu sergileyen ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Uluslararası kuruluşları, medyayı, küresel güçleri adeta esir alan siyonist lobinin, şahsımı ve ülkemizi hedef alan tehditlerine boyun eğmiyoruz. Şimdiye kadar 85 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Mısır makamlarının da desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Gazze’ye en fazla yardım ulaştıran ülke konumundayız. Önce 54 kalemde, ardından da bütün kalemlerde İsrail ile ticari işlemleri tamamen durdurduk. Böylece yaklaşık 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden fedakârlıkta bulunduk. Soykırım suçlularının uluslararası hukuka hesap vermesi için elimizden geleni yapıyoruz, bu anlayışla Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahillik başvurumuzu yaptık.”
MÜSLÜMANLAR ARASINDAKİ ANLAMSIZ İHTİLAFLAR
- ERDOĞAN toplantıda üye ülkelere “Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan ve diğer İslam coğrafyalarında yaşanan acılardan daha acı olan, Müslümanlar arasındaki anlamsız ihtilaflardır” diye seslendi: “Çevremizdeki tüm bu trajedilerin daha ağır, daha vahim tarafı, süre giden tepkisizliktir. Suskunluktur. Gereksiz bahanelerin arkasına sığınmaktır. Şunu çok iyi biliyoruz. Şayet biz çözmezsek kimse bizim meselelerimizi çözemez, çözmek de istemez. Şayet biz ihtilaflar yerine kardeşliğimizi büyütmezsek, başkaları bizim adımıza bunu yapmaz, yapamaz, dünyadaki belki kendimizi tatmin edecek geçerli mazeretler bulabiliriz ama yarın ruzi mahşerde bütün o mazeretler hükümsüz olacaktır. Dolayısıyla bir olmaktan, beraber olmaktan, Müslümanlar olarak tüm ayrılıklarımızı rafa kaldırıp ortak tehditler karşısında birlik olmaktan başka hiçbir kurtuluş yolumuz yoktur.”
KÜRESEL TOPARLANMAYA KATKI ÇAĞRISI
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, İSEDAK konuşmasında küresel ekonomik krize de değindi: “Jeopolitik gerilimlerin yanı sıra son 60-70 yılın zirvelerine çıkan küresel enflasyonun henüz istenilen seviyelere inmemesi gibi belirsizlikler de küresel iktisadi faaliyetler üzerinde baskı kuruyor. COVID-19 salgınıyla ortaya çıkan enerji ve arz güvenliği, navlun maliyetleri, tedarik zincirindeki sıkıntılar ve deniz ticaretindeki aksaklıklar, küresel mal ve hizmet ticaretini halen olumsuz etkiliyor. Keza artan korumacılık, küresel ticaret hacminin istenilen düzeylere ulaşmasının önünde engel teşkil ediyor. Hepimizi zorlayan bu karamsar tablonun üstesinden ancak işbirliğimizi güçlendirerek gelebiliriz. Küresel ekonomik istikrarın korunması ve finansal krizlerin önlenmesi için üye ülkelerimiz arasındaki koordinasyonun ortak çözümler geliştirilmesi açısından kritik olduğu kanaatindeyim. Karşılıklı destek mekanizmaları oluşturarak büyümeyi teşvik edebilir, küresel toparlanmanın hızlanmasına hep birlikte katkı sağlayabiliriz.
YEŞİL EKONOMİDE KADINLARIN ROLÜ
Kıymetli kardeşlerim, İSEDAK’ın 40’ıncı yıldönümünde başta kadınlar olmak üzere gençlerimize ve iş dünyamıza önemli etkinlikler düzenliyoruz. Bu etkinlikler arasında bu sabah açılışını gerçekleştirdiğimiz Kudüs’ü Şerif-e yönelik özel bir sergi de var. Sergimizde, ilk kıblemiz Kudüs’ü Şerif-e dair önemli eserlerle birlikte, o bölgede yaşayan yavrularımızın İslam dünyasının mevcut ve gelecekteki durumunu kendi perspektiflerinden çizdikleri resimler de bulunuyor. Bir diğer önemli etkinliğimiz, ‘Yeşil Ekonomide Kadınların Öncü Rolü’ konusundadır. Eşim Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin girişimleriyle başlatılan ve küresel bir nitelik kazanan ‘Sıfır Atık Projesi’ne büyük önem veriyoruz.”