Güncelleme Tarihi:
Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu’nda düzenlenen yemek yaklaşık 2 saat sürdü. Basına kapalı olarak gerçekleşen yemeğe, aralarında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Katar Emiri Temim Bin Hamad el Sani ve Endonezya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Yusuf Kalla’nın da bulunduğu 52 ülkeden temsilciler katıldı. Yemekte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan eşlik etti.
Erdoğan, yemekte yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Çok değerli misafirler, aziz kardeşlerim, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. 13. İslam Zirvesi vesilesiyle siz değerli dost ve kardeşlerimi ülkemizde misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlerin onuruna, İstanbul’un bu muhteşem, tarihi mekanında evsahipliği yaptığım resmi akşam yemeğine hoş geldiniz.
Adalet ve barış için, birlik ve dayanışma temasıyla düzenlediğimiz zirvede, alacağımız kararların İslam alemine hayırlı olmasını diliyorum. Kararları vermek kadar, onları layıkıyla uygulamak da önemlidir. Bu zirveden en büyük beklentimiz, tüm dünyadaki Müslümanlara İslam ülkelerinin birlik ve beraberlik içinde oldukları mesajını verebilmektir. Hedefimiz, tüm İslam aleminin geleceğe umutla bakabilmesini sağlamaktır. İnşallah bu zirve hepimiz için yeni bir dönemin başlamasına vesile olur. Bu zirveyle birlikte, akan kanı ve gözyaşını bir nebze de olsa azaltabilme niyetindeyiz."
"ZOR VE SANCILI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ"
"İslam ülkeleri arasında daha iyi bir diyalog ortamının oluşmasına hizmet edebilme gayesiyle yola çıktık. Farklıklarımızı değil, ortak paydalarımızı ön plana çıkarabilmemiz gerekiyor. İslam ülkelerinin küresel refahtan layık oldukları payı alabilmeleri için gerekli adımları atabilmeleri azmiyle bir arada bulunuyoruz. Önümüzdeki sorunlar büyüktür. Çok ciddi meselelerle mücadele ediyor, zor ve sancılı bir dönemden geçiyoruz. Ancak hiçbir zaman ümidimizi kaybedemeyiz.
Biz Müslümanların anlayışında, yeisin, karamsarlığın asla yeri olamaz. Her imtihan iyi değerlendirildiğinde, aynı zamanda bir imkandır, bir fırsattır. BM’den sonra en büyük uluslararası örgüt olan İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak, göstereceğimiz dayanışma bizleri bugünden çok daha iyi noktalara taşıyacaktır. Bunun için yapmamız gereken şey, her alanda çok çalışmak, dayanışmayı artırmak, kardeşliğimizi perçinlemektir.
Ayrıca, bilime, teknolojiye, iyi eğitime, yani geleceğe, gelecek nesilleri yatırım yapmaktır. Adaleti ve barışı hem içeride, hem dışarıda hakim kılmaktır. Hepimiz kendimiz ve vatandaşlarımız için daha huzurlu, daha mutlu, daha adil bir dünya arzu ediyoruz. Ben bu zirvenin daha müreffeh, daha huzurlu, barış ve dayanışma içindeki İslam alemine katkı sağlamasını arzu ediyorum. dönem Başkanlığımız süresince de bu uğurda gece gündüz çalışacağız."