Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün 4 bin 537 aday din görevlisinin mezun olduğu Diyanet Akademisi aday din görevlileri birinci dönem mezuniyet töreninde şu mesajları verdi:
TÜRKLER İSLAM’IN KILICIDIR
“Bin yıldır Türkler İslam’ı, İslam da Türkleri muhafaza etmiş; Türkler İslam’ın, İslam da Türklerin kılıcı olmuş. Türk demek aynı zamanda Müslüman demektir. Son dönemde Türkiye karşıtı kimi çevreler tarafından aynı amaca hizmet eden çift kulvarlı bir kampanya yürütüldüğünü görüyoruz. Bunlardan ilki, lümpen faşistlerin gündeme getirmeye çalıştığı “İslamsız Türklük” tanımlarıdır.
GAYELERİ KALEYİ İÇERDEN ÇÖKERTMEK
Milletimizi ayakta tutan, milletimize asli kimliğini kazandıran tarihi, kültürel ve beşeri değerler tahrip edilmek isteniyor. İslam’ın gaza ruhunu taşımayan bir Türklük tanımı ve projesi, Türk milletini müzeye kaldırma, folklorik bir öge haline getirme teşebbüsüdür. Kampanyanın ikinci kulvarında farklı maskeler altında sahnelenen “şeriat” düşmanlığı var. İslam’ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık, esasında dininin bizatihi kendisine husumettir. İnanıp inanmamak, yaşayıp yaşamamak elbette bir tercih meselesidir ama dinin emirlerine dil uzatmak başka bir konudur. Her iki tartışmanın da kelime-i tevhit’ten habersiz, elifi görse mertek zanneden cahil cühela kesimlerce köpürtülmesidir.
HAFAKANLAR BASIYOR
Hukuku savunmakla görevli olan kimi barolar çıkıyor, kelime-i tevhit lafzının yazılı olduğu bayraktan rahatsız oluyor hatta son derece edepsiz ifadelerle suç duyurusunda bulunabiliyor. Kendini sanatçı diye tanımlayan kimi şahsiyetler, inancını dosdoğru yaşamaktan başka gayesi olmayan milyonlarca vatandaşımızı gerici, yobaz, mürteci diyerek tahkir edebiliyor. Ülkenin en büyük ikinci siyasi partisinin genel başkanı, çocuklara din eğitimi verilmesine ‘ortaçağ zihniyeti’ deme gafleti gösterebiliyor. Milletimizin evlatlarına mukaddes kitabını, peygamberini, inanç değerlerini öğretmesi karşısında bunları adeta hafakanlar basıyor.
CEHALET KARANLIĞINI YIRTACAĞIZ
Çoğu zaman özendikleri ve özendirildikleri Batı kadar bile, kendi insanını tanıma gayreti göstermediler. Millete ait tüm kadim değerleri gerilik emaresi olarak gördüler. Giydiği kılık kıyafetine göre insanımızı ayırdılar, ötekileştirdiler. Modernliği ve ilerlemeyi bir gardırobun iki kapağı arasına hapsettiler. Türkiye’de sayıları az da olsa kimi çevrelerde şeriata yönelik sergilenen pervasızlıkların temelinde cehalet ve bilgisizlik hastalığı vardır. Ülkemizde, en azından bir kesimin, içinde bulunduğu cehalet karanlığında giderek daha fazla boğulduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. El ele verip, sizlerin de samimi çabalarıyla milli bünyemize tehdit teşkil eden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağımıza inanıyorum.
MİRASÇILARI SİZLERSİNİZ
İslam medeniyetinin bugünkü mirasçıları sizlersiniz. Irkçılık, asabiye, mezhepçilik, tefrika, cehalet gibi sosyal marazları ortadan kaldırmak ancak sizlerin emekleriyle mümkün olacak. İmam demek, aynı zamanda içinde yaşadığı halkın önderi ve parmakla gösterilen örnek şahsiyeti demektir. Hayat boşluk kabul etmez. Bıraktığınız her boşluk ya sosyal medya şarlatanları ya FETÖ’vari terör örgütleri ya 5’inci kol elemanları ya zehir tacirleri ya marjinal yapılar ya küresel güçlerin teşvikiyle yaygınlaşan sapkın akımlar ya da emperyalistlerin içimizdeki aparatları tarafından mutlaka doldurulacaktır.”
FETÖ’YE: HOCA KILIKLI SAHTEKÂR
Cumhurbaşkanı, konuşmasında FETÖ uyarılarında da bulundu: “Çağımızın Haşhaşileri FETÖ’cüler, dini kavramların arkasına saklanarak yıllarca insan devşirmişlerdir. 15 Temmuz, hoca kılıklı bir sahtekârın, ülkemize ne kadar büyük bir zarar verebileceğinin en son örneğidir. Böyle bir facianın tekrar yaşanmasına müsaade edemeyiz. Tek bir evladımızın dahi ihanet şebekeleri ve terör örgütlerinin avucuna düşmesine rıza gösteremeyiz. Aydınlık yarınlarımızın güvencesi olan gençlerimizin alkol, uyuşturucu ve diğer zararlı alışkanlıklarla kendilerini heba etmesine seyirci kalamayız. Hangi kökene, meşrebe, mezhebe, siyasi görüşe ve hayat tarzına sahip olursa olsun hiçbir insanımızın din konusunda yanlış, yanlı ve önyargılı bir anlayışla kuşatılmasını temenni etmeyiz. Mezuniyetlerinin akabinde ülkemizin dört bir yanında göreve başlayacak olan aday din görevlilerimizin, vazifelerini işte bu yüksek şuurla ifa edeceklerinden en ufak bir şüphe duymuyorum.”
DEAŞ’IN DİN İSTİSMARI
Erdoğan, “Ülkemizin en parlak evlatlarını teröre, şiddete, cehalete ve Batı özentisi müstevlilerin senaryolarına kurban verdik” diyerek şu uyarılarda bulundu: “Nice gencimizin hayatının uyuşturucu, kumar, fuhuş ve alkol batağında karardığını gördük. Kalem tutması gereken gençlerimizin ellerine silah tutuşturdular. Kimi zaman kandırdıkları, kimi zaman zorla dağa kaçırdıkları gençleri, kendi insanına, kendi ülkesine düşman ettiler. Milletimizin başına musallat olan PKK belasının, geri planında ihmal edilmişlik, geri kalmışlık ve cehalet vardır. DEAŞ’lı canilerin istismar alanı dinimizin mukaddes kavramlarıdır.”