Güncelleme Tarihi:
VENEZUELA’DA DA DARBECİLERİN KARŞISINDAYIZ
“Hiçbir zaman darbecilerle yan yana olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Dünyanın neresinde bir darbe varsa, biz onların karşısındayız. Mısır’da Mursi’ye darbe yaptılar, biz karşısında durduk. Şimdi de Venezuela’da böyle bir girişim var. O darbe girişiminin de karşısındayız. Bay Kemal onlarla beraber, biz değiliz.
m Birliğimizi, beraberliğimizi, bağımsızlığımızı sarsmaya çalıştılar. Hesapları bitmedi. Ortada görünen örgüt isimleri farklı olsa da senaryo hep aynı. Amaç Türkiye’ye diz çöktürmekti.
ARKASINDA TÜRKİYE HESAPLARI VAR
m Bir süredir ülkemizi kuşatma girişiminin de gayreti aynıdır. Suriye sınırımızda olan bitenlerin gerisinde Suriye değil Türkiye hesapları var. Irak’ta olup bitenlerin gerisinde Irak değil Türkiye hesapları var. Kıbrıs’ta, Balkanlar’da, Kafkaslar’da Türkiye hesapları var.
Bize yıllarca Mümbiç’i teröristlerden temizleyeceğiz diyenler temenni ederim ki bu son verilen sözlerle bunu yerine getirirler. Fırat’ın doğusundaki DEAŞ’lı, PKK’lı, YPG’li tüm teröristleri temizleme kararlılığımızı işte buradan bir kez daha ifade ediyorum. Sabrımız sınırsız değildir. Bize verilen sözlerin yerine gelmesini sonsuza kadar bekleyecek de değiliz. Sınırlarımızın dibinde teröristleri ülkemizden korumaya değil, ülkemizi teröristlerden korumaya yönelik bir güvenli bölge ve tampon bölge tesisi sözünün birkaç ay içinde yerine gelmesini bekliyoruz. Bu güvenli veya tampon bölgeyi, kesinlikle aksi takdirde biz oluşturacağız. Müttefiklerimizden tek beklentimiz Türkiye’nin bu çabasına lojistik destektir.
ADI VAR KENDİ YOK KOALİSYON
Suriye halkını güya teröristlerden ve rejimin zulmünden korumak üzere kurulan adı var kendi yok uluslararası koalisyonun böyle bir bölgeyi oluşturması da, güvenliğini sağlaması da mümkün değildir. Yıllardır bize karşı teröristlerin safında olanlara da bu fırsatı vermeyeceğiz. Dünyadaki örneklere bakınca Birleşmiş Milletler’in de bu işe uygun bir kabiliyeti olmadığını görüyoruz. Suriye sınırımızda tesis edilecek güvenli bölgenin işlerliğini sağlayabilecek tek güç Türkiye’dir. Çünkü bu mesele bizim yüreğimizi yakıyor. Öyleyse bu meselenin çözümüne katkı sağlayacak sahadaki fiili kontrolün bizde olması gerekiyor. Bunun dışındaki tüm tekliflere kapalı olduğumuzu da şimdiden beyan ediyoruz. Eğer bu onurlu duruşun bir bedeli olacaksa onu da ödemeye hazırız.”
ADANA MUTABAKATI DAHA KARARLI DEVAM EDECEK
BÖLGEMİZDE yaşanan hadiseler karşısında Türkiye olarak anlaşılan o ki bizim hakka ve hukuka bağlı bir şekilde davranma yaklaşımımız birilerinin iştahını kabartıyor. Bize sınırdaş olan kardeşlerimizin hakkını, hukukunu ve geleceğini koruma gayretimizi durdurmak için kırk takla atıyorlar. Bizi birilerinin davet etmesine gerek yok. Biz 1998’de Adana Mutabakatı’yla zaten bunu imza altına aldık. Bu imza Türkiye’nin herhangi bir olumsuz gelişmede o topraklara girmesinin önünü açıyor. Bölücü terör örgütü mensuplarının da bize teslimini gerektiriyor. Şu anda bu Adana Mutabakatı, ki Baba Esed döneminde atılmış imzalardır; onunla birlikte bu yolculuk devam ediyor. Bundan sonra daha kararlı devam edecek.
TİPİ YİYEN BEN TİTREYEN SEN
Erzurumluların bir sözü var, ‘Tipi yiyen ben, titreyen sen’. Evet tipi yiyen ben, titreyen sen; bu nasıl iş? Bölgemizde yaşanan her hadisenin yükünü biz çekiyoruz, sahayı başkaları işgal ediyor. Artık bu çarpıklığa müsaade etmeyeceğiz. 4 milyon mülteci bizim ülkemizde, onlara biz bakıyoruz. 35 milyar doları biz harcıyoruz ama onlar hâlâ titriyor. Böyle şey olur mu? Daha önce Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarımızla bunun işaretlerini vermiştik. Rusya’yla beraber İdlib’de vardığımız mutabakat ile yeni bir insani krizin yaşanmasına engel olduk. Sayın Putin ile beraber attığımız bu adımlarla, İran Devlet Başkanı Sayın Ruhani ile üçlü zirvelerimizde attığımız adımlarla olayı bir yere getirdik, aksi takdirde bu katliamlar çok daha farklı olabilirdi.
BAKIN DÖVİZ DÜŞMEYE BAŞLADI
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Erzurum’da partisinin vefa yemeğinde de özetle şunları söyledi: “Suriye’nin kuzeyinde neler olduğunu görüyorsunuz. Normal şartlarda aynı fotoğraf karesine girmesi tahayyül edilemeyecek partilerin belli çevrelerin telkinleriyle, emirleriyle, al gülüm ver gülüm pazarlıklarla nasıl bir araya getirildiğini de izliyorsunuz. Dış politikada etkili, askeri olarak güçlü Türkiye’yi istemeyenler sahadalar. Bu çevreler, döviz kuru manipülasyonlarıyla, kimi zaman da siyaset mühendisliğiyle hedefe ulaşmaya çalıştılar, başaramadılar. Şu anda döviz bakın düşmeye başladı. 5.2 buralara düştü, doların durumu bu. Sıkı tutacağız, iyi duracağız. Daha önce de söyledim, bunların hepsi gelip geçici, bu da geçici. İç siyasette dış siyasette kurulan bu tezgâhların hepsini yıktık, yıkıyoruz, yıkacağız. Güneyimizde inşallah barışı sağlamış oluyoruz. 31 Mart’a giden süreçte her bir dava arkadaşımızın mesuliyeti çok ağırdır. Kayyumlar tarafından yönetilen yerleri, AK Parti belediyeciliğiyle buluşturmak boynumuzun borcudur.”
İTTİFAK PAZARA KADAR DEĞİL MEZARA KADAR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, konuşmasında MHP ile Cumhur İttifakı’na da değinerek “Bu, dayanışmanın ötesinde pazara kadar değil mezara kadar bir yürüyüştür. Adımlarımızı buna göre atmamız lazım. Karşımızda bir zillet ittifakı olduğuna göre biz güçlü olmalıyız” dedi. Erdoğan partisinin Erzurum büyükşehir belediye başkan adayının da Mehmet Sekmen olduğunu açıkladı. Sekmen’i kürsüye çağıran Erdoğan, “Mehmet Sekmen Bey ile yol arkadaşlığımız bundan onlarca yıl öncesine dayanıyor. İnşallah ikinci dönem Erzurum’da büyükşehiri alarak yola hizmetlere devam edeceğiz” diye konuştu. AK Parti ve MHP, Erzurum’da da ittifak yaptı. Erzurum’un İspir ve Uzundere ilçelerinde MHP adayının desteklenmesi kararlaştırıldı. Erzurum’un diğer ilçelerinde ise AK Parti aday gösterecek.