Erdoğan: Güçlü demokrasi güçlü ekonomi

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: Güçlü demokrasi güçlü ekonomi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2007 13:27

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, güçlü bir demokrasinin, güçlü bir ülke ve güçlü bir ekonominin en önemli teminatı olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Erdoğan, Swissotel'de gerçekleşen Türkiye Yatırım Danışma Konseyi'nin 4. toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son birkaç yıldır büyük bir kalkınma ve büyüme süreci yaşadığını kaydetti.
Hükümet olarak kararlılıkla sürdürdükleri çalışmaların ulusal ve uluslararası yatırımlarda Türkiye'nin cazibesini artırdığını ve itibar çıtasını da yükselttiğini dile getiren Erdoğan, özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesi için gerçekleştirilen reformlara konseyin katkısının büyük olduğunu, bu tarihi başarıda konseyin katkısının bulunduğunu anlattı.

Erdoğan, Türkiye'nin yatırımlar açısından bir cazibe merkezi olması için gerçekleştirilen reformların ulusal ve uluslararası çevrelerde takdirle karşılandığını ifade ederek, “Gerçekleştirdiğimiz yapısal reformlar sonucunda Türkiye ekonomisi son 4,5 yılda geçmişi ile mukayese edilemeyecek önemli başarılara imza atmıştır. Türkiye ekonomisi, son 20 çeyrektir üst üste büyüme başarısı göstermiştir. Ülkemizin milli geliri 4 yılda yüzde 120 oranında artış göstermiş, 400 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır” diye konuştu.

Sağlanan güven ve istikrar ortamının özel sektör odaklı büyüme stratejisinin en büyük destekçisi olduğunu kaydeden Erdoğan, büyümenin, kalkınmanın ve refah artışının olmazsa olmaz şartının, üretici kesimlerle siyasi irade arasındaki güven duygusunun sağlam olmasından geçtiğini anlatan Erdoğan, haksız rekabete karşı ülkelerin ulusal ya da bölgesel imkan ve kaynaklarını harekete geçirmesinin ve maruz kalmaları muhtemel haksızlıkları da bertaraf etmelerinin ancak karşılıklı güven duygusunun sağlam olmasına bağlı olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: “Bize göre, güçlü bir demokrasi, güçlü bir ülkenin ve güçlü bir ekonominin en önemli teminatıdır. Hükümetimizi kurduğumuz günden itibaren ekonomik gelişmeyle demokratik gelişmenin paralel yürümesine özen göstermemiz ülkemiz için büyük kazanımlar elde etmemizi sağlamıştır. Hükümetimizin izlediği yönetim tarzıyla ülkemizde öncelikle demokratik istikrarı sağlam hale gelmiş, bunun sonucu olarak büyüme, kalkınma, refah artışı sağlanmıştır. Demokratik istikrar ile ekonomik istikrar birlikteliğine özellikle dikkat çekiyorum. Bu birliktelik bütün ülkeler için hayati önem arzediyor. İmkan ve kaynakları doğru kullanmayla başlayarak önemli hamleler kaydeden Türkiye'nin gelişme ve kalkınmasının sırrı burada yatmaktadır. Türkiye siyasi ve ekonomik güven esasında büyüyor, kalkınıyor. İmkanlarını da yeni ve zengin fırsatlara dönüştürüyor.”

1991-2002 döneminde yılda ortalama 73,4 olan enflasyonun uygulanan sıkı maliye ve para politikaları sonunda tek haneli rakamlara indirildiğini anlatan Erdoğan, enflasyonun 2006 yılı sonu itibarıyla 9,7 oranında gerçekleştiğini anımsattı.

Siyaset ve ekonomide sağlanan güven ve istikrar ortamının etkisinin son yıllarda rekor düzeyde gerçekleşen uluslararası doğrudan yatırım girişlerinde de açıkça görüldüğünü anlatan Erdoğan, 2003 yılı öncesinde, yaklaşık 10 yıl önce gerçekleşen uluslararası doğrudan yatırımın 1 milyar dolar olduğunu, hükümetin gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda bunun rekor seviyelere çıktığını ifade etti.

Erdoğan, Türkiye'nin 2003'te 1,8, 2004'te 2,9, 2005'te 9,8, 2006'da da 20 milyar dolar uluslararası yatırım çektiğini, bu yılın ilk 4 ayında Türkiye'ye gelen yatırım miktarının 10 milyar doları aştığını anlattı.

Başbakan Erdoğan, “Türkiye, 2003-2006 döneminde toplam 34,7 milyar dolar uluslararası yatırım çekmiş, bu boyutuyla dünyada ilk sıralara yerleşmiştir. Türkiye'nin ekonomide elde ettiği başarıların altında tartışmasız olarak demokratik istikrar ve güven unsurları bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

Demokratik istikrarın ekonomik büyüme ve kalkınmayla eş anlamlı olduğunu tüm dünyaya ispatladıklarını da ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin son dönemdeki performansıyla Avrupa Birliği'ne katılım sürecine başlamış ülke konumuna geldiğini, buna bağlı olarak ekonomisinin de küresel oyuncu haline geldiğini anlattı.

Erdoğan, demokratikleşmeyle hem bir hukuk devleti olma yolundaki kararlılığının, Türkiye'nin her alanda, her sektörde kaydettiği başarıların teminatı olduğunu ifade ederek, “Enflasyonun düşmesi, faizlerin inmesi, borç yükünün azalması, büyüme, ihracat ve uluslararası yatırımları demokratikleşme sürecinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Ülkemiz, tam ve çağdaş bir demokratik yapıya kavuşma azmini ve kararlılığını bütün kurumlarıyla ve vatandaşlarıyla birlikte sürdürecektir. Bu sayede yoksulluk daha da azaltılacak, işsizlik daha da düşük seviyelere çekilecek, toplumsal barış ve huzur daha da kaim olacaktır” dedi.

Erdoğan, Swissotel'deki Türkiye Yatırım Danışma Konseyi 4. toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, geçen yılki toplantının ardından gerçekleştirilen gelişmeleri değerlendirdi. “AB katılım sürecinde kararlığımız devam etmektedir” diyen Erdoğan, hükümetin AB müktesebatına uyum amacıyla bir program hazırladığını ve bunu kamuoyuyla paylaşarak uygulamaya başladığını söyledi. Önümüzdeki 7 yıl için Türkiye'nin AB müktesebatına uyum için yol haritasını çizdiğini belirten Erdoğan, yaşanan tüm bu tartışmalardan bağımsız olarak tamamen kendi iradeleriyle gereken reformları yapmak ve hayat standartlarını yükseltmek konusundaki kararlılıklarının bu dokümanla ortaya konulduğunu kaydetti.

Erdoğan, 2004 yılında üyelerin katkı ve katılımlarıyla oluşturulan Yatırım Danışma Konseyi'nin tavsiye kararlarının gerçekleştirilmesi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesine büyük önem verdiklerini, bu öneriler doğrultusunda sağlanan gelişmelerin, her yıl kapsamlı bir şekilde hazırlanan ilerleme raporlarında kamuoyuyla paylaşıldığını söyledi.
Bu doğrultuda geçen yıl gerçekleştirilen toplantıdan bu yana önemli kazanımlar elde edildiğini görmenin kendileri için son derece sevindirici olduğunu ifade eden Erdoğan, yine bu kapsamda 2006 yılında 8,1 milyar dolar özelleştirme uygulaması gerçekleştirildiğini bildirdi.

YATIRIM DESTEK VE TANITIM

Erdoğan, Türkiye'nin yatırım imkanlarının tanıtılması alanında kurumsal ihtiyacı karşılayacak Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın Temmuz 2006'da kurulduğunu ve doğrudan kendisine bağlı olduğunu hatırlatarak, yapılan çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi: “Eğitim ve insan kaynaklarına yaptığımız yatırımların artırılması konusu, hükümet olarak önceliklerimiz arasındadır. Bu alanda 2004 yılından bu yana bütçeden eğitime ayırdığımız pay birinci sırada yerine korumaktadır. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi ve bu doğrultuda firmalarımızın uluslararası rekabet gücünün artırılması hükümetimizin büyük önem verdiği konuları arasındadır. Bu doğrultuda birtakım ödenek kullanımı 2004-2007 yılları arasındaki dönemde 1963-2003 yılları toplamına kıyasla yaklaşık yüzde 25 oranında artmış ve 2 milyar 300 milyon YTL'ye ulaşmıştır. İş piyasasının ihtiyaçlarına cevap veren elemanların yetiştirilmesi konusu konsey üyelerinin geçtiğimiz yılki toplantıda gündeme getirdiği konular arasında yer almaktadır. Bu alanda kadınların iş hayatına daha aktif katılımını sağlamak için sürdürülen mesleki eğitim programları kapsamında 1585 kız teknik öğretim kurumunda yaklaşık 340 bin öğrenci ve kursiyere eğitim verilmektedir.

Vergi sisteminde önemli düzenlemeler içeren Kurumlar Vergisi Kanunu, Haziran 2006'da yürürlüğe girmiştir. Yüzde 30 olan kurumlar vergisi oranı 1 Ocak 2006 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 20 oranında indirilmiştir.”

ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ UYGULAMASI

Başbakan Erdoğan, gelir vergisi alanında yaptıkları düzenlemelerle de asgari geçim indirimi uygulamasını getirdiklerini belirtti. Ücretler üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini amaçlayan bu uygulama ile Türkiye'nin vergi yükü açısından OECD ülkeleri arasında 5 basamak ilerleme kaydedildiğini dile getiren Erdoğan, sosyal güvenlik reformları alanında da tüm sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında toplayan yasal düzenlemenin Mayıs 2006'da yürürlüğe girdiğini hatırlattı.

Sigortacılık sektörünü düzenleyici çerçevenin geliştirilmesi alanında önemli ilerlemeler de kaydedildiğine işaret eden Erdoğan, uluslararası en iyi uygulamalara paralel olarak hazırlanan ve sektörü düzenleyici ve denetleyici nitelikte olan yeni Sigortacılık Kanunu'nun da TBMM tarafından 3 Haziran 2007'de onaylandığını bildirdi.

Erdoğan, “ Ekonomimizin uluslararası anlamda rekabetçi hale gelebilmesi ve gelişen şartlara en kısa zamanda uyum sağlayabilir hale getirilmesi, her zaman öncelikli hedefimiz olmuştur. Bu amaçla ekonomik yapıyı güçlendirici yapısal reformların uygulanmasındaki kararlılığımız artarak devam edecek ve asla taviz verilmeyecektir” dedi.
Ekonominin dinamik bir yapıya kavuşması ve bu dinamizmin korunmasında konsey üyelerinin sağladığı katkı ve desteğin son derece faydalı olduğunu ifade eden Erdoğan, bugün de verimli görüş alışverişi sağlayacak bir ortam elde edeceklerine olan inancının tam olduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, Ankara'da saat 14.00'te Bakanlar Kurulu toplantısının olması nedeniyle toplantının sonuna kadar kalamayacağını belirterek, Devlet Bakanı Ali Babacan'ın çalışmalara katılacağını ve daha sonra sonuçlarını kendisine aktaracağını kaydetti.  Toplantının hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, bu yıl ilk kez konseye katılan yeni üyelere de “Hoşgeldiniz” dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye Yatırım Danışma Konseyi üyeleriyle birlikte aile fotoğrafı çektirdi.
Erdoğan'ın, toplantıya verilen arada da IMF 1. Başkan Yardımcısı John Lipsky ile bir süre görüştüğü öğrenildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!