BaÅŸbakan ErdoÄŸan, AK Parti olarak muhafazakar demokrasiye önem atfettiklerini belirterek, "Biz parti olarak, din üzerinden siyaset yapılmasını doÄŸru bulmuyoruz" dedi. AK Parti Genel BaÅŸkanı ve BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, partisinin İstanbul Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde düzenlediÄŸi''Uluslararası Muhafazakarlık ve Demokrasi Sempozyumu''nun açılışında yaptığı konuÅŸmada, partisinin milenyumun ilk yıllarında kurulan ve 1 yıl sonra da iktidara gelen Türkiye'nin en büyük partisi olduÄŸunu ifade ederek, ÅŸunları söyledi: ''Sadece cumhuriyet tarihinde deÄŸil, dünya tarihinde de bu siyasalbaÅŸarının çok az örneÄŸinin olduÄŸu bir parti. AK Parti, Türk siyasal yaÅŸamında yeni bir siyaset tarzını, yeni bir anlayışı temsil ediyor. 'Muhafazakar demokrasi' olarak ifade ettiÄŸimiz siyasal kimlik altında çok açık, net ortaya koyduÄŸumuz siyaset üslubu, tarzı ve siyaset kültürü, sadece Türkiye açısından deÄŸil, dünya siyaseti açısından da çok önemli bir açılımdır. Bu sempozyumda 2 gün boyunca yapılacak tartışmalar ve açıklamalar, siyasal kimliÄŸimizi olgunlaÅŸtırmamız açısından yol gösterici olacaktır. Dünya üzerinde sosyalizm, liberalizm ve muhafazakarlık arasında olduÄŸu gibi diÄŸer siyasal çizgiler arasında da ciddi bir iliÅŸkinin ve etkileÅŸimin olduÄŸu görülüyor. Artık çok katı ve kesin hatlarla ideolojilerin birbirlerinden ayrılması ve kutuplaÅŸmasına deÄŸil, farklıideolojiler arasındaki geçiÅŸkenliklerle birlikte yeni siyasal kulvarların oluÅŸmasına tanık oluyoruz. Siyah ve beyazın keskinliÄŸi yerine, daha renkli ve çok boyutlu bir tablo var önümüzde. Biz AK Parti olarak 'muhafazakar demokrasi' anlayışına önem atfediyoruz. Çünkü bu çabanın, siyasetin yenilenmesi ve güçlenmesi açısından ne anlam ifade ettiÄŸini çok iyi biliyoruz.''     "KÄ°TLE PARTÄ°SÄ°YÄ°Z"     BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Türkiye'de siyasetin gerçekçi bir zeminde yapılmasının, partilerin kendi siyasal kimliklerini deklare etmeleri ve buna uygun bir siyaset tarzı gütmelerinin öncelikle ''siyasetin güçlenmesi'' anlamını taşıyacağını dile getirerek, "AK Parti, siyaseti radikalleÅŸtiren 'siyasi cemaat' anlayışına da, siyaseti fikirsizleÅŸtiren 'siyasi ÅŸirket' anlayışına da kesinlikle karşıdır. AK Parti, muhafazakarlık temelinde bir kitle partisidir. Siyasetin fikir ekseninde yapılmasını temel almakta, buradan kalkarak kitlelere dönük merkez siyaseti üretmektedir. Böylece AK Parti, toplumsal merkezden aldığı güçle siyasi merkezi yeniden inÅŸa etmiÅŸ ve merkez sağın tartışmasız tek gücü haline gelmiÅŸtir. Türk siyasi yaÅŸamından silinip giden partilere baktığımız zaman, bu partilerin siyasi kimliklerini geliÅŸtiremedikleri için önce söylem krizine, sonra temsil krizine girdiklerini görürüz. AK Parti'nin bugün iktidarda olmasına raÄŸmen böyle bir çaba içine girmiÅŸ olması, önemsenmesi gereken bir açılımdır. Türkiye'de üretilecek bir model, birçok ülkeye de örnek olabilecektir.'' diye konuÅŸtu.ORTAK HEDEF: BARIÅž, Ä°STÄ°KRAR, GÃœVEN     Türkiye'nin doÄŸu ile batı, Ä°slam ile Hıristiyanlık, Avrupa ile Asya arasında ''köprü'' durumunda olduÄŸuna dikkat çeken AK Parti Genel BaÅŸkanı ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti: ''Türkiye'nin laik ve demokratik yapısı ile Ä°slam kültüründen kaynaklanan gelenekleri birarada götürmesi, doÄŸudan da, batıdan da dikkatle izlenmektedir. Dün bunu Almanya'daki Bertelsmann Forumu'nda da çok açık ve net gördük. Böyle bir modelin olması, iki uygarlık arasında kanalların açık olması, iÅŸbirliÄŸinin var olması demektir. Bu misyonu kendi çıkarları için uygun görmeyen ve medeniyetler arası çatışmayı körüklemek isteyenler olabilir. Ancak unutmayalım ki çatışmalar ve savaÅŸlar istisnadır. Asıl olan barış ve uzlaşı, diyalog ve iÅŸbirliÄŸidir. Bugün için çaÄŸdaÅŸ dünyanın ortak hedefi, barış, istikrar ve refahı güvenceye alacak bir diyalog ve iÅŸbirliÄŸini geliÅŸtirmek ÅŸeklinde özetlenebilir. Bu ortak hedefe ulaÅŸabilmek için demokrasi ve insan haklarına saygınıngüçlendirilmesi, sürdürülebilir ve dengeli bir ekonomik ve sosyal geliÅŸmenin saÄŸlanması, yoksullukla mücadele önlemlerinin artırılması, kültürler arasındaki karşılıklı anlayışın geliÅŸtirilmesi zorunluluÄŸu vardır.'' "BARIÅžIN YOLU DÄ°YALOG"Barış ve uzlaÅŸmanın yolunun iletiÅŸim ve diyalogdan geçtiÄŸini belirten BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ''Diyalog ve iÅŸbirliÄŸine kapalı olan toplumların geleceÄŸin dünyasında etkin bir yer bulabilmesi mümkün deÄŸildir'' dedi. Diyalogun, gönlü ve beyni açık, ilim ve fikirlerle aydınlanmış, önyargısız insanların samimi ve eleÅŸtirel olarak birbirlerinden öğrenmeye hazır olduÄŸu iliÅŸkinin adını ifade ettiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan "Diyalog ve iÅŸbirliÄŸine kapalı olan toplumların geleceÄŸin dünyasında etkin bir yer bulabilmesi mümkün deÄŸildir. Bugün çaÄŸdaÅŸ dünya ile entegre olamayan, evrensel deÄŸerleri benimsemeyen, insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti gibi kavramları geliÅŸtirmeyen ülkeler, yalnızlığa itilmektedir. Farlılıkların birbirini tolere etmeleri ve ortak bir zeminde buluÅŸmaları, demokratik bir dünya için kaçınılmazbir durumdur. Bugün bize düşen, ortak bir barış dili ve diyalog zemini üretebilmektir" diye konuÅŸtu."ESAS OLAN Ä°NSANÄ° DEÄžERLER"''Ä°nsan haklarının, hemen hemen bütün dinler ve ideolojilerin bir ÅŸekilde vurguladıkları deÄŸer olduÄŸuna'' dikkat çeken ErdoÄŸan, ''bütün dinlerin ve birçok ideolojinin, insani deÄŸerleri kutsallaÅŸtıran ve bugünkü ÅŸekliyle insan haklarına önem veren bir yapıda olduÄŸunu'' anlattı. ''Dünyanın herhangi bir köşesinde yaÅŸanan olumsuzluklara göz kapamanın, yoksulluÄŸu göz ardı etmenin, zulüm ve teröre vurdumduymaz davranma gibi bir lüksün olmadığını'' dile getiren Recep Tayyip ErdoÄŸan, ''KüreselleÅŸmenin lokomotifi her ne kadar ekonomiyse de, küreselleÅŸme toplumsal dinamikleri harekete geçirerek ve yerel zenginlikleri sürece katarak ancak istikrarı yakalayabilir. Küresel dünyada patronaj kesinlikle belli bir çevrenin inisiyatifine terk edilmemelidir'' dedi.  "GELECEÄžE YELKEN AÇTIK"        Partisinin Türkiye'de ortaya çıkmasının, mevcut siyasal anlayışların milletin deÄŸer ve beklentilerine cevap vermemesinin, kriz ile gerilimlerin siyasal alanı daraltmasının bir neticesi olduÄŸunu söyleyen ErdoÄŸan, "AK Parti sayesinde Türkiye, ülkenin önünü tıkayan siyaset tarzlarını tasfiye etmiÅŸtir. Bu yüzden AK Parti, dünden de ders alarak geleceÄŸe yelken açmıştır. Türkiye'de artık siyaset, birlikteliÄŸin ve kuÅŸatıcılığın lokomotifi olmak zorundadır. Halkımız, Türkiye'yi kutuplaÅŸmalara götüren, halkın genelini kucaklamayan söylem ve üsluplarıyla marjinalleÅŸen partilere tam anlamıyla güvenmemektedir. GeleneÄŸi dışlamayan bir modellik, yerelliÄŸi kabul eden bir evrensellik, manayı reddetmeyen bir rasyonellik, köktenci olmayan bir deÄŸiÅŸim istemektedir" diye konuÅŸtu. "DÃœNYANIN GELECEĞİ MEDENÄ°YETLERÄ°N Ä°ÅžBÄ°RLİĞİNDEN GEÇİYOR"ErdoÄŸan, dünyanın geleceÄŸinin medeniyetler çatışmasından deÄŸil, medeniyetlerin iÅŸbirliÄŸinden geçtiÄŸini söyledi. ''Yerel özelliklerin, farklılıkların, milli ve dini deÄŸerlerin sahiplenebildiÄŸi bir ortamın, çatışma deÄŸil uzlaÅŸma, kavga deÄŸil barış getireceÄŸini'' anlatan ErdoÄŸan, ''partisinin muhafazakar demokrat çizgisi'' hakkında deÄŸerlendirmelerde bulundu.    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti: "AK Parti, yeni muhafazakar demokrat çizgiyi, muhafazakarlığın genlerine ve tarihi kodlarına uygun ÅŸekilde, ama siyaset yaptığı coÄŸrafyanın toplumsal ve kültürel geleneklerine yaslanarak ortaya koymaktadır. AK Parti, kendi düşünce geleneÄŸinden hareketle, yerli ve köklü deÄŸerler sistemimizi evrensel standarttaki muhafazakar siyaset çizgisi ile yeniden üretmek amacındadır. AK Parti, deÄŸiÅŸime deÄŸil, gerilime ve yozlaÅŸmaya direnen bir anlayıştadır. DeÄŸiÅŸimi, geliÅŸim ve ilerleme anlamında savunmaktadır. AK Parti, geçmiÅŸin statükoculuk üzerine bina edilen muhafazakarlığı yerine, yeniliÄŸe açık, modern bir muhafazakarlık üzerinde durmaktadır. AK Parti, evrimci veya tedrici ve doÄŸal sürecinde iÅŸleyen toplumsal dönüşüme dayalı bir deÄŸiÅŸimi savunmaktadır. AK Parti'nin muhafazakarlıktan anladığı, mevcut kurum ve iliÅŸkilerin korunması deÄŸil, bazı deÄŸerlerin ve kazanımların korunmasıdır. Koruma ise deÄŸiÅŸime ve ilerlemeye kapalı olma deÄŸil, özü yitirmeden geliÅŸmeye uyum saÄŸlamaktır.''   ErdoÄŸan, ''muhafazakar demokrasiye göre siyasetin bir uzlaşı alanı olduÄŸunu'' ifade ederek, toplumsal ve kültürel çeÅŸitliliklerin, demokratik çoÄŸulculuÄŸun üreteceÄŸi tolerans ve hoÅŸgörü zemininde siyasete bir renklilik katabileceÄŸini bildirdi.   "RADÄ°KAL SÖYLEM VE ÃœSLUP FAYDA SAÄžLAMIYOR"Partisinin sivil toplum örgütlerine büyük önem verdiÄŸini anlatan Recep Tayyip ErdoÄŸan, ''AK Parti, radikal söylem ve üslubun Türkiye siyasetine bir fayda saÄŸlamadığını, Türk siyasetinin çatışma, kamplaÅŸma ve kutuplaÅŸma yerine uzlaşı, bütünleÅŸme ve hoÅŸgörü üzerine kurulması gerektiÄŸini düşünmekte ve ılımlılığın toplumun genel bir talebi olduÄŸuna inanmaktadır'' dedi. BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ''muhafazakar demokrasiye göre sınırlandırılmayan, keyfiliÄŸe ve hukuksuzluÄŸa olanak saÄŸlayan, katılımı ve teslimi önemsemeyen, bireysel ve kolektif hak ve özgürlükleri hiçe sayan totaliter ve otoriter anlayışların, sivil ve demokratik siyasetin en büyük düşmanları olduÄŸunu'' kaydetti.  "Ä°DEAL OLAN DERÄ°N DEMOKRASÄ°"''Partisinin, hukuk devleti normlarını benimseyen, asli fonksiyonlarına çekilmiÅŸ, küçük ama dinamik ve etkili bir devletten yana olduÄŸunu'' belirten AK Parti Genel BaÅŸkanı ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan, konuÅŸmasını şöyle sürdürdü: ''Siyasi iktidarın en temel dayanağı milli iradedir ve özelliÄŸi meÅŸruluÄŸunu halkın genel kabulünden almasıdır. Biz hukuki ve siyasi meÅŸruluÄŸu her partinin 'olmazsa olmazı' olarak görüyoruz. Her türlü dayatmacı, buyurgan, tek tipçi, toplum mühendisliÄŸine dayanan yaklaşımlar, saÄŸlıklı bir demokratik sistem için engeldir. Hiç kimse, masa başında toplumları yönlendirmeye, onlara biçim vermeye kalkmamalıdır. Muhafazakar demokrasi kimliÄŸimiz, her türlü toplumsal ve siyasal mühendisliÄŸe karşıdır. Demokrasi, bir diyalog, tahammül ve uzlaşı rejimidir. Diyalogun geliÅŸmediÄŸi kapalı toplumlar, kültür üretmezler. Türkiye'de kendine özgü bir demokrasi yerine, çoÄŸulculuk, çok seslilik ve tahammül duygusunu sindirebilmiÅŸ bir demokrasi tesis edilmelidir. Ä°deal olan, seçimlere ve belli kurumlara indirgenmiÅŸ mekanik bir demokrasi deÄŸil, idari, toplumsal ve siyasal alanlara yayılmış organik bir demokrasidir. Biz buna 'derin demokrasi' diyoruz.'' ErdoÄŸan, ''partisinin, insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde, bireysel tercih ve kabullerin korunması gerektiÄŸini saklı tutarak, aile kurumunu sarsacak uygulamalar konusunda hassasiyet gösterilmesi gerektiÄŸine inandığını'' da söyledi.     "AK PARTÄ°'NÄ°N KIRMIZI ÇİZGÄ°LERÄ°"''AK Parti'nin, 'biz ve diÄŸerleri' ayrımı yapan tek bir mezhebi, etnik unsuru veya dini anlayışı siyasetinin ana gövdesi yaparak diÄŸer seçenekleri karşısına alan bir söylem ve örgütlenme biçimlerini dışlayıcı ve ayrıştırıcı bir özellik taşıyacağına inanmadığını'' vurgulayan ErdoÄŸan, bunları ''partisinin kırmızı çizgileri'' olarak nitelendirdi. BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti: ''AK Parti, laikliÄŸi, devletin tüm dinler ve düşünceler karşısında nötr kalmasını ve eÅŸit mesafeyi korumasını saÄŸlayan, inanç farklılıklarının veya farklı mezhep ve anlayışların çatışmaya dönüşmeden sosyal barış içinde yaÅŸatılabilmesi için takınılan kurumsal bir tutum ve yöntem olarak tanımlamakta, laikliÄŸin temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvence altına alınarak bir tür hakem müessesesi gibi iÅŸletilmesi için demokrasi ile taçlanması ve uzlaşı ortamı sunması gerektiÄŸini düşünmektedir. Laiklik, toplumsal çeÅŸitliliÄŸi çatışma veya gerginlik ortamından uzaklaÅŸtırıp barış içinde ve özgür olarak bir arada tutunabilmenin bir yolu olarak görülmelidir.    'Muhafazakar demokrasi' anlayışımız, geleneÄŸi önemsemekle birlikte modern kazanımları reddeden bir gelenekçilik gütmemektedir. AK Parti, körü körüne geleneÄŸi veya modern olanı reddetmek yerine, yeni bir senteze varılması gerektiÄŸini düşünmektedir. AK Parti, toplumsal olanı, grup aidiyetini ve sivil toplumu önemli bulurken, cemaatçi bir yaklaşımı ön plana çıkarmamaktadır. AK Parti, dini bir toplumsal deÄŸer olarak önemsemekle birlikte, din üzerinden siyaset yapmayı, devleti ideolojik bir dönüşüme uÄŸratmayı, dini sembollerle örgütlenmeyi doÄŸru bulmamaktadır. Din üzerinden siyaset yapmak, dini araç haline getirmek, din adına dışlayıcı bir siyaset yürütmek hem toplumsal barışa, hem siyasi çoÄŸulculuÄŸa, hem dine zarar vermektir. Dini ve dindarları önemsemek, dini 'deÄŸerlerin sosyal fonksiyonları' kabul eden bir parti olmak ile dini bir ideoloji haline getirerek devlet aygıtı marifetiyle ve zorla toplumu dönüştürmeyi amaçlayan bir parti olmak arasında çok ciddi bir fark vardır. Din adına parti kurmak veya böyle bir imaj vermek, topluma ve dine yapılabilecek bir kötülüktür. Din, mukaddes ve ortak bir deÄŸerdir. Bunu kimse, siyasi taraftargirlik konusu yaparak bölünme ve arayışlara sebebiyet vermemelidir.''     AK PARTÄ°'NÄ°N SÄ°YASAL KÄ°MLİĞİNÄ° GELÄ°ÅžTÄ°RME ÇABALARI Recep Tayyip ErdoÄŸan, ''bu yüzden geleneÄŸi, tarihi ve toplumsal kültürü önemseyen muhafazakarlığın, dini de önemseyerek demokratik bir formatta kendisini inÅŸa etmesinin önemli bir açılım olacağını'' belirtti.     ''Partisinin geliÅŸtirmeye çalıştığı 'muhafazakar demokrasi' anlayışının, din-demokrasi, gelenek-modern, devlet-toplum arasındaki iliÅŸkiyi saÄŸlıklı bir zeminde yeniden üretme açısından büyük önem taşıdığını'' ifade eden BaÅŸbakan ErdoÄŸan, AK Parti'nin siyasal kimliÄŸini geliÅŸtirmeye yönelik çabalarına herkesin eleÅŸtiri veya teklifleriyle katkıda bulunabileceÄŸini bildirdi.  ErdoÄŸan, ''bu sürecin interaktif olacağını ve partisinin kurumsallaÅŸmasının önemli bir boyutunu siyasal kimliÄŸinin ÅŸekillenmesinin oluÅŸturacağını'' anlatarak, sempozyuma katkıda bulunanlara teÅŸekkür etti. BaÅŸbakan ErdoÄŸan, konuÅŸmasının ardından, çok sayıda bakan, AK Parti'nin üst düzey yöneticileri ve milletvekillerinin de katıldığı sempozyumun ilk oturumunu dinledi.Â
button