Ümit ÇETİN/SAMSUN
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2009 00:00
Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e "Sesiniz suçluluk duygusundan yüksek çıkıyor" diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin verdiği ’nota’ sonrası dün de İsrail’e aynı şekilde yüklendi.
"Yüksek sesle konuşmak, haklılığın değil suçluluğun ifadesidir" diye seslenen Erdoğan, sözlerini, Mehmet Akif’in şiirinden şu dizelerle sürdürdü: "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem... Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım çiğnerim, çiğnenirim... Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu."
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı Avi Mizrahi’nin konuşmaları üzerine Türkiye’nin İsrail’e nota vermesinin ardından, dün yine aynı ülkeye yüklendi. İsrail Kara Kuvvetleri Komutanı Mizrahi, Erdoğan’ın Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz" sözlerine gönderme yaparak, Türkiye’nin de Ermenileri’i katlettiğini, bugün aynını Kürtler’e yaptığını, Kıbrıs’ta da işgalci olduğunu ileri sürmüş, bunun üzerine Türkiye İsrail’e sert bir nota vermişti. Bu notanın ardından dün ilk kez konuşan Başbakan Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e yeniden yüklenerek, "Yüksek sesle konuşmak haklılığın değil; suçluluğun ifadesidir. Siz yeter ki gerçekleri konuşun" dedi.
Samsun’da en kalabalık miting
Hafta sonunu Orta Karadeniz’de geçiren Başbakan Erdoğan, Sinop ve Amasya’nın ardından dün de Samsun’da bugüne kadarki en geniş katılımlı mitingini gerçekleştirdi. CHP ve medyayı eleştirmeye Samsun’da da devam eden Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Başımız öne eğilmeyecek
"Şair, ’Başın öne eğilmesin, aldırma gönül, aldırma’ diyor ya... İşte bunu söylüyoruz, bu milletin başı öne eğilmeyecek. Kim ne derse desin, ’Aldırma gönül, aldırma’ diyorum. Kimse bu ülkeyi, ülkelerden bir ülke gibi değerlendiremeyecek. Yurt içinde, yurt dışında benim vatandaşım kendini, yalnız, kendisini itilmiş, horlanmış, ötelenmiş hissetmeyecek.
Mehmet Akif’ten okudu
İşte 6 yıldır bizim mücadelemiz budur. Küçük düşünmek bize yakışmaz. Biz büyük düşünecek, adımlarımızı büyük atacağız. Bu milletin çok önemli bir hasleti var. Tarih boyunca bu millet her zaman mazlumun, haklının, doğrunun, barışın, adaletin yanında olmuştur. Ne diyor İstiklal Marşı’nın şairi; ’Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe asla sövemem. Yumuşak başlıysam, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat tekmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kaç kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git diyemem, aldırırım çiğnerim, çiğnenirim. Hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.’
Nerede mazlum, orada Türkiye
İşte bu ruhla, bu felsefeyle, bu anlayışla hareket ediyoruz. Nerede mazlum varsa, ezilmiş varsa uluslararası kurallar çerçevesinde, diplomatik kurallar çerçevesinde Türkiye oradadır, bu millet oradadır. Bunun başka türlü izahı yoktur. Gerektiğinde Türk Kızılayı, TİKA, sivil toplum örgütleri ile oradadır. Tek tek vatandaşıyla, yardım örgütleriyle oradadır. Gerektiğinde barış gücü askerleriyle oradadır. Gerektiğinde de devlet, arabulucu, barış elçisi olarak oradadır. Gerektiğinde de tavrını tam manasıyla ortaya koyarak oradadır. Ama birileri karşımızda yüksek sesle konuşabilir. Yüksek sesle konuşmak haklılığın değil, suçluluğun ifadesidir. Yeter ki siz gerçekleri anlatın, konuşun o zaman göreceksiniz ki insanlık buna çok daha farklı yaklaşacak."