Erdoğan’dan Gerçeker’e: Sen onu külahıma anlat

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan’dan Gerçeker’e: Sen onu külahıma anlat
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2010 19:26

Bşbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz kimsenin arka bahçesi, ön bahçesi, yan bahçesi değiliz" diyen Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’e adını vermeden eleştirilerde bulundu.

Siirt’te okuduğu bir şiir yüzünden 10 ay mahkum edildiğini söyleyen Erdoğan "Kim etti, kim etti? Malum yargı. Başıma gelenler ayrı bir destandır, o ayrı. Şimdi Sayın Başkan diyor ya ’Biz kimsenin ne arka ne ön bahçesiyiz’ diye. Sayın Başkan onu külahıma anlat” dedi.

KORKU BACAYI SARDI
Sultangazi’de yaklaşık 10 bin kişiye konuşan Başbakan Erdoğan, üçüncü durağında Gaziosmanpaşa Küçükköy’de de 5 bin kişiye seslendi. İlkinde ikindi ezanı, ikincisinde de mikrofondaki problem nedeniyle konuşmasına kısa süre ara veren Erdoğan’a, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganıyla destek verildi. Yeşil-Siyah renklerindeki Küçükköy Spor Kulübü atkısını boynuna takarak konuşan, Erdoğan şunları söyledi:
"Biz bu yola çıkarken kararımızı vermişiz. Anadolu’da güzel bir söz var. ’Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz.’ Şimdi bizim böyle bir şüphemiz, endişemiz yok ki. Ama endişe onlarda, korku onlarda. Korku bacayı sarmış. Huzurlu değiller, rahat değiller.

BAŞIMA GELENLER AYRI BİR DESTANDIR
Biz kararlıyız. İşte İstanbul’da belediye başkanlığı yaptım. 4.5 yılın sonunda Siirt’te okuduğum bir şiirden dolayı mahkum ettiler, 10 ay. Kim etti? Kim etti? Malum yargı. Başıma gelenler ayrı bir destandır, o ayrı. Şimdi Sayın Başkan diyor ya ’Biz kimsenin ne arka ne ön bahçesiyiz’ diye. Sayın Başkan onu külahıma anlat. Biz damdan düştük, damdan. Neyin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Eğer çok merak ediyorsan bu maceramı seninle paylaşırım, sana anlatırım. Neyin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Milletvekili adaylığımızın olduğu sürede nelerle karşılaştığımız bilinen şeyler. Bize bunları anlatma. Nelerin nasıl yürüdüğünü biliyoruz. Danıştay’da, Valilik’te, bütün il müdürlüklerinin atanmasında çektiğimiz çileleri biz biliyoruz. Ayağımızda prangalarla ülke yönetiyoruz ülke. Bütün iyi niyetimizi her zaman suistimal ettiler. Fiziki şartlardan yoksun bir yargı dedikleri bir dönemde Türkiye’nin genelinde batıda olmayan adalet saraylarını biz inşa ettik. Geldiler zam talep ettiler zam verdik. Bütün bunlara rağmen yine bunları görmemezlikten geldiler.

CÜPPENİ ÇIKAR SİYASETE GEL
İster istemez konuşturuyorlar bizi. Siz yasalarınızla verdiğiniz kararlarla konuşun. Siyasete soyunmak istiyorsanız cüppeyi çıkarın gelin siyasete soyunun. İşte bu yıl yine yargının açılış töreninde maşallah gayet güzel siyaset yaptılar. Karşısında siyasiler var, karşısında Anayasa Mahkemesi Başkanı var. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı kalkıyor orada adeta bir CHP söylemi gibi kullanıyorlar. Şimdi bunu söyleyince de ’ee bize çok vuruyorlar.’ Kusura bakma, kararlarınızla konuşun. Eğer siyaset diliyle konuşmaya gayret ederseniz, haa orada bize düşen bunun cevabını vermektir. Çok merak ediyorsan emekliliği bekleme, emekli olmadan istifa et, gel siyasete soyun. Yakışan budur, olması gereken budur. Biz bunu bekleriz.

SİZ KAMERAYLA MI GİRDİNİZ YARGIYA
Bütün bu 11 bini aşkın yargı mensubunu biz mi atıyoruz. Diyorlar ki eleman sıkıntısı var. Tamam alalım. Ardından diyor ki mülakatları kamerayla yapacaksınız. Kamerayla mülakat. Eeeey Danıştay mensupları, siz kamerayla mı girdiniz yargıya? Bize kadar böyle bir şey yoktu da AK Parti iktidar olunca bu kamera olayı nereden çıktı. İşte bu 12 Eylül’le bu kamera şakaları ortadan kalkacak. Ondan rahatsız oluyorlar. Devlet ciddiyet ister, bu geliyor bundan rahatsız oluyorlar. Sevgili kardeşlerim millet egemenliğini görecekler. Milletin üstünde bir güç tanımıyoruz. Yeri geldi yasama organının yetkilerini paşlaşmak istediler. Zaten bizim yetkilerimizi sürekli paylaşıyorlar. Ne çileler çektirdiler ne çileler, hala da çektiriyorlar.

YARSAP OLSUN
Referandum da iki seçenek var. Bir tarafta darbe anayasası bir tarafta milletin anayasası. Darbe anayasasına evet diyenler belli, Hayırcılar. Hayırcılar da kimler var. CHP var, MHP var, BDP var, TKP var. İşçi Partisi var. ÖDP var, EMEP var. Bunun yanında çeteler var. Bunun yanında YARSAV var. Adını değiştirmek lazım, YARSAP yapmak lazım. Çünkü o da bir parti oldu. Evet cephesinde kimler var? AK Parti var, SP var, BBP var, sendikalar olarak HAK-İŞ var, MEMUR-SEN var. Bunun yanında birçok Kürt aydın destekliyor. Bunun yanında bağımsız ülkücüler var. Bunlar bedel ödeyenler, şu anda bu işin başında olanlar bedel ödeyenler değil. Bu gerçekleri de görelim. Aynı şekilde MHP’nin kurucular kurulu var. Bunlar da destek veriyorlar evet'e. Süreç bu. Herşeyden önce evellah manzara burada, millet var millet."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!