Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ulusa Sesleniş" programında yaptığı konuşmada, terör ve şiddet eğilimlerini, "başta bütün semavi dinler olmak üzere, bütün inanç ve fikir bütünlüklerinden kopuk, sapkın hareketler" olarak değerlendirdi.''Terörün nasıl global bir bela haline geldiğini ve ancak insanlığın ortak kararıyla dizginlenebildiğini görmek için daha ne kadar kurban vermemiz gerekiyor?'' diye soran Başbakan Erdoğan, ''Neden 'terör' diyorsunuz da, 'mesela İslami terör' demiyorsunuz diyenler oluyor. Öncelikle söylemeliyim ki millet olarak bu kuşkucu yaklaşımları hak ettiğimizi asla düşünmüyorum'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Ulusa Sesleniş'' programında yaptığı konuşmada, vatandaşlara; yepyeni projelerden, gerçekleştirilen hamlelerden, ekonomideki olumlu gelişmelerden bahsetme niyetinde olduğunu, ancak geçen hafta meydana gelen terör olaylarının hem Türkiye'nin hem de tüm dünyanın gündemini değiştirdiğini söyledi. Bayram arifesinde böyle bir vahşeti yaşamak ve terörün karanlık yüzünü bu kadar yakından görmeyi istemediklerini anlatan Başbakan Erdoğan, bu insanlık dışı olaylarda ülkesine gönülden bağlı pek çok vatandaşın kaybedildiğini ifade ederek, Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifa diledi. Erdoğan, Türkiye'de görev yapan ve hayatını kaybeden yabancı misyon şefleri için de taziyeleri bildirdi. Bu acı kayıpların sadece 70 milyon Türk insanının değil, sağduyu sahibi bütün dünya milletlerinin yüreklerinde de derin yaralar açtığını kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Çünkü bu olaylarda bombala sadece yoldan geçmekte olan masum insanları değil, insanlığın 2000 yıllık tarihsel birikimine de vurmuştur'' dedi. İlerleme fikrini bir ideal olarak genel kabul gördüğü bir dünyada,bu fikrin teknolojik bir tezahürü olan iletişim araçlarının böyle vahşi görüntüleri evlere taşımak durumunda kalmasını, içleri yanarak izlediğini kaydeden Erdoğan, bu olayların, topyekün insanlık olarak daha düşünmeleri gereken çok şey, çözmeleri gereken pek çok meselenin bulunduğunu gösterdiğini söyledi. Erdoğan, uzayın derinliklerine uzanan uzay araçlarını yapanların da, hayatı kana boğan tahrip gücü bombaları üretenlerin de aynı teknolojik imkanlardan yararlandığını dile getirerek, şöyle konuştu: ''Eğer ilerleme fikrinin temeline adalet duygusunu, insani değerleri ve fikri olgunlaşmayı yerleştiremezsek, insanlık olarak dahaçok acı çekeriz. Terörün nasıl global bir bela haline geldiğini ve ancak insanlığın ortak kararıyla dizginlenebildiğini görmek için daha ne kadar kurban vermemiz gerekiyor? Bu savaş, adalet ile zulüm, iyilikile kötülük, doğruluk ile yanlış arasında yapılan bir savaştır. Bu savaşta, aklıselim sahibi herkesten, adaletin,iyiliğin ve doğruluğun yanında yer almasını beklemek hakkımızdır.     Zaman zaman terörü lanetlerken bu kelimenin önüne neden başka bir takım sıfatlar getirmediğimizi soranlar, bu tavrımızı sorgulayanlar oluyor. Neden 'terör' diyorsunuz da, 'mesela İslami terör' demiyorsunuz diyenler oluyor. Öncelikle söylemeliyim ki millet olarak bu kuşkucu yaklaşımları hak ettiğimizi asla düşünmüyorum. Ortada böyle bir imayı gerektirecek tek bir neden yokken ve bizlerbütün enerjimizle bu menfur olayların faillerini adalete teslim etmek için çaba sarf ederken, bize bu tavrı gösterenleri demokratik olgunluklarını gözden geçirmeye davet ediyorum. Bu sorgulama haklı birsorgulama değildir, bu beklenti nazik ve demokratik bir beklenti değildir.''      ''TERÖRÜN TEK TARİFİ''     Kendileri için terörün tek bir tarifi bulunduğunu ve o tarife uyanher hareketi, her eylemi, her düşünceyi, her niyeti aynı oranda lanetlediklerini belirten Erdoğan, terörün farklı tarifleri karşısındabocalayan, netliğini kaybeden, sözünü eğip büken dünya politikacılarına da bu ödünsüz tavırlarını benimsemelerini tavsiye etti. Erdoğan, terör kelimesini lanetlerken, terör kavramının temsil ettiği insanlık dışı vahşeti ve akıl almaz kirliliği en net biçimiyle gözler önüne sermek gayretinde olduklarını vurguladı. Bu kavramı tartışmaya açacak başka tariflere yönelmenin iki kabul edilemez sakınca doğuracağını düşündüğünü ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunlardan ilki terör kelimesinin önüne koyacağımız her bir kelimenin örselenmesi, yaralanması ve zarar görmesi tehlikesidir.  Dünyanın her köşesinde insanların inandıkları, kutsal bildikleri değerler vardır. Bu değerleri her söz konusu edişimizde, dünyada incitebileceğimiz masum çoğunluklar bulunduğu gerçeğini aklımızdan ve vicdanımızdan çıkarmamalıyız. Modern dünyada her inanç ve fikir grubunda ortaya çıkabilecek marjinal sapmalara teşhis ve teşhir ederken, bu sapmalarla hiç ilgisi olmayan geniş inanç ve fikir bütünlüklerini rencide etmekten özenle kaçınmalıyız. Terör ve şiddet eğilimleri, başta bütün semavi dinler olmak üzere, bütün inanç ve fikir bütünlüklerinden kopuk, sapkın hareketlerdir. Hiçbir terör hareketi, herhangi bir semavi dine, herhangi bir inanç grubuna izafe edilemez. Hele kendi adını, barıştan,esenlikten alan muazzez İslam dini, asla böyle bir izafete konu edilemez. Bunlar asla birlikte düşünülemeyecek kavramlardır. 'Bir insanı öldürmek, Allah'ın binasını yıkmak gibidir' diyen 'Birinsanı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir' diyen saf ve temiz İslam dini, hiçbir terör ve tedhiş eylemine sıfat yapılamaz. Şunu da hemen ilave edeyim, bu hassasiyeti, kendi inancımız olan İslam için nekadar büyük bir dikkatle taşıyorsak, başka insanların kutsal değerlerikarşısında da aynı dikkat ve özenle taşımak zorundayız. Ecdadımızın yüzlerce yıl boyunca her dinden, her dilden, her anlayıştan insanı birarada uyum içinde ve bir bütün olarak tutan medeniyet tasavvuru budur. Bizim medeniyet fikrinden anladığımız da tam olarak budur. Tarihi kirleten, masumiyeti zedeleyen, adaleti örseleyen her şiddet hareketini sözde aidiyet ve sözde temsil iddialarına asla bakmaksızın telin ediyor, mahkum ediyoruz.''      KUTSAL SIFATLAR     Erdoğan, terörü bu bütünlüklü tarifi içerisinde mahkum etmek yerine, başka sıfatlarla birlikte anmanın yol açacağı bir başka sakıncanın daha olduğuna işaret ederek, ''Şunu da kabul etmeliyiz ki, bütün kitleler iletişim imkanlarının sağladığı çeşitlilik içerisinde zihinsel olarak art niyetli etkilenmelere çok daha açık hale gelmişlerdir ve yine bu gelişme süreci içerisinde görülmüştür ki en uçfikirler, en akıl almaz tutumlar bile kendi emellerine hizmet edecek kriminal tipler bulmakta güçlük çekmemektedir'' diye konuştu. Bu nedenle, terör hakkında söz söyleyen herkesin artık global bir hitabet alanı içerisinde konuştuğunu bilmesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, bir değerler bütünlüğünü ifade eden kutsal sıfatları kullanırken söylenen her sözün etki alanın iyi hesaplanması gerektiğini belirtti. Erdoğan, terörü, bir inancın, bir kültürün, bir kimliğin çağrışımlarıyla anmanın gerek o inancın yandaşları üzerinde, gerekse karşıtları üzerinde hiç hesap edilmeyen reaksiyonları teeyebileceğini vurgulayarak, ''Bizim böyle bir dikkatimiz, böyle hassas sorumluluğumuz böyle önemli bir görevimiz vardır. Bu sebeple sözlerimizi hassas terazilerde tartıyor ancak ondan sonra söylüyoruz''dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, insanlık onuruna kastederek, masumiyeti kirleterek, can acıtarak, bu ülkenin insanlarını yıldırabileceklerini, birlik ve beraberliği bozabileceklerini, geleceği karartabileceklerini zannedenlerin, yanlışbir hesap yaptıklarını er geç anlayacağını söyledi. Erdoğan, Türkiye'de topraklarında yükselen gönül medeniyetinin içinde terör gibi bir vahşet tablolarına malzeme sağlayacak bir memba, böyle ölçüsüz kötülükler yeşertecek bir tohum olmadığını dile getirerek, Anadolu'nun hiçbir köşesinde kanla, kinle nefretle yoğrulmuş bir kültür mirası bırakılmadığını dile getirdi. Mevlanaların, Yunusların, Hacı Bektaş-ı Velilerin, Karacaoğlanların, Itrilerin yetiştiği bu coğrafyada, insan onuruna yakışmayacak bu tür zihniyet ve akımların asla kök salamayacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Çünkü bizim hamurumuz aşkla, muhabbetle, kardeşlikle, güzellikle yoğrulmuştur. Bu büyük birikimimizle, tarih boyunca nice badireleri ele ele gönül gönüle vererek atlattık, nicesini de aynı ruhla ve kararlılıkla atlatacağız. Bizi, millet yapan kudret, sarsılmaz kardeşlik bağımızdır'' dedi.  Erdoğan, şöyle konuştu: '' Farklılıklarımıza rağmen, hepimizi yüzyıllarca birarada barış ve esenlik içinde tutan, bütün fitne ve düşmanlıklara karşı esirgeyen bu bağı bugüne kadar koparabilen olmadı, yine de olmayacaktır. Başımıza ne gelirse gelsin asla kaybetmediğimiz hakkaniyet duygumuz bundan sonra da aydınlatmaya devam edecektir. Bu berrak ruh ve kaybolmaz hakkaniyet duygumuzla, her zaman iyiyi kötüden ayırmayı, sabır ve fedakarlıkla değerlerimize sahip çıkmayı, tam düşeceğiz sanıldığı anda yeniden ayağa kalkmayı başardık, başaracağız. İnsanlık onuruna kastederek masumiyeti kirleterek, canımızı acıtarak bu ülkenin insanlarını yıldırabileceklerini, birlik ve beraberliğimizi bozabileceklerini, geleceğimizi karartabileceklerini zannedenler, yanlış bir hesap yaptıklarını er geç anlayacaklardır. Devlet ve millet olarak, bu oyunlara gelmeyecek kadar zengin bir tarihi ve kültürel birikime sahibiz. Allah'a şükür, devlet olarak da millet olarak da bu oyunları tersine çevirecek güce de sahibiz. Milletimizin böylesine olaylar karşısında gösterdiği kararlı ve mütevekkil tavra, metanetli duruşa bakanlar bu gerçeği bütün açıklığıyla göreceklerdir. Bu bilinç ve olgunluk karşısında, kötüler kötülükleriyle zalimler zulümleriyle ve gafiller gafletleriyle baş başa kalacaklardır.''      ''KAFALARA TAKILAN SORU''      Herkesin kafasına takılan sorulardan birinin de, ''neden bu vahşi oyunların Türkiye'nin yürümeyen işleri yürümeye, işlemeyen mekanizmaları işlemeye, kırılan ümitleri tazelemeye başladığı bir zamanda sahnelendiği'' olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, ''bu sorunun cevabını uzakta aramaya gerek yok. Zira cevap sorunun içinde gizli zaten...'' dedi. Bu oyunların şimdi oynandığını dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Türkiye, Allah'ın izniyle ölü toprağını silkelemiş ayağa kalkıyor. Çünkü Türkiye yeniden güçlenmeye başlıyor. Çünkü ekonomimiz kara bulutları dağıtarak tam yol ileri hamleler yapacak dinamizm kazanıyor. Çünkü üretim çarkları yeniden dönmeye, bütün sektörlere cansuyu gelmeye başlıyor. Çünkü toplumsal dokumuzun çatışma noktalar hızla köreltiliyor, çok yönlü bir uzlaşma kültürü toplumun bütün kesimlerince benimseniyor. Çünkü, Türkiye yeniden heyecanını kuşanıyor, çocuklarının önüne umudu koyuyor. Yakaladığımız bu gelişme çizgisi, Türkiye'nin temsil ettiği değerlerle ve yöneldiği hedeflerle zoru olanları rahatsız ediyor. Karanlıktan medet umanlar, milletimiz yolundan döndürmeye, önümüzü kesmeye ve bizi etki altında almaya çalışıyorlar.      ''PUSULA SAPMAYACAK''     Ancak biz bu kirli oyunlara asla gelmeyecek, hiçbir şart altında bu kör tuzaklara düşmeyeceğiz. Bizi etki altına alarak yolumuzdan saptırabileceklerini zannedenler, tarihte pek çok kez olduğu gibi yinederslerini alacaklardır. Ben devletimizin büyük gücüne ve milletimizinengin sağduyusuna sonuna kadar güveniyorum. Siz de güveniniz. Her zaman olduğu gibi yine elbirliğiyle yaralarımızı saracağız. Allah'ın izniyle birlik ve beraberlik içerisinde, endişeye kapılmadan, yılgınlığa düşmeden yolumuza devam edeceğiz. Ve Türkiye'nin pusulasında, bir milimlik bir sapma bile olmayacak. Türkiye muasır medeniyet idealine doğru, daha büyük bir kararlılıkve şevkle yürümeye devam edecek. Uyanık olacağız, dikkatli olacağız, tedbirli olacağız, ama asla azim ve cesaretimizi yitirmeyeceğiz.'' Tarihin yüklediği misyon ve Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin hassas dengelerin, kendilerini, ''bir tek günü boşa geçirmeden ülkeningücünü arttırmayı ve şartlar ne olursa olsun dimdik ayakta kalmayı zorunlu kıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, ''Bütün bu zorlukların üstesinden geleceğimize, demokrasinin sağladığı huzur ve güven ortamını geleceğimiz adına en iyi şekilde değerlendireceğimize inancımtamdır'' dedi. Türkiye, dünyanın ve bölgesinin örnek ülkesi olmaya, çevresine barışı, umudu aşılamaya ve demokrasi ilhamı vermeye de devam edeceğinidile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bazıları soruyor. Diyorlar ki bundan sonra acaba hedeflerinizde bir sapma olacak mı? Ben de diyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak aynı disiplin içerisinde, aynı ciddiyetle yoluna devam edecektir. Artık hepimiz biliyoruz ki terörün temel amacı, kitleler üzerinde korku ve endişe tohumları ekmek, kafaları bulandırmak, karar mekanizmalarını etki altına almaktır. Böylesi eylemler sonrasında panik ve endişeye kapılarak normal hayat düzenimizi bozacak eğilimler içerisine girersek, bu kara niyetliodakların ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Terörist şebeke ve odakların elde etmeyi umdukları maksimum fayda,kitlelerin psikolojik dengelerinin bozulması ve toplumsal aklı seliminortadan kalkmasıdır. Ama bu konuda hepimiz çok dikkatli olalım. Onun için, her zamankinden daha büyük bir şevkle, her sabah işimizin başınakoşacağız. Yavrularımız, gençlerimiz her sabah cıvıl cıvıl okullarına koşacaklar. Kepenklerimizi bundan sonra daha erken, daha şevkli bir besmeleyle açacağız.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, , teröre asla boyun eğilmeyeceğini, Türkiye'nin geleceğini bu kara niyetli odakların emellerine hizmet edecek biçimde çizmeyeceklerini  bir kere daha ifade etmek istediğini bildirdi. Türk milleti dışında hiç kimseye hesap vermeyeceklerini ve bu kararlarında asla yılgınlığa düşmeyeceklerini herkesin bilerek, hesabını ona göre yapması gerektiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Şartlar ne olursa olsun, terörist niyetlere kulaklarımız tamamen tıkalıdır'' dedi. Başbakan Erdoğan, medya kuruluşlarından da terörün toplum üzerindeki psikolojik etkilerini arttırma ihtimali olan
haber ve görüntüleri tekrar tekrar yayınlamamalarını istedi.     ErdoÄŸan, yarın Ramazan Bayramı'nın baÅŸlayacağını anımsatarak, hayatın devam ettiÄŸini, teröre boyun eÄŸilmediÄŸini göstermenin tam zamanı olduÄŸunu söyledi. VatandaÅŸlardan, yarın en güzel elbiselerini giyip, büyüklere, sevdiklerine, komÅŸularına koÅŸmalarını isteyen BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ''Böyle yaparak ÅŸiddeti ve tahribatı ne olursa olsun, böyle elim olaylarla asla metanetimizi ve aklı selime olan baÄŸlılığımızı kaybetmeyeceÄŸimizi bütün dünyaya göstereceÄŸiz'' dedi. ''Ä°nanınız ki, bizim yaÅŸama hakkımıza sahip çıkan bu vakur duruÅŸumuz karşısında parçalanıp gitmeyecek hiçbir kötü emel, hiçbir art niyet yoktur'' diyen BaÅŸbakan ErdoÄŸan, şöyle konuÅŸtu: ''O halde ülkemize ve geleceÄŸimize sahip çıkmaya devam edelim, zorbalar karşısında yılgınlığa düşen bütün dünya milletlerine örnek olalım. Bunun için kendimiz olmak ve Büyük Türk Milleti gibi davranmaya devam etmek dışında hiçbir ÅŸeye ihtiyacımız yoktur. Emin olunuz ki, terörde yitirdiklerimiz de onların acılı yakınları da bizden böyle kararlı ve vakur bir tavır beklerler.      UYARI     Bu noktada toplumu bilgilendirme hizmeti veren bütün kesimleri uyanık olmaları ve provokasyonlara gelmemeleri konusunda uyarmak istiyorum. Medya kuruluÅŸlarımızdan bir kere daha rica ediyorum. Terörün toplum üzerindeki psikolojik etkilerini artırma ihtimali olan haber vegörüntüleri tekrar tekrar yayınlamayınız. Gerek kitle psikolojisinin, gerekse çocuk psikolojisinin inceliklerini hesaba katmayan haberler, görüntüler ve yorumlar konusunda lütfen hepimiz daha dikkatli, daha özenli olalım. Hepimiz aynı gemideyiz, bu ülke hepimizindir. Nasıl birimizin burnu kanadığında hepimizin içi yanıyorsa, teröre zemin kazandıracak psikolojik faktörler konusunda da aynı hassasiyet içerisinde olmalıyız. Dezenformasyon yoluyla insanların kitleler halinde yanıltılması, yönlendirilmesi ve maniple edilmesi, doÄŸrusu terör odaklarının çok iÅŸine gelir. Bu tehlike, bu gemideki herkesin ortak dikkati sayesinde bertaraf edilebilir. Bu sorumluluk duygusunun bütün kesimlerce paylaşılacağından endiÅŸem yoktur.'' Bu menfur olayların faillerinin bulunması ve karanlık noktaların aydınlatılması konusunda güvenlik güçlerinin bütün imkanlarını seferber ederek çalıştığını kaydeden BaÅŸbakan ErdoÄŸan, bu olayların gerçekleÅŸtirilmeden önce haber alınması ve önlenmesi konusunda da çok yoÄŸun çalışmalar sürdürüldüğünü dile getirdi. Bu süreç içerisinde terörist niyetlerle hareket eden pek çok oluÅŸum ve giriÅŸimin hazırlık safhasında yakalanarak etkisiz hale getirildiÄŸini anlatan BaÅŸbakan, ''Ancak bu çaptaki terör faaliyetlerinin tamamen önlenebilmesi, özellikle de uluslararası baÄŸlantıları dikkate alındığında oldukça zordur'' dedi.      ''ASLA BOYUN EÄžMEYECEĞİZ''     GeçtiÄŸimiz yıllar boyunca dünyanın en geliÅŸmiÅŸ güvenlik sistemlerinin bile böyle istisnai olaylar karşısında yaÅŸadıkları zorlukların hep beraber izlendiÄŸini kaydeden ErdoÄŸan, şöyle devam etti: ''Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, bütün imkanlarımızla suçluların, suç niyeti taşıyanların ve suça azmettirenlerin peÅŸindeyiz. Uluslararası iÅŸbirliÄŸi konusunda da önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bu bir süreçtir ve günü geldiÄŸinde milletimizi derinden yaralayan bütün bu suç odakları adalet önünde hesap vereceklerdir. Bu konuda kararlı ve inançlıyız. Sizlerin huzurunda, teröre asla boyun eÄŸmeyeceÄŸimizi, Türkiye'nin geleceÄŸini bu kara niyetli odakların emellerine hizmet edecek biçimde çizmeyeceÄŸimizi bir kere daha ifade etmek istiyorum. Bizim milletimiz dışında hiç kimseye hesap vermeyeceÄŸimizi ve bu kararımızda asla yılgınlığa düşmeyeceÄŸimizi herkes bilmeli, hesabını ona göre yapmalıdır. Şartlar ne olursa olsun, terörist niyetlere kulaklarımız tamamen tıkalıdır. Bunu herkes böylece bilmeli, anlamalıdır. Yine sizlerin aracılığınızla bir borcumu daha eda etmem gerekiyor.Olayların hemen ardından baÅŸlamak suretiyle acımızı paylaÅŸan pek çok iç ve dış dostlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Bu olaylar vesilesiyle bir kere daha gördük ki, terörist zihniyetler insanlığın maÅŸeri vicdanında kesin bir ÅŸekilde mahkum olmuÅŸtur. İnsanlığın böyle günlerde tezahür eden ortak saÄŸduyusunun bu kara ayıbı bir gün tamamen ortadan kaldıracağına kuvvetle inanıyoruz. Bununyolu terörü dünyanın neresinde olursa olsun, kimi hedef almış olursa olsun aynı kararlılıkla tel'in etmektir.''      ''DÃœNYA LÃœGATI''     Türkiye'nin, zaman zaman kendisine yönelen tehditler karşısında gösterdiÄŸi kararlılığı, aynı insanlık ideallerine doÄŸru birlikte yürüdüğü ülkelerde görememenin sıkıntısını yaÅŸadığını ve yaÅŸamaya devam ettiÄŸin kaydeden BaÅŸbakan ErdoÄŸan, sözlerini şöyle tamamladı: ''Teröre karşı tavırlarını radikal biçimde ortaya koyamayan ve bu konuda ikircikli politikalar üretenler, bu ÅŸiddet dilinin dünya lügatlerindeki ömrünü uzattıklarını mutlaka düşünmelidirler. Bu çaÄŸdışı, zorba ve vahÅŸi zihniyetleri danın yakasından söküp atmak istiyorsak dünyaya ve tek tek ülkelerimize barış kültürünü hakim kılmalıyız. Bizler herkes için barış, herkes için adalet olsun istiyoruz. Türk Devleti olarak bütün kurumlarımızla görev başında olduÄŸumuzu bir kere daha tekrar ediyor, böyle zorbalıklara doÄŸru bildiÄŸimizden asla ÅŸaÅŸmayacağımızı yeniden ifade ediyorum. Suçluları adalete teslim etmek ve terörist niyetlerin önünü kesmek için bütün dikkatimizle çalışıyoruz. Bizlere inanınız, güveniniz.      ''TÃœRKÄ°YE ÃœZERÄ°NDEN HESAP YAPANLAR''     Bu vesileyle Ramazan bayramınızı tebrik ediyor, barış ve esenlik içinde geçireceÄŸimiz nice güzel günler diliyorum. Ä°nanıyorum ki Türkiye'yi Türkiye yapan deÄŸerlerimizi ve zenginliklerimizi en yoÄŸun biçimde yaÅŸadığımız bu anlamlı günler, bizi bir kere daha birbirimize kenetleyecektir. Türkiye üzerinde hesaplar yapanlar da Türkiye üzerinden hesaplaÅŸmaya yeltenenler de bu tabloyu iyi deÄŸerlendirmelidir. Sözlerime son vermeden önce özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize bir baba ve bir aÄŸabey olarak iki cümle söylemek istiyorum. Åžu yaÅŸadığımız olaylar sizi yanıltmasın. Dünyanın her yerinde terör olmuÅŸtur, olabilir. Biz bu olayların yol açtığı yaraları hızla sararız. Çünkü bizim tarihimiz, bizim kültürümüz, deÄŸerlerimiz asla teröre izin vermez. Bu toprakların en iyi bilinen özelliÄŸi, yüzlerce yıldan beri dünyanın en merhametli, en muhabbetli, en misafirperver, en güler yüzlü, en cömert ve en adil insanlarının yaÅŸadığı bir ülke olmaktır. Bu ülke, bu vatan iÅŸte o kadar deÄŸerli ve mübarektir. Bunu hiç aklınızdan çıkartmayın ve sizi çok daha güzel günlerin, çok daha güzelbir Türkiye'nin beklediÄŸinden emin olun. Bu duygularla, bayramın tadını çıkarın. Sevincinizle, mutluluÄŸunuzla Türkiye'nin muhteÅŸem geleceÄŸini bütün dünyaya gösterin.Bir kere daha milletimizin ve bütün Ä°slam aleminin mübarek Ramazan Bayramını tebrik ediyorum. Bütün insanlığa barış, mutluluk ve esenlikler diliyorum.''Â
button