Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan, “Foreign Policy Association” isimli kuruluşun verdiği yemekli toplantıda yaptığı “Türk Dış Politikası ve ABD'yle İlişkiler: Paylaşılan Vizyonlar ve Birbirini Güçlendiren Yetenekler Ortaklığı” konulu konuşmasından sonra katılımcıların sorularını
cevaplandırdı.
Türkiye'deki yatırım olanaklarına dair bir soru üzerine yabancı yatırımcıları teşvik için Türkiye'de yatırımcılara bedelsiz araziler tahsis edildiğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
”Beş yıl vergi muafiyeti getiriyoruz, enerjide yüzde 50 indirim getiriyoruz, SSK primlerini düşürüyoruz. Türkiye'den Ortadoğu, Kafkaslar Avrupa, Uzkadoğu ve Balkanlar'a ihracat yapmak mümkün. Türkiye'de büyük bir şans var. Bu şansı kaçırmamak gerekiyor diye düşünüyorum.”
“İMTİYAZLI ORTAKLIK DİYE BİR ŞEY YOK”
Hollanda ve Fransa'da yapılan AB anayasası referandumları sonuçlarına atıfta bulunularak Almanya, Fransa ve diğer AB üyesi ülkelerdeki muhalefet partilerinin Türkiye konusundaki yaklaşımları konusunda ne düşündüğü ve Türkiye'nin imtiyazlı ortaklık teklifi konusundaki tutumuna yönelik bir soruya karşılık ise Erdoğan, şöyle konuştu:
“Herşeyden önce AB ortaklıkları arasında imtiyazlı ortaklık diye bir şey yok. Ortaklık vardır, veya yoktur. Bayan Merkel'e göre de bir ortaklık sözkonusu olamaz. Bayan Merkel şu an böyle düşünüyor ama ben inanıyorum ki seçimden sonra daha farklı düşünecektir. Aramızdaki dostluklar daha iyi gelişecektir. O da Türkiye'nin bu sürecine, inanıyorum ki, destek verecektir. Siyasetin böyle farklı cilveleri olur. 5 sene, 10 sene, 15 sene sonra nelerin olacağı hiç belli olmaz. Bizde bir söz vardır, 'köprünün altında çok sular geçti' diye. Siyasette de bakarsınız köprünün altında çok sular akar geçer” dedi.
Başbakan Erdoğan, “Biz şu an tek şeye bakıyoruz, müzakere sürecinin ve tüm kriterlerin başarıyla aşılması. Ve bunları başarıyla aşmanın gayreti içinde olacağız. Gündemimizde şu anda üye olup olmamak yok, müzakere sürecini başarıyla sürdürmek var. Önümüze getirilen zaten bu, başka bir şey değil” şeklinde devam etti.
“GÜNDEMİMİZDE CUMHURBAŞKANLIĞI YOK”
“2007 yılında Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olmaya dair bir planınız var mı?” şeklindeki bir soruya ise Başbakan Erdoğan şöyle cevap verdi:
“Şu anda bizim gündemimizde cumhurbaşkanlığı yok. Şu anda bizim gündemimizde Türkiye Cumhuriyeti'nin başarısı var. Türkiye'nin gerek ekonomisi, gerek özgürlüklerle ilgili hazırlamış olduğumuz uyum paketlerinin uygulamaya sokulmasıyla ve Türkiye'nin 2007 sonunda yapacağı seçimlere yönelik acil eylem planımızın bitirilmesiyle ilgili hedeflerimiz var. Eğer biz gündeme cumhurbaşkanlığı konusunu getirecek olursak, bununla bir defa bazı beklentiler içerisinde olanların ekmeğine yağ süreriz” dedi.
"MİLLETE SAYGISIZLIK OLUR"
“İktidarımızın henüz birinci senesinde iken birileri erken seçimden bahsetmeye başladı. Çünkü alışmışlar böyle iki senede, üç senede bir erken seçim yapılmasına. Milletimiz bize bu görevi beş yıllığına verdi. Biz beş yıl bu iktidarımızı sürdüreceğiz ve şu anda bütün parametreler gayet güzel giderken, biz niçin kalkalım da milletimize ihanet edelim. Bu millete saygısızlık olur” diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“2007'nin Mayıs ayında cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktır. Bunun kriterleri bellidir. Seçim zamanı geldiğinde cumhurbaşkanının seçimi yapılır. Türkiye buna hazır mı, değil mi onun da kriterleri belli. Bunun üzerinde spekülasyon yapanlar, Türkiye'ye kan kaybı gayreti içerisine girenlerdir. Buna müsaade etmemiz mümkün değil.”
IRAK'TAKİ MİLİS KUVVETLER
Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin Şii ve Kürt milis güçlerinin korunmasına dair açıklamalarından endişe duyup duymadığına yönelik bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, “Sayın Talabani'nin böyle bir ifade kullanıp kullanmadığını bilmiyoruz. Bu ifadeler bana pek de sağlıklı bir ifade olarak gelmiyor. Bu makama gelmiş olan bir insanın, şu anda bir geçiş hükümetinin başında olan bir insanın böyle bir ifade kullanacağına ben ihtimal vermiyorum. Bir yanlışlık olsa gerek. İfadenin de aslını gerçek kaynağından bilmediğim için herhangi bir değerlendirme yapmam yanlış olur” dedi.
AVRUPA BİRLİĞİ
AB konusundaki bir soruya karşılık Erdoğan, şunları söyledi:
“17 Aralık'ta 25 ülkenin 25'i de müzakere sürecinin başlamasına onay verdi. Onay verdiklerine göre, demek ki Türkiye'nin müzakerelere başlaması noktasında bir sıkıntı yok. Kaldı ki 1996 Gümrük Birliği üyeliği var. Türkiye Gümrük Birliği üyeliğine kabul edildi. 1999'da Helsinki Zirvesi'nde adaylığı kabul edilmiş. 2000'de Nice zirvesinde bunun yasal zemini oluşturulmuş. 2002 Kopenhag Zirvesinde denmiş ki Kopenhag siyasi kriterlerinin yerine getirilmesi halinde gecikmeksizin Türkiye müzakerelere başlar. İktidarı, muhalefetiyle geceli gündüzlü çalışan parlamentomuz bunları da halletmiş.
Hatta 6 Ekim öncesinde Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Günter Verhaugen'e şunu söyledik: 'Artık masanın üzerinde bir şey var mı? Eksik kaldı mı? Bize bunu söyle' dedik. 'Hayır kalmadı' dedi. 'Peki bunu basına açıklar mısın?' diye sorduk, 'açıklarım' dedi. Uluslararası tüm medyanın karşısına çıkıp, 'artık masanın üzerinde birşey kalmamıştır' dedi. 6 Ekim raporu da buna göre hazırlandı. 17 Aralık'ta da bildiğiniz gibi Türkiye, 3 Ekim'de müzakerelere başlamak üzere onayını aldı. Şimdi ben buna mı itibar edeceğim, yoksa bu tür dedikodulara mı? Biz ciddi ifadelere yaklaşım gösteriyoruz. Gayri ciddi ifadeleri nazarı dikkate almıyoruz.”
“ABD İLE STRATEJİK İLİŞKİMİZ VE ORTAKLIĞIMIZ AYNEN DEVAM EDİYOR”
Bazı medya organlarında Washington'daki temaslarında umduğunu bulamadığına dair değerlendirmeler olduğu hatırlatılarak, Washington temaslarının nasıl geçtiğine dair bir soruya ise Başbakan Erdoğan, şöyle cevap verdi:
“Burada da tabii ki bir gerçeğin hakkını teslim edeceğiz. Sayın Başkan'la birlikte bir basın açıklaması yaptık. Bu basın açıklamasına bakıldığı zaman, orada çok açık ve net olarak stratejik ilişkilerin ve aramızdaki stratejik ortaklığın devam ettiği vurgulanmıştır.
STRATEJİK ORTAKLIK MI, İLİŞKİ Mİ?
Bunun üzerinde de bazıları spekülasyon yapmaya kalkmış, stratejik ortaklık mı, stratejik ilişki mi diye sorular sormuşlardır. Şimdi ABD'nin stratejik ilişki içinde olduğu ülkeler içerisinde kimler var diye bakarsanız, İngiltere ve belki İtalya'yı görürsünüz. Bunları sağa sola çekmeyi arzu edenler, çekiyorlar.”
KIBRIS
Washington'da Kıbrıs konusunda da görüşmelerde bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bizim ziyaretimizden kısa bir süre önce Kongre'den bir grup Kuzey Kıbrıs'a gittiler. Şimdi de istiyoruz ki, Ercan-Washington arasında uçuşlar baslasın. Bu konuda da olumlu bir yaklaşım gösterdiler” dedi.
SURİYE, LÜBNAN, AFGANİSTAN
“Bunun dışında Irak'ı, Suriye'yi, Lübnan'ı ve Afganistan'ı konuştuk” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Genelde mutabık kaldığımız konular. Bir şeyi daha söylemek lazım, her konuda dört dörtlük bir anlaşma her zaman olur diye bir şey yok ki. Belki farklı düşüncelerimiz, farklı yaklaşım göstereceğimiz konular da olabilir. Fakat bunu açık ve net ortaya koyabilmek çok önemlidir.
Biz Washington'daki görüşmelerimizden memnuniyetle ayrıldık. Stratejik ilişkimiz, stratejik ortaklığımız aynen devam ediyor. Ortak çıkarlarımızın ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu ortak çıkarlarımız doğrultusunda da geleceğe doğru yürüyoruz, yürüyeceğiz.”
MEDYAYA ÇAĞRI
Medyaya da bir çağrıda bulunan Başbakan Erdoğan, “Gerek Türk, gerekse Amerikan medyası Türk-Amerikan ilişkileri konusunda daha hassas olursa bu herhalde halklarımızı da olumsuz yönde etkilemez diye düşünüyorum” dedi.
Başbakan Erdoğan Dış Politika Derneği yemeğine katılmadan önce New York'taki Türk derneklerinin çatı kuruluşları olan Türk-Amerikan Dernekleri Federasyonu, Türk-Amerikan İşadamları Forumu, Türk-Amerikan Sanayi ve Ticaret Odası, Amerikan-Türk Toplumu'ndan temsilcilerle bir araya gelerek bir görüşmede bulundu.