Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, 24'üncü Muhtarlar Toplantısı'nda konuşarak, "Çözüm sürecini ne dedik? Bozdolabına koyduk. Şimdi operasyonlar dönemi. Ne olacak bu operasyonlar döneminde? Bu iş bitecek. Sonuna kadar tüm güvenlik güçlerimizle üzerine üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Eğer bunu başaramazsak yazıklar olsun" dedi.
"HADLERİNİ BİLDİRMEMİŞ OLSAYDINIZ..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 24'üncüsü gerçekleştirilen Muhtarlar Toplantısı'na katıldı. Burada hitap eden Erdoğan, muhtarları kapağına taşıyan bir mizah dergisini eleştirerek "Geçtiğimiz haftalarda bir dergi, güya mizah dergisi, kapağında muhtarlarımızı aşağılayan karikatür yayınlamıştı. Muhtarlarımızın birlik ve beraberlik içinde gösterdikleri tepki üzerine bu dergi son sayısında yine kapaktan özür dilemek zorunda kaldı. Şayet sizler bu densizlere hadlerini bildirmemiş olsaydınız yaptıkları terbiyesizlik yanlarına kar kalacaktı. Bu basit hadise dahi birliğin, beraberliğin ve dayanışmanın önemini açıkça ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.
"MÜSLÜMAN ARASINDAKİ BİRLİĞİ VE BERABERLİĞİ..."
İstanbul'da 13'üncüsü gerçekleştirilen İslam Zirvesi'ne değinen Erdoğan, ümmet bilinci vurgusu yaparak "Bundan sonra artık Müslümanların adının terörle, sefaletle, cehaletle, insani dramlarla değil; medeniyetimizin parlak günlerinde olduğu gibi insanlığın hayrına hizmetlerle anılması en büyük temennimizdir. Müslüman arasındaki birliği ve beraberliği güçlendirdiğimiz ölçüde hedeflerimize yaklaşacağımıza inanıyorum" dedi.
MEZHEPÇİLİK, IRKÇILIK, TERÖR
Birlik ve beraberliğin Türkiye'de yaşanan sıkıntıların yegane çaresi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Terörle anıldığımız böyle bir zamanda İslam dünyasının içinde bulunduğu en önemli 3 başlık var. Bunun bir tanesi mezhepçiliktir, bir tanesi ırkçılıktır, bir tanesi de şu anda terördür. Mezhepçilik İslam dünyasının içinde öyle bir virüs haline geldi ki artık Sünnilik, Şia gibi bu yayılma maalesef adeta bir din gibi algılanmaya başlandı. Halbuki bizim bu noktada dinimiz İslam'dır. Dolayısıyla İslam'ın içerisinde böyle bir ayrımcılığa vesile olan mezhebi anlayış olamaz. Buna sıcak da bakamayız. Bu mezhepler bizim için bir ayrımcılık vesilesi olacaksa vay o toplumun haline. Biz buna hiçbir zaman düşmedik, düşmeyeceğiz" diye konuştu.
"BAŞARAMAZSAK YAZIKLAR OLSUN"
Terörle mücadelede kararlılık vurgusu yapan Erdoğan, "Geldiğimiz nokta ortada. Terörde çok kayıplar verdik. Şu ana kadar 40 bini aşkın insanımız 35 yıldır maalesef bu topraklarda terörün kurbanı oldu. Önce demokratik açılım, dedik. Olmadı. Milli, birlik ve kardeşlik dedik olmadı. En sonunda çözüm süreci dedik, yine istismar edildi. Yine olmadı. Artık bunların hepsi bir kenara çözüm sürecini de ne dedik? Bozdolabına koyduk. Şimdi operasyonlar dönemi. Ne olacak bu operasyonlar döneminde? Bu iş bitecek. Çünkü bu milletin huzuruna kimsenin kast etmeye hakkı yoktur. Sonuna kadar tüm güvenlik güçlerimizle üzerine üzerine gidiyoruz. Gideceğiz. Dayanışma içerisinde inşallah bu işi sürdüreceğiz. Eğer bunu başaramazsak yazıklar olsun. Bunu başaracağız. Bu millet güçlüdür. Bunu başarmaya da muktedirdir. Bu milletin huzuruna kimsenin kast etmeye hakkı yoktur. Bunun üzerinden kimsenin de bir şeyler elde etmeye hakkı yok" açıklamasında bulundu.
"ARTIK İFLASTALAR, 'BİTTİK, BATTIK' DİYORLAR"
Doğu ve güneydoğuda terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Güneydoğu bölgesindeki çeşitli ilçelerde bir süredir ciddi yaşanan bu terör olayları, terör örgütünün şehir merkezlerinde uygulamaya çalıştığı yeni eylem stratejisi hamd olsun; başarısız olmuştur. Şimdi artık iflastalar. Çöktüler. Bittik, battık; diyorlar. Nereye kaçacağız, diyorlar. Dayan, diyor. Telsiz dinlemeleri bunlar. Bunların en önemli sebebi bölge halkının tercihinin bölünmeden değil, milletimizin ve ülkemizin bir parçası olarak kalmaktan yana olmasıdır. Askeriyle, polisiyle, korucusuyla, istihbaratçısıyla tüm güvenlik güçlerimiz gerçekten fedakarca bir mücadeleyle terör örgütünü bir kez daha eyvallah, yenmiştir"
"KENDİ KENDİLERİNE ÖZERKLİKÇİLİK OYNAYANLAR KAYBETMİŞTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi kendilerine özerklikçilik oynayanlar kaybetmiştir. Çukur siyasetiyle netice alacağını sananlar hüsrana uğramıştır. Milletimizin mahremini çiğneyerek onun gönlüne gireceğini düşünenler sadece insanımızın nefretini kazanmıştır. Bölge halkının evini, binasını, sokağını, ilçesini harap ederek insanlara hayatı adeta zindan ederek onlara hükmedebileceğini zannedenlerin hesabı ters tepmiştir" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN BUGÜNKÜ SINIRLARI BİZİM SINIRLARIMIZDIR"
Türkiye'nin bugünkü sınırlarının, son sınırlar olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Şu gerçeği herkes bir daha görmüş ve anlamıştır. Türkiye'nin bugünkü sınırları bizim son sınırlarımızdır. Osmanlı devletinin toprak büyüklüğü 100 yıl önce yaklaşık 5 milyon kilometrekareydi. Cumhuriyetimizi ilan ettiğimizde sonradan topraklarımıza katılan Hatay'la birlikte bunun ancak 780 bin kilometrekaresini muhafaza edebildik. Elbette asıl hedefin bizi bu coğrafyadan tamamen kazımak, silip atmak olduğunun farkındayız. Hiç kimse kusura bakmasın. Artık o devir geride kaldı" diye konuştu.
"BU GENÇLERİN ÖLÜMÜ KANDİL'DEKİ TERÖR BARONLARININ UMRUNDA MI?"
Terör faaliyetlerini eleştiren Erdoğan, "Biz terörle mücadele sırasında şehit verdiğimiz ve ülkemizin önemli değerleri olan askerimizin, polisimizin, korucumuzun her birinin adını tarihe altın harflerle kazıdık, kazıyacağız. Şehitlerimiz namusları bildikleri vatanlarını, milletlerini müdafaa uğrunda hayatlarını kaybetti. Peki terörist sıfatıyla hayatını kaybeden bu Kürt gençleri ne uğrunda öldü? Pek çoğunun mezarı dahi olmayacak bu gençlerin ölümü Kandil'deki terör baronlarının umrunda mı acaba? Kandil'deki terör baronlarını ülkemizdeki terör eylemleri için yönlendirenler bakımından bu ölümlerin sadece birer taktikten öte anlamı var mı? Yok. Evlerin bodrumlarında, sokaklara açılan hendeklerin dibinde, kanalizasyon çukurlarında, örgütün kamplarında hayatları son bulan bu gençlerin ölümü sadece aileleri için anlamlıdır. Başka bir anlamı yok. Zaten terör örgütlerinin bir amacı da mümkün olduğu kadar çok gencin ölümünü temin ederek onların ailelerini kendi saflarında bu şekilde tutmaktır. Onların bağı kandır kan. Bu örgüt sevgiden değil; nefretten, öfkeden, acıdan, kandan besleniyor" açıklamasında bulundu.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ ZERRESİ KALMADAN..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşatmak değil sadece ve sadece öldürmek için faaliyet gösteren terör örgütünü tüm isimleri ve yandaşlarıyla bölgeden ve ülkemizden söküp atmadan yaşanan acıların önüne geçemeyiz. Çözüm arıyorsanız işte size çözüm. Terör örgütünü en küçük bir izi, zerresi dahi kalmadan bu topraklardan söküp attığımızda çözümü gerçekleştirmiş olacağız. Ne AB Parlamentosu'nun rapor diye yayınladığı hezeyanlar ne de Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ve bölgemizdeki diğer sorunlu yerlerde akbaba gibi dolaşanlar Türkiye'yi durdurabilirler. Asla durduramayacaklar" diye konuştu.
"BU TALEP ÖNÜMÜZE GEZİ OLAYLARI SIRASINDA DA GETRİLMİŞTİ"
Avrupa Parlamentosu (AP)'nun oy çokluğuyla kabul edilen Türkiye raporu ve kararıyla ilgili görüşlerini paylaşan Erdoğan, "Kararın 17'nci maddesinde güya çevreci hassasiyetler bahanesiyle Türkiye'nin mega projelerinden kaygı duyulduğu ifade ediliyor. Size bu kaygı bir yerlerden tanıdık geldi mi? Bana geldi. Bu talep bizim önümüze Gezi olayları sırasında da getirilmişti. Aynı şekilde 17-25 Aralık darbe girişiminin hedeflerinden biri de Türkiye'nin mega projelerini gerçekleştiren iş adamlarıydı. Şimdi de aynı şifreyle AP'nin Türkiye İlerleme Raporu'nda ve kararında karşılaşıyoruz. Türkiye, 2023 hedeflerinden vazgeçmeyecek. Bunu böyle bilesiniz" dedi.
"BU ÇAĞRININ GERİSİNDE TÜRKİYE'NİN..."
AP'nin kararında yer alan 2 maddeyi özellikle eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti: "AP'nin kararındaki bir başka talep. Bu da manidar. Akkuyu Nükleer Santrali'nin durdurulması çağrısı. Bu çağrıyı yapan kim? AB üyesi ülkelerin temsilcilerin oluşan bir parlamento. Peki Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren 135 nükleer santrali ne yapacağız? Dünyada halen faal olan 444 nükleer santrali ne yapacağız? Halen inşaa edilmekte olan 62 nükleer santral için de aynı çağrının yapıldığını duyan var mı? Öyleyse Türkiye'de inşaa edilen nükleer santralle ilgili bu kaygı nereden kaynaklanıyor? Sakın bu çağrının gerisinde Türkiye'nin enerjideki dışa bağımlılığından kurtulmasından duyulan kaygı yatıyor olmasın?"
"TAM ANLAMIYLA PROVOKATİF BİR YAKLAŞIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AP'nin kararıyla ilgili sözlerine şöyle devam etti: "Rapora bakıyorsunuz yargı bağımsızlığı, ifade, basın ve toplanma hürriyeti konularındaki eleştiriler de aynı sakat bakış açısı. Güneydoğudaki şehirlerimizde yaşanan olaylarla ilgili yine benzer yalan yanlış ifadeler. Tabi raporu yazanın akıldanesi HDP'liler olduğu için sonucun bu şekilde çıkması şaşırtıcı değil. Bunlar cibiliyetinin gereğini yapıyor. Hele bir de raporun 1915 olayları faslı var ki tam evlere şenlik. Adeta ülkemizin ve milletimizin ne kadar hasmı varsa bir araya gelip kafalarındakileri ve gönüllerindeki rapora derc etmişler. Bu raporun herhangi bir bağlayıcılığı olmadığını biliyoruz . Zaten arkadaşlar kendilerine iade etti. AB ile ilişkilerimizin göçmenler, bazı fasılların açılması, vize serbestisi gibi pek çok konuda olumlu yönde seyrettiği dönemde böyle bir raporun önümüze getirilmesi tam anlamıyla provokatif bir yaklaşımdır"
"KUSURA BAKMAYIN, ENİNDE SONUNDA DOKUNULURSUNUZ"
Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarına da değinen Erdoğan, "Ünvanı milletvekili ama kendisi arabasında teröristlere silah taşıyor. Ünvanı milletvekili ama evini teröristlerin karargahı haline getirmiş. Ünvanı milletvekili ama devletin güvenlik güçlerine, hakimine, savcısına yapmadık hakareti, terbiyesizliği hatta makamında şehit ediyor; Ünvanı milletvekili, kürsüden terör örgütünü savunuyor. Onun ağzıyla konuşuyor, onun sembollerini taşıyor. Niye? Çünkü dokunulmazlığı var. Böyle dokunulmazlık olur mu? Siz bu imkanı tutup da terör örgütünü desteklemek, terör örgütünün bir militanı gibi davranmak için kullanırsanız kusura bakmayın. Eninde sonunda dokunulursunuz. TBMM'de bu konuda sağlanan uzlaşmayı ben takdirle karşılıyorum" dedi.
"HDP BU COĞRAFYANIN DEĞERLERİNE..."
Fezlekeler üzerinden HDP'yi eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşte şimdi dokunulmazlıklar kalkıyor. Bu sefer niye itiraz ediyorsunuz? Bunlar ellerine geçen her konuyu istismar ederek terör örgütüne destek vermenin çabası içindeydiler. Açık söylüyorum. HDP bırakın Türkiye partisi olmayı, bırakın benim Kürt kardeşlerimizin temsilini, bu coğrafyanın tüm insanlarına ve değerlerine düşmanlık etmek üzere kurulmuş bir parti görünümündedir. Bayraktan, ezandan, camiden, İstiklal Marşı'ndan, vatandaşlarımızın sakalından, kıyafetinden rahatsız olan bir parti bu toprakların partisi olamaz. Şimdi paralel yapı da bunların safına katılmış durumda. El ele vermişler"
"MİLLETİMİZ BU MANKURTLARI DAHA FAZLA TAŞIMAK ZORUNDA DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün bunlar karşısında sabretme dönemini artık geride bıraktık. Artık harekete geçme zamanı. İnşallah dokunulmazlık meselesi bunun ilk adımı olacak. Arkasından bu tür ihanet şebekelerinin kökünü kazımak için ne gerekiyorsa hepsi de birer birer yapılıyor. Yapılacak. Milletimiz bu mankurtları daha fazla taşımak zorunda değildir" diye konuştu.