Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2007 00:46
Erdoğan, sözlerinin Baykal'ı mı yoksa Anayasa Mahkemesi'ni mi hedef aldığını sorduğumuz ankete onbinlerce oy geldi. İşte sonuç:
Anayasa Mahkemesi'nin "Cumhurbaşkanlığı seçimi için TBMM'nin toplantı sayısı 367'dir" kararının ardından Başbakan Erdoğan şert bir çıkış yaptı:
“Cumhurbaşkanlığının Meclis’teki seçiminin önü bloke edilmiştir. Artık Cumhurbaşkanlığının Meclis’te seçilmesi imkansız hale geldi. Bu demokrasiye sıkılmış bir kurşundur. Herkes hakkını bulacak. Bu bir blokajdır. Bu blokajı aşmak için referanduma gideceğiz. Milletin adresi olan bu yüce Meclis çatısı altında, siyaset çözüm üretmektir. Asabiyet değildir"
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu'nun bu açıklamanın sorumsuzca olduğunu açıklamasının ardından Başbakan Erdoğan,"Bu sözü ben Deniz Baykal'a söyledim" dedi.
Erdoğan'ın sözlerini
videodan size izlettik ve kararınızı sorduk.
-
"Sizce Başbakan Erdoğan bu sözü kime söyledi" konulu anketimize
357 bin 811 kişi oy verdi.
-
180 bin 238 kişi Erdoğan'ın bu sözleri CHP Lideri Deniz Baykal'a söylediği yönünde görüş bildirdi.
-
177 bin 573 kişi ise Erdoğan'ın bu sözleri Anayasa Mahkemesi'ne yönelik sarfettiği görüşünde.
- Ankete katılanların
yüzde 50.4'ü Erdoğan'ı haklı buldu.
-
Yüzde 49.6'sı ise Erdoğan'ın ilk aşamada bu sözleri Anayasa Mahkemesi'ne yönelttiğini ancak gelen tepkinin ardından geri adım attığı görüşünde.
HAKKINDA İNCELEME BAŞLATILDI
Ankara Barosu avukatlarından Sedat Vural, Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında, bu konuşma nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
Avukat Vural, suç duyurusu dilekçesinde, Erdoğan'ın “Parlamentolarda Cumhurbaşkanı seçme artık adeta imkansız hale gelmiştir. Bu demokrasiye sıkılmış bir kurşundur” şeklindeki sözlerinin Anayasa'nın temel hükümleri ile TCK'nın 213, 214, 217, 257 ve 301/2. maddelerinin açık ihlali olduğunu öne sürdü.
Başbakan Erdoğan'ın “demokrasiye kurşun sıkmak” söyleminin, “demokrasi kültürü ile demokratik hukuk devleti anlayışına tamamen aykırı” olduğu iddia edilen suç duyurusu dilekçesinde, “Başbakanın, kurul ve kurullar arasında bir çatışma görüntüsü vermesi, mahkeme kararları konusunda bunu sistematik şekilde yapması, vatandaşın devlete olan güvenini azaltacağı gibi toplumu da kaosa sürükleyeceği toplumsal ve tarihsel bir gerçektir” görüşü savunuldu.