Erdoğan: Bir avuç sülük bankalardan 50 milyar $'ı yağma etti

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: Bir avuç sülük bankalardan 50 milyar $ı yağma etti
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2005 08:53

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bir avuç sülük bu ülkenin kamu ve özel bankalarında 50 milyar dolarını talan ve yağma etti” dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan, dün Ulusa Sesleniş konuşmasında, ekonomik gelişmelerden örnekler verdi. Özel sektörün ülkenin her tarafında şahlanan bir yükseliş içinde olduğunu belirten Erdoğan, piyasalara güvenin hakim olduğunu söyledi.

 

Erdoğan, şöyle konuştu:

 

“Yıllık bileşik faiz oranları yüzde 16 civarına geriledi. Devlet borç ve faiz batağına saplanmış, toplumun umutları zayıflamıştı. Allah korusun, düne kadar (Türkiye, Arjantin olur mu?) sorusu bütün sıcaklığıyla gündemdeyken, ülkemizi borcunu çeviremeyecek bir noktadan, bugünlere getirdik.

 

Haberin Devamı

Kamu net borç stokunu yüzde 95'lerden yüzde 63'lere indirdik. İşçi sözleşme yapıyor, maaşına bir miktar zam alıyordu, ama daha sözleşmenin mürekkebi kurumadan, enflasyon illeti cüzdanları kemiriyor, alınan zammı silip süpürüyordu. Memur, görece olarak maaşına bir artış alıyordu, ama verilen artış birkaç misliyle daha altı ay içinde eriyordu.

 

TÜRKİYE’NİN GÜVENİRLİĞİ ARTTI

 

Maaş artışları, enflasyon kuyusunun dipsiz karanlıklarına atılan taşlardan öteye geçemiyordu. Dahası devlet, memurun, işçinin maaşını ödeyemeyecek duruma gelmişti. Bakınız, hükümet olduğumuz gün, İMKB kapanış endeksi 10.002 iken bugün 26.009'a yükseldi.

 

Bunun anlamı şudur. Yerli ve yabancı yatırımcılar nezdinde Türkiye'nin güvenilirliği ve değeri 3 Kasım'dan bugüne ikibuçuk kat artmıştır. Israrla 'güven ve istikrar ortamının sağlamlaşması' dediğimiz budur. Evet, bu yüz ağartıcı bir başarıdır, ama bu başarı bize yetmez. Bu geldiğimiz seviye ile yetinmiyoruz, yetinemeyiz, yetinmeyeceğiz. (Zor olanı başardık, zemini düzenledik, krizi çözdük, kaosu atlattık) diye rehavete kapılıp ülkemizin büyük hedeflerinden asla vazgeçmeyeceğiz.”

 

Haberin Devamı

“BİR AVUÇ SÜLÜK”

 

Türkiye'nin imkanları, kaynakları ve potansiyeli çok büyük bir ülke olduğunu vurgulayan Başbakan, “Türkiye'nin gücünü dağıtmasalardı, kaynaklarımızı telef etmeselerdi bugün çok daha ilerilerde olacaktık. Bir avuç sülük bu ülkenin kamu ve özel bankalarında 50 milyar dolarını talan ve yağma etti. Henüz tam olarak bunun hesabını görebilmiş değiliz” dedi.

 

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

 

“Bir çeşit kapkaçla çalınan, hortumlanan 50 milyar doların ne kadar iş, aş ve ekmek olduğunu, bu parayla kaç fabrika kurulabileceğini, sönmekte olan kaç ocağın yeniden tütebileceğini

varın siz hesap edin. Ama hemen şunu ifade edeyim ki, bir bir hesabı görülmekte olan bu yağma düzenine son verilmektedir. Türkiye'nin imkanları ve kaynakları yeniden Türkiye'ye kazandırılmaktadır. Milletin emanetine sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

 

Haberin Devamı

DIŞ POLİTİKA

 

Türkiye'nin her zaman çıtayı daha yükseğe koymak zorunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında dış politik gelişmelere de değindi. Erdoğan şöyle konuştu:

 

“Yaptıklarımızla yetinmiyoruz, yetinemeyiz. Türkiye'nin hak ettiği vizyon daha büyük düşünmemizi gerektiriyor. Zannetmeyelim ki, bizim dışımızdaki dünya değişmez, sabit dengeler üzerine kurulmuş olan bir dünyadır. Dünyadaki bütün büyük devletlerin de başlarında aşmaları gereken büyük dertler, büyük meseleler var. Zira, dünya yeniden şekilleniyor. Duyduklarınız, gördükleriniz bunun sancılarıdır. NATO bunun için yeni bir rol arıyor. BM bu sebeple yeniden yapılandırılıyor. AB içindeki kimlik bunalımı bu yüzden yaşanıyor.

 

Haberin Devamı

DEĞİŞİME AYAK UYDURAMAYANLAR

 

Son tartışmaları, krizleri böyle okumak, bu çerçevede değerlendirmek, hem bizim hem de insanlığın ortak kaderi açısından belirleyici olacaktır. Bunlar karşısında umutsuzluğa kapılmak yerine, bunları ülkemizin geleceği için yeni fırsatlar olarak değerlendirmek gerekir. Unutmayalım ki, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da kendini yenileyenler ayakta kalacak, değişime ayak uyduramayanlarsa tarih sahnesinden silinip gidecektir. Geriye dönüp bir bakın, yakın geçmiş bunun acı örnekleriyle doludur. Bizim bugün karşı karşıya olduğumuz temel soru şudur: Türkiye'yi nerede görmek istiyoruz? Tarihin ilerleme merdiveninde varacağımız son aşama burası mıdır?

 

Haberin Devamı

Yeni bir çağın eşiğindeyiz. Sağdan soldan gelen baykuş sesleri sizleri yanıltmasın. Geçiş döneminin ortaya çıkardığı kaos görüntüsü sizleri korkutmasın. İnsanoğlu uçmayı öğrendiğinde sınır taşlarını da yerlerinden oynatmıştı. Şimdiyse internet devriminin hızlandırdığı küreselleşme dalgasının Berlin duvarlarını nasıl yıkıp geçtiğine hep birlikte tanık oluyoruz. Dünya, artık Çin setleri dünyası değil. Psikolojik duvarların da, fiziki sınırların da bu dalgadan etkilenmemesi düşünülemez. Bu etkiye direnmek, akıntıya karşı kürek çekmekten farksız beyhude bir çabadır. İnsanlık bir gün mutlaka barış içinde bir arada yaşamayı öğrenecek. Milletlerin refah ve mutluluğu için başka bir yol düşünemiyorum.”

 

52 ÜLKEYİ ZİYARET

 

Hükümetin dış politikadaki temel parametresinin düşman üretmek değil, dost kazanmak olduğunu belirten Erdoğan, “Tarihimizin en aktif ve en dinamik dış politikasıyla açtığımız kapılar, uzattığımız dostluk elleri hep bu özlemin eseridir” dedi.

 

Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere, bazılarını defalarca olmak üzere bugüne kadar toplam 52 ülke ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Millet olarak bizim dünyaya söyleyeceğimiz çok esaslı sözlerimiz var ve dünyanın da bu sözleri duymaya ihtiyacı var. Bizim tarihi tecrübemiz ve birikimimiz bugün omuzlarımıza insanlığın ortak geleceğine de katkı yapma sorumluluğunu yüklemektedir. Milletçe bizi bekleyen görev, aynı zamanda özgür dünyanın inşasında aktif rol oynamaktır” diye konuştu.

 

ESKİMİŞ AKILLA DÜŞÜNENLER

 

“Ne yazık ki, hala eskimiş akılla düşünen bazı hatipler, kürsülerde ideolojilerin kalın duvarları arkasından konuşuyorlar” diyen Başbakan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

 

“Geçmişte bu seslere kulak vererek ne kazandık ne kaybettik? Zaman artık bu soruyu kendi kendimize sorma zamanı. İster sağdan ister soldan olsunlar, ister içeride ister dışarıda, ister doğudan ister batıdan konuşsunlar. Buradan bir kez daha ilan ediyorum; onların devri geçti, dinleyicileri kalmadı ama, bir tek onlar bunun farkında değil. Ümitsizlik yayanlara kulak vermediğinizi bildiğim halde bir kez daha hatırlatma ihtiyacı duyuyorum. Her kim, ümitsizlik yayıyor, karamsarlık tohumları saçıyorsa ona asla itibar etmeyin. Çünkü, bizim inancımızda, bizim kültürümüzde umut kapıları ardına kadar açıktır, umutsuzluk kapısı ise kapalıdır. Yeter ki sizler, gözlerinizi ufuk çizgisinden ayırmayın.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!