Güncelleme Tarihi:
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:
Ödül vereceğimiz kültür sanat insanlarımızın her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum.
Kültür sanat alanında yeni ve büyük adımları hep birlikte atacağız. Türkiye'nin son bir asrı siyasi ve sosyal alanlar yanında kültür ve sanat alanında da büyük kırılmalar yaşanan dönemi ifade ediyor.
Bize göre kültür tıpkı toprak gibi tıpkı bayrak gibi tıpkı para gibi bir milletin bağımsızlığım sembollerinden biridir.
Günümüzde kültür endüstrisi öyle bir yere geldi ki dünyada tesir etmediği yer kalmadı.
Türkiye maalesef eğitim ve kültür sanat politikalarında arzu ettiğimiz mesafeyi kaydedememiştir.
Devlete düşen görev bireylerin bu gayreti ortaya koyabilecekleri iklimi tesis etmektir.
Dilimiz öylesine büyük bir değişme uğramıştır ki dedeler torunlarının anlayamaz hale gelmiştir. Giyim kuşamdan her alana karşı bu durumlara şahit oluyoruz. Atalar yitik kaybedildiği yerde aranır derler. Bize düşen görev medeniyetimizin üç tasavvurunun kendi tarihimizde kendi geçmişimizde aramak yeniden yorumlamak ve geleceğe uyarlamaktır.
MEHMET AKİF ERSOY MÜZE EVİNE ÇEVİRİYORUZ
Biz uzunca bir süre ecdadın medeniyet mirasına sırtımızı dönüp kendimizi kaçak yapılara gecekondulara mahkum ettik.
Bugün ülkemizin ve genel olarak medeniyet coğrafyamızın yaşadığı sorunlar gayrete ve azmi ve tevekküle yeteri kadar sarılmıyor olmamızdan kaynaklanıyor.
Sadece varisine vefa ödülü vereceğimiz merhum Mehmet Akif Ersoy'un fikir mirası bile bize yol açacak zenginliktedir. Devlet olarak merhum Akif’in mirasına sahip çıkmak için önemli bir adım atıyoruz. Mısır apartmanın dördüncü katındaki daireyi kamulaştırdı ve bu evi Mehmet Akif Ersoy müze evine çeviriyoruz.
M.AKİF'İ ANCAK BÖYLE YAD EDEBİLİRİZ...
İstiklal Marşı, Çanakkale şiiri, Mehmet Akif'in ismini tarihe altın harflerle yazmıştır. Akif'in bize sunduğu ışığı yeteri kadar değerlendirebildiğimizde onun aziz hatırasını ancak yad etmiş olabiliriz.
YENİ AKİF'LERE İHTİYACIMIZ VAR
Türkiye'nin yeni Akif'lere, Tanpınar'lara, Arif Nihat Asya'lara, Kemal Tahir'lere, Dede Efendiler, Itri'ler, Neşet Ertaş'lara ihtiyacı var. Yeni Aşık Veyseller yetiştirmeden özgürlüğümüzü koruyamayız. Mimar Sinan gibi kendi alanında asırlar süren ekoller oluşturacak mimarlar yetiştirmeliyiz. Ömrüne 800 e yakın bir proje sığdıran bir isim Sinan. Ve bunlar da öyle kaçak yapılar falan değil...
Mimar Sinan gibi kendi alanında asırlardır devam eden ekol olan mimarlar yetiştirmeliyiz.
Kültür ve sanat tabiatı gereği sivildir. Özgürdür vesait kabul etmeyecek bir karakterdedir. Aynı şekilde toplumların kutsallarını inançlarını bunu küçümseyen hafife alan yahut ideolojik siparişlere göre köreltmeye çalışan kişinin yaptığı iş kültür sanat değildir.
Türkiye bir yandan geçmişteki değerlerine sahip çıkarken bir yandan da genç kültür ve sanat insanları yetiştirecek.
Bir grup kültür ve sanat dünyamızı esir almıştı. Bu esaret yavaş yavaş kalkıyor. Gençlerimiz arasında geleceğimiz adına ümit veren bir sorgulamanın yükseldiğini görüyoruz.
Vefa ödülünü verdiğimiz Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha şükranla yad ediyorum.