Güncelleme Tarihi:
Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın yanısıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, milletvekilleri, Gümüşhane Valisi Yücel Yavuz, Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen ile vatandaşlar katıldı.
"SİZLER İÇİN TERLEYEN CUMHURBAŞKANI OLACAĞIM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos akşamı ilk üçe kimin gireceğini merakla beklediğini belirterek, "Şahsıma en çok oyu veren il Rize, ikinci Bayburt, üçüncü ise çok az farkla Gümüşhane oldu. Bir beldeye de özellikle selam göndermek istiyorum. Kelkit’in Gümüşgöze Beldesi. Türkiye genelinde şahsıma en yüksek desteği veren belde oldu. Oy oranı yüzde 97. Gümüşgöze Beldesi’ne de özellikle teşekkür ediyorum. Bana bu gururu, iftiharı yaşattığınız için size sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Sizler için terleyen, sizler için gece gündüz koşturan bir cumhurbaşkanı olacağım" dedi.
"TÜRKİYE PARLAYAN YILDIZ OLDU"
Türkiye’nin son 12 yıllık dönemde büyüme, kalkınma ve demokratikleşme yolunda çok önemli mesafe kaydettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sağlanan istikrar ve güven ortamı sayesinde Türkiye her alanda çok hızlı ve sağlıklı büyüdü. Ekonomi 12 yılda yıllık ortalama yüzde 5 oranında büyüme kaydetti. Demokrasimizin standardı çok güçlendi. Siyasetin üzerindeki vesayetler kalktı, milli irade, yani sizin iradeniz güç kazandı. Dış politikada Türkiye aktif, iddia sahibi, güç ve kararlılık sahibi bir ülke haline geldi. Türkiye’nin büyümesine, ilerlemesine engel olan, yavaşlatan her ne varsa, elbirliğiyle devre dışı, saf dışı bıraktık. Çok sayıda reform yaptık. Cesur adımlar attık. Yasaklara, yolsuzluğa, yoksulluğa son verdik. Husumetleri ortadan kaldırdık. Gerilimlere, gereksiz tartışmalara son verdik. Bu sayede Türkiye’yi ekonomik olarak, siyaset olarak, demokratik olarak bölgesinin örnek ülkesi ve parlayan yıldızı haline getirdik."
"YENİ BİR AMELİYAT YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Erdoğan, bu sürecin kazananları kadar kaybedenleri de olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kazananları kimler? Millet kazandı, millet. Ülke kazandı, ülke. Devletimiz ve milletimiz güç kazandı. Bayrağımız, paramız, pasaportumuz daha fazla itibar kazandı. Esnaf, memur, çiftçi, sanayici, huzur ve kardeşlik kazandı,. Kim kaybetti? Yüksek faizden rant sağlayan mutlu azınlık kazandığından kaybetti. Terör ve kandan rant devşirmeye çalışan lobiler kaybetti. Türkiye’yi karanlığa mahkum etmek, içine kapatmak isteyen çevreler kaybetti. Kaybettiklerini yeniden kazanmak için sinsice, haince saldırılar yapıyorlar. Önce Gezi olayları diyerek, Mısır ve Ukrayna gibi Türkiye’yi zayıflatmak istediler, başaramadılar. Ardından 17 - 25 Aralık darbe girişimini organize ettiler. Pensilvanya ihanet çetesini kullanarak kaybettiklerini kazanmak istediler ama başaramadılar. 30 Mart ve 10 Ağustos’ta sizler milli irade ve demokrasiye sahip çıktınız, millet kazandı, onlar kaybetti. Şu anda bu kaybedenler hepsi bir araya geldi. Yeni bir operasyon, yeni bir ameliyat yapmaya çalışıyorlar. Son sokak hadiselerinin, Suriye’deki Kobani ile ilgili olduğunu iddia ediyorlar. Böyle bir şey yok. Kobani sadece bahane. Asıl amaç, onu açıkça söyleyeyim, çok başka. Bu eylemlerin arkasında kimin olduğuna, kimin bu eylemlere sempati ile yaklaştığına, kimin bu gayri meşru eylemleri övdüğüne bakın. Gerçek tabloyu göreceksiniz. Bunların arkasında PKK var, onun gölgesindeki siyasi parti var. Ana muhalefet partisi var. O malum medya ve o malum kalemler var. Uluslararası medya var. İnternette, sosyal medyada operasyon yapan karanlık güçler var. Amaç Kobani değil. Amaç Türkiye’nin şurada görünen şu birliği var ya onu bozmak. Ama bizim bu birliğimizi bozamayacaklar. Biz Gümüşhane’den sesleniyoruz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız,. Hep birlikte Türkiye olacağız."
"BİZ BU NUMARAYI YUTMAYIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Kobani için gözyaşı dökenlere de seslenerek şunları söyledi:
"Bu Kobani için gözyaşı dökenler, insanlıktan, vicdandan bahsedenler, Halep için, Hama, Humus için neredeydiler? Musul için, Kerkük için neredeydiler? Varil bombalarıyla kimyasal ve konvansiyonel silahlarla 250 bin kişi Suriye’de ölürken, 7 milyon kişi göç ederken bunlar neredeydi? Şu anda da bakın, tüm dünyada Kobani için en somut yardım yapan, Kobani’deki sivillere el uzatan, kapısını açan tek ülke Türkiye. 200 bin kişi Kobani’den geldi. Kapımızı kapadık mı? Buna rağmen birileri çıkıp Kobani bahanesiyle sağı solu yakıp yağmacılık yapıyorsa, alçakça cinayet işliyorsa kusura bakmasınlar biz bu numarayı yutmayız. Diyarbakır’da bir müzeyi yağmaladılar, kitapları çalıp yaktılar. Siirt’te bir kütüphaneyi yaktılar, kitapları kül ettiler. Bunu ancak barbarlar yapar. Bunu ancak içinde vicdani, insani hiçbir değeri olmayan, yağmacılar yapar. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz çok hızlı şekilde olaylara müdahale edip sorumlulardan hesabını soruyor. Bingöl’de şehit edilen iki polisimize tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Güvenlik güçlerimiz anında katilleri buldular ve ölü olarak ele geçirdiler. 9 kişiyi daha yakaladılar ve onlar gözaltında. Bu alçakça saldırıyla irtibatı olanlar yargıya sevk edildi. Bayrağımıza saldıranlar, Atatürk’ün büstünü yakıp kıranlar, kamu binalarına saldıranlar, dükkanları yağmalayanlar, bindikleri otobüsleri yakanlar. Bu tür şiddet eylemlerinin yaşanmaması için de en sert tedbirler alınacak ve alınıyor. Huzurevini, çocukların kaldığı pansiyonları yakıyorlar. Bu şımarıklığa müsamaha gösteremeyiz. Çözüm süreci şımarıklığa müsamaha göstermek değildir. Çözüm süreci şiddete, vandallığa, yağmacılığa göz yummak değildir. Çözüm sürecini 77 milyonun kardeşliği için bugünlere getirdik. Bundan sonra da kardeşliği güçlendirmek için kararlı şekilde devam edeceğiz."
"KATİL 'SOKAĞA ÇIK' DİYENDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çözüm süreci yolunda bizimle yürümek istemeyenlerle, şiddet çağrısı yapanlarla, hala terör örgütünden talimat alanlarla bizim hiçbir işimiz olmaz" diyerek şöyle devam etti:
"Kaybeden biz, millet, ülke olmaz, onlar olur. Bu süreç birilerini tatmin etme süreci değildir. Bu süreç, birilerinin şımarıklığına boyun eğme süreci değildir. Biz iyi niyetle ama taviz vermeden süreci devam ettirdik. Bundan sonra da aynı şekilde sürdürürüz. Bizimle anayasa ve yasalar çerçevesinde yol yürümek isteyenlerle, bu yolu yürürüz. İstemeyenlere, teröre zemin hazırlayanlara, terörün talimatıyla hareket edenlere de ’Uğurlar olsun’ deriz. Bir haftada 40’a yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Soruyorum? Bunların katili kim? Sokağa çağrı yapan malum muhalefet partisidir. Onun başıdır. Bu çağrıya destek veren ana muhalefet partisidir. Tweetler atar. Böyle sorumluluk olmaz. ’Tavşana kaç, tazıya tut’ diyorlar. Ayıptır, ayıp. Düşünebiliyor mumunuz? Ana muhalefet ve malum parti çıkıyor, ’Türkiye IŞİD’e destek veriyor’ diye sorumsuzca açıklamalar yapıyorlar. Niye? Çünkü bunlara yurtdışından, ülkelerine iftira atma talimatı verilmiş. Ana muhalefet partisi hem devlet terörü estiren zalim Esed’e sahip çıkıyor, hem de onun büyüttüğü IŞİD’e sahip çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti, gerek başbakanlığım, gerek cumhurbaşkanlığım, gerekse şimdiki başbakanımız döneminde Ne IŞİD’ e, ne herhangi bir terör örgütüne en ufak destek vermemiştir. Bu iddiayı yapanlar, bunu ileri sürenler ispatla mükelleftir. Eğer bunu ispat edemezlerse alçaktırlar, vatan hainidirler."
"GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜDÜR"
Gümüşhane’den tüm Türkiye’ye ve dünyaya seslenmek istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gün birlik olma günüdür. Gün sağduyulu, itidalli davranma günüdür. Bütün siyasi partilerimizden, sivil örgütlerimizden, özellikle de vatandaşlarımızda tahriklere karşı son derece dikkatli olmalarını rica ediyorum. Endişeniz olmasın. Devletimiz bütün bu olayları bastıracak, hesabını soracak güçtedir. Huzuru bozmak isteyenlere karşı ne gerekiyorsa yapılıyor ve yapılacak. İnanıyorum ki milletimiz bu tahriklere gelmeyecek. Bu serserilerin, vandalların kurdukları öfke tuzağına düşmeyecek. Milletimizin masum ile suçluyu birbirinden ayıracağına inanıyorum. Bu alçakların istediği gibi, Türk’ün Kürt’e, Kürt’ün Türk’e düşman olmasına asla fırsat tanımayacağız. Biz bu ülkede Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Abaza’sı, Boşnak’ıyla... Yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevdik. Bu alçakça, bu haince eylemlerin arkasında benim samimi Kürt kardeşlerim yok. Sakallı insanlara, başörtülü kadınlara, Kur’an kurslarına saldıran bu alçaklara benim Kürt kardeşim asla prim vermez. Kitap, kütüphane yakan bu barbarlara benim Kürt kardeşim asla sempati göstermez. İnanıyorum ki bundan sonra da Selahattini Eyyubi’lerin torunları bunlara asla müsamaha göstermeyecektir. Bundan sonra Kürt kardeşim huzuru bozan, inanç değerlerimize saldıran bu alçaklarla aralarına net mesafe koyacaktır. Buna kardeşliği yücelterek, kucaklaşarak, hayır duaları ederek yardımcı olacağız. İnşallah milletçe bu hain tuzağı bozacağımıza ben yürekten inanıyorum. Sevinen Türkiye düşmanları olmayacak."
"CUMHURBAŞKANLIĞI BÜNYESİNDE YATIRIMLAR BİRİMİ KURDUK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon- Gümüşhane arasındaki Zigana tüneliyle ilgili bilgiler de verdiği konuşmasının son bölümünde, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Yatırımlar Birimi kurduklarını vurgulayarak, "Büyük yatırımların takipçisi olacağız. Bu projeler bittiğinde de inşallah açılışlarını beraber yapacağız. 81 vilayetimizin, 780 bin kilometre karenin büyümesi ve kalkınması için 12 yıldır hizmet veriyoruz, cumhurbaşkanlığı makamında da ter dökeceğiz. Hep söylediğimiz gibi, ‘Burası yan gelip yatma yeri değil’. Millete ve ülkeme hizmet için bugün ve gelecekte de nefes alıp verdikçe koşturacağız" dedi.
"KÖME NE GÜNE DURUYOR"
Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen’in, törenin açılışındaki konuşmasında, "Seçimlerde Gümüşhane’ye çay içmeye geleceğinizi söylemiştiniz. Çayımız demini aldı" sözlerini de hatırlatan Erdoğan, "Çayı Rize’de içtik. Gümüşhane’nin kömesi ne güne duruyor?" ifadesini kullandı. Erdoğan’ı konuşmasının sonunda Gümüşhanespor forması hediye edildi.