Erdoğan: Anayasa Mahkemesi de 60. Hükümet de işini yapar
Güncelleme Tarihi:
(a.a.)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2008 21:00
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Anayasa Mahkemesi işini yapar, Türkiye Cumhuriyeti'nin 60. Hükümeti de işini yapar. Bunu böyle bilin” dedi.
Erdoğan, Erzurum Palandöken Kış Turizm Merkezin'deki Polat Renaissance Otel'de düzenlenen, “Doğu Anadolu Kalkınma ve İşbirliği Köprüsü, 101 Proje 1001 İş Adamı” toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti Hükümeti'nin çalışmaları, ülkenin ekonomik durumu ve Anayasa Mahkemesinde açılan kapatma davasına değindi.
Erdoğan, Türkiye'de bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşandığını ve neler olduğunun görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:
“Şimdi de biliyorsunuz yine yeni bazı gelişmeler var. Tüm bu gelişmelerde de herkes birşeyler yazıyor, çiziyor. Acaba Türkiye bundan hasıl etkilenir? Filan, falan. Değerli kardeşlerim, biz işimizin başındayız. Anayasa Mahkemesi işini yapar, Türkiye Cumhuriyeti'nin 60. Hükümeti de işini yapar. Bunu böyle bilin. Neticesi şöyle olmuş, böyle olmuş hiç bizi ilgilendirmez. Biz; milletimize hizmet yolunda her türlü faturayı bugüne kadar nasıl ödediysek, bundan sonra da ödemeye hazırız. Önemli olan milletimizin karadır. Demokrasilerde milletin kararıdır aslolan, önemli olan. Durmak yok yola devam.”
EKONOMİ
“Türkiye bugün Avrupa'nın 6. büyük ekonomisidir. Hollanda ve Belçika gibi ülkeler bizim arkamızda” diyen Erdoğan, “Türkiye'nin ekonomik görünümü son yıllarda büyüklüğü ile ilgili parametrelere oturmaya başladı” şeklinde konuştu.
2002 yılında dünyanın 26. büyük ekonomisi olarak aldıkları Türkiye'yi 17. sıraya çıkarmayı başardıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“5 yılda ülkeyi 9 basamak yükselttik. Türkiye bugün Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi haline geldi. 2002 yılında 230 milyar dolar olan gayri safi milli yurt içi hasılamızı 5 yılda 659 milyar dolara çıkardık. Yani 79 senede 230 milyar dolar, 5 senede biz bunun üzerin 429 milyar dolar ilave ettik. İhracatımızı 36 milyar dolardan, 2007 yılı sonu itibarıyla 107 milyar dolara yükselttik. Geçen ay sonu itibarıyla yani 31 Mart itibarıyla son ihracat rakamlarımız da açıklandı. İhracatımız, 114 milyar dolara çıkmış bulunuyor. Aslında bu rakamlar, bizim 2013 hedeflerimizdi. Hep birlikte gece gündüz demedik çalıştık ve 5 yıl öncesine göre ülkemizi daha ileri noktalara taşıdık. Bunları yaparken de bir yandan da geçmişten devraldığımız borç yükünün sıkıntılarıyla mücadele ettik.”
KAMU NET BORÇ STOKU
Erdoğan, Türkiye'nin kamu net borç stokunun ilk kez 2005 yılından itibaren gerilmeye başladığını belirterek, “Kamu net borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya oranı göreve geldiğimizde yüzde 61.5'tu. Şimdi nereye düştü biliyor musunuz? Yüzde 29.1'e düştü” dedi.
“Ekonomiyi bilmeyen, borç yapısını incelemeye zahmet etmeyenlerin, dillerine Türkiye'nin borcunu doladıklarını” söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Her yerde söyleyip duruyorlar. Onların 'Türkiye'nin borcu' dedikleri, özel sektörün borcunu kapsayan rakamlardır. Devlet, özel sektörün dış borcunun garantörü değildir. Özel sektörün borçlanması, kamu borçlanması gibi değildir. Devletin borcu, apayrı bir konudur. 2005 yılından beri devletin net borç stoku geriliyor. 2004 yılında 274 milyar olan kamu net borç stoku, o günden bugüne 249 milyar yeni Türk lirasına düştü biliyor musunuz. Bir yanda borçlarımız azalırken, diğer yandan da büyümemiz hızlanıyor.”
Erdoğan, Türkiye'de bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşandığını ve neler olduğunun görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:
“Şimdi de biliyorsunuz yine yeni bazı gelişmeler var. Tüm bu gelişmelerde de herkes birşeyler yazıyor, çiziyor. Acaba Türkiye bundan hasıl etkilenir? Filan, falan. Değerli kardeşlerim, biz işimizin başındayız. Anayasa Mahkemesi işini yapar, Türkiye Cumhuriyeti'nin 60. Hükümeti de işini yapar. Bunu böyle bilin. Neticesi şöyle olmuş, böyle olmuş hiç bizi ilgilendirmez. Biz; milletimize hizmet yolunda her türlü faturayı bugüne kadar nasıl ödediysek, bundan sonra da ödemeye hazırız. Önemli olan milletimizin karadır. Demokrasilerde milletin kararıdır aslolan, önemli olan. Durmak yok yola devam.”
EKONOMİ
“Türkiye bugün Avrupa'nın 6. büyük ekonomisidir. Hollanda ve Belçika gibi ülkeler bizim arkamızda” diyen Erdoğan, “Türkiye'nin ekonomik görünümü son yıllarda büyüklüğü ile ilgili parametrelere oturmaya başladı” şeklinde konuştu.
2002 yılında dünyanın 26. büyük ekonomisi olarak aldıkları Türkiye'yi 17. sıraya çıkarmayı başardıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
“5 yılda ülkeyi 9 basamak yükselttik. Türkiye bugün Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi haline geldi. 2002 yılında 230 milyar dolar olan gayri safi milli yurt içi hasılamızı 5 yılda 659 milyar dolara çıkardık. Yani 79 senede 230 milyar dolar, 5 senede biz bunun üzerin 429 milyar dolar ilave ettik. İhracatımızı 36 milyar dolardan, 2007 yılı sonu itibarıyla 107 milyar dolara yükselttik. Geçen ay sonu itibarıyla yani 31 Mart itibarıyla son ihracat rakamlarımız da açıklandı. İhracatımız, 114 milyar dolara çıkmış bulunuyor. Aslında bu rakamlar, bizim 2013 hedeflerimizdi. Hep birlikte gece gündüz demedik çalıştık ve 5 yıl öncesine göre ülkemizi daha ileri noktalara taşıdık. Bunları yaparken de bir yandan da geçmişten devraldığımız borç yükünün sıkıntılarıyla mücadele ettik.”
KAMU NET BORÇ STOKU
Erdoğan, Türkiye'nin kamu net borç stokunun ilk kez 2005 yılından itibaren gerilmeye başladığını belirterek, “Kamu net borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya oranı göreve geldiğimizde yüzde 61.5'tu. Şimdi nereye düştü biliyor musunuz? Yüzde 29.1'e düştü” dedi.
“Ekonomiyi bilmeyen, borç yapısını incelemeye zahmet etmeyenlerin, dillerine Türkiye'nin borcunu doladıklarını” söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Her yerde söyleyip duruyorlar. Onların 'Türkiye'nin borcu' dedikleri, özel sektörün borcunu kapsayan rakamlardır. Devlet, özel sektörün dış borcunun garantörü değildir. Özel sektörün borçlanması, kamu borçlanması gibi değildir. Devletin borcu, apayrı bir konudur. 2005 yılından beri devletin net borç stoku geriliyor. 2004 yılında 274 milyar olan kamu net borç stoku, o günden bugüne 249 milyar yeni Türk lirasına düştü biliyor musunuz. Bir yanda borçlarımız azalırken, diğer yandan da büyümemiz hızlanıyor.”