Güncelleme Tarihi:
ARINÇ’IN AKMAN’LA İLGİLİ SÖYLEDİKLERİ HÜKÜMET GÖRÜŞÜ DEĞİL
- RTÜK Başkanı Zahid bey kendini savunur dediniz. Siz eleştirilerden ötürü şahsınızın partinizin yıprandığını düşünüyor musunuz?
Zahid bey ile söylenenler zahid beyle alakalı konulardır. Zahid bey üzerinden partimi vurmaya çalışmak çok büyük bir haksızlıktır. O konuyla ilgili partimi ilintili hale getirmek namertliktir. Benim partimin hiçbir zaman kasasına, hiçbiryerden kayıt dışı girmemiştir, girmez.
Biz bu arkadaşımızı şu ana kadar tanıdığımız bildiğimiz kadarıyla temiz bir arkadaşımız olarak bildik biliyoruz. Adaylar arasında koyduk şu anda RTÜK üyesi.
Bir defa Zahid bey üzerinden bir çatlak oluşturma gayreti içerisine girmek çok yanlış. Bu Bülent beyin kişisel kanaatidir. Zahid bey de açıklamasını yapmıştır. Görev süresi dolduktan sonra aday olmayacağını söyledi.
Alman mahkemeleri kalkıp Türkiye’den talepte bulunuyorlar. Anında buradan tabi bir karar çıkıyor ve bu kararın alman mahkemesi’nin talebi üzerine. Fakat Türk yargısı Alman yargısından talepte bulunuyor, alman yargısı hale cevap vermiyor. Bu da enterasan.
Benim yargımın bu noktadaki duruşuna oradan saygı duyulmayacak.
DTP EYLEMLER ÜZERİNDEN NEMALANIYOR
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bizim çatımızdır… Şu anda ben Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisiyim diyenler şu ana kadar neler yaptılar? Ne gibi ekstra artı değerler getirdiler bunları söylemeleri lazım.
Burada muhalefet olarak parlamentoda bulunan DTP şunu yapmalı. İktidara bu konuda ben nasıl yardımcı olurum? Gerek bölgeye gerek Kürt kökenli vatandaşlarıma nasıl yardım edebilirim?
Onlar günlerini eylemler üzerinden nemalanmak üzere geçiriyorlar. Öbür taraftan barış çiçeği uzattık diyorlar. Molotof kokteylinden barış çiçeği olur mu?
İLK ÖNCE TERÖR ÖRGÜTÜ DESİN
- Ahmet Türk ile bir görüşme olacaktı. Bu görüşme gündemden kalktı mı?
Ben gündemimden düşürmüş değilim. Biz kendimizi bu noktada görüşmeye hazırladığımız esnada bakıyorsunuz bir haber. 10 tane şehidimiz.
Buralarda kalkıp da bunu kınayan DTP bir şeyi söyleyemiyor. Bunu ben Meclis’e ilk girdikleri dönemde söyledim. Başbakan bizi kabul etmiyor diyorlar. Gelin PKK örgütünü, terör örgütü olarak ilan etti, sizde bunu terör örgütü olarak ilan edin. Ama bunu söyleyemediler ve tam aksine avukatlığa soyundular.
Mesela taraflar silah bırakmalı diyorlar. Bir ülkenin güvenlik gücü silahı bırakabilir mi? Yapılması gereken nedir? Teröriste silahını bırak demektir. Güvenlik gücünün görevi, içerde dışarıda ülkemizin can ve mal güvenliğini sağlamaktır.
Diplomatik siyasi sosyoekonomik boyutu var.
YENİ BİR AF YOK
- Bu sürecin bir af boyutu var mı?
Biz biliyorsunuz, bir şey çıkardık. Eve dönüş yasası dedik bunu hazırladık. Bu yasa şu an zaten mevcut. Bunun önünü yine kendileri kesti. Halbuki bunu teşvik etmiş olsalar, binlerce T.C. vatandaşı bundan istifade edeceklerdi.
Yasa üzerinde oynamalar yapılabilir, daha faydalı hale getirilebilir. Ama biz şu anda yeterlidir diyoruz.
İçişleri Bakanlığı bünyesinde bir yapılanma olduğunu biliyoruz. Bu birimin başına hangi vali getirilecek?
Gerek içişleri bakanımız, gerek bu çalışmayı yapan arkadaşlarımızın üzerinde düşündükleri bazı isimler var. Sonra da bana takdir edilecek bende karar vereceğiz.
Şu anda Meclis’teki muhalefet, Meclis’in çalışmaması için elinden geleni yapıyor. Bundan dolayı da biz TBMM’yi kapattırmayacağız. Çünkü bizim çıkarmamız gereken yasalar var. Muhalefet yasama organını çalıştırmamak için, bizde çalışmak için çalışıyoruz.
TALABANİ BAYKAL GÖRÜŞMESİ
- Talabani, CHP lideri Baykal’ı çağırdı. Yararlı buluyor musunuz?
Türkiye’deki ana muhalefet liderin olarak Baykal’ın Talabani tarafından davet edilmesini normal karşılıyor. Hayırlı olsun derim.
BAYKAL KABADAYI MI
- Baykal’la ilişkiniz gerilimli devam ediyor. Sayın Baykal size yönelik samimiyetinden size sen dediğini ve kaba olduğunuzu söylüyor
Kabayı da mı samimiyetinden söylüyor. Şimdi “sen”i samimiyetinden söylüyor, peki T.C. Başbakan’ına, gelmiş geçmiş en kaba başbakanıdır derken de mi samimiyetle söylüyor.
Bakın benim seçim öncesi Başbakan olduğum süre, daha öncesi, alın inceleyin, hiçbir zaman şahsıyla ilgili bir hakaret görmeyeceksiniz. Ancak sayın Baykal’ın şahsımla ilgili hakaretini hep göreceksiniz. Kampanyalarını hakaret üzerine yapmıştır.
Bu tür hakaretlerin bir genel başkan tarafından yapılmasının ne denli doğrudur o da tartışılır.
Fakat o saygısızlığına devam etsin ancak ben onun gibi yapmayacağım. Ben yine siz derim, sayın derim, bazen sen diyebilirim. Ama ben yapılanı eleştiririm.
Kendilerine verilen 1 trilyona yakın cezayı eleştirdim. Benim vakıflardan aldığım yardımları dile getiriyor. Ben bunu dile getirmedim, bunlar gazetelerin yazdığı şeyler.
Asıl yolsuzluk burada, naylon fatura. Bu parayı nereye kaçırdınız? Bunu ispat edin.
Anayasa mahkemesi tescil etmiş bunu. Ben merdim, ama karşımda mert olan insan arıyorum.
Sürekli söylüyorlar, siyasette üslup sorunu diye. Bize yapılan saldırılar noktasında kimsenin bir şeyi yok. Bir köşe yazarı çıkıyor. Bugüne kadar benim şahsımla ilgili hakaret içeren oran yüzde 90’ı buluyor. Bu Başbakan’ın yaptığı hiçbir hayırlı işi yok mu? Bir günde Allah aşkına şu hayırlı işi yaptı, şurada okulları, hastaneleri açtı deyin. Geldiğimizde 6000 km yol vardı şimdi 10 000 km’ye ulaştı. Şehirler değişiyor, 81 vilayet şantiye haline geldi. Tarımda enerjide atılan adımları görmeyecek misiniz?
İnanın çok açık söylüyorum, bu yapılanlardan belki de haberleri yok. İnsan bunları da biraz görsün be. Bu da biraz insaf ister.
Ne gazetelerinde, ne televizyonlarında bunları görürsünüz.