Erdoğan: Ak Parti'de çözüm bol

Partisinin Artvin'de düzenlediği mitingde konuşan Erdoğan, Artvin'in artık değişim ve dönüşüm istediğini, bugüne kadar yerel yönetimlerde çektiği çilelere son dediğini ifade etti. Artvin'in ilçelerine selamlarını ve sevgilerini gönderen Erdoğan, bugün aynı zamanda 21 Mart uluslararası camiada ve özellikle Türk dünyasında Nevruz Bayramı olduğunu hatırlattı.

Erdoğan, tüm İslam Türk dünyasının Nevruz Bayramını kutlayarak, "İnşallah Nevruz Bayramı'nın baharı kalıcı olur. Nevruz'un barışı kalıcı olur. İnşallah birilerinin istismar vesilesi olmaz. İnşallah o barış ateşini yakanlar, onun istismarını yapmaz. Ben inanıyorum ki Artvin zaten bunun idrakinde. İnşallah bu anlayışla yola devam ediyoruz" dedi.

Gelirken helikopterde bir şeyin dikkatini çektiğini belirten Erdoğan, arka taraftan Çoruh nehri yakınında bir vahşi çöp depolamanın olduğunu ifade etti. "Bu çöp depolamanın suyu, sızıntısı nereye akıyor? Çoruh Nehri'ne akıyor. Hani bunlar çevreciydi? Öyle demiyor mu bu Halk Partisi, 'çevreciyiz demiyor mu? Bu geziciler çevreci değil miydi? Sizi gidi geziciler sizi..." diyen Erdoğan, İzmir'in hala vahşi çöp depolama yaptığını, ama İstanbul'un modern depolama yaptığını anlattı. Modern depolamayla sızıntıların minimize edildiğini, İstanbul'da belediye başkanlığı döneminde parklarda kullanmak üzere çöpten kompo gübre üretildiğini anlatan Erdoğan, bunun kimyasal olmadığını söyledi. Ayıca çöpten enerji üretildiğini dile getiren Erdoğan, "İstanbul bunu yapıyor, İzmir onu yapıyor. CHP ile AK Parti'nin farkı bu...Biri vahşi depolama, biri modern depolama. İnşallah Mehmet kardeşimle burada da bu devri kapatacağız, vahşi dönem kapanacak. Modern döneme gireceğiz. Size bu yakışır, şu andaki durum değil" diye konuştu.

"9 TANE MÜJDE BEKLİYORUM"

AK Parti iktidarıyla Artvin'e görüntüde küçük bir il olmasına rağmen 10 katrilyonluk yatırım yapıldığına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: Ah karde niye bunu yaptık? Fakat artık bizim 9 günümüz var. 9 gün...Ben size 9 gün için sizden 9 tane müjde bekliyorum. Anlıyorsunuz değil mi. Ne demek bu? 9'da 9 inşallah, bunu bekliyoruz. Kardeşlerim Artvin'in tamamı hizmet görsün, A'dan Z'ye hizmet görsün ve biz Artvin'i şu yaptığımız hizmetlerle nereden nereye getirdiğimiz zaten belli. Kardeşlerim 2007'de eğitimden başlıyorum; buraya üniversiteyi biz kurduk. Bu modern geçinenler AK Parti kurulmadan önce acaba Artvin hiç bunların aklına geliyor muydu? Ama bizim hep aklımızda oldu. Üniversiteyi kurduk, şimdi burada artık Artvin'in evlatları da okuyor, Artvin dışından yavrularımız da gelip burada okuyor. Yurtlarımızı kurmaya başladık. Okullarımızda çocuklarımızın kitaplarını ücretsiz alıyor muyuz?

Okullarımız devamlı olarak yapılıyor mu? Daha da yapılmaya devam edecek. Şurada Kredi Yurtlar Kurumu olarak bunların aklına yurt binası yapmak gelmemişti. Bunu bile biz yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Çünkü üniversitelerimizdeki yavrularımızın burada konaklama sıkıntısı olmayacak. Bunu da başaracağız.

Fakat bütün bunların yanında, bizden önce o zaman burada öyle bir şey yoktu ama iktidarımızdan önce üniversite öğrencilerine verilen burs 45 liracıktı. Şimdi 300 lira.. Kredi Yurtlar'da kalanlara 200 lira da beslenme yardımı veriyoruz, 500 lira. Biz sizin için varız. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bütün bunların yanında başka adımlar attık; sağlıkta buradaki hastanemizi büyüttük mü? Buraya 150 ek ilave ettik. Ama şu anda burada inşaatı devam eden hastanelerimiz var. Çünkü Artvin ilçeleriyle bu noktada çok daha iyi bir konuma gelecek. Bunun adımlarını atıyoruz. İstiyoruz ki Artvinli buradan çıkıp Rize, Trabzon, İstanbul, Ankara'ya değil bütün sağlık sorununu burada çözebilsin. Şu ana kadar sağlıkta 92 trilyon yatırım yaptık. 150 yataklı ek bloku hallettik, şimdi Ardanuç'a bu arada 50 yataklı devlet hastanesi kazandırdık.

Ardanuçlular bundan istifade ediyor değil mi? Hopa, Şavşat, Arhaviye'ye toplamda 120 yataklı devlet hastaneleri yapıyoruz şu anda, inşa halinde. En kısa zamanda tamamlayıp onları da hizmete alacağız. Bitmiyor, Murgul entegre ilçe hastanesi, Borçka devlet hastanesi ve Artvin merkezde burada ağız ve diş sağlığı merkezi projelerimiz hazır, şu anda ihale sürecindeyiz. Onun da ihalesini yapacağız. Bütün bunlarla beraber Yusufeli, tabii şu anda Türkiye'nin en büyük gövdeli barajına sahip olacak. Oraya da bir hastane yapıyoruz, şu anda arsa teminiyle ilgili çalışmalar sürüyor. Yeni bir Yusufeli inşa edeceğiz biliyorsunuz. Modern bir Yusufeli şehri inşa edeceğiz ve bu, deniz manzaralı olacak. Nereyi seyredecek, Yusufeli Barajı'nı seyredecek. Şehir inşa etmek budur.

Onun için biz ne diyoruz biliyor musunuz? Büyük medeniyet yolunda insan, demokrasi, şehir. Lafla bu işler olmuyor. Biz zaten kendimizi ispat etmiş insanlarız. Artvinli İstanbul'u bilir. İstanbul'da 4,5 yıl belediye başkanlığı yaptım. O zaman İstanbul çöp dağlarıyla kaplı mıydı, susuzluk, hava kirliliği var mıydı? Bunların hiçbiri burada olmaz. Şu vahşi depolama, şu çöp buradan ancak bizimle kalkar. Halk Partililerle kalkmaz. Onu hemen anında biz bertaraf ederiz. Zaten artvin'de su sıkıntısı yok ama altyapı yok. O altyapıyı da biz yapacağız. Biz yaparız."

"UZUN ADAM SİZLERE KURBAN OLSUN"

Erdoğan, kendisine "uzun adam" diye tezahüratta bulunanlara, "Uzun adam sizlere kurban olsun" karşılığını verdi. Artvin'in yeşiline işaret eden Erdoğan, "Zaten bu yeşilin içinde hava kirliliği olmaz. Ama buna rağmen buraya doğalgazı getirmek suretiyle... Evlerimizde bir oda ısınsın istemiyoruz, tüm daire ısınsın. Benim hanım kardeşlerim, beyler mutfağında da banyosunda da butona bastığı anda sıcak suyu görsün" dedi.

Göreve geldiklerinde 9 ilde doğalgaz bulunurken bugün 72 ilde olduğunu vurgulayan Erdoğan, kalan 9 ili de süratle bitireceklerini söyledi. Artvin'in de süratle doğalgaza kavuşacağını kaydeden Erdoğan, ulaşımda attıkları adımlara işaret etti. Erdoğan, "Ey Cankurtaran...Yol var mıydı oradan? Kışları duruyor muydu. Oraları ölüm kusuyordu ölüm. Şimdi bu yıl sonuna kadar Cankurtaran inşallah bitiyor ve Cankurtaran tüneli ile gerçekten orada canlar kurtulacak. Zaten Gümrük ve Ticaret bakanımız Hayati Bey, orada ışı göründü sinyalini verdiler, geldiler orada o töreni de yaptılar. Burada el ele vererek Cankutaran'ın inşallah yıl sonunda töreninde de beraber oluruz, tüm belediye başkanlarımızla orada birlikte oluruz" diye konuştu.

Artvililer'den bir ricası olduğunu belirten Erdoğan, "Kardeşlerim kaç günümüz var? Artık 9 da yok, bugünü sayma kaldı 8 gün. Yani bir hafta. Burada kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Bir yerden ablalar türemiş, Pensilvanya'dan...Bu Pensilvanya'nın ablaları kapınızı çaldığı zaman herhalde gereğini söylüyorsunuz. Yavrularımızı yurtlarından, evlerinden atıyorlar. Niye? Onlar gibi düşünmüyorlar. Ya siz torna mahsulü mu istiyorsunuz? İnsan istediği gibi düşünür" dedi.

"SANA MI KALDI BU İŞ"

Pensilyvanya'da bir zat olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Pensilvanya'da bir zat var; hocaefendi midir, istihbarat şefi midir belli değil. Adam bakıyorsun dinleme ise dinleme, görüntü ise görüntü, her numara var. Neymiş, gece bir alüfte ile bir siyasetçi bir araya gelecekmiş, onun istihbaratını almış, hemen İstanbul'da Türkiye'de neyse tanıdığı birisini aramış bulmuş, 'git haber ver, bak böyle bir durum olacak.' Şu hale bak. Yav sana mı kaldı bu iş. Bir Müslüman bırak bir Müslümanı dinlemeyi, gözetlemeyi yapamaz böyle bir şeyi. Hiçbir insana yapamaz. Bu bizim inancımızda yok. Bizim dinimizde böyle bir şey yok. Sonra...Sen Türkiye'yi çok mu seviyorsun, bu vatanı çok mu seviyorsun? Ne işin var Pensilvanya'da, çık gel buraya, gel. Siyaset yapacaksan burada yap. Sonra böyle alüftelere takılma. Bizim güzel insanımız var. Nedir bu yanlış? Benim ülkemi oradan niye karıştırıyorsun? Ülkeme fitneyi niye sokuyorsun. Yalansa bunlarda, takiyyeyse bunlarda, her numara var. Milyarlar dolarlar, bunlarla uğraşıyorsun. Neymiş, bir tane ceketi varmış. Bir ceketin cebine milyarlarca dolar sığar mı? Nasıl yapıyorsun bu işleri?"

"Benim başörtülü kızlarım, iki yavrum ne çekti?" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Üniversitenin kapısından çevrildiler. İmam-hatip öğrencisi oldukları halde okula sokulmadılar. Katsayı engeli getirdiler mi? Getirdiler. Meslek lisesi mezunu musun? Katsayı engeli, istediğin üniversiteye giremiyorsun, ayağına ağırlıkları takmışlar, 'koş' diyorlar, nasıl koşacaksın. Ne oldu? Sabrettik, zafere ulaştık. 4+4+4 ile beraber 12 yıllık zorunlu eğitimle Türkiye'nin önünü açtık mı? Artık başörtüsü sorunu var mı? Katsayı engeli var mı? İstediğin üniversiteye gidebiliyor musun? Devlet dairesinde başörtülü olarak çalışma başladı mı? Bunun adı normalleşmedir. Başı açık kardeşim, başı örtülü kardeşim hepsi yanyana. Kardeşlik, birlik, beraberlik bu. Ayırdılar vatandaşı mı ayırdılar, birbirine düşürdüler. Sıkıntı buydu. Birisi siyasi Kürtçülük yapıyor, bir parti siyasi Türkçülük yapıyor, CHP de 'ben kumsalların partisiyim' diyor. Ama biz 77 milyonun, 780 bin kilometkarenin partisiyiz. Ben Türkü Türk olduğu için sevmiyorum, Kürdü Kürt olduğu için sevmiyorum, Lazı Laz olduğu için sevmiyorum. Boşnağı, Arnavutu, Gürcüyü, Abazayı kimliklerinden dolayı sevmiyorum; beni yaradan Allah onları da yarattığı için seviyorum. Bizim farkımız bu.

Onun için tek millet, tek bayrak dedik. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanı. Reklamı izliyorsunuz değil mi? Nasıl bizim reklam? Ona da bir yasak getirdiler, neyse çözüm bitmiyor, AK Parti'de çözüm bol. Üçüncüsü tek millet, tek bayrak, tek vatan dedik. Batıda ne varsa doğuda o olacak, kuzeyde ne varsa güneyde o olacak."

"HAVALİMANI MÜJDESİ"

Başbakan Erdoğan, Artvin ve Rize'ye havalimanı için etüt çalışması yaptırdığını belirterek, "İnşallah, büyük ihtimalle, Rize ve Artvin'in müşterek kullanabileceği bir havalimanını, orta bölgede uygun bir yere inşallah yapacağız" dedi. Etüt, proje çalışması ile yer tespit çalışmasının devam ettiğini ifade eden Erdoğan, "Siz çok uzun uzadıya yollarda yormadan, sizi yarım saatte havalimanına ulaşabilecek hale getireceğiz" diye konuştu.

Erzurum'a yakın ilçelerin Erzurum'u kullanabileceklerini ifade eden Erdoğan, bu bölgede 3 tane havalimanının Artvin'linin hizmetinde olacağını kaydetti. Başbakan Erdoğan, "CHP geldi buraya, ne konuştu burada? Bir plandan, projeden bahsetti mi? 'Ben şunu, bunu yapacağım', böyle bir şeyden bahsetti mi? Bizim bahsetmemize gerek yok zaten. Niye? Şuralarda yaptığımız barajlar zaten bizi anlatıyor. Deriner'e bak bizi gör, hamdolsun tamamlamak bize nasip oldu. Muratlı'ya bak bizi gör, tamamlamak bize nasip oldu. Biz dağları delerek geliyoruz. Buralardan milyonlarca kilovatsaat enerji üretiyoruz, Niye? 'Türkiye'nin enerji sorununu çözelim' diye" dedi.

Deriner Barajı'nı 2010 yılında hizmete aldıklarını belirten Erdoğan, "Bu bizim Çoruh Nehri'ne taktığımız bir gerdanlıktır. Bunlar, Muratlı Barajı ile buradan bir milyar 39 milyon kilovatsaat enerji üretecek. Borçka Barajı ve Hidroelektrik Santrali'ni de bitirmek bize nasip oldu. Muratlı ve Borçka, buraya hayat getirdi. İstiyorum ki Borçka, belediyeyi alacak ve bize müjdeyi verecek" diye konuştu.

Bölgeye yapılan yatırımları anlatan Erdoğan, "Artvin'e orman ve su işlerinde 6.5 katrilyon, ulaştırma ve haberleşmede 1.5 katrilyon, tarım ve hayvancılıkta 289 trilyon, eğitimde 173 trilyon, aile ve sosyal politikalarda 170 trilyon, enerjide 142 trilyon, sağlıkta 92 trilyon yatırım yaptık" dedi. Erdoğan, kitapların ücretsiz olduğunu, FATİH Projesi ile tablet bilgisayarların geldiğini, sınıflara etkileşimli tahtalar yerleştirildiğini bildirdi.

Başbakan Erdoğan, "(Bu adamlar proje filan açıklayamaz) ama biz, bize yolsuzluk iftiralarına hep eserlerimizle cevap verdik. Ziya Paşa güzel söylemiş; 'eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' Biz eserlerimizle konuşuyoruz, onlar iftiralarla konuşuyor" dedi. 79 yılda 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmışken, 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde yapılan dersliğin yarısından fazlasını kendilerinin
yaptığını, 205 bin derslik kazandırdıklarını ifade etti.

"BUNLAR LAF MİLLİYETÇİSİ LAF!

Göreve geldiklerinde milli gelirin 230 milyar dolar olduğunun altını çizen Erdoğan, 12 yılda bunun üzerine 590 milyar dolar ilave ettiklerini bildirdi. Erdoğan, şunları kaydetti: "Şimdi 820 milyar dolar oldu. MHP gitti IMF'ye borçlandı. Bize nasıl devretti, 27.5 milyar dolarla. O borcu biz ödedik. Şimdi IMF bizden borç istiyor. Merkez Bankası'nın kasasında 27.5 milyar dolarcık vardı, şimdi 128 milyar dolar var. Bir de utanmadan, sıkılmadan 'milliyetçiyiz' diye geçiniyorlar. Bırakın bu işleri ya, ne milliyetçisi. 'Bunlar vatansever, milliyetperver'. Yok böyle bir şey. Bunlar laf milliyetçisi laf. Bunlar bol bol siyasi Türkçülük yapsınlar, biri de siyasi Kürtçülük yapıyor. Bunlar birbirlerini iyi bulmuşlar. Ama biz gerçek manada milletimizi seviyoruz, biz bu millete hizmet etmeyi bir ibadet telakki etmişiz. Halka hizmet hakka hizmettir, biz bunu böyle bilmişiz.

Bunlar işçi ve memuru sömürdü; 13.5 katrilyon zorunlu tasarruf adı altında para kestiler, bunu biz ödedik. Konut edindirme yardımı dediler, 13.5 katrilyon lira kestiler, işçi, memur devletten alacaklıydı, bunu da biz ödedik. Biz böyle çalıştık, hala böyle çalışıyoruz, elhamdülillah, sağlamdayız. Türkiye'nin büyümesini hazmedemeyenler var, bizi kıskananlar var ama biz onlara rağmen büyüyeceğiz, güçleneceğiz. Uluslararası toplantılarda bize ne diyorlar biliyor musunuz? 'Türkiye'yi tanıyamadık.' Hayırdır? 'Ya yolları gördük, havalimanlarını gördük, şaşırdık.' geldiğimizde havalanlarımız kümes gibiydi, 26 tane havaalanı vardı, şimdi 52 tane var. Dünya ile yarıştayız, inşallah bunları yapacağız."

Başbakan Erdoğan, Kemalpaşa'daki sınır kapısının halinin rezalet olduğunu belirterek, sınır kapısını Gürcistan'la anlaşarak modern hale getirdiklerini ancak olan eksikleri de gireceklerini söyledi. Kemalpaşa'nın ilçe olmak istediğini belirten Erdoğan, "İnşallah oradaki değişim ve dönüşümle beraber, Mustafakemalpaşa'da bu operasyonu yapacağız ve Mustafakemalpaşa inşallah ilçe haline gelmiş olacak. Biz sizin hizmetkarınız. Bunu bilin, bizim efendilik diye bir derdimiz yok. Bütün derdimiz şu? Bu can bu tende oldukça biz bu vatana, millete hizmetkarız" dedi.

Bugün iki miting daha olduğunu anımsatan Erdoğan, "Sizin dualarınıza muhtacız. Gece gündüz demeden, Aşık Veysel gibi 'uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece'.. Hanım kardeşlerim, ablalar, abiler, şu 8 gün kapı kapı
dolaşmaya varmıyız? Aman ha Artvin'den müjdeleri alacağız" diye konuştu.