Güncelleme Tarihi:
BAKMAYIN HÂKİR GÖRMELERİNE
“Dünyada demokrasinin böylesine yaygın ve etkin bir şekilde uygulanabildiği pek az ülke var. Siz bakmayın birilerinin Türk demokrasisini hâkir görmeye çalışmasına. Onlar demokrasiyi sadece kendilerine hizmet ettiğinde severler. Mesela, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ülkemiz aleyhine bir karar açıklamış. Neymiş? Türkiye, terör örgütü PKK ile iltisaklı bir partinin eski genel başkanının yargılandığı davada özgürlük, güvenlik ve seçim hakkını ihlal etmiş. Peki siz Avrupa Birliği organlarından herhangi birinin, aynı zatın 6-8 Ekim 2014 tarihindeki olaylar sırasında insanları, tamamı yalan olan beyanlarla galeyana getirip 50 masumun sokaklarda vahşice katledilmesine yol açması konusunda herhangi bir beyanını duydunuz mu?
SİLAHI SİZE ÇEVİRECEKLER
Avrupa Birliği’nin bizatihi kendisinin terör örgütü olarak kabul ettiği, daha hayata gözlerini açmamış çocuktan, 80 yaşındaki ihtiyara kadar her yaştan on binlerce insanın katili olan PKK’ya verilen desteği, bu zalimlerin kurbanlarından esirgeyenleri hiçbir zaman biz ciddiye alamayız. Bugün Avrupa’nın hangi şehrine giderseniz gidin, terör örgütü yandaşları diledikleri gibi at koştururken, milyonlarca Avro para toplarken, ülkesini ve milletini seven vatandaşlarımıza adeta nefes aldırılmıyor. AİHM, sen neredesin? Sen bunları görüyor musun, bunları takip ediyor musun? Bunlar hakkında verilmiş bir kararın var mı? Türkiye’de darbeye teşebbüs eden FETÖ’cüleri baş tacı yapan hiçbir ülkenin, kurumun demokrasinin adını ağzına almaya hakkı yoktur. Bunun adı özgürlük veya hak arayışına destek olmak değil, düpedüz terörperestliktir, terörist seviciliktir. Buradan Avrupalı dostlarımızı ikaz ediyorum. O çok sevdiğiniz teröristler var ya, çıkarlarına dokunduğunuz gün emin olunuz, sadece nefretlerini ve sloganlarını değil, silahlarını da size çevireceklerdir. Siz varın kendi sırça köşklerinizde dilediğiniz kararları alın, dilediğiniz oylamaları yapın, biz demokratik hukuk devleti vasfımızdan asla taviz vermedik.
ARKASINDA SOROS VAR
Dün (önceki gün) yine bu partinin (CHP) başındaki zat çıkmış, Gezi olaylarını öven, Gezici vandalları yücelten, bunun üzerinden bizi itham eden zırvalar beyan etmiş. Gezi olaylarında teröristlerin finans kaynağı olan bir kişi şu anda içeride. Onun arasında kim var? Meşhur Macar Yahudisi Soros. Bu adam dünyada milletleri bölmek, parçalamakla adeta birilerini görevlendiren, parası bol ve bu paraları da bu şekilde tüketen birisidir. Türkiye’deki temsilcisi de aynı şekilde babadan zengin ve bu imkânlarını da bu ülkeyi parçalayıp, bölen, işte bu özellikle terör eylemlerine karşı her türlü bu noktada desteği veren kişi. Şimdi içeride. Suçu olmayan, herhangi bir şeye karışmamış olanı niçin kalksın da bizim yargımız içeri alsın? Bir kez daha tekrarlıyorum. Gezi olayları, tıpkı CHP’nin başındaki zatın kendisi gibi bir projeydi. Bu projenin adı Türkiye’nin ayaklarına yeniden pranga vurma, milletimizin kutlu yürüyüşünü engelleme ihanetidir.”
GEZİ’Yİ ÖVEN PKK’YI ÖVER FETÖ’YÜ DE DESTEKLER
“Ne diyor Bay Kemal; ‘Bunların hepsi akademisyen, sabah evine gideceğinize, davet etseydiniz onlar zaten gelirdi.’ Senin işte o ‘Beyefendi’ dediklerinden bir tanesi de yine bir köşe yazarıydı. 5 yıl 10 aya mahkûm oldu. Fakat cezaevine göndermedi onu yargı. Tutuksuz devamını sağladı. Peki ne yaptı? Kaçıp Almanya’ya gitti. Mahkûm edilmiş bir adamı yargı boş bulundu, serbest bıraktı. Dikkat ediniz, Gezi’yi övenler, bunlar değil miydi? Bunlara biz hoşgörüyle mi bakacağız? Gezi’yi övenler, gizli veya açık, PKK’yı da över, FETÖ’ye de destek verir. Gezi’yi yüceltenler, milletin kutsallarına saldıranları da baş tacı ettiler. Gezi, Türkiye’yi kalkındıracak ne kadar proje ne kadar gayret varsa hepsinin karşısına dikilmenin adıdır. Adı ister akademisyen, ister gazeteci, ister siyasetçi, ister işadamı, ister sivil toplum kuruluşu yöneticisi olsun hiç fark etmez. Sinsilikte, yalanda, iftirada, provokasyonda, alçaklıkta sınır tanımayan bu tipler, zahirde demokrasiyi, özgürlükleri hatta sol jargonu ağızlarından düşürmezler ama hepsi de zihniyet olarak tam manasıyla birer faşisttir. Bazen kendilerini tutamayıp, bu düşmanlıklarını muhtar benzetmesiyle, bidon kafalı, makarnacı, göbeğini kaşıyan adam bühtanlarıyla ortaya sererler.
TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI
Savunma ve güvenlikten sağlığa, haberleşmeden eğitime tüm alanlarda alttan alta ciddi direnişle karşılaştığımızın farkındayız. Defalarca talimat vermiş olmamıza rağmen eşdeğer ürünler arasında hâlâ yabancı menşeli olanların tercih edilebiliyor olmasına tahammülümüz kalmamıştır. Yerlilik ve millilik hassasiyetimizi paylaşmayan hiç kimseyle yol yürümeye devam etmeyeceğimizin bilinmesini istiyorum.”
‘NEYMİŞ, TÜRKİYE BUĞDAY İTHAL EDİYORMUŞ’
“Yaz aylarında faiz, kur, enflasyon üçgeninden kaynaklanan birtakım sıkıntılar yaşadık. Bunlar hemen ellerini ovuşturmaya başladılar. Şimdi ekonomi yeniden toparlanmaya başlayınca meseleyi başka taraflara çekmeye başladılar. Neymiş Türkiye, buğday ithal ediyormuş. Dürüst ol, artık bıktık senin bu yalanlarından. Bunu duyan da milletin buğday ve un yokluğundan fırınların önünde kuyruk olduğunu sanacak. Halbuki Türkiye, yılda ortalama 21 milyon ton buğday üreten, 19 milyon ton da buğday tüketen bir ülke. Ne kadar fark var, 2 milyon ton fark var. Bizim böyle bir sıkıntımız yok. Buğday ithalatımız yok mu, var. Hem de oldukça yüksek miktarda var. Niye ithal ediyor olabiliriz? Un, makarna, bisküvi, irmik, bulgur gibi mamul maddelere dönüştürüp dışarıya satmak üzere ithal ediyoruz. Buna ne denir? ‘İhraca dayalı ithal’ denir Bay Kemal.”