Güncelleme Tarihi:
ADALETİN DE YÜZYILI
“Milletimizin teveccühü ile 2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu ilk kez üstlendiğimizde adaleti 4 önceliğimizden biri olarak ilan etmiştik. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun, bu önceliğimizden hiçbir zaman taviz vermedik. Bu hedefimizin bir yanında hak ve özgürlüklere dair devrim niteliğinde düzenlemeler varken, diğer yanında adalet hizmetlerindeki altyapı eksiklerinin giderilmesi bulunuyor. Merdiven altı denilebilecek yerlerde adalet dağıtılmaya çalışıldığı o kötü manzaraları tamamen unutturmak için çok ciddi çaba harcadık. Bugün yüksek yargı organlarımızın hepsi modern, ferah, görkemli, her türlü ihtiyacın gözetildiği binalarda milletimize hizmet veriyor. ‘Geç gelen adalet adalet değildir’ düsturuyla yargı kurumlarımızın görevlerini hakkıyla ve zamanında ifa edebilmeleri için gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Milletimize vaadimiz olan Türkiye Yüzyılını adaletin de yüzyılı yapmakta kararlıyız, azimliyiz.
PRANGALARI SÖKÜP ATMA VAKTİ
29 Ekim’de bu topraklarda kurduğumuz son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıldönümüne ulaşacağız. Cumhuriyetimizin 100. yaşını bir anma etkinliğinden öte yeni reform hamlelerimizle hak ettiği şekilde kutlamak istiyoruz. Son bir asrın kapsamlı muhasebesini yaparken aynı zamanda milletimizin demokratik kazanımlarını daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. Amacımız Cumhuriyetimizin 2. asrına daha emin adımlarla birlik ve beraberliğimizi daha da kuvvetlendirmiş bir şekilde girmektedir. Vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını genişletmekte idealimizin tepesinde, ülkemizi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Vesayetçilerin 27 Mayıs 1960 darbesiyle Türkiye’nin ayağına vurduğu 12 Eylül rejimini perçinlediği prangalarını sökülüp atılma vakti artık gelmiştir.
ANASININ AK SÜTÜ GİBİ HELAL
Sivil anayasa talebi, iradesine gerektiğinde canı pahasına sahip çıkan aziz milletimize anasının ak sütü gibi helaldir. Bu talebe siyaset kurumu başta olmak üzere, sorumluluk makamında olan hiç kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur. Pazar günü 28. dönem 2. yasama yılına başlayan Meclisimizde yeni anayasaya dair yapıcı tavrımızı ve beklentilerimizi ortaya koyduk. 85 milyonun tamamının kırmızı çizgiler haricinde her konuyu görüşmeye, tartışmaya ve müzakereye açık olduğumuzu ifade ettim. Yeni dönemde milletimize verilecek asıl müjdenin Türkiye’yi sivil, kuşatıcı, özgürlükçü bir anayasayla buluşturmak olduğu anlaşılıyor.
OLUŞAN ATMOSFER KIYMETLİ
Uzun yıllar sonra ilk kez yeni anayasa konusunda parlamentomuzda ve kamuoyumuzda oluşan bu atmosferi kıymeti gördüğümüzü belirtmek istiyorum. Hukuk camiamızın da birikimleri ve değerli önerileriyle bu sürecin dışında kalmamalarını bekliyoruz.”
BATI ÜLKELERİ TERÖRİSTLERİ SIĞINMACI DİYE KOLLUYOR
Türkiye, dünyanın en eli kanlı terör örgütleriyle mücadele eden bir ülkedir. Ülkemiz aynı zamanda jeostratejik konumuyla küresel güç kavgalarının odağında ve doğrudan hedefinde yer almaktadır. Güvenliğimizi tehdit eden hiçbir meselenin sadece yerel dinamiklerden kaynaklanmadığı tecrübelerimiz ışığında çok iyi biliyoruz. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarına verilen aleni destek bunun en somut örneğidir. Aynı şekilde ülkemizde darbe suçu işlemiş, terör eylemlerine bulaşmış firari şahısların Batı ülkelerinde siyasi sığınmacı maskesi altında korunup kollanması da bunun bir başka örneğidir. Son günlerde bazı mahkemelerin de maalesef buna alet olduğunu veya edildiğini görüyoruz.
TERÖR EYLEMLERİNE KARŞI KINAMA DEĞİL SOMUT ADIM
Meclis’imizin açılışına denk getirilen menfur bir terör eylemi oldu. Polisimizin etkin ve süratli müdahalesi sayesinde teröristler emellerine ulaşamadan etkisiz hale getirildi. Yapılan soruşturma neticesinde bu iki teröristin bir başka ilimizde aracını gasp ettikleri ve 6 aylık bir bebeği olan sivil vatandaşımızı şehit ettiği ortaya çıktı. Yani her açıdan vahşi, alçak, canice bir saldırıyla ve buna teşebbüs eden bir terör örgütüyle karşı karşıyayz. Ama şunu da biliyoruz ki şayet bu caniler etkisiz hale getirilmeseydi ve bir şekilde yurtdışına kaçmış olsalardı siyasi sığınmacı denilerek korunacak, birileri tarafından adeta baş tacı edilecekti. Bugün terör eylemini kınayan dostlarımızın bir kısmı maalesef o zaman iade taleplerimize kuvvetle muhtemel olumlu cevap vermeyecekti. Bunu iddia olarak değil, 40 yıllık bölücü terörle ve 10 yıllık FETÖ’yle mücadelemizde sık sık karşılaştığımız bir vaka olarak ifade ediyorum. Biz acımızı paylaşan dostlarımızdan, kınama mesajlarıyla birlikte artık daha somut adımlar görmek istiyoruz.
ÖĞRENCİ KENTİNDE 100 BİN GENÇLE BULUŞMA
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet’in 100. yılında 100 bin gençle buluşacak. Erdoğan’ın, 28 Ekim’de Yeni Eskişehir Stadyumu’nda yapılması planlanan “100. yıla 100 bin genç buluşması” etkinliğine, 81 ilden 100 bini aşkın gencin katılması bekleniyor. Erdoğan, AK Parti Gençlik Kolları’nın kampında yaptığı açıklamada, “100. yılı kutladığımız bu sene, 100 bin gencimizle yüzyılın buluşmasını gerçekleştirmek istiyoruz” demişti. AK Parti Gençlik Kolları tarafından bir süredir çalışmaları yürütülen Erdoğan’ın gençlerle buluşma takvimi de belirlendi. Cumhuriyet’in 100’ncü yılından bir gün önce yani 28 Ekim’de yapılacak gençlik şöleni programında konserler de verilecek. 15’incisi yapılacak olan gençlik şöleni programının sonuncusu 130 bine yakın katılımla Adana’da 21 Mayıs 2022’deydi.
ANAYASA İÇİN İLK ZİYARET
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, göreviyle ilgili kutlamalara “iadei ziyareti” olarak çıktığı liderler turuyla yeni anayasa ve TBMM İçtüzüğüne yönelik uzlaşma girişimini de başlattı. Kurtulmuş dün ilk olarak Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Meclis’teki makamında ziyaret etti. Meclis Başkanı’nın grubu olan partilerin liderleriyle görüşmeleri önümüzdeki günlerde yeni randevularla sürecek. Kurtulmuş, Bahçeli’yle görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “Türkiye’nin ihtiyacı olan konular bellidir. Öncelikle bir darbe anayasası olan 12 Eylül anayasasından kurtulmak, bunun için de herkesin kendi sepetlerindeki pamuğu ortaya koyarak, makul ve meşru zeminlerde bu tartışmaları sürdürmek ve sonuç almak esastır. Bir takvim vermek zor ama zemini ve yöntemi doğru tartıştığımız zaman sonucu alabileceğimizi düşünüyorum” dedi.