Güncelleme Tarihi:
IRKÇILIK TEHDİTLERİ ARTIYOR
“73 sene önce büyük umutlarla kabul edilen BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi küresel barış ve istikrarın korunmasında hâlâ önemli rehber olma vasfını koruyor. Ancak başta İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık olmak üzere beyannamede yer alan ilkelere yönelik tehditler günden güne artıyor. Günümüzde demokrasi ve insan hakları havariliği yapan birçok Batı ülkesinde nefret söylemleri siyasetle birlikte günlük hayatı da esir almıştır.
AVRUPA’DA 3 BİNİ AŞKIN SALDIRI
Geçtiğimiz yıl önceki senelere göre nefret suçları iki kat yükselmiştir. Avrupa’da en çok vatandaşımızın yaşadığı üç ülkede göçmenlere yönelik saldırıların sayısı 3 bini aşmıştır. Mescit ve ibadethanelere saldırılar ise ana akım medyada artık haber değeri bile taşımıyor. Her seferinde insan hak ve özgürlüklerinden dem vuranlar Suriye’den Afganistan’a ve Yemen’e kadar bölgemizde yaşanan insani dramlara gözlerini kapıyor. Akdeniz’in her yıl binlerce insanını hayatını kaybettiği devasa bir kabristana dönüşmesini sadece seyrediyorlar. Yunanistan’ın Ege Denizi’nde mülteci botlarını batırması karşısında hiçbir tepki göstermiyorlar.
İKİYÜZLÜLÜK SAHNEDE
Ülkemizin haklı olduğu konularda dahi yaptırım dilini savunanların bu trajedilerle ilgili tek bir eleştirel cümlelerini duymadık, işitmedik. Sürekli çocuk haklarından bahsedenlerin Avrupa’da kaybolan onbinlerce Suriyeli mülteci çocukla ilgili attıkları hiçbir adıma şahit olmadık. Benzer ikiyüzlülükler kadın hakları ve kadına yönelik şiddet meselesinde de sahnelenmektedir. Kadınlara kamusal alanda var olma hakkı tanımayan ayrımcı düzenlemeler Batılı ülkelerde hiçbir tepki çekmeden rahatlıkla hayata geçirilebilmektedir.
İNSANLIK ONURUNU KURTARIYORUZ
İstanbul Sözleşmesi üzerinden bizi hedef alan kesimlerin vatandaşlarımızı da mağdur eden bu zulümler karşısında sessiz kalması ise ayrı bir garabettir. İnsan haklarının hiçe sayıldığı böylesi bir dönemde Türkiye insanı merkeze alan çalışmalarıyla öne çıkıyor. Tüm kriz bölgelerinde insanlık onurunu kurtaran hizmetlere imza atıyoruz. Savaş, çatışma ve terörden kaçan 5 milyona yakın kardeşimizi ülkemizde misafir ediyoruz. Salgınla mücadelede başkaları gibi içe kapanmak yerine imkanlarımızı dost ülkelerle paylaşıyoruz. Haksızlık karşısında tepkimizi göstermekten çekinmiyoruz.
REFORM İRADESİ SÜRECEKTİR
Ülkemiz içinde de her kesimden insanımızın hak ve özgürlüklerini genişletmeye gayret ediyoruz. Yargı Reformu Strateji Belgemizi açıkladığımız 30 Mayıs 2019 tarihinden bugüne kadar 5 yargı paketini hayata geçirdik. Yakında Meclisimizin takdirine sunacağımız yeni yargı paketiyle bu reform zincirine yeni bir halka daha ekliyoruz. İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’nun hareket kabiliyetini arttıracağımız bu paketle kadınlara yönelik taciz ve takip eylemlerinin cezaları ağırlaştırılacak. Türkiye demokrasi ve temel özgürlükler alanındaki reform iradesini önümüzdeki dönemde de sürdürecektir.”