Güncelleme Tarihi:
Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü ilk duruşmasına, sanıklar Abdurrahman Akyüz ve İbrahim Gölcü ile avukatları İsmail Aydos katıldı. Duruşmada, Erbakan'ın resmi korumaları olan müştekiler Emniyet Amiri Suat Çelik, polis memurları İsmail Muttalipoğlu ve Mehmet Gülmüş katıldı.
KORUMA DEĞİL HİZMETLİ
Akyüz, kimlik tespiti yapılırken mesleği sorulunca, ''Sayın Erbakan'ın özel hizmetinde bulunuyorum. Koruması değilim'' dedi. Yargıç Bahattin Özbaş, Akyüz'ün mesleğini tutanağa ''Serbest çalışır''diye geçirtti.
Hakkındaki suçlamaları ''iftira'' diye değerlendiren ve kabul etmeyen Akyüz, Erbakan'ın resmi korumalarına hakaret etmediğini, hiçbir polis memurunun görevini yapmasına engel olmadığını söyledi. Necmettin Erbakan'ın, Başbakan olduğu dönemde, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olarak çalıştığını anlatan Akyüz, sürekli Erbakan'ın yanında bulunduğunu, bütün yurtiçi ve yurtdışı gezilerine katıldığını kaydetti.
ADALETÄ° YANILTIYORLAR
Emniyet Amiri Suat Çelik'in geçirdiği bir soruşturmada tanık olarak dinlendiğini ve doğruları anlattığını ifade eden Akyüz, bu nedenle Çelik'in kendisine husumet beslediğini ve emrindeki polisleri organize ederek olay çıkardığını iddia etti. Akyüz, ''Rütbelerini, görevlerini kötüye kullanarak adaleti yanıltmaya çalışıyorlar'' dedi.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Silaydın'ın, ''Erbakan'ınakın akrabası, arkadaşı olabilirsiniz. Ancak koruma göreviniz yok. Koruma görevi, devletin resmi görevlilerinin. Sizin onlara müdahale ettiğinizoluyor mu'' dediği Akyüz, resmi korumalara müdahale etmediklerini söyledi. Akyüz, ''Erbakan'ın özel koruma görevlisi de değilim. Hizmet işlerini yapıyoruz. Resmi korumalara müdahale etmiyoruz. Hatta yardımcı oluyoruz'' diye konuştu.
Sanık İbrahim Gölcü de hakkındaki suçlamaları reddederek, resmi korumalara hakaret etmediğini ve görevlerini yapmalarına engel olmadığını savundu.
ÖZEL KORUMALARA, DEVLETTEN MAAŞ İDDİASI
Müşteki Emniyet Amiri Suat Çelik, devlet tarafından Erbakan'ı korumak için görevlendirildiklerini, 1997 yılından beri yakın koruma olarak çalıştığını, son 11 aydır da emniyet amiri olarak görev yaptığını söyledi.
Her türlü güvenlik tedbirini alma ve uygulama durumunda olduklarını bildiren Çelik, ''Her yerde kendilerini koruma olarak takdim ederken, bugün özel hizmetçi konumuna düşmüşlerdir'' dedi. Çelik, sanıkların devlet memuru olduklarını, Sağlık Bakanlığı, Vakıflar Bankası ve TBMM'den maaş aldıklarını söyledi.
Çelik, 14 Nisan 2002 tarihinde Erbakan'ın bir lokantaya gidişi sırasında yaşanan olayları anlattıktan sonra, ''Bunlar polisi istemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bugüne kadar koruma görevinde aciz kalmamıştır'' diye konuştu.
ARAÇLARINA SİREN TAKTILAR
Sanıkların, hizmet aracına tepe lambası ve siren taktıklarını, bunun suç olduğunu kendilerine söylediğini ve şikayette de bulunduğunubelirten Çelik, olaylar üzerine, Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin Necmettin Erbakan ile görüştüğünü söyledi. Çelik, Erbakan'a görüşmede, ''Bundan sonra, korunmanız devletin resmi korumalarınca ya da sizin özel koruma görevlilerinizce yapılacak. Biz polisimize saldırtmayız, kamuoyu önünde küçük düşürtmeyiz'' dendiğini ifade ederek, bunun üzerine Erbakan'ın özel korumaları konut içinde görevlendirdiğini ifade etti.
TEHDÄ°T ETTÄ°LER
Koruma görevinden ayrılarak mahkemeye geldiğini anlatan Çelik, şikayetçi olmaması konusunda tehdit edildiğini kaydetti.
Müşteki Ankara Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü'nde görevlipolis memuru Mehmet Gülmüş, şikayetçi olduğunu ifade ederek, trafik kazasından sonra sanıkların hizmet aracından inerek hakaret ettiklerini söyledi. Gülmüş, ''Bize, koruma biziz. Siz koruma değilsiniz dediler ve görevimizi yapmamıza engel oldular'' diye konuştu.
Müşteki polis memuru İsmail Muttalipoğlu da şikayetçi oldu, sanıkların kendilerine hakaret ettiklerini kaydetti.
Avukat Aydos, sanıkların ifadelerine ekleyecek bir hususu olmadığını, müştekilerin beyanlarını ise kabul etmediklerini kaydetti.
1 YILA KADAR HAPÄ°S Ä°STENÄ°YOR
Yargıç Bahattin Özbaş, bugünkü duruşmaya gelmeyen müştekiler Erdal Cemal Oğuz, Hilmi İnce ve Gazi Ergün'ün ihzaren celplerine ve dosyadaki eksikliklerin tamamlanmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İddianamede, Abdurrahman Akyüz, İbrahim Gölcü ve Yunus İncir hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''resmi sıfatlılara görevlerindendolayı hakaret'' başlıklı 266'ncı maddesinin 1'inci fıkrası ile suçun şiddet kullanılarak işlenmesi durumunda cezayı 1 misli artıran 269. maddesi uyarınca 4'er aydan 1 yıl 4'er aya kadar hapisleri talep ediliyor.
 Â