Erbakan’ın kara kutusu ilk kez konuştu

Güncelleme Tarihi:

Erbakan’ın kara kutusu ilk kez konuştu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2001 01:14

Sadece üç senedir siyasetin içinde. İktisat Fakültesi'nde öğretim üyesiydi. Cornell Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak bulundu, doktora tezini hazırladı.

Doktora tezi ‘‘Sanayii Ötesi Ekonomilerdeki Dönüşüm ve Küreselleşme Süreçleri’’ydi. Doçent oldu. Tam profesör olacaktı ki, siyasete atıldı. Kendisi dışında herkes Erbakan'ın veliahtı olduğu söylüyor. Farklı bir soluk olduğu kesin. İslami hareketin sakin seslerinden biri. Fazilet çizgisinin bölünmeden parçalanmadan yoluna devam etmesini istiyor. Numan Kurtulmuş Hürriyet için son gelişmeleri değerlendirdi.

Recep Tayyip ve arkadaşları yenilikçi mi?

- Bu yenilikçi gelenekçi ayrımı Fazilet Partisi'nin son kongresinde ortaya çıktı. Ne yazık ki, o tarihten bu yana, yenileşmeye ilişkin bir şey söylendiğini görmedik. Yani bu hareketin yeni fikirler ortaya koyduğunu düşünmüyorum. Hiçbirinin kendileri için yenilikçi tabirini kullandığını zannetmiyorum.

Siz neden gelenekçisiniz?

- Yenilikçi ve gelenekçi tabirlerini kabul etmiyorum ki ben. Sadece Milli Görüş çizgisine, Milli Siyaset geleneğine bağlı olduğumu söylüyorum.

İmam Hatip'ten abiniz olan Tayyip Erdoğan'ın başarılı olma şansı nedir?

- Milli Görüş'ün yetiştirmiş olduğu değerli insanlardan biridir. Siyasi mücadelesini bu çizginin devam eden kulvarında sürdürmelidir. Hatta isterse ve arkadaşlarımız seçerse partimizin Genel Başkanı olmalıdır. Çizgimizin bölünmeden parçalanmadan yoluna devam etmesi, gönlümüzden geçen şeydir.

Bölünmek İslamcılar'ın zayıf düşmesine yol açmayacak mı?

- 20 senedir siyaset ciddi şekilde parçalanıyor. Bizim camiamızın 4 tane temel sıkıntısı vardı. Biri, partinin kapatılması ya da kapatılma tehdidiyle seçime sokulması. Ne yazık ki bu oldu. İkincisi, Fazilet Partisi'nin kişiliksiz, mevcut statükoyu koruyan, rant dağıtan bir sağcı parti haline getirilmesi. Üçüncüsü de bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kalmasıydı. O zaman kendisini koruma içgüdüsüyle, içine kapanacak, barajın altında kalan küçük marjinal bir siyasi parti olacaktı. Ama içimizdeki tartışmaları halledebilirsek, Fazilet camiası kendisini daha iyi ifade edebilir ve bütün Türkiye'yi kuşatan bir parti haline gelebilir.

Recep Tayyip'in karizması gelenekçiler için bir tehlike oluşturabilir mi?

- Tayyip Bey'in çok ciddi bir karizması olduğunu kabul ediyorum. Bu karizmasının Türkiye'deki Milli Siyaset Geleneği içerisinde değerlendirilmesi ve bu çizginin güçlendirilmesini temenni ederim.

Siz Recep Bey'le bire bir siyasi rakip olmayı göze alabilir misiniz?

- Henüz Tayyip Bey'in net olarak ortaya çıktığı bir siyasi oluşum yok. Biz Türkiye'nin bu davasına inanan herkesle birlikte yürümek istiyoruz, kimseye rakip olmak istemiyoruz.

Demokrat Müslümanlar deyimini nasıl karşılıyorsunuz? Demokrasiyle İslam'ı bağdaştırabilenlerden misiniz?

- Hiç kuşkusuz. Demokrasiyi gelişen bir evrensel değer olarak kabul ediyoruz ve İslami değerlerle çelişen bir kimlik olarak görmüyoruz.

İnsanların ‘‘Numan Kurtulmuş asla yapmaz!’’ diye düşündüğü şeylerden hangilerini yapıyorsunuz?

- Ciddi görünürüm, ama rahat bir insanım aslında. Hatta zaman zaman gayri ciddiyim. Sonra çok planlı olduğumu düşünürler. Değilim. Olmam gerektiği kadar iyi baba değilim. Keşke düzenli olarak çocuklarıma vakit ayırabilsem. Annem de eşim de mükemmel yemek yapar. Benim çay yapmak bile elimden gelmez. Ama eşim ilk çocuğumuza hamileyken, mutfağa giremedi, soğan kokusu bile öldürüyordu onu, o dönem içli köfte yaptığımı bilirim. Amerika gibi bir yerde ince hamurları açıp, ıspanaklı, peynirli börekler yaptım...

Dedem inançlı bir cumhuriyet subayıydı

Rahmetli dedem İstiklal Madalyası almış bir subay. 7 kez yaralandı, en son yarasını da kalça kemiğinden aldığı için ayağı 15 santim kısa kaldı. Malulen emekli olduktan sonra da oturdu bir ilmihal kitabı yazdı: Amentü Şerhi. Türkiye'de latin harfleriyle yazılmış ilk ilmihal kitaplarından biridir. İşte Türkiye'nin kurucu gücü bu anlayış. Ordunun değerleriyle, milletin değerlerinin farklı gibi gösterilmek istenmesine karşıyım ben. İnançları olan biriydi dedem ama aynı zamanda subaydı, cumhuriyetin kuruluşunda hayatını ortaya koymuştu.

Kızımı türban konusunda zorlamam

Eşiniz de türban mağduru. Türban konusundaki ısrarın siyası bir yanı olmadığına emin misiniz?

- Eşim İstanbul Üniversitesi'nde doçentken başörtüsü dolayısıyla uzaklaştırıldı. İnsanların çalışma hayatıyla, dini inaçları arasında bir tercihte bırakılmaması lazım. Bu meselenin aşılmış olması gerektiğini düşünüyorum. Türbanın bir siyasi tartışmanın dar alanına sıkıştırılmaması gerekir.

Kızınız Ayşe ‘‘Ben türban takmayacağım’’ dese tepkiniz ne olur?

- Hiçbir şey olmaz. 12 yaşında. Bu sene yavaş yavaş örtünmeye başladı. Biz ‘‘Kızım havalar çok sıcak, örtünmesen de olur, daha küçüksün’’ diyoruz. Dinde zorlama yoktur ki...

Peki oğullarınız buluğ çağına geldiklerinde namaz kılmasalardı, onları kan çıkıncaya kadar döver miydiniz?

- Hayır. Onları özendirerek benimle birlikte namaz kıldırmaya çalışıyorum. Ama çocuk oldukları için Pokemon oynamayı ya da televizyon seyretmeyi tercih ettikleri oluyor. Bir şey demiyorum. Amerika'da çocukları ibadete özendirmek için üç beş dolarlık hediyeler alırdık. Aslolan çocukların severek ibadetlerini yerine getirmeleri...

O zaman niye Milli Gazete'nin o tuhaf yazıları yayınlamasına müsaade ediyorsunuz?

- O yayını yapan arkadaşlara sormak lazım.

Erbakan Hoca, Milli Gazete'nin bir numara olmasını istiyor, insanlara yemin ettiriyor. Bir taraftan da sizin bile karşı çıktığınız yayınlar yapılıyor. Bu bir tezat değil mi?

- Bu soruyu geçelim.

Veliaht sözcüğü demokrasiyle uyuşmuyor

Siz Erbakan'ın manevi oğlu musunuz? Babanız sizi ona mı emanet etti?

- Sayın Erbakan'la rahmetli babam arasında çok eski yıllara dayanan bir hukuk var. Erbakan Hocamız Teknik Üniversite'de öğrenciyken, babam Tıp Fakültesi'ndeydi. Arkadaşlıkları o döneme dayanıyor.

Her önüne gelen sizin için Erbakan'ın veliahtı diyor ama sizin bu sıfatı reddettiğinizi de söylüyor. Bu yakıştırmalardan hoşlanmıyor musunuz?

- Veliaht sözcüğünün demokratik anlayışlarla uyuşmadığını düşünüyorum. Zaten sadece üç senedir siyasetin içindeyim. Bu noktada üzerime düşeni yapmaya çalıştım, çalışıyorum da. Ama birileri Necmettin Erbakan'la benim aramda belirli benzerlikler buluyorsa, bundan sadece mutluluk duyarım...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!