Erbakan hayal görüyor

Başbakan Ecevit, yeni Siyasi Partiler Yasası'nın Erbakan'a adaylık yolunu açmadığını söyledi, ‘‘Kesinlikle aday olamaz’’ dedi. Erbakan'ın hayalciliğiyle bilindiğini hatırlatan Ecevit, ‘‘Hakikaten hayal görüyor’’ diye konuştu.

Başbakan Bülent Ecevit, kapatılan RP'nin lideri Erbakan için, ‘‘Hayalciliği bilinir. Kendisiyle ilgili hakikaten hayal görüyor’’ dedi. ‘Hoca Ahmet Yesevi’den Hacı Bektaş Veli'ye Türk Kültürü' dia gösterisinden sonra yazarlarla sohbet eden Başbakan, yeni Siyasi Partiler Yasası'nın Erbakan'a adaylık yolunu açmadığını söyledi. Ecevit, şöyle konuştu:

‘‘Erbakan bence kesinlikle aday olamaz. Erbakan'ın hayalciliği biliniyor. Kendisiyle ilgili olarak gerçekten hayal kuruyor. Bizim çıkardığımız yasa geçen dönemdeki uyum komisyonunda benimsenen teklifti. Biz, parti kapatmayı zorlaştırdık. Bir partinin bazı yöneticileri yasalara aykırı davranınca, o parti ve tüm mensupları cezalandırılıyor. Bunu öteden beri doğru bulmuyoruz. Uygulamada yararı da yok. Çünkü kapatılan partinin yerine yenisi hemen kuruluyor. Bunu tahkimle de pazarlık konusu yapmadık.’’ Ecevit'in üzerinde durduğu diğer konular şunlar:

28 ŞUBAT

Önemli olan demokrasinin sulandırılmamasıdır. Demokrasi Cumhuriyet döneminin en çetin sınavından başarıyla geçiyor. Meclisin bu denli verimli ve hızlı çalıştığı görünmedi. Demokrasinin asıl güvencesi budur. Meclis'in halk gözünde saygınlığı arttı. Hem uzlaşıyoruz, hem ödün verilmeyecek konularda kararlılık gösteriyoruz.

UYUM ÇOK İYİ

Ortaklar arasında uyum çok iyi. Bugüne kadar medya çok kez anlaşmazlık haberleri verdi, ama hiçbirinin aslı çıkmadı. Elbette değişik konularda değişik fikirler olabiliyor. Ama ayrıntılarda oluyor. Af konusu tatilden önce mi olsun, sonra mı? Bu tartışma da çözüldü. Partilerin kendi içlerinde değişik tartışmalar olabilir. Önemli olan koalisyon platformudur.

POPÜLİST DEĞİLİZ

Bu hükümetin dönem sonuna kadar gitmesini temenni ediyorum. Şu anda bir engel de görünmüyor. Üstelik atılan adımlar 3-4 yıl içinde semerisini gösterecek. Hep siyasetçiler ve iktidarlar popülist yaklaşımlarda bulunmakla suçlanırdı. Bunu şimdi hükümet partileri yapmıyor da, siyasetle doğrudan ilgisi olmayan çevrelerde popülist yaklaşımlar görünüyor. Bu sözümden kim alınırsa alınsın! Ben ona karışmam.

KIBRIS'TA GERİ ADIM YOK

Clinton ile görüşmelerimizde Kıbrıs konusunda bir dayatmayla karşılaşacağımızı sanmıyorum. Savunma Bakanı William Cohen Atina ve Ankara'da Kıbrıs için Türk tarafına baskı yapılmayacağını açıkça söyledi. Kıbrıs gündeme gelecek, ama tavrımız belli. Uzlaşma bizim işimiz. Kuzey Kıbrıs'ta geri atabileceğimiz bir adım yok. Tanımayabilirler, ama bir gerçek var ve buna uymayan çözümler geçersiz kalır. Bu görüşlerimizi ABD de biliyor.

KUZEY IRAK

8-10 yıldır Kuzey Irak'ta otorite boşluğu var. Boşluk giderek dolduruluyor. Bunun gelecekte Türkiye'ye sorun çıkarması da gündemdedir. Önemli olan Irak'a demokratikleşmeyi getirmek. Bunu zorlayıp, ikna edici bir tutum izlemektir. ABD Saddam'ı deviremedi. Muhalif grupları destekledi, ama olmadı. Bu konu gündeme gelirse görüşürüz.

İRAN'LA BUZLAR ERİYOR

İran'la buzlar eriyor. Ankara'daki görüşmeler çok umut verici. Eğer uygulamada da ortak eylem imkanı gerçekleşirse çok iyi olur. Ben, komşumuz İran'la iyi ilişkilere öteden beri çok büyük önem veririm. Çünkü iki ülke arasında çıkar ilişkisi hiç yok. Son üç hükümette Türkiye kendi bölgesinde yalnızlıktan yaygın ilişkileri olan bir ülke durumuna geldi. Şimdi Türkiye Orta Asya'dan Balkanlar'a çok yoğun bir dostluk ilişikisi içinde. Özbekistan'la sorun da çözüldü.

DEMİREL'İN SÜRESİ

Benim görüşüm açık. Başka seçenek ortaya çıkmazsa Cumhurbaşkanı'nın süresi uzatılabilir. Ama henüz Türkiye'nin gündemine bu konu gelmiş değil.

ABD GEZİSİ

ABD Başkanı Clinton, beni 28 Eylül sabahı kabul edecek. O nedenle, 26 Eylül'de Washington'a gideceğim. Basın mensupları ve işadamları kendi masraflarını ödemek şartıyla gelebilecekler. Ben aslında büyük uçakla yolculuğu sevmem, ama çok istek oldu. THY'den büyük uçak temin ettik.

Ecevit'e 16 yaş şiiriyle sürpriz

HACI Bektaş Veli yarından itibaren törenlerle anılacak. Başbakan Ecevit, törenlerden 2 gün önce, Başbakanlık'taki dia gösterisinin evsahipliğini yaptı. Ecevit, ‘‘Alevi-Bektaşi kültürü sevgi ve saygı, sıcak dostluk ve hoşgörü, barış ve kardeşlik, hümanizm ve hoşgörü ile yoğrulmuştur. Bu kültür, Türkiye'de laiklik ve demokrasinin güvencesidir, ancak laiklik de Alevi-Bektaşi inancının güvencesidir’’ dedi. Daha sonra Gazi Üniversitesi İetişim Falüktesi Dekanı Prof. Alemdar Yalçın, Ecevit'e 'TUNA' adlı gençlik şiirini verdi. Çok duygulanan Ecevit, ‘‘Aaa.. Bu benim 16 yaşında yazdığım bir şiirim, çok teşekkür ediyorum. Gerçekten güzel bir sürprizdi’’ dedi.

Eleştiriler çağ dışı

ÖNEMLİ yasalar uzlaşmayla çıkarıldı. Önce ekonomiyi canlandırmamız gerekiyor. Bu büyük ölçüde kaynak sorununa dayalı. Devlette yeterli kaynak yok. Bu yüzden gerekli zorunlu reformlar yapılıyor. Dış kaynak bulmalıyız. Yardım şeklinde veya yap-işlet-devret olabilir. Bizim kapitalizmin esiri olabileceğimiz gibi kaygılarla çağdışı eleştiriler yapılıyor. Çağın gerisinde kalan bu düşüncelerle bu olanaklardan yararlanma olanağı yok. Yararlanamazsak Türkiye kalkınamaz. Yatırım yapılamaz. Yabancı sermaye ve teknoloji Türkiye'ye gelmez. Bir aksaklık olursa tedbir alırız.

TÜM ÖDÜNLERİ VERDİK

Sosyal güvenlikte ise verilebilecek tüm ödünleri verdik. 58-60 yaşta geri gidemeyiz. Bizi tüm dünya karşısında müşkil durumda bırakır. Ekonomi bunu taşımıyor. Dünyada bu yok. Biz yapsak ‘‘Madem bu kadar düşük emeklilik yaşını kaldırıyorsunuz, neden yardım ve kaynak istiyorsunuz’’ sorusuyla karşılaşırsınız. Bütün konularda uzlaşmıştık, ama Türkiş dışındaki kuruluşlar uzlaşmadan kaçındılar. Türk-İş'i de baskı altına aldılar.