Güncelleme Tarihi:
Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nda 24 Nisan 2011’de devre arkadaşı er Kıvanç Ağaoğlu’nun tüfeğinden çıkan kurşunla yaşamını yitiren er Sevag Şahin Balıkçı davasına Diyarbakır 2’inci Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde bugün devam edildi. Davanın 12’inci duruşmasına tutuksuz sanıklar Kıvanç Ağaoğlu ile Astsubay Sadrettin Ersöz, Balıkçı’nın annesi Ani ve babası Garabet Balıkçı ve tarafların avukatları katıldı.
"ÇOCUKLARINIZA SARILIRKEN GÖZLERİM AKLINIZDAN ÇIKMASIN"
Duruşmada ilk söz ölen Sevag’ın anesi Ani ve babası Garabet Balıkçı’ya verildi. Ani Balıkçı mahkemeye yazılı dilekçe verdi. Ani Balıkçı salonda okuduğu bu dilekçede iki yıldan bu yana gerçeği görmek adına duruşmalara geldiklerini belirterek, şöyle dedi:
"İnsan sevdiği birinin ölüm haberini alınca kilitli kalıyor. Cinayetin kim tarafından işlendiğini biliyor olmakla birlikte, ’Neden?’ sorusunun cevabını bulacağımızı ümit ettik. Maalesef bizi tatmin edecek bir yanıt bulunamadı. Bulunsaydı kendimizi Ermeni olarak değil, toplumun geniş kesimine ait bir birey olarak hissedecektik. Keşke bu ülkede sırf Ermeni olduğu için birilerini öldürüp kahraman olacağını zanneden zihniyet son bulsa. Canımın parçası oğlumun yaşam hakkını elinden alan şahısla, aynı havayı soluduk. Eğer baba iseniz, empati yapmanız bizi anlamanıza yardımcı olacaktı. Neticede anladığım asıl suçlu benim oğlummuş. Neden o tüfeğin önünde durmuş ki? Bizi, vatanımızı uluslararası platformlarda zorda bırakacak kararlara imza atabilecek organizasyonlara başvurmak zorunda bırakanlar utansız. Şimdi bu ülkede, bu bayrak altında emeğiyle yaşayan bizler mi daha çok vatanseveriz, yoksa bu ülkeyi başka ülkelere rezil edenler mi? Sayenizde Sevag birdi, bin oldu. 5 gün sonra doğum günü olan oğluma hediyesini götürürken, sizin hediyenizden de bahsetmekten çekinmeyeceğim. Bu karardan sonra sizinle ilgili tek dileğim, çocuklarınıza sarılırken Sevag’ın, annenize sarılırken benim gözlerim aklınızdan çıkmasın. Sevag tel örgülerin arkasından şaşkın bir şekilde hala, "Abi neden?’ diyerek bize bakacak."
Ölen er Sevag Şahin Balıkçı’nın babası Garabet Balıkçı ise, hakikati öğrenmeden salondan gideceğini düşündüğünü belirterek, "Bunun kaza olmadığı, tatbikatlarda sizin de dikkatinizi çekmiş olabilir. Eğer kaza bu şekilde oluyorsa, kaza diyeceksiniz herhalde. Ben kaza olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim" dedi.
BALIKÇI AİLESİNİN AVUKATI, ASTSUBAY İÇİN CEZA İNDİRİMİ İSTEDİ
Balıkçı ailesinin avukatı İsmail Cem Halavurt ise ölen kişinin Ermeni olması nedeniyle bunun bir ırkçı cinayet olma ihtimali üzerinde durduklarını söyledi. Halavurt, şöyle dedi:
"Türkiye’de yaşanan siyasi cinayetler azınlıkların hedef olduğunu ve azınlıklar üzerinden bazı güçlerin planlar yaptığını göstermektedir. Daha önce savcılıklara konu olmuş azınlıkların cemaat önderlerine yönelik tehdit mektuplarının daha sonra büyük bir planın parçası olduğu ortaya çıkmıştır. Bu süreçte şüpheli asker ölümlerinin çoğalması ve bunların Kürt kökenli askerlerden oluşması şüphelerin daha da artmasına neden olmuştur. Oğullarının ırkçı bir cinayete kurban gittiğini bilmeleri, yüzyıllardır yaşadıkları acıların tekrardan yaşanmasına neden olacaktır. Böyle bir gerçeklikle yaşamanın zorluğunu ancak Ermeniler bilir. Gerek komutanlar gerekse diğer kişiler devleti koruma refleksiyle delilleri karartmıştır. Bu olayın aydınlatılmasına yönelik hiç bir delil toplanamamıştır. Sevag’a 24 Nisan’da silah doğrultulmasında Ermeni olmasının rolü olduğu kabul edilmelidir."
Sanıklardan Astsubay Sadrettin Ersöz’ün aynı zamanda bu sistemin bir mağduru olduğunu belirten avukat Halavurt, "Burayı denetlemekle görevli sıralı amirler de yargılanmalıdır. Sevag davası devam ettiği sırada Uludere ve Afyon’daki patlama olayları oldu. Demokratik bir ülkede bu olaylar olsa Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı istifa ederdi. Bu kişilerin istifa etmediği ülkemizde bu olayın sadece Sadrettin Ersöz’ün üstüne yıkılması sistemin kendisini aklama çabasıdır. Bu nedenle Sadrettin Ersöz hakkında yasal indirimlerin uygulanmasını istiyoruz" dedi.
Balıkçı ailesinin diğer avukatları da cinayetin kasten işlendiğini ve sanığın buna göre cezalandırılmasını istedi. Müdahil Avukatlardan Erkan Şenses ise sanığın kasten öldürmekten cezalandırılmasını ve duruşmada tutuklanmasını talep etti.
SANIK AĞAOĞLU: SEVAG BİR KEZ ÖLDÜ BEN HER GÜN ÖLÜYORUM
Mahkeme daha sonra cinayetle suçlanan er Kıvanç Ağaoğlu’na söz verdi. Kendisine ve ’ırkçı’ yakıştırması yapıldığını belirten Ağaoğlu, "Benim annem 30 sene öğretmenlik yaptı. Babam 3 bin 500 kişilik bir sivil toplum kuruluşunun başkanlığını yaptı. Biz ırkçı bir aileysek annem ve babam nasıl bu görevleri yaptı. Ben hayatta bir kardeşimi kaybettim. Sevag bir kez öldü. Ben ise her gün ölüyorum" dedi.
SANIK AVUKATI:TÜRKİYE’DE AZINLIK BULUNMAMAKTADIR
Sanık Kıvanç Ağaoğlu’nun avukatı İbrahim Gök ise müvekkilinin olaydan dolayı antidepresan ilaçlar kullanmaya başladığını ifade ederek, "Olay nedeniyle kendisi ve ailesi ruhen çöküntü yaşamıştır. Müvekkilin facebook sayfasında bir metinden bahsedilmektedir. Ancak aynı sayfada sol görüşlü bir şairin şiiri de bulunmaktadır. Müvekkilimin yaftalanmasını doğru bulmuyoruz. Türkiye’de azınlık bulunmamaktadır. Eğer Türkiye’de yaşayan insanları farklı dinlerden dolayı azınlık olarak değerlendiriyorsanız ona diyecek bir şey yok. Her milletin farklı değerlendirilmesini uygun bulmuyoruz. Müvekkilimin basit taksirle öldürme suçundan ve alt sınırdan cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.
"BENDEN DAHA İYİ BİR HAKİM BULURSANIZ ÇAĞIRIN"
Savunma sırasında sanık ve müdahil avukatlarının tartışmasına müdahale eden Mahkeme Başkanı Hava Hakim Yüzbaşı Kenan Taş, "Benden daha iyi bir hakim bulursanız çağırın buraya. Ben de gelip o davayı basınla birlikte izleyeceğim ve öğreneceğim"dedi.
Mahkeme daha sonra Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nda tel çekme faaliyeti sırasında askerlerin başında bulunmadığı iddia edilen sanık Astsubay Sadrettin Ersöz’e söz verildi. Kendisine tel çekme işi için bir emir verilmediğini belirten Ersöz, "Ben nöbetçi astsubay değildim. Ben yaptığım bir şeyi iyi niyetle yaptım. Burada olmaktan dolayı çok üzgünüm ve çok yıprandım. Suçsuzum" dedi.
Müdahil avukatları daha sonra sanık Kıvanç Ağaoğlu’nun olası kastla adam öldürme suçundan ek sorgusu ve savunmasının alınması talebinde bulundu. Duruşmaya kısa bir ara vererek durumu değerlendiren mahkeme, ek sorguluma talebini reddetti. Duruşmaya devam eden mahkeme daha sonra sanıklar Kıvanç Ağaoğlu ve astsubay Sadrettin Ersöz’e son sözlerini sordu. Sanıklar Ağaoğlu ve Ersöz, son sözlerinde üzgün olduklarını belirtti.
CEZA ÖNCE ARTTIRILDI SONRA İNDİRİLDİ
Kısa bir ara veren mahkeme başkanı daha sonra 29 Temmuz 2011’den bu yana devam eden duruşmada kararını açıkladı. Kararı okumadan önce taraflara nezaketlerinden dolayı teşekkür eden Hava Hakim Yüzbaşı Kenan Taş, Astsubay Sadrettin Ersöz’ün ’İhmal suretiyle görevi kotüye kullanmak’ suçundan 5 ay hapisle cezalandırıldığını ve mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakıldığını belirtti.
Mahkeme sanık Kıvanç Ağaoğlu’nu ise önce ’Taksirle adam öldürmek’ suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme eylemin ’Bilinçli taksirle’ yapılmasından dolayı sanığın cezasını 5 yıl 4 aya çıkardı. Kıvanç Ağaoğlu’nun duruşmalardaki iyi halini göz önüne alan mahkeme cezasını 4 yıl 5 ay 10 güne indirdi.
Mahkeme müdahil avukatlarının sanığın tutuklanmasına ilişkin talebini ise reddetti.
KARARI TEMYİZE GÖTÜRECEKLER
Duruşmadan sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Balıkçı ailesinin avukatı İsmail Cem Halavurt kararı temyize götüreceklerini belirterek, "Bundan sonra Yargıtay süreci var. Yargıtay’da bu dosyanın bozulması için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Sevag Şahin Balıkçı’nın babası Garabet Balıkçı ise, "Hiç birşey öğrenemedim. Neden öldüğünü anlayamadım. Kaza olarak söyleniyor. Artık bundan sonra daha yüksek makamlara gideceğiz. Son nefesime kadar gideceğim. O gün bizim bayramımızdı. Aynı zamanda soykırımın 96’ncı yıldönümüydü. O gün Sevag öldürüldü. Bizim aklımıza başka bir şey gelmiyor. Ben kaza olduğuna hiçbir zaman inanmadım" dedi.
Anne Ani Balıkçı ise iki yıldan bu yana mahkemeye gidip geldiklerini belirterek, "Ama istediğimiz sonucu alamadık. Neden olduğunu öğrenemedik. Bence neden belli. Ama bu dillendirilemedi. Bundan sonra tüm yasal yolları deneyeceğiz. Oğlum geri gelmeyecek. Acaba bunun tersi olsa ne olurdu? Herhalde Sevag tutuklanmış ve 10-15 yıl ceza yemişti. Bu olayların cezası olmadığı sürece devam edecek. Temyize gideceğiz. İstediğimiz neticeyi alamazsak AİHM’e gideceğiz" diye konuştu.
DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA YAPTILAR
Sevag Balıkçı’nın davası öncesinde 2’inci Hava Kuvvet Komutanlığı önünde toplanan bir grup basın açıklaması yaptı. Sevag’ın ailesinin de aralarında bulunduğu grup adına konuşma yapan Umut Utku Aktaş, cinayetin hala aydınlatılmadığını ileri sürerek, "Hrant Dink, KCK ve Pınar Selek gibi davalarda yaşanan hukuksuzluklar, yargının bağımsız olmadığını bize pek çok kez gösterdi. Sevag davasında da bir Askeri Mahkeme’nin ’Evet askerde bir Ermeni genç, Ermeni olduğu için kasten öldürülmüştür’ hükmünü veremeyeceği çok açıktır" dedi.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Sevag Balıkçı’nın ölümüyle ilgili büyük kuşkular olduğunu belirterek, "Tam bir araştırma yapılarak, objektif ayrıntılı bir soruşturma yapılarak, adil bir yargılamanın yapılması, adil bir hükmün verilmesi bütün bu asker intiharları açısından önem arz etmektedir. Bizim de beklentimiz gerçekten aileyi ve kamuoyunu tatmin edecek objektif ve adil bir yargılama sonunda adil bir hükmün verilmesidir" diye konuştu.